Seçim günü gözlemlerim
Saat yediye doğru okulumuzda görevlilerimiz yerleştirilmiş, artık seçmenin gelmesi beklenmeye başlanmıştı.
Yanımıza gelen Kocaeli Milletvekilimiz Sayın Sami Çakır’da ayrı bir renk katmış, moral olmuştu.
Daha sonra kendisi ile Gaziosmanpaşa’mızın değişik okullarını da gezerek gözlemleme imkanımız oldu.
Doğrusunu söylemek gerekirse, geçen yılların darmadağın CHP Teşkilatı yoktu karşımızda.
Refah Partisinin 1994 ruhunu, tanıma işareti kaleme kadar taklit etmiş, disiplinli ve azimli ama amatör ruhlu ve gönüllülük esasına bağlı bir CHP Teşkilatı vardı.
Bu kez AK Partisi Teşkilatı da olabildiğince organize olmuş ve motive idi.
Ancak seçim süreci boyunca sahalarda pek varlık gösteremeyen, göstermeyen AK Partisi İstanbul Teşkilatı, bugün hakettiği sonucu aldı maalesef.
Elbette ki bunları üzülerek yazıyorum, ama hakikatler tekdir ve değişmez.
Başından beri kaybetmeye oynayan teşkilat, bugün sonucunu gördü!
Ve bunun faturası ivedi ile sorumlularına kesilmezse, işte o zaman bundan sonraki seçimlerde, hatta siyasi süreç içinde AK Partisi için pek de hayırlı günler gözükmüyor.
Yapılması gerekenler yapılmadı, ama yapılmaması gereken her şey sanki itina ile yapıldı.
Ve siyasetten anlayan, Ak Partisi’ni tanıyan herkes, bu işin kimlerin sorumluluğunda olduğunu biliyor!
Sayın Erdoğan’ın hiç uzaklara bakmasına gerek yok.
Evinin içinde arasın!
Bir diğer husus ise, gerçekleri görmezden gelme hususudur.
Zira, Sayın Başkanın inanmadığını söyleyen anketlerin alayı haklı çıktı.
Ve bunlarla artık yüzleşmek zorundayız!
Birey olarak beni en çok üzen ise, bir Belediye seçimini kaybetmek falan değildir.
Batı’da her köşede nöbet tutan ve “Erdoğan ne zaman devrilecek” diye soranlardır.
Çünkü onlar şu an avuçlarını ovuşturarak sırıtıyorlar!
Kanıma dokunan budur.
31 Mart seçimleri ile bugünkü seçimleri kıyaslayınca da ortaya aslında öfke uyandıran bir tablo çıkıyor.
O da şu ki, Binali Bey bu kıyaslamaya göre, hemen her ilçede ciddi oy kayıpları yaşamıştır.
Asgari iki, azami sekiz puan kaybettiğini gözlemliyoruz.
Bu gerçek ise şunu ortaya çıkartıyor ki, bugünkü seçim tamamen fuzuli idi ve CHP’nin taktiği meyve verdi. Tabii FETÖ’nün de.
Çünkü 31 Mart seçimlerinin akıbetindeki süreci AK Partisi yüzüne gözüne bulaştırdı.
Haklı olduğu halde, bunu anlatamadı ve mağdur iken, fail durumuna düştü.
Adeta basireti kesildi ve siyaset için hiç de iyi olmayan savunma ve lafa laf yetiştirme pozisyonuna düştü.
İnsanların kafaları karıştı.
Bu kadar rakam, bu kadar izahat, insanların kapasitelerini zorladı.
Bilgi fazlalığı, Bilgi zehirini beraberinde doğurdu.
Ben şahsen Binali beyi desteklediğim için gururluyum!
Çünkü terbiye ve tevazu sahibi, bir adamı destekledim.
İmamoğlu’na muhalif olduğum için de gururluyum.
Yalan, dolan, hakaret, iftira sahibi bir insana her daim de muhalif olacağım.
Bu ara şunu da gördük ki, bu millet FETÖ ile mücadeleyi artık önemsemiyor.
Bu olayı ise son derece tehlikeli olarak görüyorum ve ülkem adına üzülüyorum.
Hemen şunu da belirtmek isterim; ne duruşumda, ne siyasi, ne de dünya görüşümde zerre sapma yoktur, olamaz da.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yanımıza gelen Kocaeli Milletvekilimiz Sayın Sami Çakır’da ayrı bir renk katmış, moral olmuştu.
Daha sonra kendisi ile Gaziosmanpaşa’mızın değişik okullarını da gezerek gözlemleme imkanımız oldu.
Doğrusunu söylemek gerekirse, geçen yılların darmadağın CHP Teşkilatı yoktu karşımızda.
Refah Partisinin 1994 ruhunu, tanıma işareti kaleme kadar taklit etmiş, disiplinli ve azimli ama amatör ruhlu ve gönüllülük esasına bağlı bir CHP Teşkilatı vardı.
Bu kez AK Partisi Teşkilatı da olabildiğince organize olmuş ve motive idi.
Ancak seçim süreci boyunca sahalarda pek varlık gösteremeyen, göstermeyen AK Partisi İstanbul Teşkilatı, bugün hakettiği sonucu aldı maalesef.
Elbette ki bunları üzülerek yazıyorum, ama hakikatler tekdir ve değişmez.
Başından beri kaybetmeye oynayan teşkilat, bugün sonucunu gördü!
Ve bunun faturası ivedi ile sorumlularına kesilmezse, işte o zaman bundan sonraki seçimlerde, hatta siyasi süreç içinde AK Partisi için pek de hayırlı günler gözükmüyor.
Yapılması gerekenler yapılmadı, ama yapılmaması gereken her şey sanki itina ile yapıldı.
Ve siyasetten anlayan, Ak Partisi’ni tanıyan herkes, bu işin kimlerin sorumluluğunda olduğunu biliyor!
Sayın Erdoğan’ın hiç uzaklara bakmasına gerek yok.
Evinin içinde arasın!
Bir diğer husus ise, gerçekleri görmezden gelme hususudur.
Zira, Sayın Başkanın inanmadığını söyleyen anketlerin alayı haklı çıktı.
Ve bunlarla artık yüzleşmek zorundayız!
Birey olarak beni en çok üzen ise, bir Belediye seçimini kaybetmek falan değildir.
Batı’da her köşede nöbet tutan ve “Erdoğan ne zaman devrilecek” diye soranlardır.
Çünkü onlar şu an avuçlarını ovuşturarak sırıtıyorlar!
Kanıma dokunan budur.
31 Mart seçimleri ile bugünkü seçimleri kıyaslayınca da ortaya aslında öfke uyandıran bir tablo çıkıyor.
O da şu ki, Binali Bey bu kıyaslamaya göre, hemen her ilçede ciddi oy kayıpları yaşamıştır.
Asgari iki, azami sekiz puan kaybettiğini gözlemliyoruz.
Bu gerçek ise şunu ortaya çıkartıyor ki, bugünkü seçim tamamen fuzuli idi ve CHP’nin taktiği meyve verdi. Tabii FETÖ’nün de.
Çünkü 31 Mart seçimlerinin akıbetindeki süreci AK Partisi yüzüne gözüne bulaştırdı.
Haklı olduğu halde, bunu anlatamadı ve mağdur iken, fail durumuna düştü.
Adeta basireti kesildi ve siyaset için hiç de iyi olmayan savunma ve lafa laf yetiştirme pozisyonuna düştü.
İnsanların kafaları karıştı.
Bu kadar rakam, bu kadar izahat, insanların kapasitelerini zorladı.
Bilgi fazlalığı, Bilgi zehirini beraberinde doğurdu.
Ben şahsen Binali beyi desteklediğim için gururluyum!
Çünkü terbiye ve tevazu sahibi, bir adamı destekledim.
İmamoğlu’na muhalif olduğum için de gururluyum.
Yalan, dolan, hakaret, iftira sahibi bir insana her daim de muhalif olacağım.
Bu ara şunu da gördük ki, bu millet FETÖ ile mücadeleyi artık önemsemiyor.
Bu olayı ise son derece tehlikeli olarak görüyorum ve ülkem adına üzülüyorum.
Hemen şunu da belirtmek isterim; ne duruşumda, ne siyasi, ne de dünya görüşümde zerre sapma yoktur, olamaz da.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.