Dik duruş
Bir taraftan hükümetin, Sayın Erdoğan'ın on Büyükelçi'nin yaptığı hadsizliğe karşı dik duruşunu ve malum kişilerin, kabahatlerini çok iyi bildikleri için de geri vites yapmalarını gördük.
Bir diğer taraftan da güya bu ülkenin muhalefeti olduğunu iddia edenlerin, bu gelişmelerin doğrultusunda, Türkiye Cumhuriyeti'nin değil de ecnebilerin tarafında yer aldıklarını gördük.
Ama asıl olayı, CHP'den, sınır ötesi tezkeresinde gördük!
Ki en üzücü durum bu.
Nedenlerini ise tane tane yazmaya gayret edeceğiz.
Dik duruş gösteremedi CHP.
HDP'nin, hatta sosyal medyada HDPKK olarak adlandırılan, sözüm ona partinin yörüngesinde kayboldu, koca CHP.
Neden dik duruş gösteremedi diye soracak olanlar için;
Oylanan tezkere ile bir yıl önce "evet oyu" verdikleri tezkerenin metni birebir, harfi harfine aynı!
O zaman da sorarlar, "geçen sene onayladığın tezkereyi şimdi neden reddediyorsun" diye.
Yazık, binlerce kez yazık, hatta yazıklar olsun.
Bir siyasi hesap uğruna, "Atatürk'ün partisiyiz" diye geçinenlerin, yine aynı Atatürk'ün, gençliğe hitabesinde: "dahili ve harici düşmanlar" olarak tanımladığı, alenen Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğüne kasteden, bölücü terörist çetesinin siyasi organına kendilerini mahkûm etmesi, öyle yalanıp, yutulacak bir şey değil.
Zaten günümüzün CHP'sinde de Atatürk artık salt bir kullanılan kalıp haline gelmiş.
Ulusalcı hiçbir Allah'ın kulu kalmamış ya tasfiye edilmiş ya kovulmuş.
Kalanların ise Cumhuriyet ile İstiklal ile Atatürk ile hiçbir bağlantısı kalmamış.
Oy devşirmek için kisve olarak takılmasından başka.
Tekrar ediyorum ki, Türkiye'nin ilk Partisi, kurucu partisi, bugün dizginlerini, ülkeyi bölmek için otuz senedir terör saçanların eline bırakılmış.
Bu ne menem ne vahim olaydır?!
Bunun altında kimlerin tasarrufu olduğunu elbette biliyoruz.
Çünkü birer, ikişer ortaya çıkan belgeler ile CHP'nin içindeki kahir ekseriyeti, FETÖ'nün de tam merkezi olmuş.
Bu partinin de hem FETÖ odaklı olması hem de HDP ile ayni durumda olması da hiç şaşırtıcı değil aslında.
Çünkü iyi biliyoruz ki, iki terör örgütünün de banisi ABD, hamisi CİA!
İki birbirine zıta zıt gözüken bu kutupların aklı, efendileri bir.
Birleştiren de vakti ile meydana getirenler.
Ve yine, sözüm ona çok Atatürkçü görünen pek çok isimler, yazıları ile, paylaşımları ile bu tezkereye red oyu veren CHP'ye sadece destek çıkmak ile kalmıyor, üstelik bir de PYD/YPG/PKK'nın hemen burnumuzun dibinde bir terör Devleti kurmalarında da bir beis görmüyorlar.
Nerde kaldı sizin ulusalcılığınız, faşizme yakın milliyetçilik düşünceleriniz?
Hepsi ama hepsi, asıl emrinde olduğunuz mihrakların çıkarları karşısında buhar mı oldu?
Türk milletinin, devletinin ali menfaatleri ne oldu?
Bu devletin bekası, istiklali, istikbali, istikrarı, sizin gözünüzde nerede?
Yoksa, Batının öngördüğü standartlar bize yeter! Kafasında mısınız acaba?
Siz olabilirsiniz ama biz değiliz.
Bu değerler için biz her daim bedel ödemeye de ödetmeye de razıyız.
Bari dürüst olun da arkasında kamufle olduğunuz Atatürk ve Kemalizmi daha fazla suistimal etmeyin!
Gerçek niyetlerinizi mertçe ortaya koyun, biz buyuz deyin ve milletin karşısına bu şekilde çekin.
Ama tabii çıkamazsınız.
Tam tersi, seçimler yaklaştığında, cami/türbelerden çıkmaz, üstüne bir de dini değerleri suistimal edersiniz.
Çünkü asıl yüzünüzü ve niyetlerinizi beyan etseniz, bu milletin içine çıkacak yüzünüz kalmaz, çıksanız da bu millet size gereken cevapları, tüm vakurlulukla, tüm asaleti ile verir.
Tezkereye karşı çıkmak, sınır ötesinde cansiperane çabalayan, Gazi olan Şehid olan Mehmetçik'e ihanettir.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Bir diğer taraftan da güya bu ülkenin muhalefeti olduğunu iddia edenlerin, bu gelişmelerin doğrultusunda, Türkiye Cumhuriyeti'nin değil de ecnebilerin tarafında yer aldıklarını gördük.
Ama asıl olayı, CHP'den, sınır ötesi tezkeresinde gördük!
Ki en üzücü durum bu.
Nedenlerini ise tane tane yazmaya gayret edeceğiz.
Dik duruş gösteremedi CHP.
HDP'nin, hatta sosyal medyada HDPKK olarak adlandırılan, sözüm ona partinin yörüngesinde kayboldu, koca CHP.
Neden dik duruş gösteremedi diye soracak olanlar için;
Oylanan tezkere ile bir yıl önce "evet oyu" verdikleri tezkerenin metni birebir, harfi harfine aynı!
O zaman da sorarlar, "geçen sene onayladığın tezkereyi şimdi neden reddediyorsun" diye.
Yazık, binlerce kez yazık, hatta yazıklar olsun.
Bir siyasi hesap uğruna, "Atatürk'ün partisiyiz" diye geçinenlerin, yine aynı Atatürk'ün, gençliğe hitabesinde: "dahili ve harici düşmanlar" olarak tanımladığı, alenen Türkiye Cumhuriyeti'nin bölünmez bütünlüğüne kasteden, bölücü terörist çetesinin siyasi organına kendilerini mahkûm etmesi, öyle yalanıp, yutulacak bir şey değil.
Zaten günümüzün CHP'sinde de Atatürk artık salt bir kullanılan kalıp haline gelmiş.
Ulusalcı hiçbir Allah'ın kulu kalmamış ya tasfiye edilmiş ya kovulmuş.
Kalanların ise Cumhuriyet ile İstiklal ile Atatürk ile hiçbir bağlantısı kalmamış.
Oy devşirmek için kisve olarak takılmasından başka.
Tekrar ediyorum ki, Türkiye'nin ilk Partisi, kurucu partisi, bugün dizginlerini, ülkeyi bölmek için otuz senedir terör saçanların eline bırakılmış.
Bu ne menem ne vahim olaydır?!
Bunun altında kimlerin tasarrufu olduğunu elbette biliyoruz.
Çünkü birer, ikişer ortaya çıkan belgeler ile CHP'nin içindeki kahir ekseriyeti, FETÖ'nün de tam merkezi olmuş.
Bu partinin de hem FETÖ odaklı olması hem de HDP ile ayni durumda olması da hiç şaşırtıcı değil aslında.
Çünkü iyi biliyoruz ki, iki terör örgütünün de banisi ABD, hamisi CİA!
İki birbirine zıta zıt gözüken bu kutupların aklı, efendileri bir.
Birleştiren de vakti ile meydana getirenler.
Ve yine, sözüm ona çok Atatürkçü görünen pek çok isimler, yazıları ile, paylaşımları ile bu tezkereye red oyu veren CHP'ye sadece destek çıkmak ile kalmıyor, üstelik bir de PYD/YPG/PKK'nın hemen burnumuzun dibinde bir terör Devleti kurmalarında da bir beis görmüyorlar.
Nerde kaldı sizin ulusalcılığınız, faşizme yakın milliyetçilik düşünceleriniz?
Hepsi ama hepsi, asıl emrinde olduğunuz mihrakların çıkarları karşısında buhar mı oldu?
Türk milletinin, devletinin ali menfaatleri ne oldu?
Bu devletin bekası, istiklali, istikbali, istikrarı, sizin gözünüzde nerede?
Yoksa, Batının öngördüğü standartlar bize yeter! Kafasında mısınız acaba?
Siz olabilirsiniz ama biz değiliz.
Bu değerler için biz her daim bedel ödemeye de ödetmeye de razıyız.
Bari dürüst olun da arkasında kamufle olduğunuz Atatürk ve Kemalizmi daha fazla suistimal etmeyin!
Gerçek niyetlerinizi mertçe ortaya koyun, biz buyuz deyin ve milletin karşısına bu şekilde çekin.
Ama tabii çıkamazsınız.
Tam tersi, seçimler yaklaştığında, cami/türbelerden çıkmaz, üstüne bir de dini değerleri suistimal edersiniz.
Çünkü asıl yüzünüzü ve niyetlerinizi beyan etseniz, bu milletin içine çıkacak yüzünüz kalmaz, çıksanız da bu millet size gereken cevapları, tüm vakurlulukla, tüm asaleti ile verir.
Tezkereye karşı çıkmak, sınır ötesinde cansiperane çabalayan, Gazi olan Şehid olan Mehmetçik'e ihanettir.
Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.