Dolara karşı '15 Temmuz Mücadele Ruhu' ile ayakta kalabilmek
Sayın Cumhurbaşkanımız iki gün önce milletimizi ABD elektronik ürünlerini boykot etmeye çağırdı. Bu çağrıya ilk cevap Türk Telekom’dan geldi. ABD firmalarının reklamını yapmayacaklarmış. Bu erdemli davranışı nedeniyle Telekom’u tebrik ediyoruz. Bunu diğer yerli kurumlardan da bekliyoruz. Bizler de millet olarak boykot etmekle kalmayalım bu ürünlerin reklamlarına dahi itibar etmeyelim.
Cumhurbaşkanımızın bir diğer çağrısı ise “herkes ellerindeki dövizleri bozdursun” şeklindeydi. Bunun üzerine halk döviz bürolarına hücum etti. Kimi 5 dolar bozdurdu, kimi 1000, kimi 2000. Bazı işadamları kampayalar düzenledi, dolar bozdurana hediyeler dağıtıldı. Bunlar güzel şeyler fakat yeterli mi? Elbette hayır!
Elbette yapılan fedakarlığın büyüğü küçüğü olmaz, beş ya da on farketmez dolar bozdurmak ya da boykot etmek dahi olsa herkes elbette kendince elinden geleni yapmak zorunda ama çok açık bir savaşın içindeyiz. Bu bir parti meselesi değildir. Bu partiler üstü, bütün halkı ilgilendiren bir meseledir.
Bugün için gördüğümüz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tavsiyelerine uyan sadece %52’lik bir kesim. Maalesef ki Cumhurbaşkanımızın söylediklerini AK Parti davası olarak görüp,umursamayanlar var.
Herşeyden önce şunu iyi bilmeliyiz ki bu savaş AK Parti’nin ya da Recep Tayyip Erdoğan’ın savaşı değil, bu savaş topyekun Türk Milletine açılmış bir savaştır. Bu noktada bu meseleyi hükümetin meselesi görüp, particilik yapmak bu savaşı başlatanların ekmeğine yağ sürmektir.
Millet olarak ancak tek yumruk olmakla bu savaşı kazanabiliriz. Bu günler sağcısıyla, solcusuyla, lazıyla, kürdüyle, çerkesiyle birlik olma günleridir. Bütün partilerin bu konuda siyasi tartışmaları bir kenara bırakıp bu savaşa karşı devletin ,milletin yanında yer alması gerekir.
Biz Çanakkale’de nasıl mücadele ettik, 15 Temmuz’da tankların önüne nasıl durduk, kenetlendik, şimdi de aynı ruh ve birlik ile hareket etmemiz devletimizin yanında nöbette olmamız lazımdır.
Bu ülke bu zor günlerde aynı Kurtuluş Savaşı günlerinde olduğu gibi Sütçü İmam’lara Nene Hatun’lara ihtiyaç duymaktadır. Vatanı için gözünü kırpmadan yatırımlarını TL üzerinden yapacak vatansever işadamlarına ihtiyaç vardır.
Değerli dostlarım milletimizden, halkımızdan beklenen budur. Ve elbette devletimiz de bu konuda boş durmuyor bazı adımlar atıyor, dün alınan bir kararla ABD mallarına ekstra vergi uygulaması getirildi. Bu çok iyi bir haber fakat bizim de devletimizden daha fazla beklentilerimiz var acizane bi kaç maddeyle sıralamaya çalışacağım;
İhalelerde kullanılan para biriminin dolar olmaması gerek. Konut, tekstil ve hammadde alım-satımlarında da TL üzerinden ticaret sağlanmalıdır. Bankalar halen dolar çekleri dağıtmaktadır, neden? Devletimiz buna bir kısıtlama getirmelidir.
Türkiye’de bulunan milyarderlerin paralarını derhal yurda getirmeleri ve TL'ye dönmeleri lazım. Yüklü miktarda dolar alımı yapan firmalar tesbit edilerek tedbir getirilmelidir. Dolar mevduatlarına bankalar %0 faiz uygulamalı, faiz vermemelidir. Dolar maaşı alan holding müdürlerinin maaşları TL üzerinden ödenmeli.
Doların bu şekilde yavaş yavaş hayatımızdan çıkması lazım.
Değerli dostlarım, geçmişte buna benzer bir tavrı Suudi Arabistan yönetiminde görüyoruz. Yıl 1973, Arap-İsrail savaşında Suudi Kral Faysal İsrail’e yardım eden ülkelerin tamamını boykot edip onlara petrol ihracatını kesmişti.
Belki hatırlayanlarınız olur, Avrupa’da araç kullanımı yerine bisiklet kullanmaya başlamışlardı. Kral Faysal, Arapların en iyi liderlerinden biriydi, ve bu duruşuyla örnek olmuştu.
Evet Dostlarım kararlı olmamız ve çözüm odaklı hareket etmemiz lazım. Herşeyden önce %52 seçmen kitlesi değil, bütün Türk halkı bu savaşta elini taşın altına koymalı.
Dostlarım, bizim iki tane silahımız var biri birlik olmamız diğeri ise dualardır. Türk milleti olarak bu iki silaha sımsıkı sarılmamız lazım. Allah bu vatanı, bu milleti korusun.
Allaha emanet olunuz!
Cumhurbaşkanımızın bir diğer çağrısı ise “herkes ellerindeki dövizleri bozdursun” şeklindeydi. Bunun üzerine halk döviz bürolarına hücum etti. Kimi 5 dolar bozdurdu, kimi 1000, kimi 2000. Bazı işadamları kampayalar düzenledi, dolar bozdurana hediyeler dağıtıldı. Bunlar güzel şeyler fakat yeterli mi? Elbette hayır!
Elbette yapılan fedakarlığın büyüğü küçüğü olmaz, beş ya da on farketmez dolar bozdurmak ya da boykot etmek dahi olsa herkes elbette kendince elinden geleni yapmak zorunda ama çok açık bir savaşın içindeyiz. Bu bir parti meselesi değildir. Bu partiler üstü, bütün halkı ilgilendiren bir meseledir.
Bugün için gördüğümüz Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın tavsiyelerine uyan sadece %52’lik bir kesim. Maalesef ki Cumhurbaşkanımızın söylediklerini AK Parti davası olarak görüp,umursamayanlar var.
Herşeyden önce şunu iyi bilmeliyiz ki bu savaş AK Parti’nin ya da Recep Tayyip Erdoğan’ın savaşı değil, bu savaş topyekun Türk Milletine açılmış bir savaştır. Bu noktada bu meseleyi hükümetin meselesi görüp, particilik yapmak bu savaşı başlatanların ekmeğine yağ sürmektir.
Millet olarak ancak tek yumruk olmakla bu savaşı kazanabiliriz. Bu günler sağcısıyla, solcusuyla, lazıyla, kürdüyle, çerkesiyle birlik olma günleridir. Bütün partilerin bu konuda siyasi tartışmaları bir kenara bırakıp bu savaşa karşı devletin ,milletin yanında yer alması gerekir.
Biz Çanakkale’de nasıl mücadele ettik, 15 Temmuz’da tankların önüne nasıl durduk, kenetlendik, şimdi de aynı ruh ve birlik ile hareket etmemiz devletimizin yanında nöbette olmamız lazımdır.
Bu ülke bu zor günlerde aynı Kurtuluş Savaşı günlerinde olduğu gibi Sütçü İmam’lara Nene Hatun’lara ihtiyaç duymaktadır. Vatanı için gözünü kırpmadan yatırımlarını TL üzerinden yapacak vatansever işadamlarına ihtiyaç vardır.
Değerli dostlarım milletimizden, halkımızdan beklenen budur. Ve elbette devletimiz de bu konuda boş durmuyor bazı adımlar atıyor, dün alınan bir kararla ABD mallarına ekstra vergi uygulaması getirildi. Bu çok iyi bir haber fakat bizim de devletimizden daha fazla beklentilerimiz var acizane bi kaç maddeyle sıralamaya çalışacağım;
İhalelerde kullanılan para biriminin dolar olmaması gerek. Konut, tekstil ve hammadde alım-satımlarında da TL üzerinden ticaret sağlanmalıdır. Bankalar halen dolar çekleri dağıtmaktadır, neden? Devletimiz buna bir kısıtlama getirmelidir.
Türkiye’de bulunan milyarderlerin paralarını derhal yurda getirmeleri ve TL'ye dönmeleri lazım. Yüklü miktarda dolar alımı yapan firmalar tesbit edilerek tedbir getirilmelidir. Dolar mevduatlarına bankalar %0 faiz uygulamalı, faiz vermemelidir. Dolar maaşı alan holding müdürlerinin maaşları TL üzerinden ödenmeli.
Doların bu şekilde yavaş yavaş hayatımızdan çıkması lazım.
Değerli dostlarım, geçmişte buna benzer bir tavrı Suudi Arabistan yönetiminde görüyoruz. Yıl 1973, Arap-İsrail savaşında Suudi Kral Faysal İsrail’e yardım eden ülkelerin tamamını boykot edip onlara petrol ihracatını kesmişti.
Belki hatırlayanlarınız olur, Avrupa’da araç kullanımı yerine bisiklet kullanmaya başlamışlardı. Kral Faysal, Arapların en iyi liderlerinden biriydi, ve bu duruşuyla örnek olmuştu.
Evet Dostlarım kararlı olmamız ve çözüm odaklı hareket etmemiz lazım. Herşeyden önce %52 seçmen kitlesi değil, bütün Türk halkı bu savaşta elini taşın altına koymalı.
Dostlarım, bizim iki tane silahımız var biri birlik olmamız diğeri ise dualardır. Türk milleti olarak bu iki silaha sımsıkı sarılmamız lazım. Allah bu vatanı, bu milleti korusun.
Allaha emanet olunuz!
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.