Kızılkurtlar / Beka Meselesi
Evet ülkede bir beka sorunu var ama bu sizin bahsettiğiniz beka sorunu değil.
Siz Kızılkurtlar’ı bilir misiniz?
3456 yıl önce Ergenekon ovasından çıkan bir grup Türk. Dünya'ya adaleti tesis etmek için demirden dağları eriten, Tanrı dağlarını geçen, Ötüken'i titreten büyük savaş ustaları ulu ruhlar...
Ben artık onlara Kızılkurtlar diyorum siz Kızılbaş diyebilirsiniz sorun değil.
Sonradan Türkmen Alevisi olarak anılacak olan bu insanları Anadolu'nun her bölgesinde, balkanlarda, Pakistan'da, Kerkük'ten, Moğolistan'a kadar çok geniş bir coğrafyada görebilirsiniz.
Hatta ve hatta Bering boğazını geçip Alaska üzerinden yeni bir kıtaya bile yerleştikleri olmuştur.
Hele ki Anadolu'daki yaşamları öylesine destansı ve lirik bir yapıya sahiptir ki; tarih bu insanları asla unutmayacaktır.
Bu ülkede beka meselesi, İslam ve Gök Tanrı inancının harmanlanması sürecinde yeni bir yaşam felsefesi geliştiren Anadolu alevilerinin, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından tek görüş ilkesi ile köleleştirilmesidir.
Milyonlarca hoşgörülü, sevecen, vicdan sahibi, gerektiğinde dişine kan değmiş bir Kızılkurt, bayrağı ve hürriyetini asla azil duruma düşürmeyecek yüksek ruhlu insanlardan bahsediyorum.
Sayın Bahçeli; bir gün bile, milliyetçiliğin kitabını yazacak kadar donanımlı ve bilgili Anadolu alevilerinin gönlünü almadınız.
Doğu ve Güneydoğu'da Ermeni olduklarını gizlemek için ‘Biz Alevi'yiz’ diyen insanlarla bizleri aynı değerlendirdiniz. Medyada ne kadar marjinal tip varsa bizimle özdeşleştirdiniz. Anadolu Türkmen Alevilerini yok saymak da bir başka beka meselesidir mesela.
Mesela ülkemizde bulunan 5 milyon Suriyeli'nin 500 bininin Nasturi (Irkçı Hristiyan kavim) olması da beka meselesidir.
Kürt milliyetçisi bir partinin, Türk milliyetçisi olan sizin partinizden daha fazla oy alması da bir beka meselesidir.
Cuma namazlarında dâhi Suriyelileri göremememiz, sokaklarda Türkçe bilmelerine rağmen bağıra bağıra Arapça konuşmaları, Arapça tabela asmalarda bir beka meselesidir.
Emsalettin Ekmâleddin İhsanoğlu'nun (kusura bakmayın sayın Bahçeli adamı siz getirdiniz siz bile adını bilmiyorsunuz, ben de karıştırdım) reisin karşısına aday çıkartarak kaybetmesine ve sayın Ekmeleddin İhsanoğlu'nun şimdi reisçi olması belki bir beka meselesi değil ama bir zekâ meselesidir.
Terör destekçisi bir partinin, T.B.M.M.'nde devletin üniter yapısını tehlikeye düşürmesi ve ülkemizde siyaset yapması da bir beka meselesidir.
Ülkücü kardeşlerimin bir terör destekçisinin yandaşları kadar donanımlı ve bilgili yetiştirilmemesi de bir beka meselesidir.
Mesela Google'a Devlet Bahçeli yazdığımda "Devlet Bahçeli gafları"nın ilk sırada çıkması benim için bir beka meselesidir.
Sayın Kılıçdaroğlu'nun onca seçim kaybetmesine rağmen Cumhuriyet Halk Partisi'nin başında kalması bu ülke için beka meselesidir.
Tarımda ithalatçı duruma düşmemiz, teknolojimizi daha ileriye götüremememiz, beyin göçü, eğitim öğretim sistemindeki eksiklikler, sanayicilerimizin durumunun kötü olması, bedelli askerliğin ucuz olması, cemaatçiliğin bokunu çıkartmakta bu ülkede ayrı ayrı beka meselesidir.
Ülkede adaletin tam tesis edilememesi, aymaz, aşırı sağ ve sol grupların olması ve bir el tarafından desteklenmesi de beka meselesidir.
Fetö'cülerin kozmik odaya girip 2200 yıllık sırlarımızı açığa çıkartması da bir beka meselesidir.
Atatürk'e Yahudi diyen, Fatih Sultan Muhammed Han'a zulümcü diyen, Abdülhamid Han'a Kızıl Sultan diyen, ülkenin en değerli yazarlarının öldürülmesine kadar giden süreçler de ayrı ayrı beka meselesidir.
Tabii ki yerel seçimlerde ülkemizin bekası için önemlidir fakat yukarıdaki saydıklarım çok daha büyük bir beka meselesidir.
İnanın sayın Bahçeli sizin beka meseleniz ile bizim beka meselemiz farklıdır. Amma velakin devlet dara düşerse 100 yıl önce olduğu gibi zekâmızı kullanarak bekamızı tekrar tesis edebiliriz.
Bugünkü yazımı Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bir sözü ve Arif Nihat Asya'nın bayrak şiiri ile son verip esenlikler diliyorum.
"Türk milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı var olmalarının yegane koşullu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır. Bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır" Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver.
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:
Yurda ay yıldızının ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düştüğümüz gün
Gölgene sığındık.
Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim.
Senin altında doğdum.
Senin altında öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!
Arif Nihat Asya
Siz Kızılkurtlar’ı bilir misiniz?
3456 yıl önce Ergenekon ovasından çıkan bir grup Türk. Dünya'ya adaleti tesis etmek için demirden dağları eriten, Tanrı dağlarını geçen, Ötüken'i titreten büyük savaş ustaları ulu ruhlar...
Ben artık onlara Kızılkurtlar diyorum siz Kızılbaş diyebilirsiniz sorun değil.
Sonradan Türkmen Alevisi olarak anılacak olan bu insanları Anadolu'nun her bölgesinde, balkanlarda, Pakistan'da, Kerkük'ten, Moğolistan'a kadar çok geniş bir coğrafyada görebilirsiniz.
Hatta ve hatta Bering boğazını geçip Alaska üzerinden yeni bir kıtaya bile yerleştikleri olmuştur.
Hele ki Anadolu'daki yaşamları öylesine destansı ve lirik bir yapıya sahiptir ki; tarih bu insanları asla unutmayacaktır.
Bu ülkede beka meselesi, İslam ve Gök Tanrı inancının harmanlanması sürecinde yeni bir yaşam felsefesi geliştiren Anadolu alevilerinin, Cumhuriyet Halk Partisi tarafından tek görüş ilkesi ile köleleştirilmesidir.
Milyonlarca hoşgörülü, sevecen, vicdan sahibi, gerektiğinde dişine kan değmiş bir Kızılkurt, bayrağı ve hürriyetini asla azil duruma düşürmeyecek yüksek ruhlu insanlardan bahsediyorum.
Sayın Bahçeli; bir gün bile, milliyetçiliğin kitabını yazacak kadar donanımlı ve bilgili Anadolu alevilerinin gönlünü almadınız.
Doğu ve Güneydoğu'da Ermeni olduklarını gizlemek için ‘Biz Alevi'yiz’ diyen insanlarla bizleri aynı değerlendirdiniz. Medyada ne kadar marjinal tip varsa bizimle özdeşleştirdiniz. Anadolu Türkmen Alevilerini yok saymak da bir başka beka meselesidir mesela.
Mesela ülkemizde bulunan 5 milyon Suriyeli'nin 500 bininin Nasturi (Irkçı Hristiyan kavim) olması da beka meselesidir.
Kürt milliyetçisi bir partinin, Türk milliyetçisi olan sizin partinizden daha fazla oy alması da bir beka meselesidir.
Cuma namazlarında dâhi Suriyelileri göremememiz, sokaklarda Türkçe bilmelerine rağmen bağıra bağıra Arapça konuşmaları, Arapça tabela asmalarda bir beka meselesidir.
Emsalettin Ekmâleddin İhsanoğlu'nun (kusura bakmayın sayın Bahçeli adamı siz getirdiniz siz bile adını bilmiyorsunuz, ben de karıştırdım) reisin karşısına aday çıkartarak kaybetmesine ve sayın Ekmeleddin İhsanoğlu'nun şimdi reisçi olması belki bir beka meselesi değil ama bir zekâ meselesidir.
Terör destekçisi bir partinin, T.B.M.M.'nde devletin üniter yapısını tehlikeye düşürmesi ve ülkemizde siyaset yapması da bir beka meselesidir.
Ülkücü kardeşlerimin bir terör destekçisinin yandaşları kadar donanımlı ve bilgili yetiştirilmemesi de bir beka meselesidir.
Mesela Google'a Devlet Bahçeli yazdığımda "Devlet Bahçeli gafları"nın ilk sırada çıkması benim için bir beka meselesidir.
Sayın Kılıçdaroğlu'nun onca seçim kaybetmesine rağmen Cumhuriyet Halk Partisi'nin başında kalması bu ülke için beka meselesidir.
Tarımda ithalatçı duruma düşmemiz, teknolojimizi daha ileriye götüremememiz, beyin göçü, eğitim öğretim sistemindeki eksiklikler, sanayicilerimizin durumunun kötü olması, bedelli askerliğin ucuz olması, cemaatçiliğin bokunu çıkartmakta bu ülkede ayrı ayrı beka meselesidir.
Ülkede adaletin tam tesis edilememesi, aymaz, aşırı sağ ve sol grupların olması ve bir el tarafından desteklenmesi de beka meselesidir.
Fetö'cülerin kozmik odaya girip 2200 yıllık sırlarımızı açığa çıkartması da bir beka meselesidir.
Atatürk'e Yahudi diyen, Fatih Sultan Muhammed Han'a zulümcü diyen, Abdülhamid Han'a Kızıl Sultan diyen, ülkenin en değerli yazarlarının öldürülmesine kadar giden süreçler de ayrı ayrı beka meselesidir.
Tabii ki yerel seçimlerde ülkemizin bekası için önemlidir fakat yukarıdaki saydıklarım çok daha büyük bir beka meselesidir.
İnanın sayın Bahçeli sizin beka meseleniz ile bizim beka meselemiz farklıdır. Amma velakin devlet dara düşerse 100 yıl önce olduğu gibi zekâmızı kullanarak bekamızı tekrar tesis edebiliriz.
Bugünkü yazımı Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bir sözü ve Arif Nihat Asya'nın bayrak şiiri ile son verip esenlikler diliyorum.
"Türk milleti bağımsız yaşamış ve bağımsızlığı var olmalarının yegane koşullu olarak kabul etmiş cesur insanların torunlarıdır. Bu millet hiçbir zaman hür olmadan yaşamamıştır, yaşayamaz ve yaşamayacaktır" Gazi Mustafa Kemal Atatürk
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü,
Kız kardeşimin gelinliği, şehidimin son örtüsü,
Işık ışık, dalga dalga bayrağım!
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım.
Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım.
Seni selâmlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver.
Sabah olmasın, günler doğmasın ne çıkar:
Yurda ay yıldızının ışığı yeter.
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık;
Dağlardan çöllere düştüğümüz gün
Gölgene sığındık.
Ey şimdi süzgün, rüzgârlarda dalgalı;
Barışın güvercini, savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim.
Senin altında doğdum.
Senin altında öleceğim.
Tarihim, şerefim, şiirim, her şeyim:
Yer yüzünde yer beğen!
Nereye dikilmek istersen,
Söyle, seni oraya dikeyim!
Arif Nihat Asya
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.