Gürcü Kraliçe Tamara
Hükümdarlık dönemi Gürcistan’ın “Altın Çağı” olarak bilinir. “Krallar kralı” ve "Kraliçeler kraliçesi” olarak adlandırılmıştır. Bagrationi (Bagratlılar) hanedanından gelir. Bazı dillerde Tamara olarak da yazılır.
Tahta çıkışı
Tamar, III. Giorgi'nin prenses Guranduhti’den olan kızıydı. III. Giorgi, ölümünden sonra anlaşmazlıkları önlemek için Tamar’ı vârisi ilan etti ve 1179’dan itibaren krallığı birlikte yönetti. Giorgi’nin ölümü üzerine 1184’te Tamar tahta çıktı.
Tamar’ın tahta çıkmasının ardından feodal aristokratlar yitirmiş oldukları ayrıcalıkları geri almak için mücadeleye giriştiler. Hazineden sorumlu Kutlu Arslan, kraliçenin yetkilerinin sınırlandırılmasını istedi. “Karavi” adıyla yeni bir devlet organı oluşturulacaktı. “Karavi”nin üyeleri aristokratlar olacak ve bütün kararları onlar alacaktı. Bu kararı kraliçeye bildirip onaylamasını istediler. Kendi hükümdarlığını biçimsel hale getiren bu öneriyi Tamar kabul etmedi. Tamar, Kutlu Arslan’ı görevinden aldı ve ileri gelenlerle konuşarak sorunu çözüme bağladı. Kutlu Arslan’ın yönetimdeki etkisi tamamen ortadan kalktı ve “Karavi” yerine kraliçenin sarayının karar verme yetkisi kabul edildi.
Evliliği
Kraliçenin evlendirilmesi de önemli sorunlardan biri oldu. Çünkü kraliçenin kocası, krallığının ikinci önemli kişisi olacaktı ve bundan dolayı adayın seçimi önem taşıyordu. Sonunda Gürcü kaynaklarında Giorgi Rusi olarak anılan bir Rus prensiyle evlendirildi. 1185 yılında evlenen Tamar, Giorgi Rusi’den ayrıldı ve 1188 yılında Davit Soslan ile evlendi. 1191 yılında bazı ileri gelenler Giorgi Rusi’nin Gürcistan’a dönmesini destekleyerek büyük bir ayaklanma başlattı. Tamar, ayaklanmacıları yenilgiye uğrattı ve Giorgi Rusi tutsak alarak Rusya’ya geri gönderdi. Giorgi Rusi, bir kez daha Gürcistan’a döndüyse de bu kez fazla taraftar bulamadı ve kolayca yenilgiye uğratıldı.
Yönetimi
Ülke içindeki karışıklıkların bastırılmasından ve düzenin sağlanmasından sonra, Tamar dış ilişkilere önem vermeye başladı. 1192’de Giorgi (Laşa Giorgi) adlı oğlu doğan Tamar, onun onuruna bugün Azerbaycan sınırları içinde kalan Bardav kentine sefer yaptı. 1190’larda Azerbaycan atabeyi Ebu Bekir iyice güçlenmişti. Ebu Bekir, Gürcistan’ın egemenliğini tanıyan Şirvan’a savaş açtı. Şirvanşah, Gürcü krallığından yardım istedi. Davit Soslan komutasında ordu harekete geçti ve iki ordu 1195 yılında Şamkor’da karşılaştı. Gürcüler, halifenin yolladığı bayrağın da bulunduğu büyük bir ganimet ele geçirdiler.
Öte yandan, uzun zamandır Anadolu Selçukluları da Gürcistan’a karşı savaşa hazırlanıyordu. Anadolu Selçuklu sultanı II. Süleyman Şah, Tamar’a bir mektup yollayarak egemenliğini tanımasını istedi. Tamar, Anadolu Selçuklu elçisini geri göndererek ordunun hazırlanmasını buyurdu. Davit Soslan komutasındaki ordu, Basiani’ye hareket etti. 1202 yılında iki ordu burada karşılaştı. Anadolu Selçukluları bu savaşta yenilgiye uğratıldı. Gürcüler ile Anadolu Selçuklular arasındaki savaş daha sonra da sürdü ve Gürcüler 1204 yılında Kars’ı ele geçirdiler. Dünyayı tedirgin eden güçlü Selçukluların Gürcüler tarafından yerlebir edilmesi tüm dünyayı şoka soktu.
Bizans İmparatoru I. Andronikos Komnenos'un (1183-1185 arası hükümdar) oğlu Manuel Komnenos ile Tamar'ın kızkardeşi Rusudan'ın oğlu Aleksios Komnenos'un Trabzon İmparatorluğu’nu kurmasına destek verdi ve bu devleti koruma altına aldı.
Tamara (Tamar), Gürcistan tarihinin en başarılı Kraliçesi olarak bilinir. 1184 ile 1213 yılları arasında hüküm süren kraliçe Tamara; güzelliği ile dillere destan, hükümdarlığı ile düşmanlarının korkulu rüyası, vatandaşları için bir iyilik perisi olarak anılır. Efsaneleri, Artvin dolaylarında hala dilden dile dolaşır.
Bu efsanelerden birini seyyah yazınıyla okuyalım…
“İşhan, Parhal ve Öşvank kiliselerinin yapılması Tamara’nın bütçesini hiç zorlamamıştır. Ancak, Sarviyet’e yaptırdığı su arkı Kraliçe Tamara’nın bütçesini sarsar (nedeni hala muammadır). Bu mahalle Parhal deresi kenarındaki yoldan geçerken, çok yükseklerde gözükür. Çevrenin dağlık, arazi de dar olunca bahçeler, Babil’in Asma Bahçeleri’ni andırır. Yamaçlarda taş duvarlarla toprağın kayması önlenerek ekime elverişli hale getirilir. Bu mahalleye su getirmek için Tamara, otantik o deyimle “saçının bağını çözdürmek” zorunda kalır. Saçındaki değerli mücevherlerden, tacından harcamış bu ark için. Çok dik bir kayadan su geçirtmiş. Bu ark halen insanları hayran bırakır niteliktedir. Tamara’nın bu fedakâr hizmetinden sonra onu çok seven köylüden birkaçı ona aşık olur. Tamara’ya evlenme teklifinde bulunurlar. Buna çok sinirlenen Tamara, o köylülere beddua eder. Efsaneye göre, bu köy ve çevre köy sakinleri, yüzyıllar boyu bu bedduanın etkisinden kurtulamazlar. Her bahar yeniden yaptıkları bahçe duvarları kışın tamamen yıkılır. Bu yıkılma işi bugün hâlâ devam edegider. Sarviyet hatta Yusufeli erkeklerinin duvarcılıklarının (duvarcı ustalıkları) da buradan geldiği rivayet edilir.”
Tamara’nın kini yüzyıllar sonra henüz bitmemiş olacak ki, geçen yıllarda mahalle tamamen yandı… 1206 yılında Davit Soslan öldü ve Tamar, oğlu Laşa Giorgi’yi yardımcısı olarak atadı.
Ölümü
Gürcü ordusu, 1210 yılında kuzey İran’a sefere çıktı ve pek çok kaleyi ele geçirdi. Tamar, 1213 yılında öldü ve Gelati’de toprağa verildi. Tamar, Gürcü krallığın gücünün doruğuna ulaştırdı ve onun döneminde Gürcistan, tarihinin en geniş sınırlarına ulaştı. Gürcistan’ın sınırları, Azerbaycan’dan Erzurum’dan Gence’ye uzanıyordu.
Tahta çıkışı
Tamar, III. Giorgi'nin prenses Guranduhti’den olan kızıydı. III. Giorgi, ölümünden sonra anlaşmazlıkları önlemek için Tamar’ı vârisi ilan etti ve 1179’dan itibaren krallığı birlikte yönetti. Giorgi’nin ölümü üzerine 1184’te Tamar tahta çıktı.
Tamar’ın tahta çıkmasının ardından feodal aristokratlar yitirmiş oldukları ayrıcalıkları geri almak için mücadeleye giriştiler. Hazineden sorumlu Kutlu Arslan, kraliçenin yetkilerinin sınırlandırılmasını istedi. “Karavi” adıyla yeni bir devlet organı oluşturulacaktı. “Karavi”nin üyeleri aristokratlar olacak ve bütün kararları onlar alacaktı. Bu kararı kraliçeye bildirip onaylamasını istediler. Kendi hükümdarlığını biçimsel hale getiren bu öneriyi Tamar kabul etmedi. Tamar, Kutlu Arslan’ı görevinden aldı ve ileri gelenlerle konuşarak sorunu çözüme bağladı. Kutlu Arslan’ın yönetimdeki etkisi tamamen ortadan kalktı ve “Karavi” yerine kraliçenin sarayının karar verme yetkisi kabul edildi.
Evliliği
Kraliçenin evlendirilmesi de önemli sorunlardan biri oldu. Çünkü kraliçenin kocası, krallığının ikinci önemli kişisi olacaktı ve bundan dolayı adayın seçimi önem taşıyordu. Sonunda Gürcü kaynaklarında Giorgi Rusi olarak anılan bir Rus prensiyle evlendirildi. 1185 yılında evlenen Tamar, Giorgi Rusi’den ayrıldı ve 1188 yılında Davit Soslan ile evlendi. 1191 yılında bazı ileri gelenler Giorgi Rusi’nin Gürcistan’a dönmesini destekleyerek büyük bir ayaklanma başlattı. Tamar, ayaklanmacıları yenilgiye uğrattı ve Giorgi Rusi tutsak alarak Rusya’ya geri gönderdi. Giorgi Rusi, bir kez daha Gürcistan’a döndüyse de bu kez fazla taraftar bulamadı ve kolayca yenilgiye uğratıldı.
Yönetimi
Ülke içindeki karışıklıkların bastırılmasından ve düzenin sağlanmasından sonra, Tamar dış ilişkilere önem vermeye başladı. 1192’de Giorgi (Laşa Giorgi) adlı oğlu doğan Tamar, onun onuruna bugün Azerbaycan sınırları içinde kalan Bardav kentine sefer yaptı. 1190’larda Azerbaycan atabeyi Ebu Bekir iyice güçlenmişti. Ebu Bekir, Gürcistan’ın egemenliğini tanıyan Şirvan’a savaş açtı. Şirvanşah, Gürcü krallığından yardım istedi. Davit Soslan komutasında ordu harekete geçti ve iki ordu 1195 yılında Şamkor’da karşılaştı. Gürcüler, halifenin yolladığı bayrağın da bulunduğu büyük bir ganimet ele geçirdiler.
Öte yandan, uzun zamandır Anadolu Selçukluları da Gürcistan’a karşı savaşa hazırlanıyordu. Anadolu Selçuklu sultanı II. Süleyman Şah, Tamar’a bir mektup yollayarak egemenliğini tanımasını istedi. Tamar, Anadolu Selçuklu elçisini geri göndererek ordunun hazırlanmasını buyurdu. Davit Soslan komutasındaki ordu, Basiani’ye hareket etti. 1202 yılında iki ordu burada karşılaştı. Anadolu Selçukluları bu savaşta yenilgiye uğratıldı. Gürcüler ile Anadolu Selçuklular arasındaki savaş daha sonra da sürdü ve Gürcüler 1204 yılında Kars’ı ele geçirdiler. Dünyayı tedirgin eden güçlü Selçukluların Gürcüler tarafından yerlebir edilmesi tüm dünyayı şoka soktu.
Bizans İmparatoru I. Andronikos Komnenos'un (1183-1185 arası hükümdar) oğlu Manuel Komnenos ile Tamar'ın kızkardeşi Rusudan'ın oğlu Aleksios Komnenos'un Trabzon İmparatorluğu’nu kurmasına destek verdi ve bu devleti koruma altına aldı.
Tamara (Tamar), Gürcistan tarihinin en başarılı Kraliçesi olarak bilinir. 1184 ile 1213 yılları arasında hüküm süren kraliçe Tamara; güzelliği ile dillere destan, hükümdarlığı ile düşmanlarının korkulu rüyası, vatandaşları için bir iyilik perisi olarak anılır. Efsaneleri, Artvin dolaylarında hala dilden dile dolaşır.
Bu efsanelerden birini seyyah yazınıyla okuyalım…
“İşhan, Parhal ve Öşvank kiliselerinin yapılması Tamara’nın bütçesini hiç zorlamamıştır. Ancak, Sarviyet’e yaptırdığı su arkı Kraliçe Tamara’nın bütçesini sarsar (nedeni hala muammadır). Bu mahalle Parhal deresi kenarındaki yoldan geçerken, çok yükseklerde gözükür. Çevrenin dağlık, arazi de dar olunca bahçeler, Babil’in Asma Bahçeleri’ni andırır. Yamaçlarda taş duvarlarla toprağın kayması önlenerek ekime elverişli hale getirilir. Bu mahalleye su getirmek için Tamara, otantik o deyimle “saçının bağını çözdürmek” zorunda kalır. Saçındaki değerli mücevherlerden, tacından harcamış bu ark için. Çok dik bir kayadan su geçirtmiş. Bu ark halen insanları hayran bırakır niteliktedir. Tamara’nın bu fedakâr hizmetinden sonra onu çok seven köylüden birkaçı ona aşık olur. Tamara’ya evlenme teklifinde bulunurlar. Buna çok sinirlenen Tamara, o köylülere beddua eder. Efsaneye göre, bu köy ve çevre köy sakinleri, yüzyıllar boyu bu bedduanın etkisinden kurtulamazlar. Her bahar yeniden yaptıkları bahçe duvarları kışın tamamen yıkılır. Bu yıkılma işi bugün hâlâ devam edegider. Sarviyet hatta Yusufeli erkeklerinin duvarcılıklarının (duvarcı ustalıkları) da buradan geldiği rivayet edilir.”
Tamara’nın kini yüzyıllar sonra henüz bitmemiş olacak ki, geçen yıllarda mahalle tamamen yandı… 1206 yılında Davit Soslan öldü ve Tamar, oğlu Laşa Giorgi’yi yardımcısı olarak atadı.
Ölümü
Gürcü ordusu, 1210 yılında kuzey İran’a sefere çıktı ve pek çok kaleyi ele geçirdi. Tamar, 1213 yılında öldü ve Gelati’de toprağa verildi. Tamar, Gürcü krallığın gücünün doruğuna ulaştırdı ve onun döneminde Gürcistan, tarihinin en geniş sınırlarına ulaştı. Gürcistan’ın sınırları, Azerbaycan’dan Erzurum’dan Gence’ye uzanıyordu.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Balabey İskender