Herkes, Cumhurbaşkanı'mızın Anıtkabir'deki sözlerini iyi okusun

Birliğimize, dirliğimize, beraberliğimize zarar veren, hiçbir faydası olmayan, ortak değerlerimizi yıpratan, kutuplaşma ve kamplaşmayı artıran ve aslında hiç olmaması gereken tartışmalarla kamuoyunun meşgul olduğunu görünce; bugün yazıma Sayın Cumhurbaşkanı’mızın 10 Kasım Anıtkabir Özel Defterine yazdığı sözlerle başlamak istiyorum.
Herkes, Cumhurbaşkanı'mızın Anıtkabir'deki sözlerini iyi okusun
“Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal'i ebediyete irtihalinin 80. yıl dönümünde saygıyla yad ediyorum. İstiklal mücadelemize önderlik eden, aziz milletimizin eşsiz fedakarlığıyla bu destansı mücadeleyi zafere ulaştıran Gazi Mustafa Kemal, üstün askeri yönetimi ve kararlı duruşuyla, başarılı bir komutan ve lider olarak dünya tarihinde saygın bir yer edinmiştir. Milletine duyduğu sonsuz güven ve inancıyla çıktığı zorlu yolda, milletimizi müşterek bir ideal etrafında birleştirmeyi başaran Gazi Mustafa Kemal, istiklal mücadelemizi Cumhuriyetimizin kuruluşuyla taçlandırmıştır. Gazi'nin mücadeleci ve kurucu vasıflarını gençlerimize ve çocuklarımıza iyi anlatmalı, onun 'en büyük eserim' dediği Cumhuriyetimizi ilelebet yaşatmak ve daha ileriye taşımak için üzerimize düşen sorumlulukları hep birlikte yerine getirmeliyiz. Bu düşüncelerle, vefatının 80. yıl dönümünde Cumhuriyetimizin banisi Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşları ile vatanımız uğruna fedakarca şehit ve gazi olan tüm kahramanlarımızı bir kez daha rahmetle, şükranla anıyorum."

Atatürk bizim ortak değerimizdir.

Cumhuriyetimizin kurucusu ve bugünleri borçlu olduğumuz Milli Kurtuluş Savaşı liderimizdir.

Lafa bak sen; “Atatürk İlah değildir

Yahu, Atatürk’ün İlah olduğunu iddia eden mi var.

İnsana saygı ne zamandır Mabud’laştırma oldu.

Kaldı ki; ben-sen-o 10 Kasım anma törenine gidiyor, özen, ihtimam ve rahmet okuyorsak bundan kime ne, sana ne, ona ne…

Eğer biraz saygın varsa, Cumhurbaşkanı’mızı takip et ve onun Gazi Mustafa Kemal için ettiği sözlerin içerik ve derinliğine dikkat kesil.
 
Bugünlerde garip ama tesadüfi olmayan ve ciddi tehlike kokan olaylar oluyor, sözler söyleniyor.

Gelin hep birlikte bunlara bir göz atalım.


Danıştay, Andımızın kaldırılmasına dair idari uygulamayı iptal ediyor ve siyaset yoğun şekilde bu konuyu tartışmaya başlıyor.

Öztürk Yılmaz; “Ezan Türkçe okunsun diyor”…

Edirne’de Emine Şahin 10 Kasım’da; “Atatürk İlah değildir, Allah'ın kanunları var.” diye bağırıyor.

Başka bir meczup; “Tekirdağ’da Atatürk büstüne saldırıyor”…

MHP önünde bir bağımlı; “Atatürk büstüne çıkıyor

Diyanet İşleri Başkanı son derece insani bir refleks gösteriyor ve bir hasta ziyaretine gidiyor.

Ne var bunda denebilir.

Ancak ziyaret edilen kişinin kamuoyunca  tartışmalı, Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili kızgınlık uyandıran sözlerin sahibi olması ve bu ziyaretin 10 Kasım’dan bir gün önce yapılması zamanlama olarak tartışma yaratıyor.

Olaylara, söz ve söylemlere bir bakar mısınız…

Tablo, resmen provakasyon kokuyor.

Ve tüm bu olaylar bir anda oluvermeye başlıyor.

Gündem bambaşka bir manipülasyon soslu tartışmaya yol açıyor.

Bu ülkedeki tüm vatanseverlere, yurtseverlere, halkseverlere, milliyetperverlere sesleniyorum…

Spesifik olaylara dalarak büyük resmi pas geçmeyin.

İtidali elden bırakmayalım.

AK Partili, CHP’li, MHP’li, İP’li ve kısaca hangi partiden olursa olsun herkes,

Son ikiyüz yıldır sahnelenen oyunun bir cüz’ü yine sahnelenmek isteniyor.

Bizi bize düşürmek, bizi bize kırdırmak isteniyor.

Bizim değerlerimiz üzerinden bize tuzak kuruluyor.

Aman ha aman…

Uyanık olalım, bilinçli davranalım, cehalet ve ihanet kokusunun şehvetine kapılmayalım.

Dün, Kürt-Türk, Alevi-Sünni, Faşist-komünist vb gibi çatışmalarla gelmişlerdi.

Şimdi de Laik-Dindar kavram ve olguları üzerinden geliyorlar.

Ezan Türkçe okunsun diyenle, Atatürk İlah değildir diyenin oluşturduğu etkinin birbirinden farkı yok.

İkisinin de gittiği hedef; “milli birlik ve beraberliğimiz.

Saldırı ortak değerlerimizedir.

Devlet, Vatan, Bayrak, Gazi Mustafa Kemal, Milli mücadele, Cumhuriyet bizim olmazsa olmazlarımızdır.

Bunlardan birine saldırı, aslında diğerine de yapılmış demektir.


Devletleri devlet, milletleri millet yapan ortak değerleridir.

Neden hiç yaşadıklarımızdan ders almıyoruz.

Neden çok kısa sürede tarihi tekerrür ettiriyoruz..

Uzağa gitmeyelim; başınızı çevirin ve Suriye’ye, Irak’a bakın..

Devlet aygıtının olmadığı bu topraklardaki vahameti görün.

Neden gaflet uykusuna dalmış ve bir devlete sahip olmanın kıymetini bilmiyoruz…

Bir de; dini referansla ve dindarlık adına Atatürk’e kem söz ve eylemlerle saldıranlara diyorum ki;

Dinin sahibi Allah’tır”.

Hiçbir beşer, ölmüş birinin hayır ve seyyiatını değerlendirme merciinde değildir.

Hiç kimse kendini “Rab” yerine koyarcasına hareket edemez.

Kendisi de hata ile malul olan bir fani, kalkıp da bir merhumun arkasından uhreviyet boyutlu ceza-sevap hükmü veremez.

Kimse başka birini din adına, Allah namına yargılayamaz.

Herkes haddini bilsin ve Allah’ın işine karışmasın, kendi kendini Allah adına yetkilendirmesin.

Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı