Türklüğün hakimiyet sembolü, 'Çift başlı kartal'
Yükseklik, ululuk timsali kartalın, kutsal sayılması Altay kaya resimlerinden görülmektedir. Türkler kılıç kabzalarında bozkurt, at ve çift başlı kartal kabartma figürlerini kullanmışlardır.
Orta Asya inanışlarında ve şamanist eski Türkler de “Kartaldan türeme” inancı oldukça yaygın görülmektedir. Bu inanış efsanelerde de kendini gösterir.
Orta Asya Türklerinde koruyucu ruh olarak kabul edilen kartal motifinin, Şaman dini inanışından Yakut Türklerine geçtiği ve oradan da Orta Asya Türklerine kadar geldiği bilinmektedir. Şaman dini inanışında her insanın kuş şeklinde bir koruyucu ruhu olduğu ve insan öldüğünde bu ruhun da göğe yükseldiği inanışı hakimdir.BununTürk mitolojisindeki örneği, Orta Asya’nın ünlü Şaman destanı Er-Töşük’tür. Bu efsaneye göre, Gök Tanrı’nın simgesi olan Büyük Kartal, kötü güçlerin elinde tutsak olan destan kahramanı Er-Töşük’ü önce yutup sonra kusarak, daha dayanıklı ve güçlü bir insan olarak dünyaya getirir.Kartal, daha sonra, Er-Töşük’ü sırtına alıp, yeraltında günlerce uçurduktan sonra yeryüzüne çıkarır.
Çift başlı kartal figürü ilk kez, MÖ.3000 sonları ve 2000 başlangıcında, Mezopotamya’da görülür. Daha sonra ise, bütün Orta Asya’ya yayılmıştır. Anadolu’ya kadar uzanan evrede; çift başlı kartal, Türk medeniyetleri tarafından, sevilerek kullanıldığı görülür. Bu kullanımında pek çok sembolik anlam da yüklenmiştir. Orta Asya’da; çift başlı kartal nazarlık, tılsım, aydınlık ve güneş sembolü olarak işlenir. Sikkeler üzerinde ise; bazı hükümdarlar arma-sembol, diğer bir kısım hükümdar ise, hükmetme gücünü destekleyen, pekiştiren bir motif olarak kullanılmıştır. Artuklu sikkelerinde ve Anadolu’daki Selçuklu yapılarında kullanılan çift kartal simgesi surlarda, cami ve medreselerde, saraylarda; koruyucu ve hakimiyet sembolü olarak ve kötü güçlerden koruyucu olarak kullanılmıştır.
Ayrıca Attila’nın ordusunun sancağı üzerinde Bozkurt ile beraber kartalında var olduğu biliniyor.
Bu figür Anadolu yerleşimlerinde de kullanılmış olup bunun en güzel örneklerini Hititler’in Alacahöyük ve Yazılıkaya’daki çift başlı kartal kabartmalarında görmekteyiz.
Kartal Tanrısal ışığın ve Gök Tanrı’ya yakınlığın simgesi sayılmıştır. O göğün en yüksek katlarına uçabilmesi özelliği ile Gök Tanrı’ya en yakın olma değerini üstünde taşımaktadır. Gök-Kartal göğün en üst katlarına kadar uçabilmektedir. En yüksek ruhlarla alâkası vardır. Kimse kahramanların, ataların yaşadığı gökyüzü sınırına onun kadar yaklaşamaz. kartal adeta Tanrı’nın habercisi olarak da görülür. Dokuz gün gökte, dokuz gün yeraltında yaşar.
Çift kartal motifinin, Bizanslılar tarafından da kullanıldığını görüyoruz. Bu motif, Bizans’ta devlet ve kilisenin, tek bedende, bir arada tutulup yönetildiğini simgelemekteydi. 14. yüzyıldan itibaren ise, kutsal roma imparatorlarının; hanedan arması, daha sonra ise Avrupa’da soyluluk simgesi olarak benimsenir. Alman, Avusturya-Macaristan ve Rusya imparatorluklarının, devlet armalarında da kullanılır.Amerika Metropolitan Müzesinde görülen, bir taş oyma çift başlı kartal kabartması; Konya İnce Minareli Medreseden çalınarak götürülmüştür
Eski çağlarda Sümerler ve Hititlilerde rastlanır. Sümerler’de Lagaş kentinin simgesi çift başlı kartaldır. Aynı zamanda: Hititlilerde, Büyük krallık döneminde: Hattuşa, Alacahöyük ve Yazılıkaya’da ki kabartmalarda, yine çift başlı kartal görülür.
Çift başın üç izahı mecut olmakla birlikte hangisinin daha gerçekçi olduğu tartışma konusu yapılmadan değerlendirilmelidir.
1-Geçmişten geleceğe ebedi varoluş.
2-Doğu ve batı üzerinde hükümranlık ve tanrısal güçten alınan meşruluk vebuna istinad edilen dünya/yaşam üzerinde belirleyici olma hakkı.
3-Bu oluşumların kartalda simgeleşen iktidarda birleşiyor olması..
Eski Türkler’de yasa ve töre, Tanrı’nın emri ile bir kartal şeklinde gelen ruhla iletilirdi. Bir Türk, evinin yanında kartalı görürse, eğer hazır et bulunmazsa derhal onun için bir kurban keser. Biri yanlışlıkla kartalı öldürürse, Kam çağırılarak dini tören ile kartalın cenazesi gömülür. Kısır kadınlar, çocuk vermesi için kartala baş vurup yalvarırlardı. Bundan sonra dünyaya gelen çocuğa ‘hotoy törüt-teh’ (yani kartaldan türemiş) denirdi. Grifonlar, göğü, tan ağarışını, ilim, irfan, kuvvet gibi kavramları ifade eder. Türk sanatında daha çok kartal başlı grifonlar yaygın olarak görülür. İmparatorluk ünvanı, seramik tasvirlerde ve Selçuklu taşlarında kartalın göğsünün üzerine yazılır.
Selçuklu Devleti de çift başlı kartal sembolünü kullanmıştır. Ayrıca Oğuz boylarının ongunlarının yırtıcı kuşlar olması da dikkat çekicidir. Türk halılarında en çok kullanılan canlı figürü kartaldır. Selçuklular zamanında yapılan Döner Kümbet(Kayseri), Hüdavent Hatun Türbesi (Niğde), Çifte Minareli Medrese (Erzurum), Yedi Kardeş Burcu (Diyarbakır) gibi mimari eserlerde çift başlı kartal figürü kullanılmıştır.
İlluminatide ve Yahudi mitinde çift başlı kartalın ne anlama geldiğini bilmek için kartalın özelliklerini bilmek gerekir. Kartal çoğu kavimde kutsal sayılmıştır. Bunlardan birincisi kartal kuşların ve havanın hükümdarıdır. Yani bu mutlak iktidarı simgeler. İlluminatinin amacıda dünyada mutlak iktidar sağlamak değil midir? Kartal çevresini 300 derece görebilme özelliğine sahiptir. Çift başlı kartalda 360 derece görebilme şansını yakalar.
Kartal, genel olarak güçlü bir kuş olarak yüksekliği ve ululuğu temsil ediyor. Çift başlı kartal da gücün ve hakimiyetin sembolü olarak karşımıza çıkıyor. Bu anlamlı figür, beylerin de ilk tercihleri arasında yer alıyor. Erkekler tarafından en çok tercih edilen Vav, Lale, Elif Vav ve Osmanlı Tuğralı yüzükleri, çift başlı kartal figürlü yüzükler takip ediyor.
Çift başlı kartal güç ve kudretin sembolüdür. Doğunun ve batının hakimiyetini sembolize eder.
Çift Başlı Kartal sembolünü, Türkler Orta Asya kültüründen göçler ve fetihler sayesinde tüm dünya’ya taşımıştır.
Evrensel bir hale gelen bu sembolleri elimden geldiğince bloğumda yer vermeye çalışacağım. Aslında bu semboller enerjilerin akışını sağlayan anahtarlardır. Evren de tesadüf diye bir şey yoktur. Ve her şeyin bir açıklaması vardır. Bu semboller insanların, kültürlerin ve inançların arasında bir köprü oluşturabilir. Tabii eğer istenirse! Bana göre ortak paydalar çok önemli! Sevgi ile..
Bir kısım Kaynak Prof.Dr. Bahaettin Ögel, Selçuk üniversitesi erasmus kurum koordinatörlüğü
Orta Asya inanışlarında ve şamanist eski Türkler de “Kartaldan türeme” inancı oldukça yaygın görülmektedir. Bu inanış efsanelerde de kendini gösterir.
Orta Asya Türklerinde koruyucu ruh olarak kabul edilen kartal motifinin, Şaman dini inanışından Yakut Türklerine geçtiği ve oradan da Orta Asya Türklerine kadar geldiği bilinmektedir. Şaman dini inanışında her insanın kuş şeklinde bir koruyucu ruhu olduğu ve insan öldüğünde bu ruhun da göğe yükseldiği inanışı hakimdir.BununTürk mitolojisindeki örneği, Orta Asya’nın ünlü Şaman destanı Er-Töşük’tür. Bu efsaneye göre, Gök Tanrı’nın simgesi olan Büyük Kartal, kötü güçlerin elinde tutsak olan destan kahramanı Er-Töşük’ü önce yutup sonra kusarak, daha dayanıklı ve güçlü bir insan olarak dünyaya getirir.Kartal, daha sonra, Er-Töşük’ü sırtına alıp, yeraltında günlerce uçurduktan sonra yeryüzüne çıkarır.
Çift başlı kartal figürü ilk kez, MÖ.3000 sonları ve 2000 başlangıcında, Mezopotamya’da görülür. Daha sonra ise, bütün Orta Asya’ya yayılmıştır. Anadolu’ya kadar uzanan evrede; çift başlı kartal, Türk medeniyetleri tarafından, sevilerek kullanıldığı görülür. Bu kullanımında pek çok sembolik anlam da yüklenmiştir. Orta Asya’da; çift başlı kartal nazarlık, tılsım, aydınlık ve güneş sembolü olarak işlenir. Sikkeler üzerinde ise; bazı hükümdarlar arma-sembol, diğer bir kısım hükümdar ise, hükmetme gücünü destekleyen, pekiştiren bir motif olarak kullanılmıştır. Artuklu sikkelerinde ve Anadolu’daki Selçuklu yapılarında kullanılan çift kartal simgesi surlarda, cami ve medreselerde, saraylarda; koruyucu ve hakimiyet sembolü olarak ve kötü güçlerden koruyucu olarak kullanılmıştır.
Ayrıca Attila’nın ordusunun sancağı üzerinde Bozkurt ile beraber kartalında var olduğu biliniyor.
Bu figür Anadolu yerleşimlerinde de kullanılmış olup bunun en güzel örneklerini Hititler’in Alacahöyük ve Yazılıkaya’daki çift başlı kartal kabartmalarında görmekteyiz.
Kartal Tanrısal ışığın ve Gök Tanrı’ya yakınlığın simgesi sayılmıştır. O göğün en yüksek katlarına uçabilmesi özelliği ile Gök Tanrı’ya en yakın olma değerini üstünde taşımaktadır. Gök-Kartal göğün en üst katlarına kadar uçabilmektedir. En yüksek ruhlarla alâkası vardır. Kimse kahramanların, ataların yaşadığı gökyüzü sınırına onun kadar yaklaşamaz. kartal adeta Tanrı’nın habercisi olarak da görülür. Dokuz gün gökte, dokuz gün yeraltında yaşar.
Çift kartal motifinin, Bizanslılar tarafından da kullanıldığını görüyoruz. Bu motif, Bizans’ta devlet ve kilisenin, tek bedende, bir arada tutulup yönetildiğini simgelemekteydi. 14. yüzyıldan itibaren ise, kutsal roma imparatorlarının; hanedan arması, daha sonra ise Avrupa’da soyluluk simgesi olarak benimsenir. Alman, Avusturya-Macaristan ve Rusya imparatorluklarının, devlet armalarında da kullanılır.Amerika Metropolitan Müzesinde görülen, bir taş oyma çift başlı kartal kabartması; Konya İnce Minareli Medreseden çalınarak götürülmüştür
Eski çağlarda Sümerler ve Hititlilerde rastlanır. Sümerler’de Lagaş kentinin simgesi çift başlı kartaldır. Aynı zamanda: Hititlilerde, Büyük krallık döneminde: Hattuşa, Alacahöyük ve Yazılıkaya’da ki kabartmalarda, yine çift başlı kartal görülür.
Çift başın üç izahı mecut olmakla birlikte hangisinin daha gerçekçi olduğu tartışma konusu yapılmadan değerlendirilmelidir.
1-Geçmişten geleceğe ebedi varoluş.
2-Doğu ve batı üzerinde hükümranlık ve tanrısal güçten alınan meşruluk vebuna istinad edilen dünya/yaşam üzerinde belirleyici olma hakkı.
3-Bu oluşumların kartalda simgeleşen iktidarda birleşiyor olması..
Eski Türkler’de yasa ve töre, Tanrı’nın emri ile bir kartal şeklinde gelen ruhla iletilirdi. Bir Türk, evinin yanında kartalı görürse, eğer hazır et bulunmazsa derhal onun için bir kurban keser. Biri yanlışlıkla kartalı öldürürse, Kam çağırılarak dini tören ile kartalın cenazesi gömülür. Kısır kadınlar, çocuk vermesi için kartala baş vurup yalvarırlardı. Bundan sonra dünyaya gelen çocuğa ‘hotoy törüt-teh’ (yani kartaldan türemiş) denirdi. Grifonlar, göğü, tan ağarışını, ilim, irfan, kuvvet gibi kavramları ifade eder. Türk sanatında daha çok kartal başlı grifonlar yaygın olarak görülür. İmparatorluk ünvanı, seramik tasvirlerde ve Selçuklu taşlarında kartalın göğsünün üzerine yazılır.
Selçuklu Devleti de çift başlı kartal sembolünü kullanmıştır. Ayrıca Oğuz boylarının ongunlarının yırtıcı kuşlar olması da dikkat çekicidir. Türk halılarında en çok kullanılan canlı figürü kartaldır. Selçuklular zamanında yapılan Döner Kümbet(Kayseri), Hüdavent Hatun Türbesi (Niğde), Çifte Minareli Medrese (Erzurum), Yedi Kardeş Burcu (Diyarbakır) gibi mimari eserlerde çift başlı kartal figürü kullanılmıştır.
İlluminatide ve Yahudi mitinde çift başlı kartalın ne anlama geldiğini bilmek için kartalın özelliklerini bilmek gerekir. Kartal çoğu kavimde kutsal sayılmıştır. Bunlardan birincisi kartal kuşların ve havanın hükümdarıdır. Yani bu mutlak iktidarı simgeler. İlluminatinin amacıda dünyada mutlak iktidar sağlamak değil midir? Kartal çevresini 300 derece görebilme özelliğine sahiptir. Çift başlı kartalda 360 derece görebilme şansını yakalar.
Kartal, genel olarak güçlü bir kuş olarak yüksekliği ve ululuğu temsil ediyor. Çift başlı kartal da gücün ve hakimiyetin sembolü olarak karşımıza çıkıyor. Bu anlamlı figür, beylerin de ilk tercihleri arasında yer alıyor. Erkekler tarafından en çok tercih edilen Vav, Lale, Elif Vav ve Osmanlı Tuğralı yüzükleri, çift başlı kartal figürlü yüzükler takip ediyor.
Çift başlı kartal güç ve kudretin sembolüdür. Doğunun ve batının hakimiyetini sembolize eder.
Çift Başlı Kartal sembolünü, Türkler Orta Asya kültüründen göçler ve fetihler sayesinde tüm dünya’ya taşımıştır.
Evrensel bir hale gelen bu sembolleri elimden geldiğince bloğumda yer vermeye çalışacağım. Aslında bu semboller enerjilerin akışını sağlayan anahtarlardır. Evren de tesadüf diye bir şey yoktur. Ve her şeyin bir açıklaması vardır. Bu semboller insanların, kültürlerin ve inançların arasında bir köprü oluşturabilir. Tabii eğer istenirse! Bana göre ortak paydalar çok önemli! Sevgi ile..
Bir kısım Kaynak Prof.Dr. Bahaettin Ögel, Selçuk üniversitesi erasmus kurum koordinatörlüğü
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.