Gerçekten de, İslam dünyasının başı bir türlü beladan kurtulmuyor.
Gerçi, enerjinin kaynaklarının büyük bölümünün Müslümanların yaşadığı topraklarda bulunması ve bu stratejik maddelere, zenginliklere Batı’nın iştahı soruları az da olsa cevaplandırıyor.
Ne var ki; Orta Doğu’ya dolayısıyla İslam âlemine yönelik tehdit, eylem ve silahlı müdahalelerin temelinde, enerji kaynaklarının kontrol altın alınmasının yanı sıra, dini nedenlerin olduğunu düşünmek ve dikkatleri çekmek gerekiyor;
ABD’nin devşirmesi Evangelistler’in “kıyamet senaryoları” Yeni Dünya Düzeni ve Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi gibi büyük çaplı sorunları içeriyor.
“Koyu bir Hıristiyanlık anlayışı” görüşüne dayanan bu tehlikeli akımın kurmayları, eski Başkan Bush ve yakın mesai arkadaşlarından oluşuyor.
Gerçi, Obama, bütün dinleri tanıdığını belirten konuşmasıyla, Evangelistler’e ilk günlerde cevabı vermiş bulunuyordu.
Ne var ki, dünyanın dört bir yanına yayıldığı öne sürülen Evangelistler, bir yandan ağlarını örerlerken, diğer yandan da gelişen olaylar, gizem perdelerini yırtıyor.
Bush döneminin, kötü bir armağanı olan Evangalizm acaba bu durumunu ne zamana kadar muhafaza edebilecek.
Evangelizm deyip geçmemek gerekiyor.
İşte, geçmişte Evangalizm:
Esrarengiz ilişkiler yumağı “Evangelizm” eserini okuyanlar, duyulan dehşeti paylaşıyor. Gerçekten de, kitapta öne sürülen görüşler, günümüz olaylarının izahına ışık tutuyor.
Her şeyden önce ABD’nin, dolayısıyla ABD’lilerin dünya üzerindeki faaliyetleri ve kurmak istedikleri hakimiyetin kaynakları “deşifre” ediliyor.
Evangelizm’in enine boyun incelendiği ve çeşitli olayların yer aldığı çalışmaya göre, dünyanın her yerinde, özellikle İslam ülkelerindeki her “esrarengiz” olayla bir tür büyük tarikat olan örgüt ilişkilendiriliyor.
Zaten, eser için “Ancak yüreği sağlam, sinirleri harap olmamış okuyuculara göre bir kitap bu” deniliyor.
Yazar R. Kaan Kurt da, “Tek cümleyle; vatan, Türklük ve İslam, Yeni Dünya Düzeninin tam on ikisindeki hedeftir” iddiasıyla ortaya çıkıyor.
Bir yandan Afganistan’daki “kargaşa” Irak’taki “istila”, Filistin’deki “baskı”, diğer yandan İran ve Suriye’ye yapılan “tehdit” Tunus, Mısır ve diğer Arap ülkelerindeki gelişmeler, Türkiye’yi çok yakından ilgilendiriyor.
Eğer İran’a bir saldırı yapılırsa, bundan bütün bölgenin etkileneceği, şimdiden ortaya çıkıyor.
Dikkat edilirse, nüfusunun çoğu Müslüman olan ülkeler üzerinde çeşitli “oyunlar” tezgâhlanıyor.
ABD’de “Başkanlık Küresel İletişim Dairesi” Amerika içi ve yeryüzündeki bütün psikolojik operasyonların bağlı tepe de bir örgüt durumunda bulunuyor.
Bu güçlü örgütün ana maksadı da, Amerikan politikası ve savunma faaliyetleri konusunda hem ABD içinde, hem de kamuoyunda olumlu izlenimler doğuracak çalışmaları gerçekleştirmek oluyor.
Üstelik ABD Milli Güvenlik Konseyi Politika Grubu, Dışişleri Bakanlığı Kamuoyu Oluşturma Diplomasisi Dairesi ve Pentagon tarafından geliştirilen politika ve mesajları, koordinasyonları da bu örgüte bağlı çalışıyor.
Tek hedef İslam ülkeleri oluyor.
(Devam edecek!)