Murat Yılmaz

Murat Yılmaz

Diyarbakır’da neler oluyor?

Açıkça söylüyorum ki, Diyarbakır’da tarihi bir fırsatı kaçırmak üzereyiz. Çünkü Diyarbakır’da iş başında olan bürokrat takımı, maalesef boş, beleş insanlardan oluşmakta.
Diyarbakır’da neler oluyor?
Çünkü Diyarbakır’da birkaç yürekli Anne’nin yaktığı kıvılcıma destek yok.

Halbuki, bu kıvılcım hele bir kor ateşe dönüştürülse, Güneydoğu’da HDP de bitecek, en önemlisi PKK’nın korku imparatorluğu ve hegemonyası da bitecek.

Çünkü PKK korkudan, nefretten beslenen bir örgüt.

Ve şu an da gerçekten de tarihi bir dönüm noktasına gelinmiş durumda.

HDP il binası kepenk kapattı!
Var mı ötesi yahu?

Şimdi evet tam şimdi, bunlara karşı, tüm STK’ların, mesela Şehid aileleri derneğinin, o eylemlere destek vermesi gerekmektedir.

Orda oluşan bir protesto girişimine, polisin müdür düzeyinde iştirak sağlayarak, sevk ve idare etmesi gerekir.

Bu kayyum meselesi son şans. Halka indik indik, inemedik, geçmiş olsun.

Ve fakat, Vali beyin de alışa gelmiş gibi vaktini, ihale avcıları, yalaka takımını ağırlamak ile kaybetmekten ise tam da bu olaya konsantre olup, bu PKK’ya baş kaldırış dalgasını, mümkün olduğunca geniş bir tabana yayması gerekmektedir.

Aksi takdirde bunun ihmalinin vebalini, hiç kimse taşıyamaz.

PKK askeri yöntemler ile bir yere kadar önlenebilir, ancak sivil halkın tepkisi ile imha edilebilir.

Ve tam da şimdi, bu tepki kendini göstermeye başlamış iken, devletin buna tüm imkanları ile destek sağlaması elzemdir. Hatta farzdır.

Kırk yıl sonra, belki de ilk sefer, bu terör örgütü, korkmuştur, pısmıştır ve kuyruğunu bacakları arasına kıstırmış durumdadır.

Çünkü maske düştü.
Gerçek suratları gün gibi ortaya çıktı.

HDP’nin, bir siyasi partiden başka, daha ziyade PKK’ya destek veren, eşkıya toplayan bir örgüt olduğu, sanırım hiç bu kadar belli olmamış, hiç bu kadar tescillenmemişti.

Şimdi ise, bu gerçekler, tüm ülkenin gözünün önünde gelişti.

Hacire ananın eylemi sonuç verdi. Ve dağa kaçırılan çocuğu geriye getirildi.
Peki neden?
Çünkü HDP’nin kapısına dayandı, suratlarına vurdu da ondan.

Bu, askında bir suçun, yani dağ kadrosuna eşkıya sağlamanın ispatıdır.

Teröre destek vermenin, terör propagandası yapmanın, yardım ve yataklık yapmanın suçüstü haline gelmişliğinin tablosudur.

Başka bir ananın:

“Diyarbakır’da genç bırakmadınız ya mezarda ya hapiste, sizin çocuklarınız ise özel okullarda. Başlarım sizin Kürdistan davanıza da!” lafları, tarihi bir devrim niteliğinde laflardır.

Bunun üstüne de HDP’nin kepenk kapatması, bitmiş olmanın başlangıcıdır.

Lakin şimdi iş savsağa alınırsa, üstüne gidilmez ise, başıboş bırakılırsa, bu tarihi fırsat da değerlendirilmeden heba olacaktır.

Tüm siyasi partilerin bu PKK’ya baş kaldırışa destek vermelidirler.

Evet, elbette CHP’den böyle bir destek bekleyemeyiz.
Zira onlar, karşı tarafın destekçisi olduklarını gerek sözel olarak, gerek ise fiilen ortaya koymuş durumdalar.

Bu terör örgütünü bitirmek için ele geçen eşsiz fırsatta, CHP, terör örgütünü destekleyenleri destekleme kararını almış olarak karşımızda duruyor.

Ve utanmadan, sıkılmadan bunu da Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı istismar ederek yapıyor olmaları, Gazi Paşa’yı tüm gerçekten sevenlerin yüzüne vurulmuş bir tokattır.

Zira herkes de çok iyi bilir ki ne PKK ne de HDP aslında azılı Atatürk düşmanlarıdırlar.

Yani bu duruma baş kaldırmayan, rahatsız olmayanların da ortalıkta, Atatürkçülük kasmaları, bir o kadar iğrençtir.

Çünkü totalde Atatürk sevgisi, PKK’ya destek için istismar edilmektedir. Bu bu kadar nettir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Paşa ise tam da bu ülkeyi bölmek için uğraşanlara, bu devleti tanımayanlara, İstiklal Marşı’na alerjisi olup, Ay Yıldızlı, Şanlı bayrağımıza nefret duyanlara destek için, zinhar istismar edilemez!

Gün oportünistlik yapılacak gün değildir.

Gün partizanlık yapılacak gün değildir.

Gün, terör örgütünü ve destekçilerini bu ülkeden söküp atmak için ele geçen tarihi bir fırsatı, top yekün kullanma günü, tek vücut olma günüdür.

Gün bu gündür ve yarın belki de çok geç olmuş olabilecektir.

Dolayısı ile, Diyarbakır’da olan devlet otoritelerinin, siyasi Partilerin, STK’ların, şimdi, şu anda harekete geçmeleri, ve bu oluşan dalgayı, güçlü bir dip dalgası ile birlikte HDP’nin kirli duvarlarını yıkmaları gerekmektedir.

Çünkü bir partiyi kapatırsınız, diğeri açılır.

Ancak o partinin halkta karşılık bulamaması, hatta halkın tepki göstererek karşısında olması, o partiyi önemsizlik mezarına gömmesi demektir.

Mezardan çıkan ise şimdiye kadar görülmemiş bir hadisedir.

HDP’nin selasını bir avuç yürekli Anne okudu. Bizlere düşen ise şimdi bu cenazeyi kaldırıp, ebediyen çıkamayacağı mezara gömmektir.

Bunun için elimizde bir daha gelmeyecek bir fırsat doğmuştur.



Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Deniz Kalender
    Haberiniz de Adnan Oktar ismi çok dikkatimi çekti.Adnan Oktar dininen güzel anlatan yasayan insandı bence ekranlara gerin dönmeli
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri