İtidal, uhulet, suhulet!
Toplumumuzun kahir ekseriyetinin asla tasvip etmediği davranışlar sergilendi, pankartlar açıldı.
Son olarak ise bir bakışa göre Ezan susturulmaya çalışıldı, bir başka rivayete göre de yürüyüşü durduran polis protesto edildi.
Ezan meselesi ile toplumda infial uyandırdı.
Sosyal medya adeta yıkıldı.
Bu varsayımdan yola çıkarak, yani Ezanı susturma çabasından yola çıkarak, buna tepki göstermek elbette çok doğal ve de bir hak.
Ancak, gösterilen tepki, kanunsuz yürüyüş, protesto faaliyetlerine girerse, işte o zaman sıkıntılı durumların meydana gelmesi de kaçınılmaz.
Dün akşam da böyle bir durum yaşandı.
Niyetleri halis olsa da kanunsuz bir eyleme girişmek, elbette güvenlik güçlerinin tepkisi ile karşılaşacaktır.
Çünkü bu tip yürüyüşleri provoke etmek için hazır kıta bekleyen pek çok zümre var.
Şimdi ise tam akıllıca, sabırlı, itidalli davranma zamanıdır!
Siyasi tabloya baktığımızda, kendi kendini iptal etmiş bir CHP görüyoruz. Kendi partilisi ile baş edemeyince Genel Merkezin kapılarını kapatan bir CHP!
Yine, yeni kurulmuş olmasına rağmen, yok olmaya yüz tutmuş, halkta hiçbir karşılığı kalmamış bir İP var.
HDP de tarihten silinme ile karşı karşıya.
Zaten önemsiz olan SP ise tarihin tozlu raflarına aday.
Kendi aralarında bile anlaşamayan Zillet İttifakı üyelerinin kuyrukları kapıya fena sıkıştı bu kez.
Hiçbir icraatları olmadığı gibi, seçim vaatlerinde bile ancak AK Partisi’nin icraatlarını kopyalamaktan bir adım bile öteye gidemiyorlar.
Çaresizler, çünkü Sayın Erdoğan’ın bu ülke için alternatifsiz olduğunu biliyorlar.
Tabii akıl hocaları da bunu biliyor.
Ondan dolayıdır ki, FETÖ’nün keçi sakallı hergelesi, Emre Uslu ve avanesi sürekli “diktatörler seçimler ile gitmez” ve benzeri parolaları tweetliyorlar.
Yani tek çare gördükleri kargaşa, karışıklık, kaos.
Ve bunun en önünde set çekmesi gereken ise bu vatanın gerçek evlatları.
Tarihi bir dönüm noktası ardından gelen bu seçimler, bir daha tekrar etmekte fayda var, milletin hür iradesiyle yaptığı seçimin teyidi manasını taşımaktadır.
Son yerel seçimlerde, yani Gezi ve 17/25 olaylarının ardından gelen seçimlerde de iş bu olaylardan dolayı, yerel seçim havası değil, Genel Seçim havası hakimdi.
Maalesef şimdi de aynı hava hakim.
Çünkü o zaman ki şer odakları bu kez de aynı kirli amellerini gerçekleştirmek için, her türlü çirkinliğe başvurmaktalar.
Toplum içinde maalesef kutuplaşma artık hiç kimsenin reddetmeyeceği kadar baş göstermiş durumda.
Sinirler gergin, hava elektrik dolu ve kurşun kadar ağır.
Bu ortamda, kendi aklına göre, haklı olsa dahi hiç kimsenin fevri hareket etmesi, asla tasvip edilemez. Çünkü çok ağır sonuçlar doğurabilir.
Ben umuyorum, inanıyorum ve biliyorum ki, bu milletin gerçek sahipleri, Gezi den başlayarak, 15 Temmuz’da ki sürece kadar ve akabinden bugüne kadar bağrına bastığı Türk Güvenlik güçlerini zor durumda bırakacak, hatta karşına geçecek hiçbir faaliyete bulunmayacaktır.
Sosyal medyalarda, bu tip davranışlara davet eden, sokaklara çağıran, hiç kimsenin oyununa gelmeyecektir.
Devletimiz tüm kurumları ile iş başındadır. Hiçbir şekilde zaafiyet gösterdiği de söz konusu değildir.
Devletin başında ise, kendi oylarımızla seçtiğimiz Sayın Erdoğan vardır.
Ve bizzati kendisi, böyle bir çağrıda bulunmadıkça, bu çağrıyı yapmakta kimsenin ne haddidir ne de yetkisidir.
“Aman be olursa olsun ama Türkiye karışsın” diye ellerini ovuşturarak bekleyen leş kargaları ve akbabalar, amellerine ulaşmamalıdır ve ulaşmayacaktır da!
İllaki bir olaya bir tepki gösterilecekse, ilgili devlet kurumları, mülki idareler bunu zaten organize eder.
Ha Ezan susturulmasana bireysel tepki mi göstereceksin?
Göster!
Onların tahammül edemedikleri ezanın mesajına uyarak. Namaz kılarak göster. Hatta mümkün olduğunca Camiileri doldurarak göster.
Bu şekilde göster ki, çabalarının beyhude olduğunu idrak edebilsinler.
Kim bilir, belki bu hakikati görüp, doğru yola sevk olacak birilerine bile vesile olursun.
Ve yine mesele tepki ise, bekle 31 Mart gününü ve sandığa git.
Sandıkta da onların asla hazetmediği Cumhur İttifakına desteğini ver.
Emin olun en güzel tepki şekli olacaktır.
Ancak, gurup halinde meydanlara çıkarak, nefret söylemli nutuklar atarak, onlardan tek farkının muhafazakar olduğunu göstererek, tepki veriyorum sanma!
Çünkü ancak ekmeklerine yağ sürüyor olacaksın!
Çok kritik bir dönemde, bize gereken, Sabırdır, itidaldir ve aklıselimlik dir.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Son olarak ise bir bakışa göre Ezan susturulmaya çalışıldı, bir başka rivayete göre de yürüyüşü durduran polis protesto edildi.
Ezan meselesi ile toplumda infial uyandırdı.
Sosyal medya adeta yıkıldı.
Bu varsayımdan yola çıkarak, yani Ezanı susturma çabasından yola çıkarak, buna tepki göstermek elbette çok doğal ve de bir hak.
Ancak, gösterilen tepki, kanunsuz yürüyüş, protesto faaliyetlerine girerse, işte o zaman sıkıntılı durumların meydana gelmesi de kaçınılmaz.
Dün akşam da böyle bir durum yaşandı.
Niyetleri halis olsa da kanunsuz bir eyleme girişmek, elbette güvenlik güçlerinin tepkisi ile karşılaşacaktır.
Çünkü bu tip yürüyüşleri provoke etmek için hazır kıta bekleyen pek çok zümre var.
Şimdi ise tam akıllıca, sabırlı, itidalli davranma zamanıdır!
Siyasi tabloya baktığımızda, kendi kendini iptal etmiş bir CHP görüyoruz. Kendi partilisi ile baş edemeyince Genel Merkezin kapılarını kapatan bir CHP!
Yine, yeni kurulmuş olmasına rağmen, yok olmaya yüz tutmuş, halkta hiçbir karşılığı kalmamış bir İP var.
HDP de tarihten silinme ile karşı karşıya.
Zaten önemsiz olan SP ise tarihin tozlu raflarına aday.
Kendi aralarında bile anlaşamayan Zillet İttifakı üyelerinin kuyrukları kapıya fena sıkıştı bu kez.
Hiçbir icraatları olmadığı gibi, seçim vaatlerinde bile ancak AK Partisi’nin icraatlarını kopyalamaktan bir adım bile öteye gidemiyorlar.
Çaresizler, çünkü Sayın Erdoğan’ın bu ülke için alternatifsiz olduğunu biliyorlar.
Tabii akıl hocaları da bunu biliyor.
Ondan dolayıdır ki, FETÖ’nün keçi sakallı hergelesi, Emre Uslu ve avanesi sürekli “diktatörler seçimler ile gitmez” ve benzeri parolaları tweetliyorlar.
Yani tek çare gördükleri kargaşa, karışıklık, kaos.
Ve bunun en önünde set çekmesi gereken ise bu vatanın gerçek evlatları.
Tarihi bir dönüm noktası ardından gelen bu seçimler, bir daha tekrar etmekte fayda var, milletin hür iradesiyle yaptığı seçimin teyidi manasını taşımaktadır.
Son yerel seçimlerde, yani Gezi ve 17/25 olaylarının ardından gelen seçimlerde de iş bu olaylardan dolayı, yerel seçim havası değil, Genel Seçim havası hakimdi.
Maalesef şimdi de aynı hava hakim.
Çünkü o zaman ki şer odakları bu kez de aynı kirli amellerini gerçekleştirmek için, her türlü çirkinliğe başvurmaktalar.
Toplum içinde maalesef kutuplaşma artık hiç kimsenin reddetmeyeceği kadar baş göstermiş durumda.
Sinirler gergin, hava elektrik dolu ve kurşun kadar ağır.
Bu ortamda, kendi aklına göre, haklı olsa dahi hiç kimsenin fevri hareket etmesi, asla tasvip edilemez. Çünkü çok ağır sonuçlar doğurabilir.
Ben umuyorum, inanıyorum ve biliyorum ki, bu milletin gerçek sahipleri, Gezi den başlayarak, 15 Temmuz’da ki sürece kadar ve akabinden bugüne kadar bağrına bastığı Türk Güvenlik güçlerini zor durumda bırakacak, hatta karşına geçecek hiçbir faaliyete bulunmayacaktır.
Sosyal medyalarda, bu tip davranışlara davet eden, sokaklara çağıran, hiç kimsenin oyununa gelmeyecektir.
Devletimiz tüm kurumları ile iş başındadır. Hiçbir şekilde zaafiyet gösterdiği de söz konusu değildir.
Devletin başında ise, kendi oylarımızla seçtiğimiz Sayın Erdoğan vardır.
Ve bizzati kendisi, böyle bir çağrıda bulunmadıkça, bu çağrıyı yapmakta kimsenin ne haddidir ne de yetkisidir.
“Aman be olursa olsun ama Türkiye karışsın” diye ellerini ovuşturarak bekleyen leş kargaları ve akbabalar, amellerine ulaşmamalıdır ve ulaşmayacaktır da!
İllaki bir olaya bir tepki gösterilecekse, ilgili devlet kurumları, mülki idareler bunu zaten organize eder.
Ha Ezan susturulmasana bireysel tepki mi göstereceksin?
Göster!
Onların tahammül edemedikleri ezanın mesajına uyarak. Namaz kılarak göster. Hatta mümkün olduğunca Camiileri doldurarak göster.
Bu şekilde göster ki, çabalarının beyhude olduğunu idrak edebilsinler.
Kim bilir, belki bu hakikati görüp, doğru yola sevk olacak birilerine bile vesile olursun.
Ve yine mesele tepki ise, bekle 31 Mart gününü ve sandığa git.
Sandıkta da onların asla hazetmediği Cumhur İttifakına desteğini ver.
Emin olun en güzel tepki şekli olacaktır.
Ancak, gurup halinde meydanlara çıkarak, nefret söylemli nutuklar atarak, onlardan tek farkının muhafazakar olduğunu göstererek, tepki veriyorum sanma!
Çünkü ancak ekmeklerine yağ sürüyor olacaksın!
Çok kritik bir dönemde, bize gereken, Sabırdır, itidaldir ve aklıselimlik dir.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.