Bir kereden ne olur ki…!
İçinde bulunulan ortamın insanları nasıl suça teşvik ettiğini göstermek isteyen Zimbardo, Bronx ve Palo Alto bölgelerine, son model araçlar bırakır.
Bronx suç oranının giderek yükseldiği bir bölgeydi, Palo Alto’da ise oraya göre daha yüksek gelire sahip, yaşam standartları iyi olan insanlar yer alıyordu.
Kaputları açık ve plakasız şekilde bırakılan bu otomobillerden, Bronx’takiler 3 gün içerisinde yağmalanır.
Palo Alto’daki otomobile ise kimse dokunmamıştır.
Bir öğrencisiyle birlikte Palo Alto’ya gelen psikolog, otomobilin kelebek camına bir darbe indirir.
İlk darbenin ardından buna çevredeki insanlar da dâhil olmaya başlar.
Üstelik zengin beyazlar da darbe üstüne darbe indirir.
Birkaç saat içerisinde otomobil kullanılamaz hale gelir.
İlk darbenin indirilmesiyle birlikte hurda yığınına dönen otomobilin ardından Zimbardo şöyle der: “Demek ki, ilk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerek. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz.”
Yaşamın her alanında durum böyledir.
Önemsiz görülen ilk darbeye müdahale edilmediğinde, mutlaka devamı gelir ve korkunç boyutlara ulaşır.
Zimbardo’nun cam kırıkları teorisine dayanarak, New York’ta suç oranını düşürmeyi hedefleyen ünlü Belediye Başkanı Guiliani de başarısını şöyle yorumluyor:
“Metruk bir bina düşünün. Binanın camlarından biri bile kırık olsa, o camı hemen tamir ettirmezseniz, çok kısa sürede, oradan geçen herkes bir taş atıp, binanın tüm camlarını kırar. Ben ilk cam kırıldığında hemen tamir ettirdim. Bir elektrik direğinin dibine ya da bir binanın köşesine, birisi bir torba çöp bıraksın. O çöpü hemen oradan kaldırmazsanız, her geçen, çöpünü oraya bırakır ve çok kısa bir sürede dağlar gibi çöp birikir. Ben ilk konan çöp torbasını kaldırttım.”
Bir kere taviz verildi mi; yol olur, yol…
“Anayasa bir kere delinse ne olur ki” denir; sonrasında yeni delikler gelir.
Trafikte kırmızı ışıkta herkes beklerken bir kişi ihlal eder; peşinden diğerleri gelir.
Seçilmiş birisi ilk yolsuzluğu, usulsüzlüğü irtikap eder; sonra başkalarından da gelir.
Bir kereden ne olur ki, demeyin; her çok, azdan olur.
Minik sorunlar felaketleşir.
Gelir gelir, gerisi inanın gelir…
Gelinen noktaya, kanıksanarak gelinir.
Kendi koyduğumuz kuralları ihlaller gelir.
Sonrakiler daha beter gelir.
Bir süre sonra rutinleşir,
Neyi neden yaptığın bilinmezleşir.
Sonra sıradanlaşır; herkes yapıyor, ben de yapsam nedir ki, denir.
Önemsizleşir.
Sonu gelmezleşir…
İstisnalar kaideyi bozmazken,
Bir de bakmışsın ki; kaide istisnalaşır…
Gelin müteyakız olalım ve o ilk camı kırdıran olmayalım.
Unutmayalım ki;
“Bir kereden “bir şey” olmaz, bir kereden “çok şey” olur.”
Bronx suç oranının giderek yükseldiği bir bölgeydi, Palo Alto’da ise oraya göre daha yüksek gelire sahip, yaşam standartları iyi olan insanlar yer alıyordu.
Kaputları açık ve plakasız şekilde bırakılan bu otomobillerden, Bronx’takiler 3 gün içerisinde yağmalanır.
Palo Alto’daki otomobile ise kimse dokunmamıştır.
Bir öğrencisiyle birlikte Palo Alto’ya gelen psikolog, otomobilin kelebek camına bir darbe indirir.
İlk darbenin ardından buna çevredeki insanlar da dâhil olmaya başlar.
Üstelik zengin beyazlar da darbe üstüne darbe indirir.
Birkaç saat içerisinde otomobil kullanılamaz hale gelir.
İlk darbenin indirilmesiyle birlikte hurda yığınına dönen otomobilin ardından Zimbardo şöyle der: “Demek ki, ilk camın kırılmasına ya da çevreyi kirleten ilk duvar yazısına izin vermemek gerek. Aksi halde kötü gidişatı engelleyemeyiz.”
Yaşamın her alanında durum böyledir.
Önemsiz görülen ilk darbeye müdahale edilmediğinde, mutlaka devamı gelir ve korkunç boyutlara ulaşır.
Zimbardo’nun cam kırıkları teorisine dayanarak, New York’ta suç oranını düşürmeyi hedefleyen ünlü Belediye Başkanı Guiliani de başarısını şöyle yorumluyor:
“Metruk bir bina düşünün. Binanın camlarından biri bile kırık olsa, o camı hemen tamir ettirmezseniz, çok kısa sürede, oradan geçen herkes bir taş atıp, binanın tüm camlarını kırar. Ben ilk cam kırıldığında hemen tamir ettirdim. Bir elektrik direğinin dibine ya da bir binanın köşesine, birisi bir torba çöp bıraksın. O çöpü hemen oradan kaldırmazsanız, her geçen, çöpünü oraya bırakır ve çok kısa bir sürede dağlar gibi çöp birikir. Ben ilk konan çöp torbasını kaldırttım.”
Bir kere taviz verildi mi; yol olur, yol…
“Anayasa bir kere delinse ne olur ki” denir; sonrasında yeni delikler gelir.
Trafikte kırmızı ışıkta herkes beklerken bir kişi ihlal eder; peşinden diğerleri gelir.
Seçilmiş birisi ilk yolsuzluğu, usulsüzlüğü irtikap eder; sonra başkalarından da gelir.
Bir kereden ne olur ki, demeyin; her çok, azdan olur.
Minik sorunlar felaketleşir.
Gelir gelir, gerisi inanın gelir…
Gelinen noktaya, kanıksanarak gelinir.
Kendi koyduğumuz kuralları ihlaller gelir.
Sonrakiler daha beter gelir.
Bir süre sonra rutinleşir,
Neyi neden yaptığın bilinmezleşir.
Sonra sıradanlaşır; herkes yapıyor, ben de yapsam nedir ki, denir.
Önemsizleşir.
Sonu gelmezleşir…
İstisnalar kaideyi bozmazken,
Bir de bakmışsın ki; kaide istisnalaşır…
Gelin müteyakız olalım ve o ilk camı kırdıran olmayalım.
Unutmayalım ki;
“Bir kereden “bir şey” olmaz, bir kereden “çok şey” olur.”
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.