Kenan Akın

Kenan Akın

Humidorlardaki Komünizm, Küba Ve Castro

Gerçi, meydanlarda, kürsülerde artık Fidel yok ama başka bir Castro boy gösteriyor.
Raul Castro, ağabeyi Fidel Castro'nun her ne kadar yerini tutmuyorsa da her zaman ve her vesilede ‘efsane' lideri hatırlatıyor. Küba'nın başkenti Havana'da böylece tam yarım asırdır Castro ağızlardan düşmüyor, belleklerden silinmiyor.
Ne var ki, dünyanın yaşayan en ünlü, en karizmatik şahsiyetlerinden Fidel Alejandro Castro Ruz, 49 sene süren ''liderlik'' görevinden uzaklaşmış bulunuyor.
Böylece Küba, Havana, Fidel Castro, Che Guevera, Raul Castro ve gitar sesleri ile puro kokuları birbirine karışıyor.
Sanki adayı egzotik ve gizemli bir atmosfer sarıp sarmalıyor. Yine de her şeye rağmen ‘zaman tüneli'nin ucunda Fidel Castro'nun imzası bir neon ışığı gibi yanıp sönüyor ve insanı ister istemez uzaklara, en az yarım asır ötelere götürüyor.
13 Ağustos 1926 doğumlu Castro, Marksist Küba Devrimi'nin önderlerinin başında yer alıyor. Gerçekten de, ''trajik'' olaylarla dolu hayat öyküsünde Castro, hiçbir zaman ''devrimci'' kimliğini yitirmiyor.
1953 başlarında Batista diktatörlüğünü yıkmak amacıyla küçük bir grup oluşturan Castro, 26 Temmuz'da Santiago'daki Moncada Kışlasına 125 arkadaşıyla birlikte bir baskın düzenliyor ama başarısızlığa uğrayarak tutuklanıyor.
16 Ekim 1953'te Santiago'daki Küba Yüksek Mahkemesi'nde yapılan yargılamada Sayın Yargıç siz beni mahkum edin! Tarih beni haklı çıkaracaktır (La Historia Me Absolvera) cümlesiyle biten ünlü savunması hâlâ hatırlanıyor.
16 yıla mahkum olan Castro, Juventud Adası'nda 21 ay hapis yattıktan sonra, Batista'nın emriyle cezasının geriye kalan bölümü bağışlanıyor.
1955'te Küba'dan ayrılarak Meksika'ya geçiyor ve ''26 Temmuz Hareketi'' adlı yeni bir örgüt kuruyor.
İspanya İç Savaşı'na katılmış olan Kübalı AlbertoBayo'nun yönetiminde gerilla savaşı eğitimi gören örgüt üyeleri 2 Aralık 1956'da Granma yatıyla Küba'ya dönerek Oriente'de karaya çıkıyor.
Burada hükumet kuvvetleriyle girişilen çatışmalarda arkadaşlarının çoğunu yitiren Castro, aralarında kardeşi Raul Castro ve Ernesto Che Guevara'nın da bulunduğu 12 yandaşıyla birlikte Oriente'nin güneybatısındaki Maestra Dağlarına çekiliyor.
Bu dağlarda iki yıl boyunca Batista'nın kuvvetlerine karşı bir gerilla savaşı yürütüyor. Giderek siyasi desteğini yitiren ve bir dizi askeri yenilgiye uğrayan Batista, 31 Aralık 1958'de Dominik Cumhuriyeti'ne kaçıyor.Castro 1959'un ilk günlerinde Havana'ya giriyor.
Hukukçu Doktor Manuel Urritia Leo devlet başkanlığına, Castro da başbakanlığa getiriliyor. Fidel Castro ile yıllar önce Fizan'da görüşme fırsatı yakalamıştık.
Şu hayatın, daha doğrusu gazeteciliğin cilvesine bakınız. Fidel Castro ile Libya'nın derinliklerinde çölde tanışmış, kısa da olsa görüşmüştük. Küba veya Havana neresi, Libya veya Fizan neresi. Osmanlı İmparatorluğu'nun sürgün yerlerinden Fizan'da böylesine karizmatik bir lider ile yan yana gelebilmek...
Oldukça uzun yıllar önceydi, Libya'nın önemli günlerinden biri yine yaşanıyordu. Gizemli lider Albay Muammer El Kaddafi, Libya'nın Anayasası'nın ''Kur'an-ı Kerim'' olmasını gündeme getirmişti. Libya Halk Kongresi Fizan bölgesinin Sebha şehrinde toplanmıştı.
Aynı zamanda devrimin yıl dönümü de kutlanıyordu. Kaddafi'nin ''onur konuğu'' Castro, taa Sebha'ya gelmişti.
Kumların ay ışığında pırıl pırıl parladığı ve kümeden kümeye oynadığı ''nefis'' bir çöl gecesinde, yakılan yüzlerce meşalenin aydınlattığı Sebha havaalanınna Castro'yu getiren uçak indiğinde, bedevilerin sıktığı kurşunlar, kadınların ''hel hele'' çığlıkları unutulur gibi değildi.
Castro bütün heybetiyle, Albay Kaddafi ile kucaklaşırken mermilerin ve ''hel hele''lerin artan sesleri birbirine karışıyordu.
Pistin kenarlarında rengarenk kıyafetli bedevilerin koşuşan atları ve elden ele dolaşan meşaleler, bu tarihi buluşmaya eşlik ediyordu.
Anayasa'sını ''Kur'an-ı Kerim'' yaptığı gece Libya'ya, ''ateşli'' bir Marksist lider konuk olmuştu.
Gerçekten de tarihin ''garip'' bir cilvesi daha tecelli ediyordu. Yanımızdaki bir bedeviye Castro'yu göstererek ''Bu kim'' sorumuza, yağız delikanlının ''Reis İl Küba'' yanıtı hafızalarımızı ara sıra yokluyor.
''Reis İl Küba'' tam 49 yıl önderlik yaptığı ülkesinde artık sade bir vatandaş gibi yaşayamayacağı biliniyor. Çünkü o, çoğu kişilere göre hâlâ bir efsane...
Küba, Che ve Castro'lar için çok şeyler yazıldı ve hala çizilip yazılıyor. Kitaplar, romanlar, filmler, müzikler Küba ve Castro'ları anlatmaya çalışıyor.
Taze ve iyi sarılmış bir Havana purosu gibi yepyeni eserler insana gizemi adeta soluklatıyor.
İşte Serkan Oral'ın ‘Che, Castro, Küba' kitabı bu değişik atmosferi adeta ruhlara işliyor.
6 News'ın genç ve başarılı Genel Yayın Yönetmeni Serkan Oral, ‘Değişimin Son Kalesi'nde tüm dünyada bir özgürlük ikonu haline gelen Ernesto, Che Guevara ile Fidel Castro'nun yaşamlarını, siyasi mücadelelerini ve gerçekleştirdikleri devrimin öncesi ve sonrasını inceliyor. Küba'da Castro'nun yönetimine kardeşi Raul Castro'ya bırakmasının ardından yaşanan sosyal ve ekonomik değişimin sebep ve muhtemel sonuçlarını gözler önüne seriyor.
Küba'nın kuruluşunun 50'nci yıl dönümü bir kere daha Fidel'i çağrıştırıyor.
Bu arada Serkan Oral'ın çalışmasını gözler önüne seriyor. Ne var ki, Okyanus'un tüm güzelliğini ve unutulmaz liderini satırlarla anlatmak yine de güç oluyor.
Zaten ister Che olsun, ister Fidel olsun daima humidorlarda itina ile saklanacak deri değerleri taşıdığı bütün dünyaca tartışılıyor.

 

 

kakin@ogunhaber.com


CRA- 11.Ocak.2009 Pazar - 18:20:00

Gazete baskısı için tıklayınız.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı