Murat Yılmaz

Murat Yılmaz

Asıl mesele ne?

Asıl mesele ne?

Geçtiğimiz hafta ve hafta sonunda, maalesef yine tüm Türkiye iç siyasete kilitlendi.
Maalesef diyorum çünkü dünya yerinde durmuyor, dönüyor.
Ama biz, üçüncü sınıf bir kasaba müteahhitinin kirli işleri ile meşgul ediliyoruz.
Yetmiyor, bununla birlikte, bir avuç azınlığın taşkınlıkları ile karşı karşıya kaldık, kalıyoruz.

Başından sonuna saçmalıklar ile dolu ve sadece ülkeye zarar verme amaçlıdır bir süreç.

Suç işleyenler CHPli.
İhbar edenler CHPli.
Tanıklık edenler CHPli.

Tamamen CHP’nin iç meselesi, taht kavgası ve saray entrikaları ile koca ülke neden meşgul ediliyor, sokaklar terörize ediliyor?

Çünkü Türkiye ne zaman yükselen bir ivmeye girerse, muhakkak CHP devreye giriyor.

Biz bu filmi daha önce çok gördük.
Ve işin kötü tarafı, senaryosunu bile değiştirme gereği duymuyorlar, çünkü maalesef sürdükleri tarla çok bereketli.
Ne ekersen bitiyor.

Demokrasi, hak, hukuk, adalet!
Ne güzel, herkese lazım.
Ama gelin bunları teker teker ele alalım.

Demokrasilerde, hükümetler meşru seçimler ile değiştirilir.
Vandalizm ile değil.
Hele ki, soğuk savaş döneminde yetişmiş bir siyasetçiyi, 17/25’i atlatmış, kaç kez kapatma davası atlatmış, hatta fiilen darbe girişimini atlatmış, hatta ve hatta peşine katil sürüleri takılmış bir siyasetçiyi, üç beş sokak serserisi ile korkutmaya çalışmak, şantaj yapmayı denemek, en hafif tabiriyle ahmaklık olur.

Keza, bu siyasi figür, 22 sene boyunca her seçimden namağlup çıkan birisi ise, hiç sökmez.
Hak, hukuk, adalet…
Sizin bu kavramları nasıl anladığınıza bağlı değil, oldukları gibi doğrulardır.

Yani birileri her türlü ve üstelik yüz kızartıcı suçu işleyecek, her haltı yiyecek, ama salt CHP’li olduğu için, yargıya hesap vermeyecek, öyle mi?
Hak bunun neresinde, hukuk neresinde, adalet neresinde?
Yani bir zamanlar geçerli olan, “Binnaenaleyh, yapmışsam ben yapmışımdır” anlayışı ile mi devam edeceksiniz.
Bu nasıl bir adalet anlayışı?

Yasak tanımayız, devlet tanımayız ne demek?
Bu nasıl bir devlet adamlığı anlayışıdır?

Hele bir söz var ki…
Şu karar hükümsüzdür, bu yaptırım yok hükmündedir?
Şimdi siz öyle dediniz diye, İmamoğlu’nu serbest mi bırakacaklar?
Bu nasıl bir faşizan anlayış?

Ne yani, yargı karar vermeden size mi soracak?
Nerede kaldı o zaman yargının bağımsızlığı?

Ve gelelim, yaşananlara…

Protesto, elbette bir demokratik haktır!

Ancak bazı gerçeklerden ötürü, geçici olarak, bölgesel olarak, gösteri, yürüyüş, miting, basın açıklaması yasaklanıyor ise siz buna rağmen hareket ediyor iseniz, haklı değil, haksız oluyor, suç işliyorsunuz.
Devletin kolluk kuvvetlerine saldırmak, hiçbir şekilde demokrasi ile örtüşüyor, perdelenemiyor da.
Vandalizm de aynı şekilde, demokratik bir hak değil, ağır bir suçtur.

Hele ki, asırlık mezarları talan etmek, bir Camiinin duvarına pislemek, kutsallara küfür etmek, bunlar insanlık dışıdır.

Sayın Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanının ailesine ve dahi merhum Annesine küfür etmek, demokratik hak da değil, insanlık mevhumuna sığan bir şey de değil.

Kaldı ki, tüm bunları ne uğruna yapıyorsunuz?
Siyasi veya dini fikirleri yüzünden zulüm gören birine mi?
Yoksa bir rüşvet, yolsuzluk çetesi kurmuş ve liderliğini yaptığı iddia edilen, hakkında çok ciddi deliller, kanıtlar olduğu için, kanun gereği derdest edilen biri için mi?
Ya da bir partinin kendi iç hesaplaşmaları, taht kavgaları için mi?
Her yanı şaibe kokan bir kurultayın, iptal edilip o partinin halkın gözünde madara olmaması için mi?

Size şunu söyleyeyim ki, o CHP kodomamanlarının zerre umurlarında değilsiniz.
Ha, siz, ben zaten macera arıyorum, asi ruhlu biriyim, serseriliği seviyorum diyorsanız, o zaman da sonuçlarına katlanırsınız.

Turpun büyüğü.
Halen heybede.

Her kim iş burada bitti diye düşünüyor ise önümüzdeki yakın zamanı beklesin.
Çünkü Kadim Türk Devleti, büyük bir temizliğe girişmiştir.
Bu ara, bu anarşi denemelerinin arka planında ne İmamoğlu var ne de başka bir şey.

Suriye, Palmira’da TSK büyük bir üs kuruyor.

İsrail’in korkulu rüyası tam olarak da buydu.
Çünkü Türk askerinin o bölgedeki varlığı, planlarının alayına çomak sıkacaktır.
Önümüzdeki yakın zamanı uhuvvet ve suhullet içinde bekleyelim, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.



Bir diğer yazımızda buluşmak ümidi ve dua ile Vesselam

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet