Her birey kendi önlemini almalı..
Virüsün ilk ortaya çıktığı günden itibaren Türkiye çok ciddi önlemler almış ve sağlık alt yapısının sağlam olmasından dolayı epey mesafe katetmiş ve Dünyaya örnek olabilecek bir grafik çizmiştir...
Bu kadar önlem ve sağlık alt yapısının iyi olması bazen çözüm noktasında yeterli olmayabiliyor. Bu günlerde üzülerek belirtmeliyim ki, vaka artışı ve virüsün hızlı yayılımı korkutmaktadır...
Yetkililerin uyarılarının dikkate alınmadığını, insanların hala kalabalık ortamları tercih ettiklerini görüyoruz. Sosyal mesafenin ihlal edilmesi ve maske kullanımının kurallara uygun olmamasından kaynaklı vaka artışlarının çoğalması, pandemi süreciyle mücadelemizi sekteye uğratmaktadır...
Başlangıçta Ülke olarak aldığımız önlemler ve sokağa çıkma kısıtlaması başta olmak üzere, kalabalık ortamların oluşmasını sağlayan her türlü ortamın engellenmesi, virüsle mücadelemizde başarı getirmişti...
Virüsün kontrol altına alınmasıyla, hayatın normalleşmesi adına bazı adımlar atılmış ve kontrollü normalleşme sürecine geçilmişti...
Öyle tahmin ediyorum toplumumuz bu normalleşme sürecini faklı algılamış olmalı ki, AVM'lerde kuyruklar oluşmuş, sahiller, eğlence merkezleri doluşmuş, toplu taşıma araçları balık istifi mantığı ile hizmet vermeye başlamış, taziyeler normalleşmiş ve düğünlerde insanlarımız halaylarla el ele, kol kola yeni sürecin keyfini sürmeye başlayarak, bu günki sonucun zeminine katkı sunulmuştur...
İşte tamda böyle bir sözde kontrolü sürecin neticesinde vakalar tavan yapmış ve virüs hortlamıştır. Bunun müsebbibi bence insanlardır. Kontrolü normalleşmeyi farklı algılayan insanlarımız...
Devlet elinden gelen tüm çabayı sarfetmektedir. Alınması gereken tüm önlemler alınmakta ve insanlarımız an be an uyarılmaktadır. Virüsün yayılmasını önlemek adına alınması gereken, üç altın kural diye nitelendirilen, sosyal mesafe, doğru maske kullanımı ve hijyen kuralları uygulanması halinde virüs ile baş edilebilecektir...
Bahsettiğim kuralların ihlal edilmesi ise felaketin zeminini hazırlayacak ve virüsle mücadelede başarısızlık kaçınılmaz olacaktır...
Son zamanlardaki vaka artışı sonucu, Devleti bazı önlemler almaya zorlamış ve netice itibariyle kına, nişan, düğün ve benzeri etkinliklere kısıtlamalar getirilmiştir...
Aslında virüsün tek müsebbibi olarak düğünlerin gösterilmesi doğru değildir. Kalabalık ortamların tamamında izalasyon olmadığı müddetçe bu virüsün önü alınamaz. Virüsten korunmanın tek şartı, bilinçli ve sorumlu bir toplumun olmasıyla mümkündür. Kısıtlama veya yasaklarla bu işin sonu getirilemez...
O bakımdan sorumlu bir toplum ve kurallara harfiyen uyan bireyler olmadığı müddetçe, virüsle mücadele sonuçsuz kalacak ve tehlike boyutu dahada büyüyecektir...
Sahillerde keyif süren sorumsuzlar, düğünlerde el ele, kol kola halay çeken vurdumduymazlar, AVM'lerde cirit atanlar, maskeleri kollarına takanlar ve otobüsleri hınca hınç dolduranlar olduğu müddetçe bu iş dahada zorlaşacaktır...
Her bireyin kendi önlemini, kendisi alması gerektiği bilincinin oturması, virüsün yayılmasına sebebiyet vermenin, bir kul hakkı olduğunun iyice kavranması gerektiği hassasiyeti ile, Sağlık çalışanlarımızın, hayatları pahasına verdikleri mücadelenin, karşılığı olarak insanların dahada özenli olması zaruretini doğurmaktadır...
Son bir söz "Kendi hayatını düşünmeden, kuralları ihlal etmenin, intihara atılan bir adım olduğunu asla unutmamamız gerekir..."
Selam ve dua ile...
Bu kadar önlem ve sağlık alt yapısının iyi olması bazen çözüm noktasında yeterli olmayabiliyor. Bu günlerde üzülerek belirtmeliyim ki, vaka artışı ve virüsün hızlı yayılımı korkutmaktadır...
Yetkililerin uyarılarının dikkate alınmadığını, insanların hala kalabalık ortamları tercih ettiklerini görüyoruz. Sosyal mesafenin ihlal edilmesi ve maske kullanımının kurallara uygun olmamasından kaynaklı vaka artışlarının çoğalması, pandemi süreciyle mücadelemizi sekteye uğratmaktadır...
Başlangıçta Ülke olarak aldığımız önlemler ve sokağa çıkma kısıtlaması başta olmak üzere, kalabalık ortamların oluşmasını sağlayan her türlü ortamın engellenmesi, virüsle mücadelemizde başarı getirmişti...
Virüsün kontrol altına alınmasıyla, hayatın normalleşmesi adına bazı adımlar atılmış ve kontrollü normalleşme sürecine geçilmişti...
Öyle tahmin ediyorum toplumumuz bu normalleşme sürecini faklı algılamış olmalı ki, AVM'lerde kuyruklar oluşmuş, sahiller, eğlence merkezleri doluşmuş, toplu taşıma araçları balık istifi mantığı ile hizmet vermeye başlamış, taziyeler normalleşmiş ve düğünlerde insanlarımız halaylarla el ele, kol kola yeni sürecin keyfini sürmeye başlayarak, bu günki sonucun zeminine katkı sunulmuştur...
İşte tamda böyle bir sözde kontrolü sürecin neticesinde vakalar tavan yapmış ve virüs hortlamıştır. Bunun müsebbibi bence insanlardır. Kontrolü normalleşmeyi farklı algılayan insanlarımız...
Devlet elinden gelen tüm çabayı sarfetmektedir. Alınması gereken tüm önlemler alınmakta ve insanlarımız an be an uyarılmaktadır. Virüsün yayılmasını önlemek adına alınması gereken, üç altın kural diye nitelendirilen, sosyal mesafe, doğru maske kullanımı ve hijyen kuralları uygulanması halinde virüs ile baş edilebilecektir...
Bahsettiğim kuralların ihlal edilmesi ise felaketin zeminini hazırlayacak ve virüsle mücadelede başarısızlık kaçınılmaz olacaktır...
Son zamanlardaki vaka artışı sonucu, Devleti bazı önlemler almaya zorlamış ve netice itibariyle kına, nişan, düğün ve benzeri etkinliklere kısıtlamalar getirilmiştir...
Aslında virüsün tek müsebbibi olarak düğünlerin gösterilmesi doğru değildir. Kalabalık ortamların tamamında izalasyon olmadığı müddetçe bu virüsün önü alınamaz. Virüsten korunmanın tek şartı, bilinçli ve sorumlu bir toplumun olmasıyla mümkündür. Kısıtlama veya yasaklarla bu işin sonu getirilemez...
O bakımdan sorumlu bir toplum ve kurallara harfiyen uyan bireyler olmadığı müddetçe, virüsle mücadele sonuçsuz kalacak ve tehlike boyutu dahada büyüyecektir...
Sahillerde keyif süren sorumsuzlar, düğünlerde el ele, kol kola halay çeken vurdumduymazlar, AVM'lerde cirit atanlar, maskeleri kollarına takanlar ve otobüsleri hınca hınç dolduranlar olduğu müddetçe bu iş dahada zorlaşacaktır...
Her bireyin kendi önlemini, kendisi alması gerektiği bilincinin oturması, virüsün yayılmasına sebebiyet vermenin, bir kul hakkı olduğunun iyice kavranması gerektiği hassasiyeti ile, Sağlık çalışanlarımızın, hayatları pahasına verdikleri mücadelenin, karşılığı olarak insanların dahada özenli olması zaruretini doğurmaktadır...
Son bir söz "Kendi hayatını düşünmeden, kuralları ihlal etmenin, intihara atılan bir adım olduğunu asla unutmamamız gerekir..."
Selam ve dua ile...
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.