TİC Holding Header
  • USD 32.39
  • EUR 35.108
  • Altın 2324.983
  • BIST 100 9129.19

Faiz indirmeci ekonomik politika…

Faiz indirmeci ekonomik politika…
Faiz…
Bence de çok kötü.
Ben de şiddetle karşıyım.
Eminim ki, üreticiden tüketiciye/finansçıdan rantiyeciye kadar hemen herkes de faize karşıdır.

Faizden gelir elde edenlerin bile "yüksek faiz"e karşı olduğuna eminim.
Bir şey daha; faize karşı olmak için "dindar/dini bütün mümin" olmaya da gerek yok.
"Laik olan da"/seküler olan de/Hristiyan'ı da/Yahudi'si de karşıdır.

Çünkü artan faiz/bir ekonominin faiz parametresinin artış göstermesi, büyük bir tehlike sinyalidir ve buna taraf olunması mümkün değildir.

Peki bu "faiz" denen melanet/kahrolası/din düşmanı ve ekonominin katili neden artar/yükselir?..

Ana hatlarıyla söyleyeyim;
—Fiyatlar artıyorsa,
—Enflasyon yükseliyorsa,
—Kur yükseliyorsa,
—Bunlara paralel, ekonomiye güven azalıyorsa,
—Borç verecekler/yatırım ve alışveriş yapacak yabancılar için, ülkesel risk oranı artıyorsa,
—Vatandaşlar nezdinde beklenti olumsuza dönmüşse ve artmaktaysa,
—Üretimde kullanılan hammaddenin üçte ikisi ithal ise,
—Bu ithal girdilerin/hammaddenin maliyeti artıyorsa,
—Ve ihracat da, bu maliyeti artan ithal hammaddeden üretilen ürünlerle yapılıyorsa;
Faizler artar…
Yoksa kendi kendine/canı sıkıldıkça veya sırf ekonomik gıcıklık olsun diye artmaz.

Ya da;
Kötü birinin kötülük yapması için herhangi bir sebebe ihtiyacı yoktur ve "ne yapayım mizacım böyle…" diyerek yapar ya;
Aynen bunun gibi; faizler de, "aynı seviyelerde ve oranda olmaktan canım sıkıldı. Neticede herkes benden nefret ediyor zaten. Ben de biraz yükseleyim de; benden nefret edenlerin canını sıkayım…" diye mi yükseliyor yoksa!..

Şimdi yeniden, acı da olsa ekonomik gerçeklere ve gerekliliklere dönersek;
Faiz, yukarıda sıraladığım şıklarda görülen negatif hareketle doğrudan ilgili ve ilintilidir.
Bu konu ve problemlerin biri/birkaçı veya hepsinde görülen negatif durum, faizi de doğrudan etkiler.
Adeta bir kısır döngü gibi…

Ama bir farkla;
Bahsettiğim hususların birindeki bozulma diğerini tetikler,
Zincirleme şekilde bir diğerine sirayet eder ve bulaşır.
Bozulma, artan şekilde sürerken, kenarda sinsice bekleyen faiz adeta kıs kıs gülmektedir.
Adeta yiyin birbirinizi; son tahlilde, ben devreye girip yutacağım dercesine…

Ve artık, ekonominin midesinde yanma/hazımsızlık/geğirme ve gaz gibi sorunlar baş göstermeye başlar.

Tam bu esnada;
Hemen ağzıma bir tablet atayım/eriteyim ve rahatlayayım deriz.
Hem de, midenin hazmetme kapasitesinin neden kaybolduğunu düşünmeden…
Halbuki, midenin normal bir beslenmede bile sorun çıkartmaya başlaması ve bu rahatsızlığın süreklilik arz etmesi, artık, bir hazmettirici tabletle giderilesi bir şey değildir.

Mütehassıs birine muayene,
Tetkik ve tahliller,
Nedenlerin irdelenmesi,
Alerjik unsurların tespiti,
Bünyeye rutin harici müdahalelerin teşhisi vb. gibi, tüm faktörleri dikkate alan ciddi bir tedavi süreci gereklidir.

Kronik hale gelmiş mide sorunlarını, bir hazmettiriciyle gidermeye çalışmak günübirlik ve anlık çözümden öteye geçmez.

Neden?
Çünkü yarın yine yiyeceksin ve yine aynı sorunları, bu defa daha sert ve artan boyutta hissedecek ve yaşayacaksın.

Konuya dönersek;
Kur artışı gibi/enflasyon gibi/fiyat artışları gibi/beklentinin dolu dizgin olumsuza yönelmesi gibi, ekonomiyi hasta eden ve ekonominin midesini işlevsizleştiren sorunları görmezden gelerek, sadece yükselen faizleri indirmeye odaklanırsak;
İzlenen sürecin başarıya ulaşma şansı, çok üzgünüm ama; çok çok zayıftır.

Çünkü diğer ekonomik parametreleri piyasa koşullarına bırakıp, faizi müdahale ile indirmek enflasyon/kur/fiyat artışı gibi tek kollu canavarları dizginlemez; bilakis, sorunu kronikleştirir/karmaşıklaştırır ve içinden çıkılmazlaştırır.

Sayın Cumhurbaşkanımız, İzmir'de yaptığı konuşmada "Amerika'yı yeniden keşfe gerek yok.." demişti.
Bence de öyle…

Günümüzde ekonominin bazı kuralları var.
Kabul edelim veya etmeyelim, içinde Türkiye'nin de yer aldığı küresel ekonomik çark bu kurallar çerçevesinde işler.

Ülke ekonomimizi hasta eden ve midesinin hazmetme kapasitesini dumura uğratan faktörleri görmezden gelip, tüm formülasyonu ve ekonomik rehabilitasyon süreçlerini "Faiz İndirme" şıkkına indirgemek, bana öyle geliyor ki; Amerika'yı yeniden keşfe çalışmaktan başka bir şey değildir.

Tüm bu kaygı/endişe ve uygulanan politikayı doğru bulmuyor olmama rağmen, inşallah ben yanılırım/kaygı ve endişem boşa çıkar ve son tahlilde, bu politika başarılı olur.
Çünkü bu, ülkemizin/devletimizin/milletimizin hayrına bir durumdur ve buna canı gönülden tarafım.

Fakat önceki pek çok yazımda dile getirdiğim gibi, küresel faktörlerin/Pandemi'nin ve küresel ekonomide görülen sorunların da etkisiyle, zaten kötü gitmekte olan ekonomi için, bu hamle son şanstır.
Eğer ki, başarısız olursa; hüsran da büyük olur.

Evet, büyük liderler risk alır ve büyük oynar.
Ama inanın, bugünkü riskin büyüklüğü, hiçbir dönemde olmadığı kadar büyüktür.

Sürecin ilk yansımaları ve geri dönütleri pek de ümit verici görülmüyor.
Merkez Bankası faiz indiriyor ama tahvil/kredi faizleri ya yükseliyor veya beklenen pozitif etki yaşanmıyor.

Piyasalardaki olumsuz beklenti, azalmak yerine gün be gün artıyor.
Faiz indiriminden beklenen sonuç diğer ekonomik parametrelere en küçük bir olumlu yansıma göstermiyor.

Yeni ekonomik modelin aktörleri Nisan-Mayıs 2022'de olumlu sonuçları olacağını söylüyorlar.
Ama bence, oldukça büyük bir kumar.

Ve bazılarınız bilirsiniz; oyunda hep kasa kazanır.
Buradaki kasa da "faiz" ise,
Kazanır ve yükselmeye başlar.
O zaman, sadece faiz mi yükselir peki?..
Enflasyon da kazanır,
Dolar/Euro da kazanır.
Fahiş fiyatlar da kazanır!..
Kaybedense;
Millet olur/devlet olur/Türk ekonomisi olur,
Sen olur/ben olur/o olur,
Herkes ve her şey olur!..

Açıkçası, kimse kızmasın ama söylemek zorundayım ki;
Pimi çekilmiş bir el bombası ile dolaşmaya benzer şeklinde uyguladığımız, "Faiz İndirmeci Ekonomik Politika"nın elimizde patlama riski maalesef çok yüksektir!..

Umarım iktidarın ekonomi kurmayları ve bu politikanın uygulayıcıları haklı çıkar; ben de, yanılan ve haksız çıkan olurum!..


Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Gül Tarakçı
    güzel izah etmiş
  • Can Er.
    İnş abi👏👏👏
  • Sırrı Gümüş
    Abi Allah razı olsun. Herkesin ama herkesin anlayacağı bir dilde bir seviyede çok güzel anlatmışsınız. Ekonomiden hiç anlamayan birisi olarak çok güzel anladım 😊🙏🌹
  • Canan Elit
    Keşke bu yazılarını da Sayın cumhurbaşkanı da iyi okuz lan ben de size kesinlikle katılıyorum sayın aygün bir ak partili olarak maalesef sayıncum başkanımızın kandırıyorlar ekonomi kurmayları.
  • Hüseyin Aykut
    E faiz sonuç değil sebeptir diyordu reis. Siz tam tersini söylemişsiniz. Ekonomi kurmayları dediğiniz jöleli arkadaş ise hapı yuttuk demektir. Kim bunlar abi. Sizin bilginiz dışında ekonomi kurmayı olabileceğine inanmak zor. Yiğit Bulut ise durum vahim. Allah sonumuzu hayretsin.
  • Tuğberk
    Çok olumlu bir dille yazılmış objektif bir yazı olmuş, bence de büyük kumar oldu
  • Eray Kabacı
    Nokta atışı tespitiniz için tebrik ederim ekonomimiz ve diğer unsurlar biran önce normale döner inşallahj
  • Mehmet Ç.
    Sn. Cumhurbaşkanının bu yazıyı mutlaka okuması, dinlenesi lazım. Çok harika MİDE örneği. Kaleminize yüreğinize sağlık Cengiz abi.
  • Tuna Er
    Pimi çekilmiş bir el bombası ile dolaşmaya benzer şekilde uyguladığımız, "Faiz indirmeci ekonomik politika"nın elimizde patlama riski maalesef çok yüksektir!.. Tebrikler
  • Sinan G.
    Halkımız yüksek faize ezimiyor.. Halkımız yüksek kura ve yüksek fiyatlara eziliyor.. Faizin kaç olduğu halkın çoğunluğunun umurunda bile değil.. Bir kere de "Halkımızı hayat pahalılığına ezdirmeyeceğiz" deyin.. Halk bunu duymak istiyor..