Samimi olun 2.0
Ancak o yazıdan bu güne beş gün geçti ve o beş gün içinde çok vahim olaylar yaşandı, yaşanıyor ve daha da yaşanacak. İşte bundan dolayı, bu çağrıyı biraz daha genişleterek yenilemek elzem oldu!
Eski Suriye'de TSK'nın angajmanı hepimizin malumudur. Ordumuz şu an İdlip dedir ve bu ilerleme belli ki İdlip ile sınırlı kalmayacaktır. Kalmamalıdır da zaten, çünkü söz konusu olan ne Suriye’dir, ne de Irak!
Olay ne IKBY dir, ne de ÖSO, hayır, ülkemizin, Türkiye Cumhuriyetinin bekası dır! Bu kadar net, bu kadar da apaçıktır.
Şimdi Kuvva-i Milliye olma vaktidir. Tek yürek, tek yumruk, tek bilek, tek millet, tek devlet. Tek Bayrağın altında toplanmak, Ülkü’müze, vatanımıza dört elle sarılarak, gelebilecek tüm tehditlere karşı, güçlü bir milletin ani reflekslerini gösterme vaktidir!
Mesele ne Irak dır, ne de Suriye. Mesele Türkiye dir efendiler, Türkiye!
Kurulması istenen, sözde Kürdistan, özde Büyük İsrail, bunun için sırası ile DAEŞ'ı instale eden, Suriye ve Kuzey Irak’ı destabilize eden güçler, yarın hiç çekinmeden Türkiye den toprak alma cüretinde bulunacaklardır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın!
Barzani, bu vakte kadar neden bağımsızlık macerasına girmedi?
Çünkü kuru kuruna devlet kurmak ile işler olmayacaktı. Tarımı, hayvancılığı, sanayisi olmayan, sadece petrol ve kaçakçılıkla geçinen bir devletin sizce ömrü ne kadar olabilirdi? Ve üstün üstelik, bu devlet, ölümüne Türkiye ye bağımlı kalacaktı, hemde göbekten!
Petrol aş edilip yenilmiyor, su edilip içilmiyor. Petrolün paraya dönmesi için satılması şart! Satılması için de piyasaya gönderilmesi şart. Şimdi dört bir yanı düşman olan, limanı olmayan bir devlet, petrol'ü nereye satacak? Hadi sattı, alan nasıl alacak!
İşte tam da bu yüzden Suriye destabilize edildi. Eset, ülkesi ne kadar küçülürse küçülsün, yeter ki petrolü olsun, limanı olsun, ha bir de kendini şakşaklayan halkı olsun, razı. Onun içinde halen yaşıyor zaten.
Lakin kurulacak Kürdistan a gerekli olan Liman için o bölgenin karışması, milyonlarca insanın kovulması, gitmeyenlerin öldürülmesi şarttı. Bunu yaptılar, yapıyorlar da!
Türk devleti, tam da bu oyunu bozmak için, Toprak genişletmesine gitti ve o düşündükleri koridorun tam da ortasına, mızrağı soktu. Ve daha da ileriye gidecektir, gitmek zorunda dır da!
Evet önümüzde Musul var, Kerkük var. Kilis’ten, Lazkiyeye kadar büyümesi gereken bir sınır şeridimiz var. Bu, sadece ABD nin kirli oyununu bozmakla kalmayacak, Türkiye Cumhuriyeti nin ilelebet payidar olmasını sağlayacaktır!
Bütün bunlar olup biterken, içinde bulunduğumuz coğrafyanın sınırları yeniden çizilirken, ve biz, bizsiz olmaz diye ayağa kalkmışken, içimize çok dikkatlice bakmalıyız!
Tüm bunlar olup biterken, devlet refleksi devreye girmişken, milli ve yerli olan hiç kimsenin, hiç bir şekilde Devlete ayak bağı olmaması gerekir! Şahsi ihtiraslarla, küçük menfi hesaplarla hareket etme günü değildir!
Bunları ön plana çıkaran, bunlarla gündemi tıkayan, devleti bağlayan, siyaseti kitleyen, her kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, neticede vatanına ihanet içindedir. Millete değil dış güçlere hizmet etmektedir!
Siyasi fikri ne olursa olsun, bunları dondurma zamanı, dışardan gelen tüm saldırılara tek yumrukla, tek sesle cevap verme zamanıdır! Muhalefet, ki ülkemizde zaten ciddiye alınacak bir muhalefet yok, olma zamanı değildir! Muhalefet, olağan zamanlarda, düzenli bir dünya ve ülke durumlarında yerli yerindedir.
Ancak içinde bulunduğumuz dönem, olağanüstü bir dönemdir. Ülkemiz adı konmamış bir savaşın içindedir, olaması gereken yerdedir. Bu durumda muhalif de olsanız, tek vücuda katılma durumundasınızdır. Aksi takdirde ise muhalif değil, hain olursunuz!
Hele hele iktidar partisinin mensubu olup da, partiye zarar verici tavırların asıl adı nedir, bunu yüksek takdirlerinize bırakıyorum! Aziz Türk Milleti, eminim ki bu badire ye de alnının akı, bileğinin hakkı ile atlatacaktır, ancak bu öyle üç günde olmayacak, bu apaçık bellidir!
İçimizde ki ben yabancı, çakma yerliler, kendilerini gayet belli etmiştir zaten. Devletimiz ve en önemlisi necip milletimiz, bunları görmüş ve notlarını almıştır da, zamanı gelince de faturasını kesecektir. Bugün, gün ağırmış, dost da, düşman da kendini belli etmiştir. Ne ABD, ne AB, asıl niyetlerini, asıl yüzlerini saklama gereğini duymuyorlar artık. Düşmanlıklarını, çirkin tertiplerini, sinsice ama aleni uyguluyorlar!
Onbinlerce kilometre uzaklıkta olanlar, Suriye bizim iç meselemizdir, diyorlar ise, burnumuzun dibinde olan Suriye, elbette ki asıl bizim iç meselemizdir!
Samimi olun! Başka Türkiye yok çünkü!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Eski Suriye'de TSK'nın angajmanı hepimizin malumudur. Ordumuz şu an İdlip dedir ve bu ilerleme belli ki İdlip ile sınırlı kalmayacaktır. Kalmamalıdır da zaten, çünkü söz konusu olan ne Suriye’dir, ne de Irak!
Olay ne IKBY dir, ne de ÖSO, hayır, ülkemizin, Türkiye Cumhuriyetinin bekası dır! Bu kadar net, bu kadar da apaçıktır.
Şimdi Kuvva-i Milliye olma vaktidir. Tek yürek, tek yumruk, tek bilek, tek millet, tek devlet. Tek Bayrağın altında toplanmak, Ülkü’müze, vatanımıza dört elle sarılarak, gelebilecek tüm tehditlere karşı, güçlü bir milletin ani reflekslerini gösterme vaktidir!
Mesele ne Irak dır, ne de Suriye. Mesele Türkiye dir efendiler, Türkiye!
Kurulması istenen, sözde Kürdistan, özde Büyük İsrail, bunun için sırası ile DAEŞ'ı instale eden, Suriye ve Kuzey Irak’ı destabilize eden güçler, yarın hiç çekinmeden Türkiye den toprak alma cüretinde bulunacaklardır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın!
Barzani, bu vakte kadar neden bağımsızlık macerasına girmedi?
Çünkü kuru kuruna devlet kurmak ile işler olmayacaktı. Tarımı, hayvancılığı, sanayisi olmayan, sadece petrol ve kaçakçılıkla geçinen bir devletin sizce ömrü ne kadar olabilirdi? Ve üstün üstelik, bu devlet, ölümüne Türkiye ye bağımlı kalacaktı, hemde göbekten!
Petrol aş edilip yenilmiyor, su edilip içilmiyor. Petrolün paraya dönmesi için satılması şart! Satılması için de piyasaya gönderilmesi şart. Şimdi dört bir yanı düşman olan, limanı olmayan bir devlet, petrol'ü nereye satacak? Hadi sattı, alan nasıl alacak!
İşte tam da bu yüzden Suriye destabilize edildi. Eset, ülkesi ne kadar küçülürse küçülsün, yeter ki petrolü olsun, limanı olsun, ha bir de kendini şakşaklayan halkı olsun, razı. Onun içinde halen yaşıyor zaten.
Lakin kurulacak Kürdistan a gerekli olan Liman için o bölgenin karışması, milyonlarca insanın kovulması, gitmeyenlerin öldürülmesi şarttı. Bunu yaptılar, yapıyorlar da!
Türk devleti, tam da bu oyunu bozmak için, Toprak genişletmesine gitti ve o düşündükleri koridorun tam da ortasına, mızrağı soktu. Ve daha da ileriye gidecektir, gitmek zorunda dır da!
Evet önümüzde Musul var, Kerkük var. Kilis’ten, Lazkiyeye kadar büyümesi gereken bir sınır şeridimiz var. Bu, sadece ABD nin kirli oyununu bozmakla kalmayacak, Türkiye Cumhuriyeti nin ilelebet payidar olmasını sağlayacaktır!
Bütün bunlar olup biterken, içinde bulunduğumuz coğrafyanın sınırları yeniden çizilirken, ve biz, bizsiz olmaz diye ayağa kalkmışken, içimize çok dikkatlice bakmalıyız!
Tüm bunlar olup biterken, devlet refleksi devreye girmişken, milli ve yerli olan hiç kimsenin, hiç bir şekilde Devlete ayak bağı olmaması gerekir! Şahsi ihtiraslarla, küçük menfi hesaplarla hareket etme günü değildir!
Bunları ön plana çıkaran, bunlarla gündemi tıkayan, devleti bağlayan, siyaseti kitleyen, her kim olursa olsun, hangi partiden olursa olsun, neticede vatanına ihanet içindedir. Millete değil dış güçlere hizmet etmektedir!
Siyasi fikri ne olursa olsun, bunları dondurma zamanı, dışardan gelen tüm saldırılara tek yumrukla, tek sesle cevap verme zamanıdır! Muhalefet, ki ülkemizde zaten ciddiye alınacak bir muhalefet yok, olma zamanı değildir! Muhalefet, olağan zamanlarda, düzenli bir dünya ve ülke durumlarında yerli yerindedir.
Ancak içinde bulunduğumuz dönem, olağanüstü bir dönemdir. Ülkemiz adı konmamış bir savaşın içindedir, olaması gereken yerdedir. Bu durumda muhalif de olsanız, tek vücuda katılma durumundasınızdır. Aksi takdirde ise muhalif değil, hain olursunuz!
Hele hele iktidar partisinin mensubu olup da, partiye zarar verici tavırların asıl adı nedir, bunu yüksek takdirlerinize bırakıyorum! Aziz Türk Milleti, eminim ki bu badire ye de alnının akı, bileğinin hakkı ile atlatacaktır, ancak bu öyle üç günde olmayacak, bu apaçık bellidir!
İçimizde ki ben yabancı, çakma yerliler, kendilerini gayet belli etmiştir zaten. Devletimiz ve en önemlisi necip milletimiz, bunları görmüş ve notlarını almıştır da, zamanı gelince de faturasını kesecektir. Bugün, gün ağırmış, dost da, düşman da kendini belli etmiştir. Ne ABD, ne AB, asıl niyetlerini, asıl yüzlerini saklama gereğini duymuyorlar artık. Düşmanlıklarını, çirkin tertiplerini, sinsice ama aleni uyguluyorlar!
Onbinlerce kilometre uzaklıkta olanlar, Suriye bizim iç meselemizdir, diyorlar ise, burnumuzun dibinde olan Suriye, elbette ki asıl bizim iç meselemizdir!
Samimi olun! Başka Türkiye yok çünkü!
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.