Son günlerde, ülkemize yeniden bela olan terörün bir an önce bitirilmesi için, artık 'dua' edilirken, yönetenlerin daha cesur, kararlı ve şeffaf olmaları isteniyor.
Son günlerde, ülkemize yeniden bela olan terörün bir an önce bitirilmesi için, artık 'dua' edilirken, yönetenlerin daha cesur, kararlı ve şeffaf olmaları isteniyor.
Son yıllarda, Irak’ın Kuzeyi’nde özellikle Kerkük’te yaşananlar daha doğrusu soydaşlarımızın çektiği acılar, yokluklar, büyük can ve toprak kayıpları gerçekten de tarihe 'utanç' dolu kara sayfalar bır
İnsan büyük bir nefretle, kendi kendine; kanlı olayların, çatışmaların, ihtilallerin ve istilaların neden Orta Doğu’da daha doğrusu İslam aleminde çıktığını soruyor ve sorguluyor.
Her şeyden önce; bunca kargaşa içinde Türkiye’nin artık eski geleneksel dış politikasına acil bir şekilde dönmesi icap ediyor.
Mısır’da yaşananların, önceden belirttiğimiz gibi, çok yanlı ve karmakarışık 'flu' görünüm arz ettiği kesinlikle ortaya çıkmış bulunuyor.
Mısır’da 3 Temmuz gecesi gerçekleştirilen askeri darbenin; özelikle Orta Doğu’da hatta Türkiye’de sanıldığından da daha fazla etkilerinin ve iz düşümlerinin olacağı bekleniyor.
Belki de, 'Mezhep kavgaları' insanoğlunun dolayısıyla ülkelerin en korktuğu, en çekindiği faciaların başında geliyor.
Kim ne derse desin, İslam âlemine yönelik büyük bir tahribatın düğmesine basılmış bulunuyor.
İnsan büyük bir nefretle, kendi kendine; kanlı olayların, çatışmaların, ihtilallerin ve istilaların neden Orta Doğu’da daha doğrusu İslam âleminde çıktığını soruyor ve sorguluyor.
Artık, dünyanın endişeyle odaklandığı Ortadoğu’da, tarihi bir 'trajedi' kendini bir kez daha gösteriyor.