Türkiye, Dünya ve kendi havasında CHP
Son birkaç günde ülkemizde yine değişik şeyler olmaya başladı. Darbeden tutuklanan generallerin salınması, HDP Genel Başkan Yardımcısı'nın salınması, FETÖ'den yakalanan Alman vatandaşı Türklerin salınması gibi...
Öbür yandan ise, ülke genelinde 150, 200 kişi FETÖ'den yakalanıyor! Da... bu memur ve en fazla müdür düzeyindeki alımlar, kimsenin ciğerini soğutmuyor.
İnsanlar, 15 Temmuz'da, hiç tereddüt etmeden vatanlarını savundu, 45 gün boyunca gecesini gündüzüne kattı ise artık bu ihanetin Büyükbaşlarının'da adalet önüne çıkmasını istiyor. Siyasi ayağın kaydırılmasını istiyor. Ki artık yaşadığı travmayı bir şekilde tedavi edebilsin.
Evet travmayı! Çünkü 15 Temmuz bir travma yaşattı ve bu ülkenin vatansever insanları, bir sene geçmesine rağmen, halen o gece konuşulunca gözleri doluyor, boğazları düğümleniyor. Lakin rahatlatılma manasında yapılan eylemler, hiç ama hiç tatmin edici değil, olmadığı gibi, artık topluma karşı savunulması bile çok zor!
Bu olay, AK Partisi'nin yenilenme süreci içinde birebir geçerli. Mayıs ayından beri konuşulan bu mevzu, maalesef sulandı artık. Yapılması gerekenlerin yapılmadığı her gün de daha da sulanıyor, insanlara anlatacak lafınız kalmıyor, savunacak nokta bulamıyorsunuz.
Yapılan kongrelerde, delegeler, eş, dost, akrabadan seçilip, aynı kişiler aday olunca, zaten rahatsız olanların rahatsızlığı daha da artıyor. Bu iki konu da tek bir ele baktığı için, evet de facto tek bir ele bakıyor, en iyi niyetli insanlar bile, bir şekilde sükut-u hayale uğradıklarını yüksek ses ile dile getiriyor artık. Ve eğer ki bu adımlar, çok ivedilikle ve kararlılıkla yürütülmez ise, 2019'da acı bir sürprizin yaşanması işten bile değil!
Elbette bu kadraja girmesi gereken bir konu var, o da Bürokrasi! Zira bürokrat takımının üst ve orta kademeleri şimdiden işleri tıkamaya, sallamaya ve "2019 da ya kaybederse" mantığı ile, her devrin adamı olma içgüdüsüne uymaya başladılar bile!
İnsanlarımız bunu gayet iyi hissetmekte ve şikayet etmekteler! Bürokraside çok köklü bir reform nü ülke için hiç kaçarı olmayan bir sorundur. 657 nolu kanun, 1960'lardan kalma, askeri diktaların mecbur kıldığı saçma sapan bir sürü maddesi ile, atağa kalkmış yeni Türkiye'ye, en az 10 gömlek dar gelmektedir!
Tabii Bürokrasinin kendisi de öyle. Kanunlar köhne, hükmü kalmamış bir hal almasına rağmen, yargıda değil, Hukuk da acil bir reform gereklidir ki, bu da zaten sivil bir Anayasa ile başlar!
Halkımız, ki sadakatini ve özverisini, samimiyetini defaatle göstermiş halkımız, artık modern bir ülkenin, çağdaş kanunları içerisinde, huzur ve refah içinde yaşamayı, çoktan hakketti, öyle değil mi?
Tekrar FETÖ'ye dönecek olursak, artık sabredilmesi zor olan birşeylere de ayrıca dikkat çekmek gerekiyor ki o da özel sektör. Daha FETÖ ile mücadele kapsamında, özel sektöre sadece kısmen, kıyısından ve alenen bilinen şirketlere dokunuldu. 1000000'dan fazla silahlı unsuru olan Özel Güvenlik Sektörü hiç bir şekilde markaja alınmadı! Özel Bankalar ve finans kuruluşları, yazılım ve bilişim sektörü bu hususta halen bakir!
Toplumsal ve ulusal önem ifade eden bu kuruluşların çok acilen gözden geçirilmesi lazım ki, addettikleri tehlike boyutu son derece kaygı vericidir!
Başka kaygı veren bir husus ise şüphesiz Türkiye Cumhuriyetinin Ana Muhalefet Partisi CHP!
Bu partinin bir Milletvekili, herkesin gözleri önünde düpedüz yalan söyleyerek, kullanıldıkları günden beri, kullanıldıkları operasyonlarda SIFIR Gazi ve Şehit verilen İHA ve SİHALAR'a isyan ediyorsa, bu en azından onun kime hizmet ettiğinin apaçık göstergesidir. Aynı zamanda da bir güvenlik zaafiyetidir.
Maalesef biliyoruz ki, CHP'nin önemli bir bölümü, PKK ve DHKP-C kökenlidir, diğer bölümü ise FETÖ'nün güdümünde ve siyasi ayağının en geniş kitlesidir. Bu minvalde CHP Genel Başkanının, "Terörü 4 yılda bitiririm!" demeci trajikomik olsa gerek!
Daha Terör örgütü bile göremediğiniz PKK'yı, elbette bitirmenize gerek yok, zaten siz iktidara gelecek olursanız, PKK'da iktidara ortak olacak olduğu için, 4 yılda değil, 4 saniyede biter Terör!
CHP'nin bir başka vekili, saygıdeğer hanımefendinin ve Bilal Erdoğan'ın Arakan'a gitmesini, terbiyesizlik olarak, rezillik olarak nitelendirip, iyiden iyiye çukurlaşırken, diğer bir vekili, Muharrem İnce, yine Arakanda katledilen masumları, çoluk, çocuğu, kadın ve yaşlıları Terörist olarak ilan ederek, insanlıktan da istifa etmiştir! Sayın İnce, hakikaten zamanında söz verdiği gibi Tavuk besleseydi, çok daha iyi olurdu! Yani Türkiye için!
Evet, FETÖ nün büyük siyasi ayağı CHP, diğeri ise malum olan hanımefendi, Meral Akşener!
Verdiği onlarca demeçte, sosyal medyada yazışıp ortaya koyduğu FETÖ'cülük, Ekrem Duman ile çektirdiği samimi kareler. Bunların teki bile bir devlet memurunu FETÖ'den tutuklamaya yetip artıyor ise, bu bayan neden halen serbest?
Hatta bu bayanın Adil Öksüz ile olan bağlantıları bile ortaya çıkmışken tanınan bu imtiyaz neden? Bunu kimseye izah edemezsiniz!
Evet ülkemizde bunlar olurken, dünyada da gelişmeler şiddetini artırarak devam ediyor elbette. Dışişleri Bakanlığının Almanya için verdiği seyahat uyarısı, belli ki içlerine kaya gibi oturmuş! Hatta o kadar dert olmuş ki, Merkel, fütursuzca yalan söylemekten geri kalmamış. "Bizim Ülkemize her Türk vatandaşı gelebilir" dedi bugün!
"Hadi Ya" demeden geçemiyor insan. Hanımefendi, siz daha vize serbestliği sözünün arkasında duramadınız. Yani kimseye izin bile vermiyorsunuz! Kim nereye gelebilirmiş?
Yalanın bu kadarına bizde başka birşey derler! Bilin istedim!
Martin Schulz ise Sn. Cumhurbaşkanımıza "Bizim seçimlerimize karışmayı bırakın da, suçsuz hapsettiğiniz Alman vatandaşlarını salın" diyerek, terbiyesizliğin Nirvana'sını gerçekleştirdi adeta!
Sayın Schulz, biz de suçsuz kimse hapsedilmedi. Ajanlarınız ve Teröristleriniz alındı ve mahkemelerini bekliyorlar. İkincisi de, siz seçimlerinizde Türkiye'den başka bir konu bilmiyorsunuz ki!
Evet, Devletimizin Almanya'ya ciddi bir refleks göstermesi gerektiği apaçık ortadadır ve defalarca zikredilmiştir ancak yapılan seyahat uyarısı beklenilen refleks değildir!
Bu kez, daha çok ülkemizde olan bitenlere, dilimiz döndüğünce yorum getirelim istedik.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olunuz saygıdeğer okurlarım.
Öbür yandan ise, ülke genelinde 150, 200 kişi FETÖ'den yakalanıyor! Da... bu memur ve en fazla müdür düzeyindeki alımlar, kimsenin ciğerini soğutmuyor.
İnsanlar, 15 Temmuz'da, hiç tereddüt etmeden vatanlarını savundu, 45 gün boyunca gecesini gündüzüne kattı ise artık bu ihanetin Büyükbaşlarının'da adalet önüne çıkmasını istiyor. Siyasi ayağın kaydırılmasını istiyor. Ki artık yaşadığı travmayı bir şekilde tedavi edebilsin.
Evet travmayı! Çünkü 15 Temmuz bir travma yaşattı ve bu ülkenin vatansever insanları, bir sene geçmesine rağmen, halen o gece konuşulunca gözleri doluyor, boğazları düğümleniyor. Lakin rahatlatılma manasında yapılan eylemler, hiç ama hiç tatmin edici değil, olmadığı gibi, artık topluma karşı savunulması bile çok zor!
Bu olay, AK Partisi'nin yenilenme süreci içinde birebir geçerli. Mayıs ayından beri konuşulan bu mevzu, maalesef sulandı artık. Yapılması gerekenlerin yapılmadığı her gün de daha da sulanıyor, insanlara anlatacak lafınız kalmıyor, savunacak nokta bulamıyorsunuz.
Yapılan kongrelerde, delegeler, eş, dost, akrabadan seçilip, aynı kişiler aday olunca, zaten rahatsız olanların rahatsızlığı daha da artıyor. Bu iki konu da tek bir ele baktığı için, evet de facto tek bir ele bakıyor, en iyi niyetli insanlar bile, bir şekilde sükut-u hayale uğradıklarını yüksek ses ile dile getiriyor artık. Ve eğer ki bu adımlar, çok ivedilikle ve kararlılıkla yürütülmez ise, 2019'da acı bir sürprizin yaşanması işten bile değil!
Elbette bu kadraja girmesi gereken bir konu var, o da Bürokrasi! Zira bürokrat takımının üst ve orta kademeleri şimdiden işleri tıkamaya, sallamaya ve "2019 da ya kaybederse" mantığı ile, her devrin adamı olma içgüdüsüne uymaya başladılar bile!
İnsanlarımız bunu gayet iyi hissetmekte ve şikayet etmekteler! Bürokraside çok köklü bir reform nü ülke için hiç kaçarı olmayan bir sorundur. 657 nolu kanun, 1960'lardan kalma, askeri diktaların mecbur kıldığı saçma sapan bir sürü maddesi ile, atağa kalkmış yeni Türkiye'ye, en az 10 gömlek dar gelmektedir!
Tabii Bürokrasinin kendisi de öyle. Kanunlar köhne, hükmü kalmamış bir hal almasına rağmen, yargıda değil, Hukuk da acil bir reform gereklidir ki, bu da zaten sivil bir Anayasa ile başlar!
Halkımız, ki sadakatini ve özverisini, samimiyetini defaatle göstermiş halkımız, artık modern bir ülkenin, çağdaş kanunları içerisinde, huzur ve refah içinde yaşamayı, çoktan hakketti, öyle değil mi?
Tekrar FETÖ'ye dönecek olursak, artık sabredilmesi zor olan birşeylere de ayrıca dikkat çekmek gerekiyor ki o da özel sektör. Daha FETÖ ile mücadele kapsamında, özel sektöre sadece kısmen, kıyısından ve alenen bilinen şirketlere dokunuldu. 1000000'dan fazla silahlı unsuru olan Özel Güvenlik Sektörü hiç bir şekilde markaja alınmadı! Özel Bankalar ve finans kuruluşları, yazılım ve bilişim sektörü bu hususta halen bakir!
Toplumsal ve ulusal önem ifade eden bu kuruluşların çok acilen gözden geçirilmesi lazım ki, addettikleri tehlike boyutu son derece kaygı vericidir!
Başka kaygı veren bir husus ise şüphesiz Türkiye Cumhuriyetinin Ana Muhalefet Partisi CHP!
Bu partinin bir Milletvekili, herkesin gözleri önünde düpedüz yalan söyleyerek, kullanıldıkları günden beri, kullanıldıkları operasyonlarda SIFIR Gazi ve Şehit verilen İHA ve SİHALAR'a isyan ediyorsa, bu en azından onun kime hizmet ettiğinin apaçık göstergesidir. Aynı zamanda da bir güvenlik zaafiyetidir.
Maalesef biliyoruz ki, CHP'nin önemli bir bölümü, PKK ve DHKP-C kökenlidir, diğer bölümü ise FETÖ'nün güdümünde ve siyasi ayağının en geniş kitlesidir. Bu minvalde CHP Genel Başkanının, "Terörü 4 yılda bitiririm!" demeci trajikomik olsa gerek!
Daha Terör örgütü bile göremediğiniz PKK'yı, elbette bitirmenize gerek yok, zaten siz iktidara gelecek olursanız, PKK'da iktidara ortak olacak olduğu için, 4 yılda değil, 4 saniyede biter Terör!
CHP'nin bir başka vekili, saygıdeğer hanımefendinin ve Bilal Erdoğan'ın Arakan'a gitmesini, terbiyesizlik olarak, rezillik olarak nitelendirip, iyiden iyiye çukurlaşırken, diğer bir vekili, Muharrem İnce, yine Arakanda katledilen masumları, çoluk, çocuğu, kadın ve yaşlıları Terörist olarak ilan ederek, insanlıktan da istifa etmiştir! Sayın İnce, hakikaten zamanında söz verdiği gibi Tavuk besleseydi, çok daha iyi olurdu! Yani Türkiye için!
Evet, FETÖ nün büyük siyasi ayağı CHP, diğeri ise malum olan hanımefendi, Meral Akşener!
Verdiği onlarca demeçte, sosyal medyada yazışıp ortaya koyduğu FETÖ'cülük, Ekrem Duman ile çektirdiği samimi kareler. Bunların teki bile bir devlet memurunu FETÖ'den tutuklamaya yetip artıyor ise, bu bayan neden halen serbest?
Hatta bu bayanın Adil Öksüz ile olan bağlantıları bile ortaya çıkmışken tanınan bu imtiyaz neden? Bunu kimseye izah edemezsiniz!
Evet ülkemizde bunlar olurken, dünyada da gelişmeler şiddetini artırarak devam ediyor elbette. Dışişleri Bakanlığının Almanya için verdiği seyahat uyarısı, belli ki içlerine kaya gibi oturmuş! Hatta o kadar dert olmuş ki, Merkel, fütursuzca yalan söylemekten geri kalmamış. "Bizim Ülkemize her Türk vatandaşı gelebilir" dedi bugün!
"Hadi Ya" demeden geçemiyor insan. Hanımefendi, siz daha vize serbestliği sözünün arkasında duramadınız. Yani kimseye izin bile vermiyorsunuz! Kim nereye gelebilirmiş?
Yalanın bu kadarına bizde başka birşey derler! Bilin istedim!
Martin Schulz ise Sn. Cumhurbaşkanımıza "Bizim seçimlerimize karışmayı bırakın da, suçsuz hapsettiğiniz Alman vatandaşlarını salın" diyerek, terbiyesizliğin Nirvana'sını gerçekleştirdi adeta!
Sayın Schulz, biz de suçsuz kimse hapsedilmedi. Ajanlarınız ve Teröristleriniz alındı ve mahkemelerini bekliyorlar. İkincisi de, siz seçimlerinizde Türkiye'den başka bir konu bilmiyorsunuz ki!
Evet, Devletimizin Almanya'ya ciddi bir refleks göstermesi gerektiği apaçık ortadadır ve defalarca zikredilmiştir ancak yapılan seyahat uyarısı beklenilen refleks değildir!
Bu kez, daha çok ülkemizde olan bitenlere, dilimiz döndüğünce yorum getirelim istedik.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olunuz saygıdeğer okurlarım.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.