İsmail Çetin Korkmaz

İsmail Çetin Korkmaz

Mısır'da İngiliz egemenliği ve işgali

Yavuz Sultan Selim döneminde, 1517'de Osmanlı idaresine giren Mısır, devletin en büyük ve zengin gelişmiş eyaletlerinden biriydi.
Kutsal şehirler Mekke-Medine'nin buraya bağlı olması ve son dönemlerde Portekizlilerin Hint Okyanusu ve Kızıldeniz'de yerleşmeye çalışarak bölgeyi tehdit etmeleri Mısır'ı İslâm dünyası için daha hassas bir hâle getirmişti.

Ümit Burnu'nun keşfine ve Hindistan ticaretinin buraya kaymasına rağmen, Mısır zenginlik ve ekonomik  bakımdan önemini hiçbir zaman kaybetmedi. Osmanlı dönemindeki en önemli tahrir ve ülkenin gerçeklerine göre düzenlenen idare yapılanma, Kanunî'nin veziri azamı İbrahim Paşa tarafından yapılmıştır. Merkezden gönderilen valiler tarafından idare edilmiş ve zaman zaman devleti meşgul eden önemli isyanlara sahne olmuşsa da, Mısır'da Osmanlı idaresi uzun süre devam etmiştir.

1869'da Süveyş Kanalı'nın açılması, Batı'nın bölgedeki önemini rekabet ve iştahını daha da artırmıştır. Hidiv Abbas Paşa ve İsmail Paşa'nın Avrupa ülkelerinden aldıkları büyük borçları ödeyememeleri, Mısır maliyesinin Avrupalı devletlerin kontrolüne girmesine sebep oldu.      

1882-1922 yılları arasında İngiliz işgali altındaki Mısır'ın fiilen Osmanlılardan kopması ve öteden beri süren İngiliz-Fransız  rekabetinin İngilizler lehine noktalanması gibi iki önemli sonuç doğurdu. İngilizler, Osmanlıların ve Avrupa devletlerinin gösterdiği tepkiyi göz önüne alarak resmi bir siyasi denetim kurmaktan kaçınmakla birlikte, stratejik çıkarlarını güvence altına almadan Mısır'dan çekilmeye niyetleri olmadıklarını da ortaya koydular.

1869'da Süveyş Kanalı'nın açılması, Batı'nın bölgedeki rekabet ve iştahını daha da artırmıştır. Hidiv Abbas Paşa ve İsmail Paşa'nın Avrupa ülkelerinden aldıkları büyük borçları ödeyememeleri, Mısır maliyesinin Avrupalı devletlerin kontrolüne girmesine sebep oldu,           

Mısırdaki İngiliz nüfuzu ve gücü gittikçe artmış; sadece Mısır değil, Sudan başta olmak üzere Osmanlı hâkimiyetindeki diğer yerler de İngiliz idaresine girmiştir. İngiltere'nin bölgede uyguladığı geleneksel yönetim şekli ise, "idare edenleri idare etmek"tir. Bu siyaset hâlâ günümüz İngiliz siyasetinin esasını meydana getirmekte ve başarıyla uygulanmaktadır.

İngiliz işgal kuvvetleri iyice zayıflamış olan hidiv yönetimini güçlendirmek yerine hidivi istekleri doğrultusunda hareket edecek sembolik bir güç olarak ayakta tutma yolunu seçtiler. Aynı dönemde İstanbul'daki İngiliz büyükelçisinin Mısır'la ilgili olarak hazırladığı raporda yönetimde köklü değişikliklerin gereğine işaret edilerek bunun ancak askeri işgal altında yürütülebileceği görüşüne yer veriliyordu. 1883'te tam yetkili temsilci ve başkonsolos olarak Mısır'a gönderilen Sir Evelyn Baring benzer görüşleri savunarak İngiliz hükümetini Örtülü Protektora politikasını benimsemeye ikna etti.

Zamanla kalıcı bir nitelik kazanan İngiliz işgaline karşı duyulan tepki son derece yoğunlaştı. Haziran 1906'da bir İngiliz subayını öldüren Denşavay köylülerinin acımasızca cezalandırılmasıyla başlayan karışıklıklar, büyük bir boyut kazanarak Sir Evelyn Baring'in görevinden ayrılmasına yol açtı. Yeni yüksek temsilci Sir Eldon Gorst İngiliz denetimini gevşetmeye ve Mısır kurumlarının daha etkili bir konum kazanmasını sağlamaya çalıştı.

I. Dünya Savaşı'nda Osmanlılara savaş açtıktan hemen sonra resmen protektora yönetimini ilan eden İngilizler Abbas Hilmi Paşa'yı hidivlikten uzaklaştırarak amcası Hüseyin Kamil'i sultan unvanıyla başa geçirdiler. Savaş'tan hemen sonra Saad Zaglul Paşa başkanlığındaki üç Mısırlı siyasetçi, İngiliz hükümetine bağımsızlık konusunun görüşülmesini önerdiler. İngiliz hükümetinin öneriyi reddetmesi ve Saad Zaglul'un tutuklanması ülke çapında kitle gösterilerine yol açtı. Mısır'a gönderilen Lord Edmund Allenby, milliyetçilere ödün vererek bir uzlaşma politikası izledi. Saad Zaglul serbest bırakıldı ve ülke düzeyinde bir örgüte dönüşmüş olan Vafd, Mısır'ın en etkili siyasi gücü haline geldi. Lord Allenby, İngiliz çıkarlarını koruyacak bir antlaşmayı sonraya bırakarak tek yanlı bağımsızlık ilan edilmesini (Şubat 1922) sağladı. Böylece Mısır sorunlarla dolu olarak bağımsızlığını kazanırken, Ahmed Fuad da I. Fuad adıyla kral unvanını aldı.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı