Murat Yılmaz

Murat Yılmaz

Nedir bu IMF aşkı?

Bu aralar sıklıkla duyuyoruz yine IMF kısaltmasını. Yani Uluslararası Para Fonu’nu.
Nedir bu IMF aşkı?
Ülke olarak, IMF ile hiç de iyi bir geçmişe sahip değiliz.

Zira ilk borç aldığımız günden, tamamını ödeyene kadar, IMF, ülkemizin gelişmemesinde büyük rol oynadı.

Misalen tütün ekmemizi yasakladılar, Afyon ekmemizi yasakladılar, on yıllarca ne yapıp ne yapmayacağımıza, neye yatırım yapıp, yapmayacağımıza, hangi endüstriyi geliştirip, hangi endüstriyi yerle yeksan edeceğimize onlar karar verdiler.

Faiz politikalarımıza, ekonomi siyasetimize onlar karar verdiler.

Kısacası boynumuza boyunduruk taktılar. İstedikleri zaman sıktılar, istedikleri zaman gevşek bıraktılar!

Sadece şu hususa dikkat çekmek istiyorum;
Milli savunma sanayimize, 2013’den sonra gaz verebildik.
ASELSAN, Roketsan gibi şirketlerimizi, Mayıs 2013’den sonra geliştirebildik, kurabildik.

PKK’ya karşı en büyük avantajımız, milli gururumuz olan İHA ve SİHA’ları da o tarihten sonra yapmaya başlayabildik.

Milli uçak, MİLGEM, ATAK, milli helikopter gibi projeleri, ancak bu tarihten sonra start verebildik.

Yani, bizi bugün biz yapan ne varsa ne yoksa, ancak IMF’den bağımsız hale geldikten sonra başlayabildik.

Ne yazık ki, ülkemizin başına örülen tüm ihanet çorapları da o tarihten sonra başladı.

Gezi olayları, 7 Şubat MİT krizi, 17/25 ve nihayetinde 15 Temmuz hain darbe girişimi.

Peki neden?

ABD merkezli IMF’nin iç işlerimize karışmasının bittiği için.

Güya 189 ülkenin üye olduğu ve güya sadece ülkeler arası para ticaretini geliştirme üzerine kurulmuş olan ve güya zorda olan ülkelere yardım etmek üzere kurulan IMF, aslında derin ABD’nin, dolayısı ile başta İngiliz kraliyet ailesi olmak üzere, bu gücü elinde tutan ailelerin, kendi ve olağanüstü yetkilere sahip bir gizli servisi dahi bulunan, yarı resmî, özünde illegal güç enstrümanı.

IMF, bir iyilik kuruluşu asla değildir ve hayrına da kimseye zırnık vermez!
Verdiği parayı, ki sadece geri ödemesi mümkün ülkelere verir, çok acı tavizler ve ağır faizler ile geri alır.

Mesela, borç aldığınız günden itibaren, ülkenizin Maliye, Ticaret Bakanları artık sadece IMF’nin bir memuru olmuşlardır.

Hiçbir şekilde ülke olarak, kendi finans politikanızı uygulayamazsınız.

Ne yapıp ne yapamayacağınıza IMF karar verir.
Dinlemezseniz de başınıza gelecekler çok ağırdır.

Peki, hal ve durum böyle iken, ülkemizin IMF’ye borcu kalmamış iken, boyunduruktan kurtulmuş, parangaları atılmış iken, ülkemizin Muhalefet partileri, en önde de Kemal Kılıçdaroğlu, niçin her fırsatta IMF’den borç alınmalıdır diyorlar?

Hele ki, ömrü boyunca Türkiye’yi IMF’den kurtarmak için çabalayan, bunun uğruna çok eziyetler gören Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın kurduğu siyasi partinin başında olan şahsın bile buna diretmesini benim zihnim almıyor.

Bir insan ne için kendi ülkesinin ekonomik bağımsızlığını, IMF’ye kurban etmek isteyebilir ki?

Bunun mantıklı herhangi bir açıklaması olabilir mi?

Tabii bu siyasiler, milli değil ise, izledikleri siyaset, Türk milletinin ve devletinin ferahı, refahı, istikbali, istikrarı için değil de bu derin ABD’nin menfaatleri üzerine kurulmuş ise, işte o zaman tabii, bu tip eylemlere şaşmamak gerekir.

Zira başka türlü asla bir mantık ortaya çıkmamakta.

Aslında, Türkiye’yi, Türk Devleti ve milletini buna itmeye çalışmak, bunun uğruna kaos planları kurmak ve desteklemek, darbeyi bile göze almak, ihanet değil de ne olabilir ki?

Hele de böyle bir zamanda.

Dünyada bir pandemi baş göstermişken, eski devler bile buna yenik düşmüşken, her ülkeden yardım feryatları yükselirken, 80 ülke bu IMF’den mecburi borç almışken…

Lakin Türkiye Cumhuriyeti, kendi kendine yetiyor iken, bu söylemde ısrar etmek, başka ne manaya gelebilir ki?

Ne kadar çok isteseler de istesinler, çok şükür Türkiye buna tamah etmeyecektir.

Hatta, bu salgın krizinden İnşaALLAH en hafif biçimde kurtulacak, toparlanacak ve dünya ekonomisinin başında bulunan ülkeler listelemesinde, bazı değişikliklere gidilecektir.

Çünkü ne ABD ne de Avrupa ülkeleri, bu krizi hiç ciddiye almadılar.
Hatta Trump, daha geçen hafta alaycı laflar ediyordu (bu da onun gerçeklerden ve dünyadan ne kadar kopuk biri olduğunun göstergesidir), şimdi ise verdiği her demeç ayrı bir felaket senaryosu!


Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın