Vatan, Vatan, Vatan..
Şehit babası Alaaddin Küçük:
Yani oğlum nöbette Kuzey Irak'tan gelen havan mermisi ile mi şehit oldu?
Haber veren Albay:
Evet. Evladın Oğuzhan, Irak’tan gelen havan mermisiyle şehit oldu.
Baba Alaattin Küçük:
Oğlum nöbet yerinde şehit olmuş. Bundan güzel bir şey olabilir mi? Ben buna üzülmem. Ayıp olmazsa güler oynarım. Silahım olsa havaya 3 el ateş ederim.
Sonra eşine ve kızına dönüyor:
Dik durun. İsyan etmeyin. Beni ayakta tutan inanç. Allah'a olan inanç. Vatana olan inanç.
Ve eşine diyor ki:
15 Temmuz'da sen gidiyordun şehit olmaya.
Devam ediyor, 8 yıl Uzman çavuş olarak Orduya hizmet eden, 28 Şubat sürecinde ihraç edilmesine rağmen, yüreği buruk ama asla Vatanına küsmeyen o “koca gönüllü, vatansever” baba:
Ben başka şekilde hayatını kaybetmesinden korkuyordum. Bu şekilde hayatını kaybetmesi kadar güzel bir şey yok. Görevi başında şehit olmuş.
Vakara bakın, ruha bakın, Vatan sevgisine bakın…
Baba Alaaddin Küçük yapılan törenin ardından son kez şehit oğlunun tabutu başına gelerek dua etti ve asker selamı vererek;
"Allah'ım şahadetini kabul et. Vatana millete feda olsun. Hakkım helal olsun. Allah'ım razı olsun" sözleriyle, metanet abidesi gibi örneklik gösteriyor.
Acılı ama acısını içine gömüp Vatan’ı her şeyden önce gören babaların babası Alaaddin Küçük;
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, uğrunda ölen varsa vatandır. Ne mutlu ki bize bu bayrağın üzerinde bir damla kanımız oldu” diyebiliyor.
Bakar mısınız gurura, metanete, şahadetten onur duyabilen Vatanperverliğe…
Devam ediyor şehidin babası, güzel insan Alaaddin Küçük;
Allah'ın izni ile ne bayrak iner, ne bu vatan savunmasından pes ederiz. Yerine yenisi gelir.
Sonra, üzerine giydiği oğlunun asker elbisesini göstererek;
"Dikkat ederseniz elbise de benim üzerime oturdu ve yakıştı. Çağırdıkları an göreve hazır olduğumu herkes gibi siz de takdir edersiniz” sözleriyle Vatan savunması için hep hazır olduğunu, tüm zerratıyla dile getiriyor.
Baba;
Bu inanç, bu vatan sevgisi, bu iman olduğu sürece Türk milletini asla kimse yıkamayacak. Allah Türk milletini, vatan sevgisi ve imandan ayırmasın diyerek tek gerçek ve tek imanımızı dile getiriyor.
Oğlunun tabutuna sarılarak gözyaşı döken anne ise, o acı denizindeyken bile kıyamıyor şehit yavrucuğunun meslektaşı, nöbet tutan askerin ağlamasına;
"Ağlama boncuk gözlüm. Ağlama".
Sözün bittiği yerdeyiz,
Şehit Babasının sözlerine, ilave edecek söz yok,
Çalıştığı işyerinden gelip, “Oğlum görevi başında şehit mi oldu” diyen ve bundan gururunu dile getiren babanın sözlerine ilave edecek bir şey yok,
Diğer oğlu da asker olan o “yüce gönüllü” babanın lafının üstüne laf yok…
Şehit Babası derslerin en büyüğünü veriyor hepimize,
Mesaj tek,
Konu tek,
Vurgu tek…
Vatan, Vatan, Vatan…
Baba mesajların en önemlisini veriyor bizlere,
Vatanı olmayanın imanı olmaz,
Vatanı olmayanın namusu olmaz,
Vatanı olmayanın inancı olmaz,
Vatanı olmayanın ailesi olmaz,
Vatanı olmayanın aşı, ekmeği, evi, barkı olmaz,
Kısaca; Vatanı olmayanın hiçbir şeyi olmaz, olamaz….
Güzel Şehidin dimdik babası manidar sözleriyle bize dedi ki;
Bizim tek Vatanımız var,
Gidecek başka yerimiz yok.
Biz, başka milletlere benzemeyiz,
Biz, ölümse ölürüz,
Biz, pes etmeyiz konu Vatansa,
Biz kaçmayız, mevzu Vatansa,
Savaşsa savaş, ölümse ölüm,
İlle de Vatan, ille de Vatan…
Baba; “Koçum” diyor yavrucuğuna,
Oğuzhan; “Babamm” diyor, idolü babacığına…
Ve devam ediyor evlatların en güzeli;
“Bilmeyiz hiç yalan dolan,
Böyle yaşar insan olan,
Onur olsun bizden kalan,
Ben babamdan böyle gördüm”
Ve Oğuzhan öyle bir mesaj paylaşıyor ki sosyal medya hesabından;
“Rabbim. Öyle bir kavuşma nasip et ki, ettiğimiz sabrın kıymeti ömür boyu hatırlansın”
Evet… Evlatların en güzeli,
Rabbimiz sana öyle bir kavuşma nasip etti ki; sevgililerin en Sevgili’sine kavuşturdu seni,
Rabbimiz öyle çok sevdi ki; Allah Rasulüne komşu etti seni,
Rabbimiz bu duanı öyle kabul etti ki; ömür boyu değil, iki cihanda hatırlanacak kıymetin…
Gıpta edebiliyoruz ancak sana,
İmrenerek bakıyoruz ancak; o “Koca gönüllü” babana,
Saygıyla eğiliyoruz ancak; ağlayan askere “Ağlama boncuk gözlüm” diyerek kıyamayan anneciğine…
Şehidimiz Oğuzhan,
Ne mutlu sana… Babana, annene, kardeşine ve sen gibi asker abine…
Ne mutlu sen gibi VATAN için nöbet tutan ve ŞEHİT olabilenlere…
BU VATAN KİMİN…?
Bu vatan toprağın kara bağrında,
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.
İleri atılıp sellercesine,
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine,
Şu kara toprağa girenlerindir.
Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı yakut olan bu vatan,
Can verme sırrına erenlerindir.
Bu yazımızı yazarken yurt dışındayım, bu vesile ile yurt dışındaki Hollanda, Belçika, Almanya ve Fransa'da yaşayan gurbetçi kardeşlerimle görüştüm ve görüşmeye devam edeceğim. İnanın sevgili okurlarım sadece her kelimesini yazarken gözlerimden gelen yaşa dur diyemediğim Şehidimiz Oguzhan ve babası gibi, gurbette yaşayan ama sadece yüreği Vatan diye atan kahraman vatandaşlarımızı dinledikçe buralarda,bir kez daha diyorumki “Bizi,Türk'ü ne kadar oyunlar kurarlarsa kursunlar kimse asla yıkamaz.”
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlarım...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Yani oğlum nöbette Kuzey Irak'tan gelen havan mermisi ile mi şehit oldu?
Haber veren Albay:
Evet. Evladın Oğuzhan, Irak’tan gelen havan mermisiyle şehit oldu.
Baba Alaattin Küçük:
Oğlum nöbet yerinde şehit olmuş. Bundan güzel bir şey olabilir mi? Ben buna üzülmem. Ayıp olmazsa güler oynarım. Silahım olsa havaya 3 el ateş ederim.
Sonra eşine ve kızına dönüyor:
Dik durun. İsyan etmeyin. Beni ayakta tutan inanç. Allah'a olan inanç. Vatana olan inanç.
Ve eşine diyor ki:
15 Temmuz'da sen gidiyordun şehit olmaya.
Devam ediyor, 8 yıl Uzman çavuş olarak Orduya hizmet eden, 28 Şubat sürecinde ihraç edilmesine rağmen, yüreği buruk ama asla Vatanına küsmeyen o “koca gönüllü, vatansever” baba:
Ben başka şekilde hayatını kaybetmesinden korkuyordum. Bu şekilde hayatını kaybetmesi kadar güzel bir şey yok. Görevi başında şehit olmuş.
Vakara bakın, ruha bakın, Vatan sevgisine bakın…
Baba Alaaddin Küçük yapılan törenin ardından son kez şehit oğlunun tabutu başına gelerek dua etti ve asker selamı vererek;
"Allah'ım şahadetini kabul et. Vatana millete feda olsun. Hakkım helal olsun. Allah'ım razı olsun" sözleriyle, metanet abidesi gibi örneklik gösteriyor.
Acılı ama acısını içine gömüp Vatan’ı her şeyden önce gören babaların babası Alaaddin Küçük;
“Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak, uğrunda ölen varsa vatandır. Ne mutlu ki bize bu bayrağın üzerinde bir damla kanımız oldu” diyebiliyor.
Bakar mısınız gurura, metanete, şahadetten onur duyabilen Vatanperverliğe…
Devam ediyor şehidin babası, güzel insan Alaaddin Küçük;
Allah'ın izni ile ne bayrak iner, ne bu vatan savunmasından pes ederiz. Yerine yenisi gelir.
Sonra, üzerine giydiği oğlunun asker elbisesini göstererek;
"Dikkat ederseniz elbise de benim üzerime oturdu ve yakıştı. Çağırdıkları an göreve hazır olduğumu herkes gibi siz de takdir edersiniz” sözleriyle Vatan savunması için hep hazır olduğunu, tüm zerratıyla dile getiriyor.
Baba;
Bu inanç, bu vatan sevgisi, bu iman olduğu sürece Türk milletini asla kimse yıkamayacak. Allah Türk milletini, vatan sevgisi ve imandan ayırmasın diyerek tek gerçek ve tek imanımızı dile getiriyor.
Oğlunun tabutuna sarılarak gözyaşı döken anne ise, o acı denizindeyken bile kıyamıyor şehit yavrucuğunun meslektaşı, nöbet tutan askerin ağlamasına;
"Ağlama boncuk gözlüm. Ağlama".
Sözün bittiği yerdeyiz,
Şehit Babasının sözlerine, ilave edecek söz yok,
Çalıştığı işyerinden gelip, “Oğlum görevi başında şehit mi oldu” diyen ve bundan gururunu dile getiren babanın sözlerine ilave edecek bir şey yok,
Diğer oğlu da asker olan o “yüce gönüllü” babanın lafının üstüne laf yok…
Şehit Babası derslerin en büyüğünü veriyor hepimize,
Mesaj tek,
Konu tek,
Vurgu tek…
Vatan, Vatan, Vatan…
Baba mesajların en önemlisini veriyor bizlere,
Vatanı olmayanın imanı olmaz,
Vatanı olmayanın namusu olmaz,
Vatanı olmayanın inancı olmaz,
Vatanı olmayanın ailesi olmaz,
Vatanı olmayanın aşı, ekmeği, evi, barkı olmaz,
Kısaca; Vatanı olmayanın hiçbir şeyi olmaz, olamaz….
Güzel Şehidin dimdik babası manidar sözleriyle bize dedi ki;
Bizim tek Vatanımız var,
Gidecek başka yerimiz yok.
Biz, başka milletlere benzemeyiz,
Biz, ölümse ölürüz,
Biz, pes etmeyiz konu Vatansa,
Biz kaçmayız, mevzu Vatansa,
Savaşsa savaş, ölümse ölüm,
İlle de Vatan, ille de Vatan…
Baba; “Koçum” diyor yavrucuğuna,
Oğuzhan; “Babamm” diyor, idolü babacığına…
Ve devam ediyor evlatların en güzeli;
“Bilmeyiz hiç yalan dolan,
Böyle yaşar insan olan,
Onur olsun bizden kalan,
Ben babamdan böyle gördüm”
Ve Oğuzhan öyle bir mesaj paylaşıyor ki sosyal medya hesabından;
“Rabbim. Öyle bir kavuşma nasip et ki, ettiğimiz sabrın kıymeti ömür boyu hatırlansın”
Evet… Evlatların en güzeli,
Rabbimiz sana öyle bir kavuşma nasip etti ki; sevgililerin en Sevgili’sine kavuşturdu seni,
Rabbimiz öyle çok sevdi ki; Allah Rasulüne komşu etti seni,
Rabbimiz bu duanı öyle kabul etti ki; ömür boyu değil, iki cihanda hatırlanacak kıymetin…
Gıpta edebiliyoruz ancak sana,
İmrenerek bakıyoruz ancak; o “Koca gönüllü” babana,
Saygıyla eğiliyoruz ancak; ağlayan askere “Ağlama boncuk gözlüm” diyerek kıyamayan anneciğine…
Şehidimiz Oğuzhan,
Ne mutlu sana… Babana, annene, kardeşine ve sen gibi asker abine…
Ne mutlu sen gibi VATAN için nöbet tutan ve ŞEHİT olabilenlere…
BU VATAN KİMİN…?
Bu vatan toprağın kara bağrında,
Sıradağlar gibi duranlarındır,
Bir tarih boyunca onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir.
İleri atılıp sellercesine,
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine,
Şu kara toprağa girenlerindir.
Tarihin dilinden düşmez bu destan,
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı yakut olan bu vatan,
Can verme sırrına erenlerindir.
Bu yazımızı yazarken yurt dışındayım, bu vesile ile yurt dışındaki Hollanda, Belçika, Almanya ve Fransa'da yaşayan gurbetçi kardeşlerimle görüştüm ve görüşmeye devam edeceğim. İnanın sevgili okurlarım sadece her kelimesini yazarken gözlerimden gelen yaşa dur diyemediğim Şehidimiz Oguzhan ve babası gibi, gurbette yaşayan ama sadece yüreği Vatan diye atan kahraman vatandaşlarımızı dinledikçe buralarda,bir kez daha diyorumki “Bizi,Türk'ü ne kadar oyunlar kurarlarsa kursunlar kimse asla yıkamaz.”
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlarım...
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.