TİC Holding Header
  • USD 32.276
  • EUR 35.077
  • Altın 2465.793
  • BIST 100 10219.21

IMF Başkanı Fed'i uyarmış ve "İhtiyatlı olmalısınız" demiş; Hadi oradan!..

IMF Başkanı Fed'i uyarmış ve "İhtiyatlı olmalısınız" demiş; Hadi oradan!..

Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, FED'e,
Yani Doların Sahiplerine kızmış;
"İhtiyatlı ve dikkatli olun,
Faiz artırmayı durdurun,
Gelişmiş pek çok ekonomi resesyona(durgunluğa) girdi, yakında pek çok gelişmekte olan ülke de bu girdaba girecek,
Ona göre, ayağınızı denk alın…" demiş…
Duyunca ne yaptın derseniz; sadece güldüm.

Sadece buna mı?
OPEC(Petrol ihraç eden ülkeler), petrol üretimini iki milyon varil azaltmaya karar vermiş ve Amerika buna çok kızıp; "olmaz/olamaz, özellikle geri kalmış ve gelişmekte olan ülkeler fakr-u zaruret içinde harap ve bitap düşmüşken/zaten yaşanan krizler halkları perişan hale getirmişken; bunu nasıl yaparsınız" diye parmak sallamış!
Buna da güldüm…

Açıklayayım,
IMF denen kuruluş ne zaman ve kim tarafından kuruldu?
1944'de Doların rezerv para olarak kabul edildiği toplantıda Amerika'nın sahipleri/Düzenin Efendileri, yani doların sahiplerince kuruldu.

Doların sahiplerinin ana karargahı/Headquarter'ı/merkezi neresi?
Fed, yani Federal Rezerv Bank, yani Merkez Bankaları Sistemi, yani dünyanın Merkez Bankası…
IMF ise,
Dünya Bankası ise,
Kredi Derecelendirme Kuruluşları ise,
Hatta Pentagon ise,
Hatta Amerika,
Hatta ve hatta Almanya ise Düzenin Efendilerince kurulan Fed'in alt aparatlarıdır.

Başka bir deyişle;
Büyük bir holding düşünün,
Holdingin amiral gemisi bir ana şirket ve o şirketin kurduğu alt şirketler var.
İşte IMF de, Fed'in alt şirketlerinden herhangi biridir.
Durum ve tablo böyleyken IMF'in kendi patronuna/ağa-babasına/damarına kan veren cana, laf etme/kafa tutma/uyarı ve ikaz yapma gibi bir lüksü ve haddi olabilir mi…

OPEC (Organization of Petroleum Exporting Countries), merkezinde çoğunluğunu Orta Doğu ve Afrika ülkelerinin oluşturduğu 13 ülkenin bulunduğu Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü'nün kısa adıdır.
Bu ülkelerin bazıları Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Venezuela, İran, Irak, Libya, Kuveyt, Cezayir'dir.
1960'da kurulmuştur.
Ve 1971'de,
Görünürde Amerika, perde gerisindeyse FED yani Doların sahipleri bir şey yapıyor.
Başta Arabistan olmak üzere petrol sahibi ülkelerin tepesine çöküyor ve "petrolü ben nasıl istersem öyle satacaksın" diyor.
Ve bu bağlamda; "petrolü sadece dolarla satacaksın" diyerek "hayır" deme şansı bile vermeksizin dünyada "Petrodolar" sistemini oluşturuyor.


Şimdi soruyorum; bu ülkelerin, FED'E/Doların Sahiplerine/Amerika'ya rağmen petrol üretimini azaltıcı bir karar alabilmesi mümkün mü!
Petrol bizimdir ve istediğimiz gibi tasarrufta bulunuruz" gibi bir rest deme lüksleri var mıdır!
Tabi ki hayır…
Danışıklı dövüş arkadaşlar,
Anlaşmalı olaylar bunlar.

Daha basit anlatımla; iyi polis-kötü polis olayı ve küresel oyalamalar…

Siyasi ve yönetsel boyuta geçerek devam edeyim.

Hatırlarsınız,
Amerika, doların/doların sahiplerinin karargah ülkesi demiştim.
Böyleyken, Trump gibi bir adam bu ülkeye başkan olduysa; sizce bu tesadüfen veya sosyolojik bir kararla yahut da seçmen tercihleriyle olmuş olabilir mi!
Dikkatinizi çekmiştir; tek dönemlik başkan oldu.
Neden?
Çünkü Trump gibi bir adama, tek dönemlik ihtiyaç duyuldu da o yüzden…

İngiltere'de, Kraliçe ölene dek/70 yıl kraliçelik yaptı ve adeta İngiliz Kraliyet olgusuna, Kral'dan daha çok Kraliçelik makamının damgasını vurdu.
Peki, şartlar böyle getirdiği ve gerektirdiği için mi,
Yoksa Elizabeth'in yüksek zekası/aklı ve olağanüstü yönetsel mahareti nedeniyle mi böyle oldu!
Takdir ve değerlendirmeyi siz yapın…

Arkadaşlar,
Yelpazeyi küreselleştirerek devam edelim.
Putin Putin deniyor ya,
Eğer ki gitmesi isteniyor olsaydı ve olsa; Putin bitmiş olurdu veya bir yıllık ömrü kalmış olurdu.
"…Ama 2000 yılından beri Rusya'nın başında/dimdik ayakta ve kimse götüremedi…" diyebilirsiniz.

Dikkatinizi çekeyim;
Saddam/Kaddafi/Hüsnü Mübarek/Hafız Esad gibi liderler de neredeyse 30 yıla yakın başta kaldılar.
Hem de her şeye rağmen yıkılmadılar.
Ama onlara biçilen misyon ve verilen ömür sona erince dev bir çınar gibi devrildiler ve hatta zelil şekilde silindiler.
Daha öncesinde, Mısır'ın Cemal Abdünnasır denen ve yüksek yönetsel yetiye sahip diye bilinen bir lideri vardı.
1952'de başa geçti.
Aynı amaç/misyon ve maslahatla göreve getirildi, aynı amaca hizmet ettirmek için sanki Amerika'yı kullanıyor ve oyalıyor gibi görünmesine müsaade edildi ve işe yaramaya devam ettiği için de, 1970'de ölümüne kadar siyasi ömür tanındı.

Zaman zaman, hepimiz şaşkınlık ve hayretle bazı ilginç liderlerin kimi devlet/ülke yönetimlerine geldiğini görürüz.
Bu durumu, hemen toplumsal tercihle ilintilendirir ve sosyolojik/ekonomik/ siyasal analizlere girişiriz.
Alakası yok halbuki…

Daha net bir örnek vereyim,
Daha doğrusu, ben sorayım cevabını siz düşünün;
Şuanda İsrail'de birbirine benzemez 8 partiden oluşan bir koalisyon var.
Hem de Netanyahu gibi, 10 yılı aşkındır yönetimde kalan birinden sonra iktidara geldiler.
Böylesi bir değişim ve oluşan koalisyon, sizce, İsrail halkının irade ve inisiyatifi sonucu mu olmuştur?

İngiltere'ye bakın,
Son yıllarda İngiliz Başbakanları öyle sıradan isimlerden oluşmaya başladı ki…
Tesadüf sonucu bir durum mu?
Asla değil…
Çünkü böyle isteniyordu/isteniyor ve süreç bitene kadar da böyle devam edecek.
Bir zamanlar Margaret Thatcher diye bir başbakan vardı.
Birleşik Krallık'ta en uzun süre başbakanlık yapan kişi ve ülkenin ilk kadın başbakanı idi.
Yakın tarihte ülkeyi en çok etkileyen kişilerden olmuştu.
Ama bu kadın, Kraliyet ailesince ve özellikle Kraliçe tarafından bir köylü/asilzade olmayan bir sıradan/herhangi birisi gibi görülürdü.
"…Öyle de; neden başbakan oldu veya olmasına niçin izin verdiler?" derseniz; o süreçte tam da böylesi bir başbakan gerekiyordu ve Thatcher da göreve getirildi.
Dikkat edin; sonraki süreçte İngiliz yönetimine ve yönetsel konseptine çok farklı bir mantalite hakim olmaya başladı ve mesela Thatcher tarzı birisi bir daha yönetime gelmedi…

Demem o ki;
Dünyanın neresinde/hangi ülkesinde olursa olsun,
Özellikle Amerika/İngiltere/Almanya/Fransa olmak üzere, başat görülen ülkelerde, hiçbir başkan/başbakan/cumhurbaşkanı tesadüfen veya halkın iradesiyle veya doğal yollarla iktidara gelemez.
Keza Ortadoğu ülkelerinin bazılarında,
Rusya ve Türki Cumhuriyetlerde,
Pakistan/Hindistan/Çin/Japonya gibi Güney Asya ülkelerinde,
Hatta Somali/Yemen/Sudan/Tayvan vb. gibi adı pek bilinmeyen ama doların sahiplerinin küresel hakimiyet paradigmasında coğrafi boyutla stratejik önem taşıyan ülkelerde, liderler/yöneticiler asla tesadüfen yönetime gelemez ve bu tasarruf ülke halklarına asla bırakılmaz.
Bırakılmamıştır da…

Eğer ki,
Bir lider yönetimde kalıyorsa, hatta uzun süreli kalabiliyorsa ve an gelip bir çırpıda paket edilip bitiriliyorsa; onlar öyle istediği içindir.

Sonuç:
Tekraren söylüyorum;
Ben reel tespitler yapan biriyim.
Güçlü birine güçlü derken/filancanın planı galip gelir derken,
Falanca güç ve akıl, kendi düzenini oturtur derken,
"Görünüşe ve görünürde kazanıyor gibi oluşlara aldanmayın ve sonuca odaklanın" derken;
Ne o gücü/güçlüyü olumladığımdandır ve ne de oncu/buncu/şuncu olduğumdandır.
Sadece ve sadece doğru tespit/reel politik ve gerçeklikle ilgili ve ilintili soğukkanlı olduğum, gözümü açık tuttuğumdan dolayıdır.
Tüm bu yazdıklarımı da, yazacaklarımı da bu göz ve gözlemle yaptım, yapmaya da devam edeceğim!

Son tahlilde;
Güç ve Aklın kurduğu küresel oyun,
Yeni Düzen planı,
Ve yeni sistematik tıkır tıkır işliyor.
Kah enflasyon ihraç ederek,
Kah resesyon (durgunluk) yayarak,
Kah parasal genişlemeyle,
Kah parasal sıkılaştırma ve faiz indirimleriyle,
Savaşarak/savaştırarak,
Karışarak/karıştırarak,
Kronik sorunlar oluşturarak,
Liderlerin ömrünü uzatıp/kısaltarak ve sonlandırarak devam ediyor.
Zaman geçtikçe ve değişen koşullar çerçevesinde yeni şekil ve formatlarla da hep devam edecektir.

Özetle;
Macera bugün başlamadı,
Dünden bugüne devam ediyor ve edecek…
Bu sene/gelecek sene ve hatta sonraki sene, kimse rahat yüzü görmeyi hayal etmesin!



Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Güver Ersay
    Tanrı salmış çayıra Mevlam kayıra Güçlü olan kazanır Dogal Seleksiyon
  • Ekrem
    Elinize sğalık
  • Hasan Pek
    Muhteşem
  • Kemal Budamış
    Bütün insanların istediği ortak şey bütün insanlar benim gibi olsun diğer insanlar der ve insanlık bu ayrılıklara hep bunun yüzünden geldi malesef oyun kuranlar bunu elindeki imkanları çok iyi kullanarak da yavaş yavaş başarıyor umarım insanlarımızın içinde ki boyun eğmeme duygusu kaybolmaz da manda sistemini kabul seviyesine gelmeyiz boyun eğilmezse de savaş kaçınılmaz olur her zaman bu böyle olmuş böyle olacaktır umarım kazanan tarafta biz oluruz tek temennimiz bu şu noktada
  • Tamer Tamam
    Sonuçta bu sıkıntıları neden istiyor ve gerçekleştiriyorlar işte onu anladım Cengiz bey... Milletler mutlu olsa fenamı bu küreselciler için..Yönetenlerin bunlar olduguna bende eminim fakat bu milletleri niçin üzüyorlar onu anlamadım. Birde Tanrı niçin müsade ediyor onu hiç anlamadım :)
  • Ali Oylu
    Azına düşüncelerine sağlıkkk
  • Mehmet Haki
    Kaleminize sğalık
  • Fatih
    Eline sağlık
  • Alper Savaş
    Görünenin arkasında görünmeyenler yönetiyor dünyayı.
  • Mehmet Kara
    Kaleminize yüreğine sağlık
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri