Seçimler ve sonuçlar
İlk önce şu gerçeği belirtmek isterim ki, aziz Türk Milleti, yüzde 88 katılım oranı ile tüm dünyaya, özellikle de %40'ları bile zor geçen Avrupa'ya köklü bir demokrasi dersi vermiştir.
Bundan böyle, hiç kimse bize parmak sallayıp, demokrasi kasamaz, ders veremez.
Seçimler, uhuvvet ce suhulet içinde, tam bir demokrasi şöleni halinde geçmiştir, sonuçları ise herkesin baş tacı olmak zorundadır.
Bu, bu kadar basit.
Bu saatten sonra, milletin iradesini sorgulayan, aşağılayan, hatta hakaret eden, her kim olur ise olsun, ebediyen kaybedecektir.
Evet, birileri için, diğerlerinin oy oranları üzücü olmuş olabilir, hayal kırıklığına sebep olmuş olabilir, ancak, Türk milleti böyle karar vermiştir, nokta.
Bunlar, yüzdeler, hakkındaki sonuçlar.
Gelelim asıl sonuçlara.
Yani gerçekten kimin, neleri kaybettiğine.
En başında, kirli siyaset yapanlar, şantaja, iftiraya, algı yönetimine başvuranlar kaybetmiştir.
Girişimleri, sandıkta istedikleri sonuçları getirmemiştir.
Popülizm ve yalancılık siyaseti yapanlar kaybetmiştir.
Çünkü bu millet feraset sahibidir ve neyin ne olduğunu gayet iyi görür, gereğini de yapar, yaptı da.
Bu ülkenin dışında olup da, bu ülkenin siyasetine yön vermek isteyenler, karışanlar kaybetmiştir.
Çünkü Türk milleti, başına kimi seçeceğini de, kimi seçmeyeceğini de kendisi bilir, kimsenin aklına ihtiyacı yoktur.
O devirler çok geride kaldı.
Çoklu masa siyasetinin bileşenleri kaybetmiştir Çünkü altı kişi bir araya gelip, tek kişinin eksiklerini kapatmaya yeterli olamamıştır.
Ne yaptılarsa, ne ettilerse, kimleri yanlara çekmiş olsalar da, yeterli gelmedi, olmadı.
Aslında en büyük kaybeden, CHP ve seçmeni olmuştur.
Çünkü öz oylarını koruyabilmiş olsa da, ittifak gereği, vekil sayısı, önemli derecede azalmıştır.
Binde bilmem kaç oy oranı olanlar, aslında seçimlerden kaçanlar, vekil olmuş, parlamentoya girebilmişlerdir.
Kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu olmuştur.
Çünkü hem kendisi kaybetmiş ve hem de partisine kaybettirmiştir.
Derin CHP'nin, bu duruma daha ne kadar sessiz kalacağı ise merak konusu şimdilik.
İnsanlık dışı, iğrenç, faşizan, onur kırıcı demeçler.
Bunu da gördük.
Deprem bölgesinden bekledikleri sonuçları alamayan millet ittifakının yandaşları, Sosyal medya platformlarında, o bölgede yaşayan insanlara adeta kin, nefret, öfke kustular, kusuyorlar.
Galiz küfürler, hakaretler, "keşke daha çok ölseydiniz" gibi, gerçekten de insanlık dışı söylemlerin, ardı arkası kesilmiyor.
Ve şimdi o cenah, hiçbir şey olmamış gibi de, bu insanlardan yine oy isteyecekler.
Ancak alacakları tepkiyi de, oyları da ben tahmin ediyorum...
Kimse kusura bakmasın da, demokrasi, işinize geldiği kadar iyi, gelmeyince kötü falan değil.
İnsanların hür iradesine siz, yaptığınız "yardımlar" ile ipotek koyacağınızı mı sandınız?
Herkesi kucaklamak, helalleşmek böyle mi oluyor?
Tekirdağ belediyesi, depremzedeleri sokağa atma kararı alıyor.
Bu nasıl bir insanlık ayıbı, nasıl kin dolu bir davranıştır?
Elbette ki AFAD asla izin vermedi, vermez, ancak, yok efendim Halil İbrahim sofrası, yok efendim herkes ile helalleşmek, kucaklaşmak...
Bırakın bunları, bu safsataları, hele de bu saatten sonra kimse yemez, kimse inanmaz artık.
Ve emin olun, ayın 28. faturası çok ağır olacaktır.
Bu davranışlar, bu kin, bu nefret, elbette ki, halkımız nezdinde görülecek, sizlere de fatura edilecektir.
Sonuçlar demişken.
Binde bilmem kaç oyu olmayanların, üstelik de gram çalışmadan elde ettikleri vekil sayıları, CHP içinde epey bir tepkiye yol açmış.
Homurdanmalar, yerini açık isyana bırakmış.
Ne Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı, ne de bakanlık verilmesini, CHP tabanı istemiyor.
Kılıçdaroğlu için, zor günler kapıda.
Bu gidişle, Genel Başkan koltuğundan bile olabilir.
Büyük oynadı, inat etti, kaybetti.
Şimdi ise nasıl bu işin içinden çıkacak, gerçekten de merak ediyorum.
Gelelim şu malum son 0,50 oya.
Hani birileri oylar çalındı diye yaygara koparıyor ya...
Tabii, çaldı, o son %0,50'yi çalmayı beceremedi mi?
Benim kanaatim göre, Sayın Erdoğan, bile isteye ikinci tura bıraktı.
Çünkü, yurtdışı oyları ile, o oranı rahatlıkla geçerdi, ancak olmadı diyelim.
Eğer ki ben Sayın Erdoğan'ı biraz tanıdı isem, o daha belirgin bir zafer ile kazanmayı tercih edecektir.
Tabii bu benim düşüncem.
Sonuç olarak, ne olup bitecek, yine bunları da, ayın 28. göreceğiz.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Bundan böyle, hiç kimse bize parmak sallayıp, demokrasi kasamaz, ders veremez.
Seçimler, uhuvvet ce suhulet içinde, tam bir demokrasi şöleni halinde geçmiştir, sonuçları ise herkesin baş tacı olmak zorundadır.
Bu, bu kadar basit.
Bu saatten sonra, milletin iradesini sorgulayan, aşağılayan, hatta hakaret eden, her kim olur ise olsun, ebediyen kaybedecektir.
Evet, birileri için, diğerlerinin oy oranları üzücü olmuş olabilir, hayal kırıklığına sebep olmuş olabilir, ancak, Türk milleti böyle karar vermiştir, nokta.
Bunlar, yüzdeler, hakkındaki sonuçlar.
Gelelim asıl sonuçlara.
Yani gerçekten kimin, neleri kaybettiğine.
En başında, kirli siyaset yapanlar, şantaja, iftiraya, algı yönetimine başvuranlar kaybetmiştir.
Girişimleri, sandıkta istedikleri sonuçları getirmemiştir.
Popülizm ve yalancılık siyaseti yapanlar kaybetmiştir.
Çünkü bu millet feraset sahibidir ve neyin ne olduğunu gayet iyi görür, gereğini de yapar, yaptı da.
Bu ülkenin dışında olup da, bu ülkenin siyasetine yön vermek isteyenler, karışanlar kaybetmiştir.
Çünkü Türk milleti, başına kimi seçeceğini de, kimi seçmeyeceğini de kendisi bilir, kimsenin aklına ihtiyacı yoktur.
O devirler çok geride kaldı.
Çoklu masa siyasetinin bileşenleri kaybetmiştir Çünkü altı kişi bir araya gelip, tek kişinin eksiklerini kapatmaya yeterli olamamıştır.
Ne yaptılarsa, ne ettilerse, kimleri yanlara çekmiş olsalar da, yeterli gelmedi, olmadı.
Aslında en büyük kaybeden, CHP ve seçmeni olmuştur.
Çünkü öz oylarını koruyabilmiş olsa da, ittifak gereği, vekil sayısı, önemli derecede azalmıştır.
Binde bilmem kaç oy oranı olanlar, aslında seçimlerden kaçanlar, vekil olmuş, parlamentoya girebilmişlerdir.
Kaybeden Kemal Kılıçdaroğlu olmuştur.
Çünkü hem kendisi kaybetmiş ve hem de partisine kaybettirmiştir.
Derin CHP'nin, bu duruma daha ne kadar sessiz kalacağı ise merak konusu şimdilik.
İnsanlık dışı, iğrenç, faşizan, onur kırıcı demeçler.
Bunu da gördük.
Deprem bölgesinden bekledikleri sonuçları alamayan millet ittifakının yandaşları, Sosyal medya platformlarında, o bölgede yaşayan insanlara adeta kin, nefret, öfke kustular, kusuyorlar.
Galiz küfürler, hakaretler, "keşke daha çok ölseydiniz" gibi, gerçekten de insanlık dışı söylemlerin, ardı arkası kesilmiyor.
Ve şimdi o cenah, hiçbir şey olmamış gibi de, bu insanlardan yine oy isteyecekler.
Ancak alacakları tepkiyi de, oyları da ben tahmin ediyorum...
Kimse kusura bakmasın da, demokrasi, işinize geldiği kadar iyi, gelmeyince kötü falan değil.
İnsanların hür iradesine siz, yaptığınız "yardımlar" ile ipotek koyacağınızı mı sandınız?
Herkesi kucaklamak, helalleşmek böyle mi oluyor?
Tekirdağ belediyesi, depremzedeleri sokağa atma kararı alıyor.
Bu nasıl bir insanlık ayıbı, nasıl kin dolu bir davranıştır?
Elbette ki AFAD asla izin vermedi, vermez, ancak, yok efendim Halil İbrahim sofrası, yok efendim herkes ile helalleşmek, kucaklaşmak...
Bırakın bunları, bu safsataları, hele de bu saatten sonra kimse yemez, kimse inanmaz artık.
Ve emin olun, ayın 28. faturası çok ağır olacaktır.
Bu davranışlar, bu kin, bu nefret, elbette ki, halkımız nezdinde görülecek, sizlere de fatura edilecektir.
Sonuçlar demişken.
Binde bilmem kaç oyu olmayanların, üstelik de gram çalışmadan elde ettikleri vekil sayıları, CHP içinde epey bir tepkiye yol açmış.
Homurdanmalar, yerini açık isyana bırakmış.
Ne Cumhurbaşkanlığı yardımcılığı, ne de bakanlık verilmesini, CHP tabanı istemiyor.
Kılıçdaroğlu için, zor günler kapıda.
Bu gidişle, Genel Başkan koltuğundan bile olabilir.
Büyük oynadı, inat etti, kaybetti.
Şimdi ise nasıl bu işin içinden çıkacak, gerçekten de merak ediyorum.
Gelelim şu malum son 0,50 oya.
Hani birileri oylar çalındı diye yaygara koparıyor ya...
Tabii, çaldı, o son %0,50'yi çalmayı beceremedi mi?
Benim kanaatim göre, Sayın Erdoğan, bile isteye ikinci tura bıraktı.
Çünkü, yurtdışı oyları ile, o oranı rahatlıkla geçerdi, ancak olmadı diyelim.
Eğer ki ben Sayın Erdoğan'ı biraz tanıdı isem, o daha belirgin bir zafer ile kazanmayı tercih edecektir.
Tabii bu benim düşüncem.
Sonuç olarak, ne olup bitecek, yine bunları da, ayın 28. göreceğiz.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.