Trump'lı ABD ve yönetime getirdiği sınır tanımazlar!

İyi insanlara/liyakat ve ehliyeti önemseyenlere kötü iş yaptırmak zordur,
Hatta genelde imkansızdır.
Kötü/liyakatsiz ve ilkesiz insanlar ise kötü işleri adeta zevkle yaparlar.
Arkadaşlar!
Amerika’da ve dolayısıyla da küresel arenada yeni bir süreç/yeni bir devir başladı.
Trump Devri…
Beraber çalıştığım arkadaşlar, sık sık Amerika ve Avrupa medyasını da tarayıp sağ olsunlar beni de bilgilendirirler.
Trump’lı yeni sürece dair Amerikan gazetelerinde çıkan haber ve yorumları okurken, kullanılan bir kavram dikkatimi çekti.
Hatta Trump’ın ilk döneminde kullanılmaya başlanan bir kavram:
Kakistokrasi…
Bir ülkenin en liyakatsiz ve utanmaz kişiler tarafından yönetilmesi anlamına gelen bir kavram.
Anglosakson kültüre göre “en kötülerin yönetimi”
Frankofon kültürde ise “Kakokrasi” denilmekte ve “kötünün yönetimi” anlamında kullanılmaktadır.
İlk kez 17. Yüzyılda İngiliz parlamentosunda yapılan tartışmalar esnasında kullanılmış.
Uzun yıllar pek kullanılmamış olan bu tabir, 2017’de Trump’ın başa gelmesiyle birlikte bir anda gündeme gelmeye başladı.
Nisan-2018’de eski CIA Başkanı ve Trump karşıtı olan John Brennan bir tweet mesajında Trump yönetimi için bu nitelemeyi yaparak şöyle diyordu:
“Kakistokrasiniz, berbat yolculuğundan sonra çöküyor.
Ülkenin büyük tarihinden belli olduğu gibi, bu kadar trajik bir şekilde aldatılmış olanlar da dahil olmak üzere tüm Amerikalılar için daha güçlü ve daha kararlı bir şekilde daha iyi bir yaşam sağlamak için bu kabustan çıkma fırsatına sahibiz.”
Daha sonraları American Enterprise Institute adlı düşünce kuruluşu araştırmacılarından Norman Ornstein, “ u yaptıkları ortak tarihe kakistokrasinin ve yolsuzluğun mükemmel bir örneği olarak geçecek” diyerek Trump yönetimini yerden yere vurdu.
Şimdi asıl soruya ve soruna gelelim:
Madem Trump bir kakistokrat,
Yani kötü, kötü yönetici ve kötüleri yönetime getiren birisi;
O halde Amerikan halkı Trump’ı neden yeniden seçti?
Arkadaşlar!
Yazılarımda ısrarla öne çıkarttığım bir husus var.
Amerikan başkanını, Amerikan halkı seçmez ve hatta seçemez.
Yani Amerika’yı ve dolayısıyla da dünyayı yönetecek kişi Amerikan halkına bırakılmayacak kadar önemli ve özeldir.
Hep, bu minval ve mealde söylemlerde bulundum ama sözlerimi “doğrusu budur/bu doğrudur” anlamında söylemedim.
Sadece realite budur/olanlar budur/yaşanan budur demek ve doğru tespitte bulunmak adına söyledim.
Peki neden yeniden Trump?
Yazıya başlarken kurduğum cümlelere dikkat edin.
Şunu kastettim:
Trump seçildiği için veya Amerikalılar Trump’ı seçtiği için, başkan olmadı.
Amerika’nın sahiplerine/Güç ve Akıl sahiplerine, bu yeni süreçte Trump gibi birisi lazım olduğu için seçildi.
Öngörülebilen yöneticilerle öngörülmezlik sağlanamaz.
Şuanda Düzenin Efendileri’nin, öngörülmezlik ve her yol ve ekstrem yöntemin muhtemel olabileceği bir algıya ihtiyaçları var.
Böyle bir çılgınlık içinse Trump’tan daha elverişli birisi olamaz, bulunamazdı.
Hem kabadayı görünen, hem dengesizliği bir politika kabul eden ve hem de aslında gayet zeki olan narsist bir kişilik…
Üstelik yönetsel olarak da test edilmiş birisi…
Trump’ın birinci dönemi için kakistokrasi(en kötünün yönetimi) diyenlere şunu söylemek istiyorum:
İlk döneminde ne gördünüz ki,
Trump’ın ikinci dönemi emin olun ki eski dönemini mumla aratan kakistokratik bir yönetim olacaktır!
Başta bakanlıklar olmak üzere,
Önemli ve küresel etki yaratacak kritik görevlere atadığı insanlara bir bakın.
-Ki bazılarını da epeyce iyi ve yakinen tanırım-
Gerçekten her şeyi yapabilecek,
Her türlü sınırsızlığı irtikap edebilecek,
Ve yaptıklarından ve yapmaya hazırlandıklarından da zerre utanma duymayacak insanlar.
Diğer bir deyişle, tam bir dengesizler ve kuralsızlar kabinesi…
Aslına bakarsanız, Güç ve Akıl Sahiplerinin yerinde ben olsaydım,
Ben de, “su bulanmadan durulmaz” sözünden hareketle; yeni bir düzen inşa etmek için eski düzene benzin fışkırtma evresine gelseydim,
Ben de Trump ve onun kabinesine aldığı insanlardan daha elverişlisini bulamazdım.
Önceki Başkan Biden’ın, “Kanada/Panama ve Grönland bizim olmalı” dediğini düşünsenize…
Kimse inanırdı veya ağzında eğreti durmaz mıydı…
Ama Trump deyince, herkes olabilir gibi düşünmeye başladı bile…
Çünkü Trump bir deli değil ama deli gibi bir başkan arayan ve Trump’ın yönetime gelmesini sağlayanlar için deliyi oynayan müthiş bir oyuncu…
Evet Arkadaşlar!
Önümüzdeki dört yıl boyunca öyle görünüyor ki; dünyayı Amerikan Demokrasisi değil; Trump Kakistokrasisi yönetecek.
Peki bu durum tesadüfen mi ortaya çıktı?
Tabi ki hayır.
Çünkü Amerika gibi bir ülkede kötüleri yönetime getirecekseniz hem ek çaba sarf edeceksiniz, hem daha ince bir strateji izleyeceksiniz ve hem de müthiş bir planlama yapacaksınız.
Yoksa ikna edici olup; seçimi etkileyemez ve maksadın hasıl olmasını sağlayamazsınız.
Artık olan oldu ve o birilerinin istediği şekilde bir başkan geldi ve yönetim oluştu.
Bundan sonra olacaklara gelince;
Ortadoğu’da/Körfez’de/Ukrayna-Rusya savaşında/İskandinavya’da ve en önemlisi Güney Asya-Pasifik Bölgesinde hiç ama hiç beklenmedik gelişmeler olabilir ve bence olacaktır da…
Türkiye için?
Lehimize de aleyhimize de gelişmeler olabilir.
Hep, aslolan doğru okumadır desem de; bu kadar öngörülmezliğin olduğu ve sınırları olmayan bir Amerikan yönetiminin yön vereceği bir sürece dair iyimser veya kötümser bir tespitte bulunmak doğrusu çok zor.
Ama bir şeylerin olacağı,
Ve üstelik uç ve uçuk bir şeylerin olacağı kesin.
Mesela ilginç bir haber:
“Çin'in yapay zekası DeepSeek piyasaları altüst etti: 1 trilyon dolar buharlaşabilir…”
Bu gelişme tesadüfen veya Trump’ın başkan olmasından bağımsız bir durum mu?
Hiç sanmıyorum…
Mesela,
Filistinlilerin başka yerlere göç ettirilmesi konusunda Trump’ın beyanları blöf mü?
Hiç sanmıyorum.
Bunun olabilmesi için Filistinlilerin sürgün edilmesi ve İsrail’in bu topraklara çökebilmesi için Amerika’da kuralsızların hakimiyeti gerekirdi,
Ve maalesef durum da aynıyla böyle…
Mesela;
Avrupa, ekonomik ve siyasal olarak daha da karışabilir mi?
Asla olmaz demem.
Çünkü bu tablo Sırbistan’da simule edilmeye başlandı bile…
Mesela;
Çin-Tayvan gerginliği sıcak çatışmaya dönüşebilir mi?
Amerika’da en etkili makama gelenlerin böyle bir çatışma için en elverişli kişiler olduğunu düşününce; asla olmaz diyemem.
Sonuç:
Yakın küresel tarihe bakınca yaşanan dönüm noktalarının/savaşların veya zorbalıkların mutlaka kendine has/çılgın ve manyak bir aktörü veya aktörleri hep olmuştur.
Bilge ve akîl kişilere sorulsa, günümüzde dünyada ve özellikle de gelişmiş ülkelerde korkunç bir Kaht-ı Rical (devlet adamı kıtlığı) yaşandığı söylenir.
Ama şunu da gözardı etmek olmaz:
Yaşanan devlet adamı kıtlığı, gerçekten devlet adamı niteliğinde insanlar yetişmediği veya olmadığı için değildir.
Gücü/Aklı/Silahı/Parayı elinde tutan ve kontrol edenler, uygun gördükleri kötü şeyleri yaptırmak için kötü yöneticilere ihtiyaç duydukları içindir!
Bunun nirengi noktası,
Başkenti veya merkezi de Amerika olduğu için Trump gibi bir kakistokratı bilinçli bir şekilde yönetime getirdiler…
Çok üzgünüm ama son 5-6 yıldır yaptığım felaket tellalığını yine yapacağım maalesef;
2025 yılı 2024’den daha beter olacak,
Beterin beteri olaylar yaşanacaktır!
Allah dünyayı kötülerden ve onların sınırsız kötülüklerinden esirgesin!
Not:
Kartalkaya’da yanan otelde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza başsağlığı diliyor, derin üzüntümü dile getiriyor; yaralılarımıza Rabbimizden acil şifalar diliyorum.
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Ümit Yılmaz
Ertan Karaman
Ertan küçükay
Tamer
Erdem T.
A. A.
İsmail T.
Fırat G.