Telekulak İhtilali Mi !
Bir zamanlar, İsrail için ''akıl Cumhuriyeti'' tabirinin kullanıldığı unutulmuyor. Ne yazık ki, bu gidişle, ülkemiz anılınca, akla ''Telekulak Cumhuriyeti''nin gelmesi bekleniyor.
Oysa, bu ''utanç'' dolu ''dinleme'' eylemleri, milletimiz tarafından oldum olası yadırganıyor.
Yani, Türkiye Cumhuriyeti asla ne ''telekulak'' ne ''istihbarat edinme'' ne de ''gizli ses arşivleri'' düzenleme ülkesi olmak istemiyor.
Bu tür girişimlere şiddetle karşı çıkılıyor.
Ne var ki, son aylarda, bir ''telekulak'' furyası Türkiye'yi kaplamış bulunuyor.
Gerçekten de, ''endişe'' verici günler yaşanıyor.
Öyle bir hava yaratılmış bulunuyor ki, sanki dinlenmeyen hiç bir telefon veya ev bulunmuyor. Kim kimi, niçin, neden, dinliyor, bu tür eylemlerin kaçı yasal gibi sorular, endişeler ülkeyi ''güvensiz'' hale yavaş yavaş getiriyor.
Dehşet dolu iddialar bir bir gerçekleşiyor !
Ne yazık ki, Koskoca bir devletin en önemli mevkilerindeki ilgililerini dinleyip ses kayıtlarını ''sır'' dolu bir sitede yayınlamak, çok önemli bir durum arz ediyor.
Devletin ''kilit'' makamlarının dinlenerek ABD merkezli internet sitesinde yayınlanmasını ancak Amerikan Haber Alma Merkezi (CIA) ile bağlantılı olabileceği gündeme getiriyor.
Hafızalar yoklanırsa 25 Kasım-1 Aralık 2007 tarihli gazeteniz OGÜN'de Flaş'ta ''Dehşet dolu iddialar ve esrarengiz ABD uçakları'' başlığı altında yer alan uyarı yazımızda, sorun ele alınmış bulunuyor.
Aslında elektronik postamıza düşen bir nottan özene bezene özetlenen ve o zaman bile ''ilgi'' ile karşılanan yazı da, ABD'nin ''elektronik istihbaratı'' ile neler yaptığı veya yapabileceğine dikkatler çekiliyordu.
Bu arada, ABD'nin istediği uçağı, istediği rotaya yönlendirebileceğinin ''derin'' olmazsa bile teknik bilgileri yer alıyordu.
Hatta NATO'nun Yugoslavya'daki operasyonda, koruma/gözetleme görevi yapan Türk F-16'lar belirlenen rotadan saptıkları noktalarda, tepelerinde dolaşmakta olan ABD AWACS uçaklarının müdahaleleri ile karışlaştıkları ve ekranlarının karartıldığı belirtiliyordu.
İş bununla bitmiyor, Birinci Körfez Savaşı'nın başladığı saatlerde Ankara'daki kritik noktalarda iletişimlerin kesildiği, Eskişehir'de gerçekleştirilen bir tatbikatta ABD'nin plan gereği, bütün üssün iletişiminin karartıldığı son olarak da Dağlıca'da yaşanan olayda, iletişimin kesildiğini hatırlatıldığı uyarı notunda ''inanılması zor'' iddialar yer alıyordu.
Arabayla yeni yapılan herhangi bir tünele girildiğinde, radyoda ne dinleniyorsa, yayının birden kesildiği ve tünelle ilgili bilgi veren başka bir yayının devreye girdiği hatırlatılarak, sistemin basit bir işleyişi özetleniyordu. İşte basit bir izahı yapılan bu ''elektronik müdahale'' sayesinde özellikle ABD'nin karada, denizde ve havada istediği her türlü operasyonu yapabileceği sonucu çıkıyor. ''gizli'' konuşmaların da, buna benzer bir ''ortam dinleme'' tekniği ile kaydedildiği de öne sürülüyor.
Her ne kadar, telekomünikasyon sistemimizin ''yabancılar''ın elinde olduğundan böylesi bir ''dinleme ağı''nın oluşturulduğu iddiaları varsa da asıl operasyonun ''Okyanus ötesi'' çıkışlı olduğu daha mantıklı bulunuyor. ''İnternet''in bir ucu Pentagon'dan geçiyor iddiaları da unutulmuyor.
Bu arada, evlerdeki bilgisayarların ekranı, ABD'nin bir çeşit RTÜK'ü olan ve her türlü radyo televizyon ve eyaletlerarası iletişimden sorumlu bulunan FCC'nin ortaya koyduğu şartları ''birebir'' uyumlu olduğu bile öne sürülüyor.
Nereden bakılırsa bakılsın, telekulağın ardında ABD'nin izleri görülüyor.
ABD istihbaratının, yüksek teknolojiye dayalı dinleme operasyonu, ne yazık ki bir bir hükmünü icra ediyor.
Gelişme aslında uydulararası bir savaşı da gündeme getiriyor.
Biran önce, gereken kovuşturmaların yapılmasının yanısıra acil önlemlerin alınması gerekiyor
Türkiye'nin her bakımdan çok dikkatli olması, özellikle ''gizli'' ve ''kilit'' durumundaki makamlarının sık sık temizlenmesi icap ediyor.
Türkiye Cumhuriyeti'ne asla ''telekulak'' tabiri yakışmıyor.
Unutulmamalıdır ki, ''Badel harap ül Basra'' (Basra harap olduktan sonra) hiçbir önlemin önemi kalmıyor.
CRA 16.Kasım.2009 Pazartesi - 16:35:00
Oysa, bu ''utanç'' dolu ''dinleme'' eylemleri, milletimiz tarafından oldum olası yadırganıyor.
Yani, Türkiye Cumhuriyeti asla ne ''telekulak'' ne ''istihbarat edinme'' ne de ''gizli ses arşivleri'' düzenleme ülkesi olmak istemiyor.
Bu tür girişimlere şiddetle karşı çıkılıyor.
Ne var ki, son aylarda, bir ''telekulak'' furyası Türkiye'yi kaplamış bulunuyor.
Gerçekten de, ''endişe'' verici günler yaşanıyor.
Öyle bir hava yaratılmış bulunuyor ki, sanki dinlenmeyen hiç bir telefon veya ev bulunmuyor. Kim kimi, niçin, neden, dinliyor, bu tür eylemlerin kaçı yasal gibi sorular, endişeler ülkeyi ''güvensiz'' hale yavaş yavaş getiriyor.
Dehşet dolu iddialar bir bir gerçekleşiyor !
Ne yazık ki, Koskoca bir devletin en önemli mevkilerindeki ilgililerini dinleyip ses kayıtlarını ''sır'' dolu bir sitede yayınlamak, çok önemli bir durum arz ediyor.
Devletin ''kilit'' makamlarının dinlenerek ABD merkezli internet sitesinde yayınlanmasını ancak Amerikan Haber Alma Merkezi (CIA) ile bağlantılı olabileceği gündeme getiriyor.
Hafızalar yoklanırsa 25 Kasım-1 Aralık 2007 tarihli gazeteniz OGÜN'de Flaş'ta ''Dehşet dolu iddialar ve esrarengiz ABD uçakları'' başlığı altında yer alan uyarı yazımızda, sorun ele alınmış bulunuyor.
Aslında elektronik postamıza düşen bir nottan özene bezene özetlenen ve o zaman bile ''ilgi'' ile karşılanan yazı da, ABD'nin ''elektronik istihbaratı'' ile neler yaptığı veya yapabileceğine dikkatler çekiliyordu.
Bu arada, ABD'nin istediği uçağı, istediği rotaya yönlendirebileceğinin ''derin'' olmazsa bile teknik bilgileri yer alıyordu.
Hatta NATO'nun Yugoslavya'daki operasyonda, koruma/gözetleme görevi yapan Türk F-16'lar belirlenen rotadan saptıkları noktalarda, tepelerinde dolaşmakta olan ABD AWACS uçaklarının müdahaleleri ile karışlaştıkları ve ekranlarının karartıldığı belirtiliyordu.
İş bununla bitmiyor, Birinci Körfez Savaşı'nın başladığı saatlerde Ankara'daki kritik noktalarda iletişimlerin kesildiği, Eskişehir'de gerçekleştirilen bir tatbikatta ABD'nin plan gereği, bütün üssün iletişiminin karartıldığı son olarak da Dağlıca'da yaşanan olayda, iletişimin kesildiğini hatırlatıldığı uyarı notunda ''inanılması zor'' iddialar yer alıyordu.
Arabayla yeni yapılan herhangi bir tünele girildiğinde, radyoda ne dinleniyorsa, yayının birden kesildiği ve tünelle ilgili bilgi veren başka bir yayının devreye girdiği hatırlatılarak, sistemin basit bir işleyişi özetleniyordu. İşte basit bir izahı yapılan bu ''elektronik müdahale'' sayesinde özellikle ABD'nin karada, denizde ve havada istediği her türlü operasyonu yapabileceği sonucu çıkıyor. ''gizli'' konuşmaların da, buna benzer bir ''ortam dinleme'' tekniği ile kaydedildiği de öne sürülüyor.
Her ne kadar, telekomünikasyon sistemimizin ''yabancılar''ın elinde olduğundan böylesi bir ''dinleme ağı''nın oluşturulduğu iddiaları varsa da asıl operasyonun ''Okyanus ötesi'' çıkışlı olduğu daha mantıklı bulunuyor. ''İnternet''in bir ucu Pentagon'dan geçiyor iddiaları da unutulmuyor.
Bu arada, evlerdeki bilgisayarların ekranı, ABD'nin bir çeşit RTÜK'ü olan ve her türlü radyo televizyon ve eyaletlerarası iletişimden sorumlu bulunan FCC'nin ortaya koyduğu şartları ''birebir'' uyumlu olduğu bile öne sürülüyor.
Nereden bakılırsa bakılsın, telekulağın ardında ABD'nin izleri görülüyor.
ABD istihbaratının, yüksek teknolojiye dayalı dinleme operasyonu, ne yazık ki bir bir hükmünü icra ediyor.
Gelişme aslında uydulararası bir savaşı da gündeme getiriyor.
Biran önce, gereken kovuşturmaların yapılmasının yanısıra acil önlemlerin alınması gerekiyor
Türkiye'nin her bakımdan çok dikkatli olması, özellikle ''gizli'' ve ''kilit'' durumundaki makamlarının sık sık temizlenmesi icap ediyor.
Türkiye Cumhuriyeti'ne asla ''telekulak'' tabiri yakışmıyor.
Unutulmamalıdır ki, ''Badel harap ül Basra'' (Basra harap olduktan sonra) hiçbir önlemin önemi kalmıyor.
CRA 16.Kasım.2009 Pazartesi - 16:35:00
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.