Murat Yılmaz

Murat Yılmaz

Şimdi maçası sıkanları görme zamanı

Şimdi maçası sıkanları görme zamanı
Sakarya Fırat dizisinde bir Barut Binbaşı karakteri vardı ve konuk oyuncu olarak da Oktay Kaynarca canlandırmıştı.

Dizinin geçtiği “Çeliktepe” Karakoluna geldiğinde Askerin karşısına geçmiş ve şu monolog geçmişti;

“Ben buraya geçici göreve geldim. Öyle botu parlayana, beresini takana, düdüğünü taşıyana bakmam ben. Ben maçası sıkana bakarım, ona da burda değil, dağda bakarım!”

Bugün de işte öyle bir evreye girdik.

Neticede yenilenme kumpasına düşerek, kaybedilen bir seçim var. Hem de farkla. 

31 Mart seçimlerinde fark minimal iken, bu kez fark geçiştirilecek boyutta değil. Değil!

Ve bu yenilginin en son sorumlusu Sayın Binali Yıldırım.

Ama aynı şeyi İstanbul Teşkilatı için söylemek mümkün değil.

Zira biliyoruz ki, 31 Mart seçimlerinin startı verildiğinde, İl Başkanı, tüm ilçeleri arayıp: “Çalışmayacaksınız” talimatını vermişti!

Ve de öyle oldu.

30 yıldır ben bu kadar pasif bir seçim süreci görmedim. Anlam da veremedim!

Tabii sonradan ve güvenilir yerlerden gelen bilgilerden sonra, hanyayı da Konya’yı da anladık, ama iş işten geçmiş oldu tabii.

Hatta Sayın Erdoğan, Teşkilatı ekarte etmek için, en güvendiği dostlarından biri olan Metin Külünk beye, “İstanbul hareketini” başlattırdı.

Bu hareket, Parti Teşkilatından özerk, kusa süre içinde organize oldu ve gece, gündüz demeden çalıştı. 

Ancak bu da yetmedi. 

Fakat inanıyorum ki, İstanbul hareketi de olmasaydı, aradaki fark saha da büyük olacaktı.

Ve şimdi izleyeceğiz.

Rüzgara göre yön değiştiren kim var, kim yok, bunları gözümüz ile göreceğiz!

Kim menfaati uğruna AK Partisi ne yanaşmış, kim davası uğruna bu partide, göreceğiz.

Kim korkacak ve uzaklaşacak, kim “biz ölümüne” sözüne sadık kalacak, bunu da göreceğiz.

Kısacası, kimin maçası sıkıyor, göreceğiz.

Onu da klavye başında değil, gerçek hayatta göreceğiz!

Bu aralar kimi teşkilat yöneticisinin, sözümona sağlam reisçinin, buharlaştığına tanık olacağız.

Sosyal medyada bu akım başladı bile. 

Bahaneleri de hazır. 

Ya Devlet Memuru ya ticari faaliyetler ya da işten çıkartırlar korkusu.

Öyle ya, biz sanki hiç darbe görmedik.

Hiç fişlenmedik, hiç 28 Şubat’ı yaşamadık, hiç ötekileştirilmedik. 

Hiç cefa çekmedik! 

Ama doğrusu şu ki, bu buharlaşanlar, gerçekten de bunları çekmedi.

AK Partisi iktidar olduktan sonra, geldiler, 17 yıldır, bizim eziyetini çektiğimiz davanın, sefasını sürüp, kaymağını yediler.

Elbette şimdi paçaları tutuşacak. Elbette şimdi satışa gelecekler.

Onlara üzülmüyorum. Kızmıyorum da hatta.

Ancak, isimsiz kahramanlarını unutup küstüren, ama bu asalakları parlatan, altlarına koltuk koyanlara kızıyorum.

Sandıklar sayılırken edindiğim tecrübe bana hak veriyor. 

Çünkü geçersiz oyların hemen hepsi AK Partisi’nin oyları idi.

Çünkü çoğu hem AK Partisi hanesine hem de bir bağımsıza, ya da CHP’ye vurmuştu mühürü.

Ve bu parti, bu insanlar ile barışmadığı müddetçe, teşkilatı tekrar, gönülden bağlı olanlara emanet etmediği sürece de geleceğe pek iyimser bakmak mümkün olmayacak.

18 yaşında gençlere seçme ve seçilme hakkı verildi, EyvALLAH.

Ancak işte tam da bu gençlere ne bu partinin misyonu ne de vizyonu, asla anlatılamadı.

Gençlere yönelik üç beş vakıf dışında, hiçbir şey yapılmadı.

Onlar da tepkilerini böyle verdi işte.

Ne diyor atasözü: “Bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur”!

İşte biz şimdi o dağı gördük. 

Ders alınmadı.

Bu millet, üç seçimdir ciddi uyarılar verdi. Alarm sinyalleri çaldı. Ama ders çıkartılmadı. 

Bunlara sebep olan yönetici ve danışman kadrosu, tam tersine bir de terfi ve mükafat aldılar.

‘Metal yorgunluğu’ dendi, ‘revize’ dendi, dendi de dağ hep fare doğurdu.

Taban bunları gördü, üzüldü, haykırdı, ama dinleyen olmadı.

Sorulması gereken soru şu; “Bu rehavet, tembellik ve vurdumduymazlık içinde olan yönetici ve danışman ordusu, gerçekleri görmeyi istemiyor mu, yoksa hakikaten göremiyor mu?”

Çünkü hatırı sayılır pek çok isim bu konuları, iki yıldır sürekli dile getiriyor, yazıyor, çiziyor ama, kimse gerektiği gibi kaale almıyor.

Aslında insanımız da bu seçimler vasıtası ile adeta “Reis artık duy sesimizi” diye haykırdı, haykırıyor. 

Ancak onun kulağına bu feryatlar gitmiyor belli ki.

Varoşlar, dar gelirli kısım, işçiler, düz memurlar unutuldu adeta.

Para kesimi ile de haddinden fazla ilgilenildi.

Ve tabii biraz da yüz eskimesi var.

Bir insanı her gün, bilmem kaç kez TV’lerde görürse millet ve eğer de kalpten bağlı değilse, işte o zaman bıkkınlık gelir, hatta nefret bile gelir.

İşte bunun da sonuçlarını yaşıyoruz.

Bazı medya kuruluşları, sabahtan aksama kadar, Sayın Erdoğan’ı gösterince, iyilik yaptıklarını sansalar da askında sadece yalakalık yapıp, kötülük etmiş oldular.

Ve bu danışman ordusu da bu değirmene su taşıdı.

Bazı şeylerin farkına varılmadı.

Mesela reklam kampanyasının, birinin İngilizce den çevirdiği sloganlar ile yürümeyeceğini görülemedi.

Sosyal medyada büyük hatalar yapıldı ve top karşı tarafa bırakıldı.

Bugüne kadar AK Partisi ve taraftarı Twitter’a hakim değil. Üstelik CHP bu işi organize bir şekilde yürütürken, AK Partisi cenahı bu işi, kendini fenomen deklare eden üç beş kişiye bırakmış.

Facebook’da durum daha da vahim.

Orda da birkaç fason lafları tekrarlayarak fenomen geçinenlerin dışında, bu platform ile ciddi ilgilenen hiçbir hareket yok. 

Dolayısı ile, nefret söylemi almış başını gidiyor, Pontus meselesi gibi.

Sarf edilen çabalar, daha çok bireysel ve organizesiz. 

Yani Batı da üç beş genç, bir anda binlerce kişiyi bir Fash Mob’a motive edebiliyor, ama bizimkiler on kişiye ulaşamıyor. 

En vahim hatalar ise, yenilen zokalar oldu!

Nefret söylemi ile, CHP adayı masum rolüne geldi. Bu zokayı yedik!

Canan Kaftancıoğlu’na dava açmak, hem de seçim süreci içinde dava açmak, hangi çok bilmişin yumurtladığı cevherdi acaba?

Sadece bu aksiyon, CHP’ye ekstradan oy kazandırmıştır.

Bugüne kadar aklınız nerdeydi? 

Terör seviciliği suçunu Gezi’den beri işleyen bu kişi şimdiye kadar neden bunun hesabını vermedi?

FETÖ zokası!

Evet Ekrem İmamoğlu’nun FETÖcü olduğuna dair, kuvvetli bulgular mevcut.

Hatta hakkında 2016 yılından beri süren bir soruşturma var.

Yahu Allah aşkına!

“2016’dan beri niçin daha yargılanmadı peki bu insan?” diye sorarlar adama!

FETÖ ile mücadeledeki rehavet, gevşeklik, işgüzarlık, hatta umursamazlık, işte böyle neticeler doğurur.

Elin çaycısını, tatlıcısını alıp, boş yere içerde beklettikten sonra salıvermek yerine, bu tip nerdeyse kesin bilgi, bulgu ve deliller olan insanlara hulul edilmez ise, bu iş bize daha çok başarısı vereceğinden eminim.

PKK zokası!

Efendim neymiş, PKK içinde liderlik kavgası varmış?!

Peki, bize ne bundan?

Buyursunlar, birbirlerini yesinler, bizde geri kalanlarının ifadelerini dağda ve gördüğümüz her yerde alalım. Ama seçim malzemesi yapmak acaba kimin parlak fikri idi?

Bu vesile ile, Rahmetli Erol Olçok ağabeyi tekrar rahmetle anıyor ve yokluğunun yaktığını hissettiğimi belirtmek istiyorum.

Zira bir kere daha değinmiştim ki, onun şehadete yürüyüşünden mütevellit, AK Partisi’nin sanki basireti kapandı.

O, bu zokaları asla yemez ve Sayın Erdoğan’ı bu kadar çok yıpratmazdı. 

Ancak hayatta olan, yakınında olan, acı da olsa gerçekleri söyleyen, dostlarının olduğunu da çok iyi biliyorum.

Ve artık onları dinlemesi gerektiğini de. 

İsmini vermeyeceğim çünkü kızar, lakin bugünlerde olup bitenleri işte böyle bir dostu ile iki yıl evvel konuşmuştuk. 

Daha doğrusu ben dinlemek şerefine erişmiştim. 

Ve bunları kendisine defalarca kez aktardığına da kanattım tam. 

Ancak bunları dinlemediğini de maalesef görüyorum. 

Şimdi beklediğimiz hem kabine de hem Teşkilatta ve dahi Bürokrasi de ismini hakkeden köklü bir revizyondur.

Ancak yine dağ fare doğurmadan. 

Bu davaya gönül bağı ile bağlı olanları, hakettikleri yerlere getirerek ve bu hezimetten sorumlu olan biltamam herkesin, ama herkesin, hiç gözünün yaşına bakmadan ekarte ederek.

Sadece gözünün yaşına değil, yakınlık derecesine de asla bakmadan! 


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam 

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı