Durmayacaklar!
Evet, durmayacaklar!
Söz konusu tabi ki de İsrail, saldırgan, kimseyi, hiçbir hakkı, hukuku tanımayan İsrail!
Gerçekten zor kullanılmadıktan sonra, durmayacaklar, saldırdıkça saldıracaklar, ta ki kapımızın önüne gelene kadar, durmayacaklar!
Çünkü gerek görmüyorlar durmayı, çünkü hiç kimseyi takmıyor, umursamıyorlar.
Herhangi bir evrensel hukuk kaidesini takmıyorlar.
Bir yıldır, her gün katliam yaptılar, yapıyorlar, savaş suçları işliyorlar ve uluslararası tepkilerin hiçbiri onları durdurmadı.
Bildiklerini okudular, okuyorlar, okuyacaklar.
Arkalarında ABD de var, Almanya var, Fransa var ve ezelden beridir İngiltere var.
Finans dünyası ellerinde, kimi, niye taksınlar ki?
Diplomasi bitmiştir, uluslararası hukuk bitmiştir, bundan sonra geçerli olabilecek tek şey, güçtür, askeri güçtür.
Dün Gazze, bugün Lübnan, yarın?
Cevabı var aslında, Arzı Mevud haritası.
Türkiye de içinde, Nevşehir’e kadar.
O içimizde Arap düşmanlığı yapan kerkenezler, bunlar Türkiye ye saldırınca, bakalım kime düşman olacaklar.
Yok tarafsız kalsaymışız iyiymiş, yok bize neymiş...
Bize ne olduğunu, işte o zaman görürler...
Ne diyordu o haham bozuntusu?
“Savaşları biz başlatırız, Hristiyanlar devam ettirir.”
E, haklı, binlerce ABD askeri yola çıktı bile, çünkü İsrail’in minnacık ordusu, kara harekatı
için yetersiz.
ABD askeri gelip, onların yerine ölecek.
İstediğiniz kadar görmezden gelin, ihtimal vermeyin, inanmayın, ama savaş gelip kapımıza dayandı, hem de bir kaç yüz km kadar yakın.
Ama biz NATO üyesiyiz...
Gerçekten mi?
Öyle miyiz?
Yoksa bir video konferans toplantısı ile beş dakikada çıkartılabilir miyiz?
Yani İsrail Türk kuvvetlerine saldırırsa, gerçekten de NATO mu yanımızda olacak?
Buna inanmak en hafif tabiriyle safdilliliktir, naifliktir.
Yanımızda İslam ülkelerinden hangileri durur?
İsrail’in komşularından hiçbiri durmaz.
Duracak olanlar bellidir.
Bu savaş yarın mı olacak?
Belki yarın olmayacak, ama olacak, bundan kimsenin şüphesi olmasın.
Türkiye siyonist uşakları tarafından yönetilse de olacak, yönetilmese de olacak.
O la cak.
Türk devleti boşuna savaş kabinesi kurmadı.
Türk devleti, boşuna savunma sanayii ne bu kadar ehemmiyet vermedi, arka kapı
Diplomasisi boşuna, hiç olmadığı kadar hızlı , hareketli değil.
Bu devlet, Afrika ya boşuna çıkartma yapmadı, Akdeniz de boşuna gövde göstermiyor.
Türkiye boşuna İHA sektörünün lideri olmadı.
İnsanlar iki haftalık planlar yapamazken, devletimiz boşuna 2024, 2053, 2073 vizyonu diye bir planlama yapmadı.
Çünkü olacaklar belli, asırlar öncesinden belli oldu.
Birileri 150 yıllık planlar yapıp, tıkır, tıkır işletirken, bu devlet o planları boşuna 6 günde yerle yeksan etmedi.
Çok mu karamsarım?
Hayır hiç değilim, sadece realistim ve hamasetten uzak, popülizm den uzak, geçmişten gelen tecrübe ve kaynakları irdeliyerek yazıyorum.
Zaten gözle görülen köy de kılavuz istemez.
Umut var mı?
Var, uluslararası kamuoyu, milletlerin tepkisi, bu tepkiler doğrultusunda verdikleri seçim kararları etkilerini göstermeye başladı.
Bu tepkiler sadece ABD de işe yaramayacak, çünkü halk orada ya vebaya razı olacak, ya kolera ya.
Bekleyip göreceğiz.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.