Aşk Üçgeni’yle Darısı Başımıza
Show Tv’de Çarşamba günü yayınlanan “Darısı Başımıza” adlı dizisi.
Dizilerin en çok beslendiği konulardan biri aşk üçgeni hikayesidir .
Bu dizinin anahtarı, iki kardeşin, bir genç kıza olan aşkıdır.
Diğer sık işlenen konulardan biri ise fakir kız, zengin oğlan hikayesidir.
Darısı Başımıza dizisinde, fakir olmasa da orta halli bir ailenin kızıyla, zengin abi-kardeş aşk üçgeni işlenmiş.
Bir de bu hikaye komedi olarak işlenirse sizi eğlendirir, size iyi vakit geçirtir.
Yazlık diziler cıvıl cıvıl, içinizi açan, duygulandırsa da güldürmeyi başaran işler oluyor.
Bu da onlardan biri olmuş.
Reytingleriyle ilk bölüm başarılı giriş yaptı.
Ozan Dolunay 2015, Elif Doğan’ı da 2016 senesinden beri oynadıkları dizilerden biliyoruz.
Ozan Dolunay’ın oyunculuğunu izlemek keyifli. Kendine has bir karizması var.
Dizide masum ama hafif baş kaldıran ifadesi, karakterini sempatik hale getirmiş.
Dizideki giyim tarzı (styling) şık olmuş, başarılı buldum.
Elif Doğan’la Ozan Dolunay birbirlerine yakışmış.
Öykü karakteri zarif ve güzel bir genç kız.
Ailenin parlak çocuğu.
Londra’da okumuş.
Elif Doğan, karakterini sevmiş ve dersine iyi çalışmış.
Bir de komedi dalında çok yetenekli bulduğum Açelya Topaloğlu’nu bu dizide görmek beni ayrıca memnun etti.
Eşimin yetiştirdiği öğrencilerden biridir.
Bu dizide yan karakter olsa da baskın oyunculuğu dikkat çekici.
30 yaşında olduğuna inanamadığınız, içinizi ısıtan tatlı gülüşüyle, şaşkın ifadesi ve doğal mimikleriyle tam bir komedi oyuncusu.
Ama senaryo bakımından eleştirdiğim bir kaç şey olacak.
Bunları sıralarsak:
-Herkes birbiriyle bağırarak konuşuyor. Fazla abartılı. Çemkirme Başımıza!
-Dizinin karakterleri eksik tanıtılmış. Mesela Öykü’nün erkek kardeşini ele alırsak.
Okuyor mu, yoksa çalışıyor mu? Bilmiyoruz. Annesinin yanında gezen, arkadaşı olmayan, sürekli evde olan bir kişi gibiydi.
-İlk 5 dakikada annelerinin kardeşlerini tanımaya çalıştım ama fazla gürültülü oldukları için koptum.
-Rüya karakteri fazla annem-ablam diye konuşuyor. Ve neden arada geliyom, ediyom, yapıyom gibi dili kaydırıyor. Böyle bir karaktere gereksiz olmuş bence. Olmasa da olur. Komik olmuyor.
-Özellikle kuaför sahnesinde herkes birbirine kız diye hitap ediyordu. Bir süre sonra itici gelmeye başladı.
-Oturmayan bazı sahneler şunlar:
Öykü’nün ailesi İzmir’e geliyor ve bir otelde eliyle koymuş gibi Öykü’yü buluyor.
İzmir’de bir tane mi otel var?
Zaten senaristler de bir açıklama bulamadığı için geçiştirmişler o kısmı.
-Öykü nişanlanacağı kişinin ailesini tanımıyor ama nişanlısı Öykü’nün annesini arayacak kadar tanıyor.
-Müstakbel kayınbiraderini bile hiç görmemiş ama nişanlanma evresine kadar gelmişler.
-Ailenin bir fotoğraflarını gösterseydin bari nişanlına..
-Öykü ve Ozan’da gece-gündüz takılıp, geziyorlar. Uzun uzun konuşuyorlar ama birbirlerinin adını-soyadını sormayı atlıyorlar. Allah Allah bak sen
-Bölüm finali çok iyi ama bölümün içindeki sahneler yetersiz, bir şey anlatmıyor. Skeç ve parodiden ibaret. Zaman zaman bağlantım koptu.
Yaz için iyi bir dizi. Popcorn tadında bir iş.
Ama kışa kalmayacağını düşünüyorum.
Yayın günü bakımından da şanslı.
Aynı gün diğer kanallarda iddialı işler yoktu.
Haftanın Filmi: Tau
Bilim Kurgu
Bilim Kurgu filmlerinde genellikle deneyler üzerine hikayeler çok kullanılır.
Laboratuvara kapatılma ya da gönüllü olarak denek olmak gibi..
Netflix özel yapımı olan bu filmde; Son derece gelişmiş bir yapay zekayı icat eden muhteris bilim adamı, insan beyninin verilerini kullanarak mükemmel sonuca ulaşacağını düşünür.
Fakat bunu illegal yollardan yapar.
İnsanları zorla alıkoyarak ve şiddet uygulayarak yapmaya çalışır.
Filmin bazı sahneleri bana Grinin Elli Tonu’nu hatırlattı.
Christian Grey’e benzeyen bir bilim adamı (tipi, karakterin soğukluğu), yine onun evinin havasında döşenmiş bir ev.
Kaçırdığı kadınlardan biriyle anlaşma yapması gibi esinlenmeler var sanki.
İzleyince anlayacaksınız.
Ben Gary Oldman ismini görünce izledim ama yalnızca yapay zeka TAU’yu seslendirmiş.
Bilim Kurgu sevenler için orta karar bir iş.
Haftanın Dizisi: Mr. Mercedes
Gerilim-Polisiye
Uzun zamandır bir hikayeden böyle etkilenmemiştim.
Stephen King'in 2014 yılında kaleme aldığı Mr. Mercedes adlı kitabından uyarlanmış.
Başrol oyuncuları ve diğer oyuncuların performansı çok iyi.
Dizinin içinde kullanılan müzikler ise olağanüstü.
Zaten bu müzik işi Amerikan dizilerinin en iyi olduğu alanlardan biri.
İlk bölümün 6-7. Dakikasından itibaren kanınızın çekildiğini hissediyorsunuz.
2. sezonu 22 Ağustos’da gelecek.
Dizinin genel konusu: Bill Hodges emekliye ayrılmış bir dedektiftir. Komşuları ve tosbağasıyla emekliliğin tadını çıkarmaya çalışmaktadır. Fakat genel olarak mutsuzdur.
Emekli olmadan önce yakalamaya çalıştığı Brady Hartsfield adlı sosyopat katil, Hodges'ı gönderdiği videolarla taciz etmeye başlar.
Hodges, Hartsfield'ın cinayetleri arttıkça emekliliğe ara verip bu kanlı katilin peşine düşer.
Özellikle Stephen King okurlarına bu diziyi tavsiye ediyorum.
Herkese iyi haftalar...
Dizilerin en çok beslendiği konulardan biri aşk üçgeni hikayesidir .
Bu dizinin anahtarı, iki kardeşin, bir genç kıza olan aşkıdır.
Diğer sık işlenen konulardan biri ise fakir kız, zengin oğlan hikayesidir.
Darısı Başımıza dizisinde, fakir olmasa da orta halli bir ailenin kızıyla, zengin abi-kardeş aşk üçgeni işlenmiş.
Bir de bu hikaye komedi olarak işlenirse sizi eğlendirir, size iyi vakit geçirtir.
Yazlık diziler cıvıl cıvıl, içinizi açan, duygulandırsa da güldürmeyi başaran işler oluyor.
Bu da onlardan biri olmuş.
Reytingleriyle ilk bölüm başarılı giriş yaptı.
Ozan Dolunay 2015, Elif Doğan’ı da 2016 senesinden beri oynadıkları dizilerden biliyoruz.
Ozan Dolunay’ın oyunculuğunu izlemek keyifli. Kendine has bir karizması var.
Dizide masum ama hafif baş kaldıran ifadesi, karakterini sempatik hale getirmiş.
Dizideki giyim tarzı (styling) şık olmuş, başarılı buldum.
Elif Doğan’la Ozan Dolunay birbirlerine yakışmış.
Öykü karakteri zarif ve güzel bir genç kız.
Ailenin parlak çocuğu.
Londra’da okumuş.
Elif Doğan, karakterini sevmiş ve dersine iyi çalışmış.
Bir de komedi dalında çok yetenekli bulduğum Açelya Topaloğlu’nu bu dizide görmek beni ayrıca memnun etti.
Eşimin yetiştirdiği öğrencilerden biridir.
Bu dizide yan karakter olsa da baskın oyunculuğu dikkat çekici.
30 yaşında olduğuna inanamadığınız, içinizi ısıtan tatlı gülüşüyle, şaşkın ifadesi ve doğal mimikleriyle tam bir komedi oyuncusu.
Ama senaryo bakımından eleştirdiğim bir kaç şey olacak.
Bunları sıralarsak:
-Herkes birbiriyle bağırarak konuşuyor. Fazla abartılı. Çemkirme Başımıza!
-Dizinin karakterleri eksik tanıtılmış. Mesela Öykü’nün erkek kardeşini ele alırsak.
Okuyor mu, yoksa çalışıyor mu? Bilmiyoruz. Annesinin yanında gezen, arkadaşı olmayan, sürekli evde olan bir kişi gibiydi.
-İlk 5 dakikada annelerinin kardeşlerini tanımaya çalıştım ama fazla gürültülü oldukları için koptum.
-Rüya karakteri fazla annem-ablam diye konuşuyor. Ve neden arada geliyom, ediyom, yapıyom gibi dili kaydırıyor. Böyle bir karaktere gereksiz olmuş bence. Olmasa da olur. Komik olmuyor.
-Özellikle kuaför sahnesinde herkes birbirine kız diye hitap ediyordu. Bir süre sonra itici gelmeye başladı.
-Oturmayan bazı sahneler şunlar:
Öykü’nün ailesi İzmir’e geliyor ve bir otelde eliyle koymuş gibi Öykü’yü buluyor.
İzmir’de bir tane mi otel var?
Zaten senaristler de bir açıklama bulamadığı için geçiştirmişler o kısmı.
-Öykü nişanlanacağı kişinin ailesini tanımıyor ama nişanlısı Öykü’nün annesini arayacak kadar tanıyor.
-Müstakbel kayınbiraderini bile hiç görmemiş ama nişanlanma evresine kadar gelmişler.
-Ailenin bir fotoğraflarını gösterseydin bari nişanlına..
-Öykü ve Ozan’da gece-gündüz takılıp, geziyorlar. Uzun uzun konuşuyorlar ama birbirlerinin adını-soyadını sormayı atlıyorlar. Allah Allah bak sen
-Bölüm finali çok iyi ama bölümün içindeki sahneler yetersiz, bir şey anlatmıyor. Skeç ve parodiden ibaret. Zaman zaman bağlantım koptu.
Yaz için iyi bir dizi. Popcorn tadında bir iş.
Ama kışa kalmayacağını düşünüyorum.
Yayın günü bakımından da şanslı.
Aynı gün diğer kanallarda iddialı işler yoktu.
Haftanın Filmi: Tau
Bilim Kurgu
Bilim Kurgu filmlerinde genellikle deneyler üzerine hikayeler çok kullanılır.
Laboratuvara kapatılma ya da gönüllü olarak denek olmak gibi..
Netflix özel yapımı olan bu filmde; Son derece gelişmiş bir yapay zekayı icat eden muhteris bilim adamı, insan beyninin verilerini kullanarak mükemmel sonuca ulaşacağını düşünür.
Fakat bunu illegal yollardan yapar.
İnsanları zorla alıkoyarak ve şiddet uygulayarak yapmaya çalışır.
Filmin bazı sahneleri bana Grinin Elli Tonu’nu hatırlattı.
Christian Grey’e benzeyen bir bilim adamı (tipi, karakterin soğukluğu), yine onun evinin havasında döşenmiş bir ev.
Kaçırdığı kadınlardan biriyle anlaşma yapması gibi esinlenmeler var sanki.
İzleyince anlayacaksınız.
Ben Gary Oldman ismini görünce izledim ama yalnızca yapay zeka TAU’yu seslendirmiş.
Bilim Kurgu sevenler için orta karar bir iş.
Haftanın Dizisi: Mr. Mercedes
Gerilim-Polisiye
Uzun zamandır bir hikayeden böyle etkilenmemiştim.
Stephen King'in 2014 yılında kaleme aldığı Mr. Mercedes adlı kitabından uyarlanmış.
Başrol oyuncuları ve diğer oyuncuların performansı çok iyi.
Dizinin içinde kullanılan müzikler ise olağanüstü.
Zaten bu müzik işi Amerikan dizilerinin en iyi olduğu alanlardan biri.
İlk bölümün 6-7. Dakikasından itibaren kanınızın çekildiğini hissediyorsunuz.
2. sezonu 22 Ağustos’da gelecek.
Dizinin genel konusu: Bill Hodges emekliye ayrılmış bir dedektiftir. Komşuları ve tosbağasıyla emekliliğin tadını çıkarmaya çalışmaktadır. Fakat genel olarak mutsuzdur.
Emekli olmadan önce yakalamaya çalıştığı Brady Hartsfield adlı sosyopat katil, Hodges'ı gönderdiği videolarla taciz etmeye başlar.
Hodges, Hartsfield'ın cinayetleri arttıkça emekliliğe ara verip bu kanlı katilin peşine düşer.
Özellikle Stephen King okurlarına bu diziyi tavsiye ediyorum.
Herkese iyi haftalar...
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.