Hele bir dur, bekle, gör; sonra eleştir Melih Hoca'yı..!

Hele bir dur, bekle, gör; sonra eleştir Melih Hoca'yı..!

Herkes eleştirebilir/eleştirilebilir.
Karşı da çıkabilir,
Kabul de etmeyebilir…
Kişisel olarak kendimle ilgili eleştirileri de hep zenginlik olarak gördüm.
Karşı çıkışlardan bile hep bir şeyler öğrendim.
Bir durumun, oluşun, kararın kabul görmemesine de saygı duydum.
Ki, hala olması gerekenin de böyle olduğu düşüncesindeyim.
Ama bir eleştiri, tepki, karşı çıkış ve reddediş ne zaman ki; önyargı, husumet, hatta şiddet, hatta ve hatta "belden aşağı vuruş" içermeye başlar  ve bir linçe dönüşürse; işte orada duracaksın..!

Prof. Melih Bulu Boğaziçi Rektörü oldu.
Vay efendim, bu kişi nasıl olurmuş,
Bu kabul edilemezmiş,
Tasarruf yanlışmış,
Boğaziçi gibi bir üniversiteye Melih Hoca nasıl rektör atanırmış..!
Olur olur…
Tam da şuanda olduğu gibi olur ve oldu.
Hoca, gökten inmedi,
Rektör atama şartlarına uymayan birisi de değildi,
Hele de deneyimsiz, yetersiz ve tecrübesiz birisi hiç değildi.
ODTÜ'de lisans eğitimi almış,
Rektör olduğu Boğaziçi'nde Yüksek Lisans ve Doktora eğitimini tamamlamış,
Akademik kariyerini "oldukça da başarılı" şekilde sürdürmüş,
İstinye Üniversitesinde Kurucu Rektör olmuş,
Haliç üniversitesinde de Rektör'lük görevi yürütürken Boğaziçi'ne atanmış.…
Sen Hoca'nın tüm kariyerini görme,
Ciddiye alma,
Küçümse ve "…ama burası Boğaziçi Üniversitesi" diye, kibir ve üstenci bir yaklaşımla reddiyecilik yapıp, kabul etmiyoruz de…

Sonra da çıkıp; protestolara neden karşı çıkılıyor ve neden polisiye müdahale gerçekleştiriliyor diye şikayetlen.
Yani meşru ve meriyete uygun kamusal bir uygulamaya karşı yapılan her türlü ve artık kamu düzenini yok sayan başkaldırı ve isyan görmezden gelinsin.

Yok yok..!
Kimse kusura bakmasın.
Evet, her üniversitenin bir algısı, karizması, geleneği var olabilir.
Amenna, buna sözüm yok.
Ama hiçbir gelenek ve üniversal karizma, o kurumun kimi mensuplarının küstahlaşmasına müsaade etmez, imkan vermez hele de rektör olarak atanmış birini yok sayılmasına ve tanımıyorum denmesine meşruiyet katmaz.

Şunu da söyleyeyim;
Bu tepki ve tavırlar, Hoca göreve başladıktan birkaç ay sonra olsaydı,
Yani Hoca'nın uygulamalarına dair karşı oluşsaydı,
Hatta "şu şu şu uygulamalarından dolayı protesto ediyoruz ve bu tarz bir yönetsel algıda olan rektör istemiyoruz…" denseydi; inanın saygıyla karşılardım.

Ama daha göreve başlamadan başladı; "istemezüüük…"ler.
En basit söyleyişle, bunun kabul edilebilir bir yanı yok.
Hal ve durum böyleyken bu tepkilerin demokratik protesto ve karşı çıkış olduğunu kabullenmek de mümkün değil.
Hatta vandallık emareleri bile göstermeye başladı.
Yahu bir durun, bekleyin, görün gözleyin…
Hoca'yı tanıyın,
Onun yönetsel yanını, idari boyutunu, üniversal özelliklerini takip edin.
Eminim art niyetli ve husumet dolu olanlar hariç; karşı çıkanların kahir ekseriyeti Hoca’nın yönetimsel yaklaşımını gördükçe bugün gösterdikleri tavırdan pişman olacaklardır.

Melih Hocayı, şahsen ve yakinen tanırım.
Hatta milletvekili aday adayı olmasını teşvik etmem hasebiyle payım bile var, diyebilirim.
Çünkü Melih Hoca gibi bilgisi, birikimi, donanımı yüksek birinin Meclis'e ve siyasete çok şey katıp örneklik teşkil edeceğini düşünerek teşvikte bulundum.

Hala da sözümün arkasındayım.
Hoca'nın, art niyetli/önyargılı/husumet dolu tepkilere rağmen çok da başarılı olacağına inancım tamdır.
Bu arada;
Üniversite önünde yapılan protestolarla, kümelenmelerle ve hatta Boğaziçi Üniversitesiyle alakası bile olmayıp, terörize boyutu da olan bazılarının eylemleriyle Hoca'nın geri adım atmasını kimse beklemesin.

Tanıdığım bildiğim Melih Hoca, öyle bir rüzgarla asla pes etmez ve etmeyecektir de…
Geri adım atmayacaktır.
Ve şuanda da eminim; sükunetini koruyup, sakin ve soğukkanlı bir şekilde tepkileri izliyor ve değerlendiriyordur.
Kimse kızmasın ama hiçbir üniversite kendisine has, "özel ve öznel imtiyazlılık" içine giremez ve girmemeli.
Az önce de söylediğim gibi, bir üniversitenin geleneğine ve yıllar içinde oluşan itibarına saygım sonsuzdur.
Ama Melih Hoca'nın rektör olmasına dair son günlerde ortaya koyulan tavır Boğaziçi'nin bu gelenek ve itibarına halel getirmek ve gölge düşürmekten öteye geçmez ve geçmiyor.

O yüzden de  herkes bekleyip, yaşasın, görsün ve tepki gösterecekse de, ondan sonra dile getirsin.
Önyargıyla, baştan reddiye ile, art niyetle kimse tasarrufu tanımazlık içine girmemeli ve Hoca'nın kariyerini yok saymamalı..!

Aksi takdirde ne olur..?
Yaptıklarıyla kalırlar,
Ki, öyle de olacak…
Son söz:
Boğaziçi'li öğrencilere ve mezunlara diyorum ki; Melih Hoca'yı izlemeye devam edin. İstinye Üniversitesi çıraklık, Haliç Üniversitesi kalfalık ve Boğaziçi Rektörlüğü Hoca'nın ustalık dönemidir.

Bence, bilmeden itiraz yerine Hoca'dan üniversal anlamda istifade etmeye bakın…
İyi olacak iyi…

Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.


Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Audin ÇETIN
    Cengiz bey soylediklerine buyuk bir ittifakla katilmakla birlikte birde karsi tarafin penceresinden bakmanizi oneririm 1 Akp milletvekiligine layık görülmeyen bir kişiyi TC nin en iyi ve prestijli üniversitesine rektör atanması sizce ne kadar uygun.Diger bir husus ise AKP iktidarının en bariz özellği hükümete tam biat etmiş kişileri en üst makamları atama tarzı ki bu siyasi kişiliğinden itirazların olduğu muhakkaktır.
  • Cide
    Cengiz bey, Öğrencinin haklı itirazını şimdilik bir kenara koyarak sormak isterim sizce bütün öğretim üyelerinin Melih beye itiraz etmesini nasıl algılamak lazım ? Boğaziçi öğretim görevlilerine mi “istemezükçülüğün” aleti! 2016 yılında üniversite yönetimlerinin üniversitelerin anayasa ile güvence altına aldığı özerklik yasası gereği kendi rektörünü seçme hakkı ohal gereği by-pass edildi. Şu an ohal olmadığına göre ve hala anayasal olarak üniversiteler özerk ise bunu nasıl demokratik kabul edip içinize sindirebilirsiniz? Hükümet kaldırsın anayasadan özerkliği bu ortaoyunu bitsin ! O zaman yazınızda söylediğiniz her konuda tutarlı olabilirsiniz. Melih beyin (kimi intihal tartışmaları bir kenara) kişiliği değil ki tartışma konusu sizin dostunuz arkadaşınız olması belki duygusal yaklaşmanıza neden olmuş olabilir fakat bu gerçeği değiştirmez. Üniversitelerimizin prestiji dünya üniversiteler ligindeki yeri son 5 yılda erimiştir. Dekanların uluslararası makaleleri olmayan atıfta bulunulmayan ve her nasılsa hep seçilmemiş aday adayları ya da eski vekiller , iktidara eklemlenmiş yöneticiler ile tek tip üniversiteleriniz haline gelmesi sizi endişelendirmiyor mu ?
  • D.D.
    Boğaziçi'nin saygın öğretim üyeleri, akademisyenleri de mi terörist oldu şimdi. Onlar da protestolarını yapıyorlar, her şey açıkça ortada bu atamanın yanlışlığı, demokratik olmaması... Hep aynı laflar, farklı bir muhalif ses olunca herkes ya terörist ya Fetöcü... Komik olmaya başladı ülkedeki bu durum... bir üniversitenin geleneğine ve yıllar içinde oluşan itibarına saygınız sonsuz iken nasıl aksini düşünebiliyorsunuz ne kadar tezat bir durum...
  • M.Ö
    Sanırim bu sorun tüm üniversitelere yapılan rektör atamalari için geçerli, fakat tepkiler Boğaziçi Üniversitesi atamasinda gerçekleşti. Şöyle örneklendirilebilir. Mesela Ankara Belediye Başkanlığına, Antalya'da yaşayan bir kişinin aday olması ve göreve getirilmesi gibi. Nasil o şehirde yaşayan ve şehrin yapisını, sorunlarını bilen belediye başkanları tercih ediliyorsa, yıllardır o üniversitede dirsek çürütmüş, iç işleyişi ve yapıyi çok iyi bilen kişilerin yönetime getirilmesi daha çok isteniyor ve takdir görüyor. Sonuçta yıllardır verilmiş bir emek var. Orada yıllardır asistanlıktan, profesörlüğe kadar gelmiş kişiler o zaman nereye aday olacak ki. Yada niye çalışıp profesör olmuşlar ki, onlarda da biraz siyaset yapıp, rektör atanabilirler. Bu pencereden bakınca Bilime siyasetin karışmaması isteniyor bence. Tepkiler rektör ataması yapılan Sayin Melih Balu' nun şahsina yönelik değil, kendi içinden yetişen değerlerin rektör atanamamasına olan tepkiler gibi gözüküyor. Ve sadece Boğaziçi üniversitesinde değil tüm üniversite rektör atamaları için geçerli olan sistemsel bir soruna işaret ediyor, oturup konu üzerinde düşünülmeli.
  • Ertan Karaman
    Kaleminize sağlık.mesele rektörün yetersiz veya atanma şeklinin yanlış olması değil.Kaldıki atanan rektör gayetde liyakatlı..mesele ülkede kaos yaratıp Erdoğan’ı yıpratmaktır, tıpkı tepkinin ağaç değil başka olması gibi....
  • Ebru Aygün
    Tesekkurler cok guzel bir yazi daha . Emeginize saglik.
  • Saygın
    2012 yılında dünya sıralamasında ilk 350 içinde olan Boğaziçi, 2012'de Gülay Barbarosoğlu'nun göreve gelmesinin ardından dünya sıralamasında 139. sıraya kadar yükselmişti. 2016 yılında yapılan seçimlerde, Gülay Barbarosoğlu oyların %86'sını alarak büyük farkla tekrar rektör seçilse de, bu irade yok sayılıp, kendisi yerine Mehmed Özkan rektör olarak atandı. bu atama sonrasında üniversite ne yazık ki akademik alanda oldukça başarısız bir performans gösterip, 139. sıradan gerilemeye başladı ve şu anda ilk 600 içinde bile değil. Şimdi atanan rektör Melih Bulu ise intihal yaptığını açık açık kabul eden birisi. Daha da kötüsü, bu durumu tırnak içine almayı unutmuşun gibi saçma sapan şekilde savunmaya çalışıyor. böyle birinin uluslararası akademik alanda ne kadar saygı görebileceğini tahmin edebiliyorsunuzdur sanırım. Kendisinin rektörlüğünde kötü gidişatın yön değiştirmesi oldukça zor görünüyor. bu durum da bu okulun sadece bugünkü öğrencilerini ve akademisyenlerini değil, mezunlarını bile oldukça olumsuz etkiliyor.
  • Murat Ü.
    Aynen katılıyorum
  • Emre Timur -> Sayın B.B. ye cevap
    Sayın Bulu okul dışından atanan ilk rektör değildir. Ki ayrıca Sayın Bulu okul dışından da değildir. Kendisi belirli mülakatlardan ve tetkiklerden geçerek seçilmeye hak kazanmıştır. Asıl siyaset eylemler sırasında kullanılmıştır. Yine de seviyeli ve yapıcı yorumunuz için tebrik ederim.
  • Mehmet Çamur
    Kutuplaşmayı tetiklemek ve algı oluşturmak üzerine ipleri yasadışı örgütlerin elinde olan gruplar olayları tetikliyor. CHP'li olursanız dokunulmazlık kalkanı yüklüyorsunuz. Artık her türlü melaneti işleme özgürlüğünü salahiyetine sahipsiniz demektir. . Prof. Doktor Metin Lütfi Baydar, Süleyman Demirel Üniversitesi’nde rektörlük yaptıktan sonra; CHP Aydın milletvekili seçildi. Lütfi Baydar, CHP milletvekilliğinin ardından yeniden SDÜ'deki görevine geri döndü. Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Melih Bulu, TUSAŞ'ta CASA, ATAK helikopter ve F-16 programlarında çalıştı. +Melih Bulu: Devlet şunu söylerse bana böyle bir teknoloji lazım derse, biz onu üretiriz. - Ne kadar zamanda üretirsiniz hocam? + Bence 6 ayda üretiriz. Sonuç olarak orada okuyan veya mezun olan arkadaşları provoke edilmemesini sağlamak, sakinleştirmek lazım. Bu yazı da buna katkı sunmuş Cengiz abi. Yüreğine ve kalemine sağlık. 🇹🇷🇹🇷🇹🇷
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı Evden eve nakliyat