İngiliz ahlakı 1915 Çanakkale
Bir ordu müttefik veya düşman olmadığı Türk askeri ile 17365 kilometre uzaktan neden savaşmaya gelir? Bizimle ne alıp veremedikleri olabilir ki?
İşte burada İngiliz ahlakı devreye giriyor...
Dominyon statüsü verdiği ama yularını elinde tuttuğu Anzak ordularını gemiler ile Çanakkale'ye taşımışlardı.
General Liman Von Sanders'in Alman olması ve Avrupa'yı Almanlardan kurtaracağız diye binlerce kişilik Anzak ordusunu Çanakkale'ye getirip 8500'ü Avusturalya'lı, 3000'i Yeni Zelanda'lı 11500 kayıp vermesiyle sonuçlanmıştı.
250.000 şehit verdiğimiz bu destansı harpte 480.000 kişilik ordu ile gelen İngiliz kuvvetleri 375.000 kayıp vermişlerdi.
Metrekareye 6000 merminin düştüğü bu kutsal topraklar dünya tarihinde bilinen en güçlü muharebe alanı olmuştur. İki merminin havada çarpışma oranı 600 milyonda bir iken Çanakkale'de onlarca bu şekilde iç içe geçmiş mermi bulunmuştur.
Asyalı ve Afrikalı olup koynunda Kuran-ı Kerim çıkan düşman askerlerinin Müslüman olduğunu görüyoruz. Milletlerine ve inanışlarına göre ölen düşman askerlerinin büyük çoğunluğu İngiliz değildi.
Osmanlı'nın en ufak bir sorunu olmadığı Müslüman ve diğer ülkelerden gelen gençler ölmüştü Çanakkale'de. Böyle bir ahlaksızlık da ancak İngilizlerden beklenirdi zaten.
O yüzden hep söylemişimdir; Çanakkale bir harp meydanından daha fazlasıdır.
Eğer geçilmez denilen Çanakkale geçilmiş olsaydı gerçekten de bir devrin battığı yer olacaktı. İstanbul düşecekti, Anadolu düşecekti. Anadolu düşerse Rusya'nın ortalarına kadar Hindistan ve Arap Yarımadası'da düşecekti.
‘Keşke Yunan galip gelseydi’ diyenlerin şunu da düşünmesi gerekiyor.
Ayağı kırılmış atını dahi vuracak cesareti olmayan adamlar, 250 bin can yoldaşına "Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum" emrini veren bir adamı eleştirmesi mümkün değildir.
Velhasılı Türklerin bir tüfenk mermisiyle denizaltıyı karaya oturttuğu yerdir Çanakkale,
Bir manga askerle bir bölüğün yok edildiği yerdir Çanakkale,
11 tane su mayınıyla tarihin en büyük armadasının tarumar edildiği yerdir Çanakkale,
Bir Seyit onbaşıyla emperyalistlerin tokatlandığı yerdir Çanakkale,
Ölmeden mezara girilen yerdir Çanakkale,
Yaralı düşman askerine su verilen yerdir Çanakkale,
Ölmeden kendi cenaze namazının kılındığı yerdir Çanakkale,
Muharebeye değil ölmeye gidenlerin yeridir Çanakkale,
Kan akan derelerden gece karanlığında abdest alınan yerdir Çanakkale,
Morfin olmadığı için tahtaya sarılan keçeyi ısırmak suretiyle ameliyat yapılan yerdir Çanakkale,
Onbeşlilerin şehadete yürüdüğü yerdir Çanakkale,
Vatana adanmış yiğitlerin kınalandığı yerdir Çanakkale...
Hasılı 253 bin karanfilin süslediği Şehitler Bahçesidir Çanakkale...
Yazıma bugüne ithafen Anafartalar komutanı Albay Mustafa Kemal'in bir sözü ile son veriyorum.
"Ya istiklal ya ölüm"
İşte burada İngiliz ahlakı devreye giriyor...
Dominyon statüsü verdiği ama yularını elinde tuttuğu Anzak ordularını gemiler ile Çanakkale'ye taşımışlardı.
General Liman Von Sanders'in Alman olması ve Avrupa'yı Almanlardan kurtaracağız diye binlerce kişilik Anzak ordusunu Çanakkale'ye getirip 8500'ü Avusturalya'lı, 3000'i Yeni Zelanda'lı 11500 kayıp vermesiyle sonuçlanmıştı.
250.000 şehit verdiğimiz bu destansı harpte 480.000 kişilik ordu ile gelen İngiliz kuvvetleri 375.000 kayıp vermişlerdi.
Metrekareye 6000 merminin düştüğü bu kutsal topraklar dünya tarihinde bilinen en güçlü muharebe alanı olmuştur. İki merminin havada çarpışma oranı 600 milyonda bir iken Çanakkale'de onlarca bu şekilde iç içe geçmiş mermi bulunmuştur.
Asyalı ve Afrikalı olup koynunda Kuran-ı Kerim çıkan düşman askerlerinin Müslüman olduğunu görüyoruz. Milletlerine ve inanışlarına göre ölen düşman askerlerinin büyük çoğunluğu İngiliz değildi.
Osmanlı'nın en ufak bir sorunu olmadığı Müslüman ve diğer ülkelerden gelen gençler ölmüştü Çanakkale'de. Böyle bir ahlaksızlık da ancak İngilizlerden beklenirdi zaten.
O yüzden hep söylemişimdir; Çanakkale bir harp meydanından daha fazlasıdır.
Eğer geçilmez denilen Çanakkale geçilmiş olsaydı gerçekten de bir devrin battığı yer olacaktı. İstanbul düşecekti, Anadolu düşecekti. Anadolu düşerse Rusya'nın ortalarına kadar Hindistan ve Arap Yarımadası'da düşecekti.
‘Keşke Yunan galip gelseydi’ diyenlerin şunu da düşünmesi gerekiyor.
Ayağı kırılmış atını dahi vuracak cesareti olmayan adamlar, 250 bin can yoldaşına "Ben size taarruzu değil ölmeyi emrediyorum" emrini veren bir adamı eleştirmesi mümkün değildir.
Velhasılı Türklerin bir tüfenk mermisiyle denizaltıyı karaya oturttuğu yerdir Çanakkale,
Bir manga askerle bir bölüğün yok edildiği yerdir Çanakkale,
11 tane su mayınıyla tarihin en büyük armadasının tarumar edildiği yerdir Çanakkale,
Bir Seyit onbaşıyla emperyalistlerin tokatlandığı yerdir Çanakkale,
Ölmeden mezara girilen yerdir Çanakkale,
Yaralı düşman askerine su verilen yerdir Çanakkale,
Ölmeden kendi cenaze namazının kılındığı yerdir Çanakkale,
Muharebeye değil ölmeye gidenlerin yeridir Çanakkale,
Kan akan derelerden gece karanlığında abdest alınan yerdir Çanakkale,
Morfin olmadığı için tahtaya sarılan keçeyi ısırmak suretiyle ameliyat yapılan yerdir Çanakkale,
Onbeşlilerin şehadete yürüdüğü yerdir Çanakkale,
Vatana adanmış yiğitlerin kınalandığı yerdir Çanakkale...
Hasılı 253 bin karanfilin süslediği Şehitler Bahçesidir Çanakkale...
Yazıma bugüne ithafen Anafartalar komutanı Albay Mustafa Kemal'in bir sözü ile son veriyorum.
"Ya istiklal ya ölüm"
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.