Terörle mücadelede taarruz dönemi ve yaklaşan erken seçimler

Yaklaşık dört yıldır bu köşede Türkiye’nin 'Terörle Mücadele Konsepti'ne dair yazılar yazdım. Ülkemizin “Beka” sorunuyla karşı karşıya olduğunu dile getirerek radikal önlemler alınması gerektiğini dile getirdim.
Terörle mücadelede taarruz dönemi ve yaklaşan erken seçimler
Çünkü tarihin örneğine şahit olmadığı bir Terör Dalgası ve ihanetle karşı karşıyayız. Böylesi bir saldırıya karşı, hak ettiği şekilde, ödünsüz, tavizsiz ve radikal bir mücadele verilmesi gerekiyordu.

Artık böylesi şiddetli saldırıya karşı, gereği şekilde başlayan mücadeleyi görüyor olmaktan memnunum. Müsamahasız ve kararlı şekilde devam eden bu mücadelenin uzun soluklu olacağını düşünüyorum. Bu bağlamda ülke ve devletimizin geleceği açısından ümitliyim.

15 Temmuz sonrası FETÖ ile başlayan mücadelenin PKK ve İŞİD için de başlaması an meselesidir. Çok yakında keskin ve kökten imha hareketi tüm terör örgütleri için de başlayacaktır.

Kamudaki FETÖ tasfiyeleri ve kanunen uygun görülenlerin gözaltı ve tutuklama süreçleri devam ediyor. Gözaltına alınanların ifadeleri alındıkça yeni gözaltı ve tasfiyelerin de olacağı görülmektedir. Çünkü bu mücadele tek bir olaya mahsus değildir ve münhasıran devam edecektir.

Bugünlerde PKK terör örgütü konusunda ciddi gözaltı ve kamudan tasfiye süreci başlamak üzeredir. 30 binin üzerinde kamu görevlisinin ihraç edilerek bir kısmının muhakeme süreci başlayacaktır.

Tıpkı FETÖ’de olduğu gibi, terörü öven, destek veren, PKK’ya yardım-yatalık eden, terörün finansmanına destek sağlayan, herkese hesap sorulacak ve gerekli işlemler yürütülecektir.

Artık Terör olgusuna karşı, savunmada kalma süreci sona ermiştir. Taarruz dönemi başlamıştır. Kuzey Suriye’de başlayan harekat da, ülkemizin terör mücadelesinde yeni “Taarruz Stratejisi”nin bir gereği  olduğunun sınır ötesi boyutudur. PKK için de, aynı yaklaşımla kırsaldan şehre indirilmeden imha ve etkisizleştirme eylemleri başlamış ve aralıksız sürecektir.

FETÖ-PKK-İŞİD ve DHKP-C gibi örgütlerle bütüncül şekilde başlayan mücadele çok boyutlu yürümeye devam edecektir. Bu bağlamda Terör ve Siyaset  içerikli tasfiye, gözaltı ve ihraçlar da başlayacaktır. Hangi partiden olursa olsun, özellikle 17-25 Aralık sonrası dönemde, terörle arasına mesafe koymayan, siyaseten, finansal olarak veya yazılı, görsel basın aracılığıyla terörü rasyonalize edenler cezasız bırakılmayacaktır.

Bu bağlamda yakın zamanda AK Parti de dahil tüm siyasi partileri kapsayan bir arınma hareketine girişilecektir. Kimse bu alandaki mücadelenin eksik bırakılacağını düşünmesin. Siyaset kurumuyla ilgili  temizlenme her şekilde yapılacak ve kanaatimce de bir erken seçimle finale ulaşacaktır.

2017 yılı ortalarında erken genel ve yerel seçimlerin olacağını düşünüyorum. Siyasi öngörüm, geçmiş deneyimlerim bana bu saptamayı yaptırıyor. FETÖ-PKK arınması ancak bir erken seçimle maksadına ulaşabilir.

En ciddi tasfiye ve doğal ihraçlar seçimle olacaktır. Çünkü bu temizlik tüm partileri ilgilendiren  genel bir konudur. FETÖ alçaklığı ve virüsü öyle bir şey ki; hedefinde tüm partiler, STK’lar, ülkenin  nerdeyse tüm kurum ve kuruluşlar yer almış vaziyettedir. Bu nedenle de, siyasi platform temizliği için 2017 ortalarında yerel ve genel erken seçim kaçınılmazdır. Ve öyle de olacağını düşünüyorum.

Son olarak FETÖ temizliğinin hız kesmeden ve büyük bir ciddiyetle sürmesi gereğine bir kez daha parmak basmak istiyorum. Kimse sakın rehavete girmesin. Gelinen noktada, PKK-FETÖ işbirliği aşikare bir hal almış durumdadır. Hal böyle olunca; topyekün bir imha ve temizleme hareketi elzemdir ve mutlaka biri diğerinden ayırt edilmeden sürdürülmelidir.

Bu mücadele yapılırken, karar merciinde olanlara dikkat ve itidali de tavsiye ediyorum. 

Evet, devlet merhametli olmamalı ama mutlaka adil ve adaletli de olmalıdır. Yeni bir kırgın, küskün ve mağdur kitleler ortaya çıkartılmamalıdır. Bu bulanık havada balık avlamak isteyen ve vicdanları sükut etmiş vicdansızlara asla fırsat verilmemeli, suçlu suçsuz ayrımı konusuna azami dikkat gösterilmelidir. Bu konuda sözlerimi sayın Cumhurbaşkanımızın bu operasyonlara dair söylediği ve dikkat çektiği sözlerini herkesin dikkatine sunarak  bitirmek istiyorum:

“Ama şu var ki at izi, it izine karışmış vaziyette. "Ben bir şey atayım da nasılsa tutar" diyenler var. Bazıları böyle yapıyor. Özellikle yazılı ve görsel medya dünyasında bu çok var. Bazen fırsat bulduğumda TV'leri izliyorum. Öyle yorumlar yapıyorlar ki suçladıkları o insanın bu işle hiç alakası yok. Ama o insana o yaftayı yapıştırıyor. Bunlar doğru şeyler değil. Bu tür yanlışlıklardan uzak durmak lazım."

Bir sonraki Portre'de buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili Ogün okurları.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı Evden eve nakliyat