PKK'nın sonu: Demek ki zamanı şimdiymiş…

PKK'nın sonu: Demek ki zamanı şimdiymiş…

Öcalan’la beklenen görüşme oldu…
Sonuç?
“Yeni başladı; bir şey söylemek için henüz çok erken” denebilir.
Fakat Öcalan’ın yaptığı açıklama neyin olacağının ve neyin olmayacakların işareti mesabesinde.
Aslında koşullu bir açıklama ama Öcalan da paradigmanın değiştiğinin farkında…
Şu cümlesine dikkat edin:
“Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim.”
Açıkladığı metnin hemen her yerinde değişim vurgusu var ama bir yandan da megalomanik şekilde kuyruğu dik tutma çabası da gözden kaçmıyor.

Süreç nasıl başlamıştı?
Bahçeli’nin, geçen yıl 22 Ekim’de yaptığı “Öcalan konuşsun” açıklaması sonrasında başlamıştı.
Devlet ve iktidar açısından doğru bir adım mıydı?
Bence evet…
Peki, ümit var mı?
Yine evet.
Neden?
Kanımca Bahçeli o açıklamayı yaparken Öcalan cenahından çözüme dair şart koşulacağını tahmin ediyor ve bunu bile bile o sözleri söylüyordu.
Ama bir şey daha yaparak,
Ne yapılmazsa nelerin olacağının görülmesini/gösterilmesini sağlıyordu.

Arkadaşlar!
PKK artık demode ve bana göre miyadını doldurmuş bir örgüt.
Suriye’de başlayan yeni süreç,
Ve İran’ın yalnızlaştırılmasıyla birlikte PKK ve yandaşlarının da etrafındaki duvarlar yıkılmaya başladı.
Coğrafyamızda kartlar yeniden karılıyor,
Yeni dengeler kuruluyor,
Ve hatta Suriye’de HTŞ örneğinden hareketle bazı örgütler legalize edilerek devlet yapılanmasında rol sahibi yapılıyor.
Gidişat/hal ve ahval bu cihette iken, bana göre PKK’nın/Öcalan’ın ve hatta Suriye’nin kuzeyinde varlık sahası oluşturan/kurumsal yapıya kavuşmaya çalışan PYD/SDG’nin şart koşma gibi bir lüksü kalmadı artık.

Bu yüzden de, Öcalan’ın şart koşmasını veya kendine önem atfederek “ben de çözüm için ehil ve kararlılığa sahibim” demesini fazla kâale almayın derim!
“…ama 2013 yılında da çözüm süreci olmuş ve sonuç çıkmamıştı!” diye düşünenler olabilir.
Gayet normal ama o zamanki konjonktür farklı idi ve sanki çözüm için henüz erkendi.
Şimdiyse tam vakti ve avantaj devletin elinde.
Ki bence Öcalan da bunun çok iyi farkında…
Eğer ki DEM Parti, Öcalan ve örgütü devletin bu önerisine olumlu karşılık vermez, ipe un sermeye kalkarsa; Türkiye’nin PKK’ya karşı İsrail Modelini uygulayacağının bilincindeler…

İsrail Modeli nedir?
Sıkı ve etkin bir diplomasi,
Terörist başına “Umut Hakkı” verileceğini de kapsayan yoğun bir PR faaliyeti,
Ve son tahlilde, tıpkı İsrail’in Ortadoğu’da Hizbullah başta olmak üzere tehlikeli gördüğü tüm örgütlerin liderlerini ve yönetici kadrolarına yaptığını yapmak.
Yani?
Türk devletinin demokratik çözüm önerisine karşılık vermeyen PKK liderlerini ve tüm yönetici kadrolarını her türlü imkanı seferber ederek ortadan kaldırmak…
Çünkü zamanın ruhu/tüm avantajlar ve konjonktür Türkiye Devletinden yana.
Bana göre Öcalan’ın birkaç adım sonra yapabileceği tek şey, örgütünü uyarıp bir an evvel koşulsuz şekilde Türk Devletinin önerisini kabul ettirmektir.
Açıkçası çok kısa sürede bunu bekliyorum.
DEM Parti, Öcalan ve PKK buna mecbur ve mahkumdur.
Aksi takdirde, PKK’nin sonu da Hizbullah’tan filan beter olacaktır!

Suriye’de Yeni Yönetim Oluşumu ve Türkiye’nin Rolü
Suriye’nin devlet yapılanmasında, bence de Türkiye’ye büyük iş düşüyor ve kanımca çok fazla rol üstlenecek.
Şuana dek yürütülen politikalar gayet isabetli ve oldukça ümit verici…
Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ve MİT Başkanı İbrahim Kalın’ın sergilediği tavır Suriye’nin bir Afganistan olmayacağı ve Suriye sosyolojisine muvafık ve mutabık bir yönetim oluşması cihetinde iyimserliğimi artırıyor.
Ama şu hususu da vurgulamadan geçemeyeceğim:
Suriye Devleti neredeyse kurulduğundan beri,
Daha doğrusu 1970’de, baba Esad’ın yönetimi ele geçirmesinden bu yana antidemokratik ve otoriter bir sistemle yönetilse de seküler ve laik bir yaşam tarzına sahipti.
Siyasal İslamcılığın ön planda olduğu bir yaşam şekli hiç olmadı.
Başka bir deyişle;
Suriye historisinde, Afganistanvari bir yaşam tarzı ve bunun devamı olabilecek Siyasal İslamcı yönetim için toplumsal zemin hiç oluşmadı.
Bu yüzden de,
Yeni yönetim tarzı oluşturulurken, Türkiye’nin en büyük katkısı İslamcı yaklaşımlardan ziyade Osmanlıcı-Emperyal yönetim stratejisini öne çıkartmak belirleyici bir önem taşıyacaktır.
Yani farklı din/dil/ırk ve mezheplerin yaşam garantilerinin sağlanacağı bir yönetim önerisi…

Bu arada “Osmanlıcı Emperyal Yapı Önerisi” derken kimileri bunu yanlış anlayabilir.
Ama şunu önemle belirtmeliyim ki; Osmanlı emperyalitesi ile emparyalizmi birbirine karıştırmak Osmanlı yönetselliğinin ayırt edici noktalarını kaçırmak demektir.
İkisi birbirinden oldukça farklıdır.
Daha açık bir ifadeyle şunu kastediyorum:
Yoğun olarak Fırat’ın Doğu’sunda yaşayan Kürtler de,
Güney’deki Dürziler de,
Deniz kenarında yaşayan Nusayriler de,
Türkmenler de, ülke nüfusunun kahir ekseriyetini oluşturan Sünni Araplar kadar yaşam ve kimlik hakkına sahip olabilmeli;
Yeni oluşturulan yönetim nezdinde muteber olduklarını hissedebilmelidirler.
Aksi takdirde,
Toplumsal protesto, kargaşa ve güvenlikten yoksun bir ortamın oluşması,
Ve hatta söylemek zorundayım ki mevcut yönetime karşı yeni ve farklı mücadele örgütlerinin kurularak Suriye coğrafyasının beter bir hale gelmesi kaçınılmaz olur!

Sonuç:
Yeni bir yıla girdik.
Bu vesileyle herkesin yeni yılını da kutluyorum.
Peki, yeni yıl ne getirir derseniz;
Belki bir anayasa değişikliği,
Belki bir ekonomik reform,
Beli mi olur; belki de bir erken seçim…
Bence 2025, çok şeye gebe…

Son Not:
Amerika’da kamyonetli birisi kalabalığa dalmış ve 10 kişinin ölümüne ve onlarca kişinin de yaralamasına sebep olmuş.
Belediye başkanı terör saldırısı, FBI değil demiş ama sonra FBI da terör saldırısı olduğunu kabul etmiş.
An itibariyle FBI tarafından yapılan açıklama şu:
“Saldırıdaki kamyonette İŞİD bayrağı bulduk…”
—Olayın Suriye ile alakası ne?
—Acaba birileri Amerika’nın Suriye’den çekilmesini istemiyor mu?
—Veya yeni Suriye yönetiminin İŞİD’le mücadele edeceğine inanmıyorlar mı?
—Yoksa birileri Türkiye’nin Suriye’deki etkin rolünden rahatsız da böyle bir olayla manipülasyon mu yapıyor?

Sorular sorular ama bir gerçek var; o da, bu olayın bir şeylere zemin oluşturmak için hazırlandığıdır...
Önümüzdeki günlerde, bölgede ve özellikle Suriye/Lübnan/Ürdün/Kudüs/İsrail ve hatta ülkemizde, maalesef benzeri olaylar olabilir!



Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet tıkanıklık açma galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı