Tepeden serpme
Bir anne balık, çocuklarını almış, bulundukları suyun kenarına getirmiş.
Maksat, çocuklarına suya sallanan oltaları ve yem cinslerini öğretmek, böylelikle avlanmalarına mâni olmakmış.
Kıyı da da bir sürü balıkçı, oltalarını atmışlar.
Anne balık, teker, teker oltaları ve yemleri tanıtıyormuş.
"Çocuklar işte bu filanca oltanın iğnesi, şu falanca oltanın yemi" derken bir anda tepelerine bir ağ inmiş ve hepsini yakalamış.
Çocuklardan bir tanesi sormuş "Anne bu ne?" diye.
Anne ne yapsın, biçare cevap vermiş, "buna tepeden serpme derler, buna karşı yapacak bir şey yok!"
***
Dün akşam olup bitenleri sanırım en iyi, Rahmetli Erbakan hocanın, uzun seneler önce başka bir olayı anlatmak için kullandığı bu metafor tefsir edebilir.
Çünkü baktığımızda, muhalefeti, muhalif "sanatçısı", fondaş medya, hatta isminde Türk geçen bir STK, almış başlarını, dolar da dolar, enflasyon da enflasyon, seçim de seçim diye bir teraneyi dillendiriliyorlar ve asla bir siyasiye yakışmayacak terimleri sarfetmekten dahi hicab duymuyorlardı.
Yaptıkları yalan haberler, algı operasyonunları da cabasıydı.
Ancak, hesaplarını doğru yapmamışlar, topyekûn saldırdıkları adamın, kim olduğunu, nerden geldiğini, hiç mi hiç hesaba katmamışlardı ve dün akşam bir kez daha, tepelerine indi, serpme!
Sudan çıkmış balığa döndüler, saçmalığın bile hafif kaldığı, absürt açıklamalar ile, kendi pozisyonlarını kurtarmaya çalışırken, daha da battılar.
Şirin Payzın'ın, dolar kurunun düşüşe geçtiği haberini sunarken girdiği haller, resmen alay konusu oldu.
Kamu bankaları haricindeki bankalar, gece yarısından sonra, döviz işlemlerini kapattılar, hatta sistemlerini devre dışına aldılar.
Ve tam da doların yükselişini bahane ederek, pervasızca hükümete saldıranlar, bu kez de çıkışını bahane ederek saldırmaya başladılar.
Pek çoğunun, saatlerce ve dahi halen gıkı çıkmadı, çıkmıyor.
Sanırım kayıpları büyük.
Eski Maliye Bakanlarından Masum Türker, gecenin golünü attı, tabii bu bir ironi!
Beyefendi, doları yüksek kurdan alanların zararını devletin ödemesi gerektiğini öne sürdü.
Ciddi, ciddi dedi bunu.
Afedersiniz de tüm sosyal medya trollerinin ağzına uyarak, muhalefetin ağzına uyarak, fonlanmış medyanın ağzına uyarak, evini, bilmem nesini satıp, kredi çekip: "dolar 30₺ olacak" safsatasına inananların zararını neden devlet karşılasın acaba?
Kısa yoldan çok kar yapma peşinde koşarken, devlet umurlarındamıydı acaba?
Elde edecekleri geliri vergilendirmeyi düşündüler mi acaba?
Hayır!
Eh o vakit gidin, sizi buna teşvik eden kim/kimler varsa, onların yakasına yapışın kardeşim.
Yukarıda, hesaplarına Sayın Erdoğan'ın kendisini katmadılar diye yazmıştım.
Biraz anlatayım, belki kulaklarına küpe olur.
Recep Tayyip Erdoğan, çok kritik ve karışık bir zamanda yetişti.
Bu dünyada bir zamanlarda bir soğuk savaş dönemi vardı ve Sayın Erdoğan, bu dönemde yetişti,
Darbeler gördü.
Duvar yazısı da yazdı, afiş de yapıştırdı, bayraklama da yaptı.
Çekirdekten yetişti siyasette, gençlik kollarından geldi ve teşkilatçılık nedir, nerdeyse ana sütü ile emdi.
Karizmatik yapısı ile inanılmaz hitabeti ile yetişme tarzı ile adım, adım lider oldu.
Siyasette verdiği her sözü tuttu, hatta üstüne de ekledi.
İnanılır, güvenilir olarak kazındı zihinlere, samimiyeti ve sempatik tavırlarıyla da bunları pekiştirdi.
Halktan gelen biri, onun içinde halkın dertlerini iyi bilen biri.
Geldiği günden beri, tabuları yıktı, devrim üstüne devrim yaptı.
Hırslı, gözü pek ve Kasımpaşalı!
Yani geri vitesi yok, istikametinden şaşmaz.
Bu adam dava bilinci ile hareket ediyor.
Davası uğruna, kazandığı bir Milletvekilliğini, mazbatasını aldığı halde bile, Mustafa Baş’a verebilmiş biri.
Yani nefsi hareket eden biri değil.
Daha da sayarım da buraya sığmaz.
Ve bir de karşısında yer almışlara bakalım.
Zoraki lider olmuşlar, Sayın Erdoğan'a her şeylerini borçlu olanlar, karizma yoksunları, aslında acınacak durumdalar.
Tepeden inme dedik ya.
Ben devletin, hükümetin ve Sayın Erdoğan'ın sürprizlerinin bittiğini sanmıyorum.
Peş peşe gelen sürprizler, açıklamalar, insanımızı ziyadesi ile memnun etti ve daha bitmedi.
Ancak öyle tahmin ediyorum ki, en büyük sürpriz, özellikle muhalefet için, yutulmayacak bir lokma olacak…
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Maksat, çocuklarına suya sallanan oltaları ve yem cinslerini öğretmek, böylelikle avlanmalarına mâni olmakmış.
Kıyı da da bir sürü balıkçı, oltalarını atmışlar.
Anne balık, teker, teker oltaları ve yemleri tanıtıyormuş.
"Çocuklar işte bu filanca oltanın iğnesi, şu falanca oltanın yemi" derken bir anda tepelerine bir ağ inmiş ve hepsini yakalamış.
Çocuklardan bir tanesi sormuş "Anne bu ne?" diye.
Anne ne yapsın, biçare cevap vermiş, "buna tepeden serpme derler, buna karşı yapacak bir şey yok!"
***
Dün akşam olup bitenleri sanırım en iyi, Rahmetli Erbakan hocanın, uzun seneler önce başka bir olayı anlatmak için kullandığı bu metafor tefsir edebilir.
Çünkü baktığımızda, muhalefeti, muhalif "sanatçısı", fondaş medya, hatta isminde Türk geçen bir STK, almış başlarını, dolar da dolar, enflasyon da enflasyon, seçim de seçim diye bir teraneyi dillendiriliyorlar ve asla bir siyasiye yakışmayacak terimleri sarfetmekten dahi hicab duymuyorlardı.
Yaptıkları yalan haberler, algı operasyonunları da cabasıydı.
Ancak, hesaplarını doğru yapmamışlar, topyekûn saldırdıkları adamın, kim olduğunu, nerden geldiğini, hiç mi hiç hesaba katmamışlardı ve dün akşam bir kez daha, tepelerine indi, serpme!
Sudan çıkmış balığa döndüler, saçmalığın bile hafif kaldığı, absürt açıklamalar ile, kendi pozisyonlarını kurtarmaya çalışırken, daha da battılar.
Şirin Payzın'ın, dolar kurunun düşüşe geçtiği haberini sunarken girdiği haller, resmen alay konusu oldu.
Kamu bankaları haricindeki bankalar, gece yarısından sonra, döviz işlemlerini kapattılar, hatta sistemlerini devre dışına aldılar.
Ve tam da doların yükselişini bahane ederek, pervasızca hükümete saldıranlar, bu kez de çıkışını bahane ederek saldırmaya başladılar.
Pek çoğunun, saatlerce ve dahi halen gıkı çıkmadı, çıkmıyor.
Sanırım kayıpları büyük.
Eski Maliye Bakanlarından Masum Türker, gecenin golünü attı, tabii bu bir ironi!
Beyefendi, doları yüksek kurdan alanların zararını devletin ödemesi gerektiğini öne sürdü.
Ciddi, ciddi dedi bunu.
Afedersiniz de tüm sosyal medya trollerinin ağzına uyarak, muhalefetin ağzına uyarak, fonlanmış medyanın ağzına uyarak, evini, bilmem nesini satıp, kredi çekip: "dolar 30₺ olacak" safsatasına inananların zararını neden devlet karşılasın acaba?
Kısa yoldan çok kar yapma peşinde koşarken, devlet umurlarındamıydı acaba?
Elde edecekleri geliri vergilendirmeyi düşündüler mi acaba?
Hayır!
Eh o vakit gidin, sizi buna teşvik eden kim/kimler varsa, onların yakasına yapışın kardeşim.
Yukarıda, hesaplarına Sayın Erdoğan'ın kendisini katmadılar diye yazmıştım.
Biraz anlatayım, belki kulaklarına küpe olur.
Recep Tayyip Erdoğan, çok kritik ve karışık bir zamanda yetişti.
Bu dünyada bir zamanlarda bir soğuk savaş dönemi vardı ve Sayın Erdoğan, bu dönemde yetişti,
Darbeler gördü.
Duvar yazısı da yazdı, afiş de yapıştırdı, bayraklama da yaptı.
Çekirdekten yetişti siyasette, gençlik kollarından geldi ve teşkilatçılık nedir, nerdeyse ana sütü ile emdi.
Karizmatik yapısı ile inanılmaz hitabeti ile yetişme tarzı ile adım, adım lider oldu.
Siyasette verdiği her sözü tuttu, hatta üstüne de ekledi.
İnanılır, güvenilir olarak kazındı zihinlere, samimiyeti ve sempatik tavırlarıyla da bunları pekiştirdi.
Halktan gelen biri, onun içinde halkın dertlerini iyi bilen biri.
Geldiği günden beri, tabuları yıktı, devrim üstüne devrim yaptı.
Hırslı, gözü pek ve Kasımpaşalı!
Yani geri vitesi yok, istikametinden şaşmaz.
Bu adam dava bilinci ile hareket ediyor.
Davası uğruna, kazandığı bir Milletvekilliğini, mazbatasını aldığı halde bile, Mustafa Baş’a verebilmiş biri.
Yani nefsi hareket eden biri değil.
Daha da sayarım da buraya sığmaz.
Ve bir de karşısında yer almışlara bakalım.
Zoraki lider olmuşlar, Sayın Erdoğan'a her şeylerini borçlu olanlar, karizma yoksunları, aslında acınacak durumdalar.
Tepeden inme dedik ya.
Ben devletin, hükümetin ve Sayın Erdoğan'ın sürprizlerinin bittiğini sanmıyorum.
Peş peşe gelen sürprizler, açıklamalar, insanımızı ziyadesi ile memnun etti ve daha bitmedi.
Ancak öyle tahmin ediyorum ki, en büyük sürpriz, özellikle muhalefet için, yutulmayacak bir lokma olacak…
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.