Transfer Rublesi
Gençler pek hatırlamaz, ancak bir zamanlar bu dünyada bir Demir perde vardı.
Başını SSCB'nin (Sovyetler Birliği) çektiği, komünist ve sosyalist ülkelerin birleşimi idi bu, adı da belliydi: Varşova Paktı.
Bu birlik NATO'nun karşısında duruyordu ve her bir üye ülkenin başında da belli bir diktatör ve dikta rejimi vardı bu ülkelerin.
Hemen hemen en iğrenci ise Doğu Alman Cumhuriyetiydi ve Hitlerin yönetim biçimini, isimlerini değiştirerek, birebir kopyalayıp, kırmızıya boyanmış haliydi.
Ancak şu da var ki, bu pakt aynı zamanda da bir ekonomik birliği idi.
Birliğe dair ülkelerin hepsinin ayrı para birimleri vardı, çoğunun parasının değeri pul kadar bile değildi.
Şimdi bu ülkelerin aralarında yaptıkları alışveriş ve ticareti düzenlemek üzere, büyük abi Moskova, bir uygulamaya gitti.
Transfer Rublesi!
Bu aslında olmayan fiktif/suni bir para birimi idi, yani belki de ilk kripto para da diyebiliriz.
Kur, ülkelerin para birimine göre uyarlanmış ve sabitti.
İşleyişi ise gayet basitti.
Doğu Almanya, Romanya'dan X malı alıp, Transfer Rublesi üzerinden faturalattırıyordu.
Bu malı ise tren yolu, kara yolu ile Polonya'ya satıyordu.
Geçtiği transfer ülkelerinde de gümrük işlemleri, sabit Transfer Rublesi üzerinden yapılıyor, Polonya'ya gelen malın bedelini ise Polonya, Doğu Almanya'ya Transfer Rublesi üzerinden bakiye ye artı olarak işliyor idi.
Bu bakiye dekontu da Doğu Almanya'daki şirket, Merkez bankasına götürüp, Doğu Alman Markı olarak tahsil ediyordu.
Aracı kurum yok, aracı banka yok, SWİFT yok, Swap yok, kur kaybı yok!
Alan memnun, satan memnun, çünkü paradan para kazanan yok.
Alıcı içinde, satıcı içinde şartlar aynı.
Herkes malını değerinde satıyor, alan da değerinde alıyor, üstüne kur farkı, faiz, şu, bu, girmiyor!
Aslında dahiyane bir sistem, adil bir sistem.
Tabii ki de dünyanın para sahiplerinin gözüne giren bir diken!
Zira, binlerce, onbinlerce, milyonlarca ton ürün, onlara beş kuruş kazandırmadan ticaret yapılıyor.
Peki, günümüzde, böyle bir birliği, mesela Türki cumhuriyetler ile Pakistan, Katar ve dahil olmak isteyen her kim varsa, kurmak çok mu zor?
Yeni para birimi demiyorum, ama bir transfer Lirası, Dinar'ı, vb neden olmasın?
AB ilk zamanlarında da böylesi bir para birimini kullanıyordu.
ECU.
Mantık aynı mantık, işleyiş aynı işleyiş.
Ancak yine arada aracı kurum tek!
Banka olarak da Merkez Bankaları var.
Şimdi diyeceksiniz ki, Dünyadaki tüm merkez bankalarının ortağı Rothshild ailesi.
Doğrudur, ancak en azından %51'i de ülkelere aittir.
Asıl mesele, FED'i, yani Doları bay pas etmek.
Ütopya deyin, deli zırvası deyin, Don Kişotluk deyin, yel Değirmenler'ine savaş açmak deyin.
Ama unutmayın ki, Don Kişot'un da bir ideali, bir aşkı vardı.
Ve bu aşk uğruna, zalim/dev olarak gördüğü Değirmenler'e karşı da savaşmayı göze almıştı.
Ve dünya şu anda en çetin evrelerinin birinden geçiyor ve tarihte yaşanmış, adına da "büyük depresyon" dedikleri ekonomik buhran ile tüm dünya karşı karşıya.
Ve yine, fol yok, yumurta yokken geldi bu sıkıntı, çünkü birilerinin gözü asla doymadı ve doymayacakta.
Çünkü insanların kanından, gözyaşından beslenen bu vampirlerin hep daha çok, daha da çok para kazanma hevesini, Tanrı oynama hevesini, tüm dünya medeniyetleri asla kıramadı.
Karşılarında dün adaletin temsili Devleti Aliye (Osmanlı) vardı, bugün de yine Türkiye var.
Ve evet, sormak istiyorum, bu şekilde bir adil ticaret sistemini inşa etmek çok mu zor?
Daha önce denenmiş, uygulanmış…
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Başını SSCB'nin (Sovyetler Birliği) çektiği, komünist ve sosyalist ülkelerin birleşimi idi bu, adı da belliydi: Varşova Paktı.
Bu birlik NATO'nun karşısında duruyordu ve her bir üye ülkenin başında da belli bir diktatör ve dikta rejimi vardı bu ülkelerin.
Hemen hemen en iğrenci ise Doğu Alman Cumhuriyetiydi ve Hitlerin yönetim biçimini, isimlerini değiştirerek, birebir kopyalayıp, kırmızıya boyanmış haliydi.
Ancak şu da var ki, bu pakt aynı zamanda da bir ekonomik birliği idi.
Birliğe dair ülkelerin hepsinin ayrı para birimleri vardı, çoğunun parasının değeri pul kadar bile değildi.
Şimdi bu ülkelerin aralarında yaptıkları alışveriş ve ticareti düzenlemek üzere, büyük abi Moskova, bir uygulamaya gitti.
Transfer Rublesi!
Bu aslında olmayan fiktif/suni bir para birimi idi, yani belki de ilk kripto para da diyebiliriz.
Kur, ülkelerin para birimine göre uyarlanmış ve sabitti.
İşleyişi ise gayet basitti.
Doğu Almanya, Romanya'dan X malı alıp, Transfer Rublesi üzerinden faturalattırıyordu.
Bu malı ise tren yolu, kara yolu ile Polonya'ya satıyordu.
Geçtiği transfer ülkelerinde de gümrük işlemleri, sabit Transfer Rublesi üzerinden yapılıyor, Polonya'ya gelen malın bedelini ise Polonya, Doğu Almanya'ya Transfer Rublesi üzerinden bakiye ye artı olarak işliyor idi.
Bu bakiye dekontu da Doğu Almanya'daki şirket, Merkez bankasına götürüp, Doğu Alman Markı olarak tahsil ediyordu.
Aracı kurum yok, aracı banka yok, SWİFT yok, Swap yok, kur kaybı yok!
Alan memnun, satan memnun, çünkü paradan para kazanan yok.
Alıcı içinde, satıcı içinde şartlar aynı.
Herkes malını değerinde satıyor, alan da değerinde alıyor, üstüne kur farkı, faiz, şu, bu, girmiyor!
Aslında dahiyane bir sistem, adil bir sistem.
Tabii ki de dünyanın para sahiplerinin gözüne giren bir diken!
Zira, binlerce, onbinlerce, milyonlarca ton ürün, onlara beş kuruş kazandırmadan ticaret yapılıyor.
Peki, günümüzde, böyle bir birliği, mesela Türki cumhuriyetler ile Pakistan, Katar ve dahil olmak isteyen her kim varsa, kurmak çok mu zor?
Yeni para birimi demiyorum, ama bir transfer Lirası, Dinar'ı, vb neden olmasın?
AB ilk zamanlarında da böylesi bir para birimini kullanıyordu.
ECU.
Mantık aynı mantık, işleyiş aynı işleyiş.
Ancak yine arada aracı kurum tek!
Banka olarak da Merkez Bankaları var.
Şimdi diyeceksiniz ki, Dünyadaki tüm merkez bankalarının ortağı Rothshild ailesi.
Doğrudur, ancak en azından %51'i de ülkelere aittir.
Asıl mesele, FED'i, yani Doları bay pas etmek.
Ütopya deyin, deli zırvası deyin, Don Kişotluk deyin, yel Değirmenler'ine savaş açmak deyin.
Ama unutmayın ki, Don Kişot'un da bir ideali, bir aşkı vardı.
Ve bu aşk uğruna, zalim/dev olarak gördüğü Değirmenler'e karşı da savaşmayı göze almıştı.
Ve dünya şu anda en çetin evrelerinin birinden geçiyor ve tarihte yaşanmış, adına da "büyük depresyon" dedikleri ekonomik buhran ile tüm dünya karşı karşıya.
Ve yine, fol yok, yumurta yokken geldi bu sıkıntı, çünkü birilerinin gözü asla doymadı ve doymayacakta.
Çünkü insanların kanından, gözyaşından beslenen bu vampirlerin hep daha çok, daha da çok para kazanma hevesini, Tanrı oynama hevesini, tüm dünya medeniyetleri asla kıramadı.
Karşılarında dün adaletin temsili Devleti Aliye (Osmanlı) vardı, bugün de yine Türkiye var.
Ve evet, sormak istiyorum, bu şekilde bir adil ticaret sistemini inşa etmek çok mu zor?
Daha önce denenmiş, uygulanmış…
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.