Yani Aç-Kapat,
Yani Dünyayı Aç-Kapat…
Davos diye bir yer var.
Hani, Erdoğan'ın "One Minute" dediği toplantının yapıldığı İsviçre kenti.
Küresel ağa-babalar, kendini dünyanın hakimi gören "kutsal seçilmişler(!)", küresel dizaynırların yapılmasını "uygun" gördüğü toplantıların yapıldığı yer.

Davos toplantılarına kendileri asla gelmezler, katılmazlar, görünmez ve konuşmazlar.
Devlet başkanları, başbakanlar, ekonomi bakanları, Dünya’nın önde gelen iş adamları, ekonomistleri, bu kasabada toplanır.

Güya Dünya'nın genelini ilgilendiren iktisadi-siyasi konuları tartışırlar.
Davos'ta yapılan bu organizasyonun adı "Küresel Ekonomik Forum"dur.
Yıllık düzenlenen bu formun o yıla ait bir konu başlığı olur.
Mesela Davos-2019’un adı "Küreselleşme 4: Dördüncü Sanayi Devrimi Çağında Küresel Yapıyı Şekillendirmek" idi.

İşte bu Davos denen kasabada Ocak-2021’de yapılacak bu toplantıların bu seneki konusu "The Great Reset" yani Büyük Sıfırlama'dır.

Şimdi bu "Büyük Sıfırlama" noktasına nasıl gelindi, nereden çıktı, neden böyle bir konuya ihtiyaç duyuldu, sorularına bakalım…

Bu konu, geçen yıldan bugüne ortaya atılmış bir fikir ve gereklilik değil.
Sanmayın ki; Pandemi'yle birlikte ortaya çıktı.
Bu süreç 1989’da Berlin Duvarının yıkılmasıyla başladı ve Sovyetler Birliğinin yıkılmasıyla planlanmaya başlandı.

Çünkü iki kutuplu Dünya bitmiş ve yeni bir dünya dizaynı ihtiyacı doğmuştu.
Adım adım ilerledi ve nakış nakış işlendi.
2020-2021'li yıllar taaa o zamandan belirlendi.
Ciddi ve çoklu bir altyapı hazırlandı.
Dünya’nın her noktası ve her türlü parametre nazarı dikkate alınarak bir yol haritası çıkartıldı.
İnsanların algıları hazırlandı.
Beyinleri kodlandı,
Zihinsel hazırlık süreci sabırla geçildi.
2014'lere kadar büyük sıfırlama denen bu "Great Reset" kavramı bile sır gibi saklandı.
Çünkü insanların mentalite ve algıları hazır hale gelmeliydi.
Ve de "Büyük Sıfırlama" için küresel bazda ve kimsenin itiraz edemeyeceği bir zemin, olay ve algı oluşumu gerekliydi.

Çünkü dünya dibe vurmalıydı,
Su iyice bulanmalıydı.
"Kaos" başlamalı ve Büyük Sıfırlama'ya kimse itiraz edememeliydi.
Hatta olanların/olacakların ne büyük bir ihtiyaç olduğunu düşünmeliydi.
Ki, o noktaya da geldik.
Artık "Kaos", daha doğrusu "Kontrollü Kaos" başlamalıydı.
Bunun için de tüm yer küreyi kapsayacak, etkileyecek ve herkesi korku ve paniğe sevkedecek bir olay gerekliydi.
Gerçek gibi olmalıydı ki; gerçekçi olabilsindi..

Ve "Koronavirüs" denen, görünmez "bela ve veba" kimsenin itiraz edemeyeceği kaos sürecini başlatabilirdi.

Başladı ve "Pandemi" ilan edildi.
Böylece şüphe duyanın da, inanmayanın da, bu bir oyun diyenin de itiraz edemediği ve herkesin sürüleştiği "Kaos" süreci başlatıldı.

Her ne kadar birileri "Great Reset"in Pandemi'yle gelen koşullardan dolayı bir gereklilik olarak ortaya çıktığını söylese de; işin aslı, aslında tam tersi…

Özel ve özenle hazırlanmış bu Pandemi, "Büyük Sıfırlama"nın altyapısıdır.
Ve planlanan "Kontrollü Kaos" sürecinin  küresel bazda zemin hazırlayıcısı, mıntıka temizlikçisi ve algı operasyonunun insan eylemlerine yön vermeye başlamasıdır.

Güya Davos’ta, "Great Reset" toplantısında Küresel Ekonomi ve Kapitalizmin geleceği konuşulacak.
Gerçi, içeriğe dair kimsenin henüz bir bilgisi yok.
Sır gibi…
Ama ben söyleyeyim…
Adına ne derseniz deyin; ister "Yeni Normal" ister "Normalleşme" ve isterseniz de Yeni Dünya Düzeni…
Ama "Büyük Sıfırlama" ile "Kaos" başlıyor.
Herc-ü merç oluş başlıyor.
Basitçe söylersem; dünyaya elektirik veren trafonun şarteli indiriliyor; "akıl ve güç" sahibi birisi uygun gördüğünde elektiriği yeniden veriyor.

Karanlık bitip gözümüz görünce bakacağız; "hiçbir şey eskisi gibi olacak mı..!"
Kaos'un içinde neler var…
Birey davranışlarından devlet yapılarına,
Toplumsal reflekslerden, din, inanç, millet, milliyet, gelenek, aile yapıları gibi olgulara,
Tüketim alışkanlıklarının değişmesinden, para ile olan ilişkilere kadar; aklınıza gelebilecek hemen her şeyi, herkesi ve her anı kapsayacak bir kaos.

Geçenki yazımda, "Nelerimiz değişiyor nelerimiz de farkında değiliz" demiştim.
O sadece buzdağının görünen kısmı ve emin olun minicik bir şey.
Çok basit bir örnek vereyim.
Çok geçmişe gitmeye gerek yok; daha geçen yıl,
Birisi bugünkü maskeli hallerimizi söylese kim inanırdı…
Eminim, "hadi oradan. Ne maskesi…" der ve iddia edene deli muamelesi çekerdik.
Tıpkı Kaynayan Kurbağa olayı gibi…
Direk sıcak suya atılınca zıplayıp kaçan ama soğuk suya atılıp da yavaş yavaş kaynatılan kurbağanın zıplamaması ve sonunda patlayıp ölmesi gibi…

2020'de bir virüsle herkesçe görünüp, bilinirlik arzeden ve ete kemiğe bürünen sıfırlama süreci 2021-Ocak ayıyla birlikte kavramsallaşmaya, uygulanmaya ve hatta kanunlaşmaya başlayacak.

Bu esnada epeyce bir süre; mesela 2025'lere kadar yerkürede olmaz denilen pek çok şey olurlaşmaya, vuku bulmaya ve su iyice bulanmaya başlayacak.

Çatışan etnisiteler mi dersiniz,
Din savaşları mı,
Dini gerekçeli terör mü,
Dondurulmuş sorunların yeniden sıcak çatışmalara dönüşmesi mi,
Parçalanan devletler mi,
Ülkelerde sokak hareketleri mi,
Adına ne derseniz deyin,
Her tür ve neviyle, "Kaos" her bir yanı saracaktır.
Şimdi ben bunları derken; "yok daha neler… O kadarı da pes yani…" dediğinizi duyar gibiyim.
Ama öyle bir olacak ki; kanıksata kanıksata, hazmettire hazmettire…
Ruhumuz bile duymayacak.
Duysak da, normalseyeceğiz.
Tıpkı şu son bir yılda olduğu gibi…
Ocak-2020'den beri yapmayı bıraktığımız şeyleri ve yapmaya başladıklarımızı bir gözden geçirirseniz; her şey ayan beyan ortada…

Ermenistan saldırısına dair yazımda da söylediğim gibi; daha bunlar ne ki…
Hele Ocak-2021'den sonra olanlara ve olacaklara bir bakın, görün ve yaşayın.
Sonra oturup, yeniden konuşalım…
Bu konuda söylenecek o kadar çok şeyim var ki; ama şimdilik bu kadarıyla yetiniyorum.
Ama unutmayın ki; bu Pandemi ve konuşulmaya başlayan "Büyük Sıfırlama" ne bugün başladı ve ne de bugün bitecek.
En yakın olarak 1989’da Berlin Duvarının yıkılışıyla başladı ve bu süreç “Kaos” evresi sonrası “Yeniden İnşa ve Dizayn” şekliyle devam edecek olup; etap etap 2050’ye kadar uzanacaktır.

Ama mesela;
Bir yıl sonra, yani 2021'in Eylül sonlarına geldiğimizde "neredennn nereye…" geldiğimizi ve nereye doğru yol aldığımızı görünce bu yazdıklarımı hatırlamanızı tavsiye ederim.

Çok mu şaşıracağız olacaklara, peki…
Sanmıyorum.
Çünkü son sekiz-dokuz ayda yaşanan olağandışılıkları ve virüs üzerinden yaşatılmayanları öyle hızlı kabullenip kanıksadık ki…

O yüzden de artık hiçbir şey beni şaşırtmıyor ve şaşırtmayacaktır da…
Yaşarsak göreceğiz veya yaşayanlarımız görecektir…
Size "The Great Reset"in (Büyük Sıfırlama)nın ne olduğuna dair minicik bir projeksiyon yaptım.
Ama, mini minnacık…

Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.