Suriye Türkleri
Suriye Türkleri, Selçuklu sultanı Alparslan'ın Malazgirt Savaşından önce belirli oranlarda Rakka ve Halep bölgesine yerleşmeye başlayan ardından Anadolu'nun fethiyle bölgeye genel anlamda yerleşmeye başlayan Haçlı Seferlerine karşı önemle yerleştirilmiş Oğuz boylarıdır.
Tarih
Türkler Osmanlı Devleti'nin Şam topraklarını kaybetmesiyle Türkiye'ye göç etmişlerdir. [kaynak belirtilmeli] Suriye Türkleri (Türkmenleri olarak anlılırlar)Selçuklu ve Osmanlı döneminde, Müslümanların kutsal bölgelere olan Hac yollarını korumak amacıyla yerleştirilmişlerdir.
Şam, Humus, Lazkiye ve Halep’te kenar mahallelere yerleşen Türkmenler hem ekonomik hem de kültürel bakımdan zayıflar. Bilek gücüyle çalışıyor ve önemli mevkilere gelemiyorlar. En büyük üzüntüleri Türkiye’nin onları unutması. “Türkiye neden kültür merkezleri açmıyor?” diyen de var, “Bizden vize istemeyin.” diyen de…Adı Türkiye. Suriye’de yaşayan 1,5 milyon Türkmen’den biri. Ülkenin kuzeyindeki Humus’un merkez köylerinden Kızhıl’da yaşıyor. Ona “Türkiye” adını veren babası oğluna da “Türkî” demiş. Şimdi 70’li yaşlarını süren ve tek kelime Türkçe bilmeyen bu kadın, Kızhıl’ın geniş avlularından birinde akşam serinliğiyle büyüyen halkaya dâhil oluyor. Komşular, akrabalar, arkadaşlar, üç-beş kelime Türkçe konuşanlar ya da Türkiye Türkçesi neye benziyor bilmek isteyenler; İstanbul’dan gelmiş konuklara dikkat kesiliyor. Sohbet yarı Arapça yarı Türkçe, devrik cümlelerle kırık dökük ilerliyor. Arada kapı açılıyor, “biraz Türkçe bilen” biri daha kendini sınamak üzere meclise katılıyor. Hiç konuşamayanlar, gülüşmeler eşliğinde bir odaya kapatılıyor. Evin oğlu Abdülaziz, yüzünde muzip bir gülümseme, elinde anahtarla çıkageliyor: “Türkçe öğrenene kadar odada kalacak.” Bu köy evinde toplanan kalabalık, hayat biçimleri, ilgileri, merakları, sorunları ve ‘iki adım’ uzaklıktaki Türkiye’ye ilişkin görüşleriyle yüzlerce yıldır Suriye’de yaşayan Türklerin bir numunesi aslında… Ancak, şehirden şehire hatta köyden köye, Türkiye sınırından uzaklığa, Hatay, Adana, Antep’teki akrabaları ziyaret sıklığına, Araplarla içli dışlı olmaya ve eğitime bağlı ufak değişiklikler yok değil.
Suriye Türkleri tarihsel süreçte çok büyük görevler üstlenmişlerdir. Haçlı ordularına karşı yaptıkları savaşlar yanında, günümüze değin işgal altında olan bölgelerde kutsal hac yollarının koruyucuları ve bölgelerinin savunucuları olmuşlardır.
Suriye'nin farklı bölge ve şehirlerinde yerleşmiş olan Suriye Türkmenleri özellikle Şam, Lazkiye, Hama, Humus, Halep ve Rakka kentlerinde ve köylerinde bulunmaktadır. Arap sosyalizmiasimilasyon programları çerçevesinde, dil öğrenimlerini engellemiş, köylerinin isimlerini değiştirmiş, sosyal ve kültürel gelişimlerini engellemiştir. Ancak savaşçı ruhları ve gelenek göreneklerine olan yüksek bağlılıklarıyla, dillerini, dinlerini ve kültürlerini bugüne dek koruyabilmişlerdir.
Bugünkü Durum
Bugün Suriye’de yaşayan bir buçuk milyon Türk’ün iki önemli meselesi var; sahipsiz kalmaları ve dillerini unutmaları. Sahipsizliğin getirdiği teslimiyet psikolojisi çok ciddi kültür erozyonuna sebep oldu. Türkiye, yeni dünya düzeninin tartışıldığı günümüzde, jeopolitiğinin verdiği avantajdan ve tarihinden kaynaklanan misyonundan yeterince faydalanamadı. Osmanlı sonrasında kurulan milli hükümetler yayılmacı bir dış politika takip etmemeyi genel bir politika olarak belirlediler ve dışarıdaki Türklerin varlığını kendi güçleri haline getiremediler. Bin yıl boyunca adalet içinde yönettiğimiz bu coğrafyaya yeniden huzur gelebilmesi için Türk’ün adaletinin yeniden kaim olması gerekir. Türkiye, bu misyonunu, emperyalizmin gereği olarak değil doğrudan huzur getirebilmek için küresel bir görev olarak ortaya koyabilirdi; ama yapmadı. Biz ısrarla şunu söylüyoruz; Türkiye’deki Arap asıllı bir Türk vatandaşı hangi haklara sahipse, Suriye’deki Türk asıllı bir Suriye vatandaşı aynı haklara sahip olmalıdır. Ama bunu bizim söylememiz değil Türk dış politikasının söylemesi lazım.
Türkiye'de özellikle Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Adana, Kayseri şehirlerinde Suriye Türklerinin akrabaları ve yakınları bulunmaktadır.[kaynak belirtilmeli] Bayramlarda sınır boylarında yoğun bir trafik yaşanmaktadır. Halep ve Lazkiye Türkleri İç Anadolu Bölgesindeki Türkçe'ye çok yakın bir dil kullanmaktadır. Bununla Rakka gibi bazı bölgeler asimilasyon programları nedeniyle, özellikle genç ve orta yaş grupları Türkçe'yi iyi konuşamamaktadır. Suriye Türkmenleri, özellikle de ata öte ve aile bağları nedeniyle, bütün baskılara rağmen göç etmemiştir. Ancak Lazkiye bölgesinde bulunan ve sayıları 100.000 üzerinde olan Bayır-Bucak Türkleri ikinci dünya savaşından sonra Hatay bölgesine sınırlı sayıda da olsa göç etmiş ve bazı başarılı üyeleri ( Mehmet Şandır , İsmet Bozoğlan, Esat Arber vb.), Türkiye'de önemli başarılar elde etmiş durumdalar.
Suriye Türkiye nin muhteşem bir ortak damak tadı Humus Tarifi
Malzemeler (7-8 kişilik)
•500 g koçbaşı nohut (Haşlanmış, kabukları alınmış hali ile, yaklaşık 2-3 su bardağı)
•1,5 çay bardağı ılık su
Humus için
•1 çay bardağı ılık su
•1/2 çay bardağı tahin
•1 çay kaşığı kimyon
•4 çorba kaşığı limon suyu
•3-4 diş sarımsak(ezilmiş)
•Tuz
Süslemek için
•Kimyon
•Kırmızı pul biber
•Sumak
•Kıyılmış maydanoz
•Arzuya göre salatalık turşusu ve turp
Nohutlarınızı bir gece önceden ıslatın, düdüklü tencereye alın, bir taşım kaynatın, çıkan köpüklü suyu dökün, tekrar sıcak su ekleyip düdüklü tencerenizde tam pişirin (hafif çatlasın ve kabukları kolay çıkabilecek hal alsın, yaklaşık 15-20 dk)
Nohutların kabuklarını temizleyin, ölçüdeki nohutu elde edin.. Kabuksuz nohutları,1,5 çay bardağı su ile orta derinlikte bir tencereye alın, tekrar ocağa koyun, tahta kaşıkla ezerek suyunu hafifçe çektirin. Ilınmış nohutunuzu el püre yapıcınızdan geçirerek pürüzsüz hal almasını sağlayın. Nohutunuz katı bir hal alacak.(bu aşamada derin dondurucuda saklayabilirsiz)
2.kez kısık ateşe aldığınız nohutunuza 1 çay bardağı ılık su ekleyin yumuşatın, sürekli karıştırarak açılmasını sağlayın.(1 dk). Ateşten aldığınız sıcak nohutunuza tahin, limonsuyu, ezilmiş sarımsak tuz ve kimyonu ekleyin. Çok iyi karıştırın.
Servis tabağınıza aldığınız ve yaydığınız humusunuzu kimyon,pul kırmızı biber,sumak,kıyılmış maydanoz ile süsleyin. Üzerine incecik zeytinyağı gezdirin, ılık servis yapın. Afiyet olsun.
Tarih
Türkler Osmanlı Devleti'nin Şam topraklarını kaybetmesiyle Türkiye'ye göç etmişlerdir. [kaynak belirtilmeli] Suriye Türkleri (Türkmenleri olarak anlılırlar)Selçuklu ve Osmanlı döneminde, Müslümanların kutsal bölgelere olan Hac yollarını korumak amacıyla yerleştirilmişlerdir.
Şam, Humus, Lazkiye ve Halep’te kenar mahallelere yerleşen Türkmenler hem ekonomik hem de kültürel bakımdan zayıflar. Bilek gücüyle çalışıyor ve önemli mevkilere gelemiyorlar. En büyük üzüntüleri Türkiye’nin onları unutması. “Türkiye neden kültür merkezleri açmıyor?” diyen de var, “Bizden vize istemeyin.” diyen de…Adı Türkiye. Suriye’de yaşayan 1,5 milyon Türkmen’den biri. Ülkenin kuzeyindeki Humus’un merkez köylerinden Kızhıl’da yaşıyor. Ona “Türkiye” adını veren babası oğluna da “Türkî” demiş. Şimdi 70’li yaşlarını süren ve tek kelime Türkçe bilmeyen bu kadın, Kızhıl’ın geniş avlularından birinde akşam serinliğiyle büyüyen halkaya dâhil oluyor. Komşular, akrabalar, arkadaşlar, üç-beş kelime Türkçe konuşanlar ya da Türkiye Türkçesi neye benziyor bilmek isteyenler; İstanbul’dan gelmiş konuklara dikkat kesiliyor. Sohbet yarı Arapça yarı Türkçe, devrik cümlelerle kırık dökük ilerliyor. Arada kapı açılıyor, “biraz Türkçe bilen” biri daha kendini sınamak üzere meclise katılıyor. Hiç konuşamayanlar, gülüşmeler eşliğinde bir odaya kapatılıyor. Evin oğlu Abdülaziz, yüzünde muzip bir gülümseme, elinde anahtarla çıkageliyor: “Türkçe öğrenene kadar odada kalacak.” Bu köy evinde toplanan kalabalık, hayat biçimleri, ilgileri, merakları, sorunları ve ‘iki adım’ uzaklıktaki Türkiye’ye ilişkin görüşleriyle yüzlerce yıldır Suriye’de yaşayan Türklerin bir numunesi aslında… Ancak, şehirden şehire hatta köyden köye, Türkiye sınırından uzaklığa, Hatay, Adana, Antep’teki akrabaları ziyaret sıklığına, Araplarla içli dışlı olmaya ve eğitime bağlı ufak değişiklikler yok değil.
Suriye Türkleri tarihsel süreçte çok büyük görevler üstlenmişlerdir. Haçlı ordularına karşı yaptıkları savaşlar yanında, günümüze değin işgal altında olan bölgelerde kutsal hac yollarının koruyucuları ve bölgelerinin savunucuları olmuşlardır.
Suriye'nin farklı bölge ve şehirlerinde yerleşmiş olan Suriye Türkmenleri özellikle Şam, Lazkiye, Hama, Humus, Halep ve Rakka kentlerinde ve köylerinde bulunmaktadır. Arap sosyalizmiasimilasyon programları çerçevesinde, dil öğrenimlerini engellemiş, köylerinin isimlerini değiştirmiş, sosyal ve kültürel gelişimlerini engellemiştir. Ancak savaşçı ruhları ve gelenek göreneklerine olan yüksek bağlılıklarıyla, dillerini, dinlerini ve kültürlerini bugüne dek koruyabilmişlerdir.
Bugünkü Durum
Bugün Suriye’de yaşayan bir buçuk milyon Türk’ün iki önemli meselesi var; sahipsiz kalmaları ve dillerini unutmaları. Sahipsizliğin getirdiği teslimiyet psikolojisi çok ciddi kültür erozyonuna sebep oldu. Türkiye, yeni dünya düzeninin tartışıldığı günümüzde, jeopolitiğinin verdiği avantajdan ve tarihinden kaynaklanan misyonundan yeterince faydalanamadı. Osmanlı sonrasında kurulan milli hükümetler yayılmacı bir dış politika takip etmemeyi genel bir politika olarak belirlediler ve dışarıdaki Türklerin varlığını kendi güçleri haline getiremediler. Bin yıl boyunca adalet içinde yönettiğimiz bu coğrafyaya yeniden huzur gelebilmesi için Türk’ün adaletinin yeniden kaim olması gerekir. Türkiye, bu misyonunu, emperyalizmin gereği olarak değil doğrudan huzur getirebilmek için küresel bir görev olarak ortaya koyabilirdi; ama yapmadı. Biz ısrarla şunu söylüyoruz; Türkiye’deki Arap asıllı bir Türk vatandaşı hangi haklara sahipse, Suriye’deki Türk asıllı bir Suriye vatandaşı aynı haklara sahip olmalıdır. Ama bunu bizim söylememiz değil Türk dış politikasının söylemesi lazım.
Türkiye'de özellikle Hatay, Gaziantep, Kilis, Şanlıurfa, Adana, Kayseri şehirlerinde Suriye Türklerinin akrabaları ve yakınları bulunmaktadır.[kaynak belirtilmeli] Bayramlarda sınır boylarında yoğun bir trafik yaşanmaktadır. Halep ve Lazkiye Türkleri İç Anadolu Bölgesindeki Türkçe'ye çok yakın bir dil kullanmaktadır. Bununla Rakka gibi bazı bölgeler asimilasyon programları nedeniyle, özellikle genç ve orta yaş grupları Türkçe'yi iyi konuşamamaktadır. Suriye Türkmenleri, özellikle de ata öte ve aile bağları nedeniyle, bütün baskılara rağmen göç etmemiştir. Ancak Lazkiye bölgesinde bulunan ve sayıları 100.000 üzerinde olan Bayır-Bucak Türkleri ikinci dünya savaşından sonra Hatay bölgesine sınırlı sayıda da olsa göç etmiş ve bazı başarılı üyeleri ( Mehmet Şandır , İsmet Bozoğlan, Esat Arber vb.), Türkiye'de önemli başarılar elde etmiş durumdalar.
Suriye Türkiye nin muhteşem bir ortak damak tadı Humus Tarifi
Malzemeler (7-8 kişilik)
•500 g koçbaşı nohut (Haşlanmış, kabukları alınmış hali ile, yaklaşık 2-3 su bardağı)
•1,5 çay bardağı ılık su
Humus için
•1 çay bardağı ılık su
•1/2 çay bardağı tahin
•1 çay kaşığı kimyon
•4 çorba kaşığı limon suyu
•3-4 diş sarımsak(ezilmiş)
•Tuz
Süslemek için
•Kimyon
•Kırmızı pul biber
•Sumak
•Kıyılmış maydanoz
•Arzuya göre salatalık turşusu ve turp
Nohutlarınızı bir gece önceden ıslatın, düdüklü tencereye alın, bir taşım kaynatın, çıkan köpüklü suyu dökün, tekrar sıcak su ekleyip düdüklü tencerenizde tam pişirin (hafif çatlasın ve kabukları kolay çıkabilecek hal alsın, yaklaşık 15-20 dk)
Nohutların kabuklarını temizleyin, ölçüdeki nohutu elde edin.. Kabuksuz nohutları,1,5 çay bardağı su ile orta derinlikte bir tencereye alın, tekrar ocağa koyun, tahta kaşıkla ezerek suyunu hafifçe çektirin. Ilınmış nohutunuzu el püre yapıcınızdan geçirerek pürüzsüz hal almasını sağlayın. Nohutunuz katı bir hal alacak.(bu aşamada derin dondurucuda saklayabilirsiz)
2.kez kısık ateşe aldığınız nohutunuza 1 çay bardağı ılık su ekleyin yumuşatın, sürekli karıştırarak açılmasını sağlayın.(1 dk). Ateşten aldığınız sıcak nohutunuza tahin, limonsuyu, ezilmiş sarımsak tuz ve kimyonu ekleyin. Çok iyi karıştırın.
Servis tabağınıza aldığınız ve yaydığınız humusunuzu kimyon,pul kırmızı biber,sumak,kıyılmış maydanoz ile süsleyin. Üzerine incecik zeytinyağı gezdirin, ılık servis yapın. Afiyet olsun.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.