Darbe-Marbe; Bir deli kuyuya taş atıyor..!

Vekillerden mesaj geliyor, kimisi arayıp soruyor, sosyal medya'da konuşuluyor, partililer dillendiriyor; 'Darbe filan diye bir söylenti var, ne diyorsun' diye..
Darbe-Marbe; Bir deli kuyuya taş atıyor..!

Anadolu'da bir laf var;
"Bir deli kuyuya bir taş atmış, kırk akıllı çıkartamamış".

Bırakın bunları hanımlar/beyler,
Bırakın…

Bu ülke 15 Temmuz gecesini yaşadı.
Artık "darbe" kelimesinin bile bu milletçe "veba" gibi iğrenç bir anlama geldiği algılanmadı mı.!
Söylentilerden medet umanlara da, tedirgin olanlara da sesleniyorum…
Bu millet darbeye geçit vermez.
Bu asker seçilmiş iradeye karşı çıkmaz.
Bu polis, darbe ve darbeciye alan bırakmaz.
Yıllardır aktif olmadım ama fiilen siyasetin içinde oldum.
Kızdığım, kırıldığım ve hatta ciddi mağdur olduğum dönemler oldu.
Ama hiçbir zaman seçilmişlerin bir darbeyle alaşağı edilmesine taraf olmadım, haklı bulmadım.
Ve hep kınadım, lanetledim, karşı durdum.

Bugün de; "ama'sız, fakat'sız, lakin'siz" siyasi iradenin ve Cumhurbaşkanı'nın yanındayım.
Çünkü ben en kötü sivil yönetimin bile, en iyi darbe idaresinden iyi olduğuna inanmış biriyim.
Bunları tespit ve tescilledikten sonra;
Öyle bir kritik dönemden geçiyoruz ki; hayat-memat meselesi…
Pandemi tüm hızıyla devam ediyor,
Ve daha önemlisi, hep dile getirip ısrarla üzerine parmak bastığım "Ekonomik Pandemi" kapımıza dayanmış halde.

Ve öylesi büyük bir kasırga gibi geliyor ki; 2001 Büyük Krizi, 2008 Küresel Krizi ve bize etkileri, bunun yanında hiç kalır.

Gündemimizde böylesi yakıcı sorunlar varken, kalıcı riskler barındırırken ve geleceğimize ipotek koyabilecekken; darbe-marbe de neyin nesi oluyor..!

Konuşmak bile gereksiz,
Söylentisi bile ayıp,
Ve hele de siyasilerin, vekillerin, her kesimden parti teşkilatlarının bunu ciddiye alması bile ülke sorunlarına karşı ciddiyetsizlik…

Yahu bırakın söylentiyi,
Bırakın abesle iştigali,
Bırakın darbeli marbeli sosyal medya oyun ve oynaşını…
Önümüze bakalım, önümüze…
Virüs Pandemi'sine ve ülkenin sorunlarına odaklanalım…
Yeni yeni suni gündemlerle, sanal söylentilerle, gerçekliği olmayacak kadar sakil ve bayağı sosyal medya mesajlarıyla vaktimizi harcamayalım.

Herkese sesleniyorum,

Darbeden medet umana lanet olsun,
Sorunlar yumağı içindeyken darbeyi gündeme getirene lanet olsun.
Bunu ciddiye alıp, vaktini, mesaisini, düşüncesini harcayarak tedirgin olanlara da yazıklar olsun…
Yahu başınızı kaldırıp bakın…
Bizde muhalefet böyle, maalesef…
Acınası haline bakmaz ve kendi içindeki ihtilafları ve gelmekte olan parti içi darbeyi bertaraf etmek için ülkesel bir darbe söylentisine sarılır…

Muhalefetin genetiği böyle…
Sandıkta yenemedikçe, kronik yenilgi piskozu oluştukça ve artık "öğrenilmiş çaresizlik" sendromu yaşadıkça;
İktidar olacağız olacağız ama yerimiz "dar be" derler…
Veya sofistike, filozofik, metaforik, anakronik bir darbesellik söylemine sarılırlar.

Hal böyleyken;
Hadi muhalefet çaresizlikten, yoksunluktan, başarısızlıktan sığınıyor darbe-marbe dedikodusuna da;
İktidar siyasetçilerine ne oluyor…
Yahu boşverin bunları, boşverin…
Muhatap bile almayın,
Cevap bile vermeye değmez…
Bu millet neyin ne olduğunu iyi biliyor.
Bu halk iktidarın sandıkta değişeceğinin bilincinde…
Aslında CHP de bunun farkında…
Ki; kazandıkları belediyelerde  görmediler mi; değişimin sandıkla olacağını/olabildiğini…
Ama amaçları üzüm yemek değil ki…
Amaçları seçim kazanmak değil ki,
Yani neredeyse yerel seçimlerde bazı belediyeleri keşke kazanmasaydık düşüncesindeler…
Çünkü muhalefet eleştirmeyi, sadece konuşmayı ve periyodik aralarla "darbe" çığırtkanlığı yapmayı sever.

İş ve icraat muhalefete göre değildir…
Bu yüzden de bunu ciddiye alıp konuşmak, sormak, danışmak bile laf ü güzaftır.
Vakti harcamaktır.
Gerçek gündemden uzaklaşmak ve zaman kaybıdır.
Böylesi absürt bir şeyin gündeme getirilmesine öyle çok şey söylemek geliyor ki içimden;
Ama ağır olacak, ağır kaçacaktır.

En iyisi Ramazan'ın da telkiniyle dilimi tutayım, susayım…!
Herkes de işine, gücüne, görevine ve hizmetine baksın…

Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Ali Kırkagac
    Elinize sağlık tebrik ederim
  • Kemal Büyük
    Elinize sağlık
  • Mehmet Çamur
    Pek çok ülkenin vahim bir salgınla pençeleştiği bir zaman aralığında milliyetçilik tarif ve takdimi yapılan yeni bir dünyanın anahtarı; barış, huzur, güvenlik ve ekonomik gelişmişliğin asıl ve emin teminatıdır. Türk milliyetçiliği geleceğin büyük Türkiye’sinin, yüksek Türk ülküsünün mimarı ve müellifidir. Milliyetçilik varsa işgale heves edenler, ihanete taşeronluk yapanlar, PKK’ya ve FETÖ’ye refakatçilikle övünenler günü geldiğinde tarih sahnesinden silinip gideceklerdir. Türklüğün varoluşuyla birlikte nice kahramanın yaktığı istiklal meşalesi 3 Mayıs 1944’ün sisli ortamında daha da güçlenmiş, çok şükür Milliyetçi Hareket Partisi’nin doğum ve doğruluş müjdesi olmuştur. 3 Mayıs 1944 olayları vesilesiyle tutuklanan 24 dava insanımız sırf düşüncelerinden, sadece Türklük ve Türkçülük ülkülerinden dolayı nice iftira ve isnatlara maruz kalsalar da, hepsi şimdilerde minnetle, hürmetle, hayranlıkla anılmaktadır. Onlara her türlü zulmü reva görenler ise maşeri vicdanda çoktan yargılanıp suçlu bulunmuşlardır. Milliyetçiliğin demokrasiyle özdeşliğinin derin izlerini, tam bağımsızlık ve hürriyetle birlikteliğinin kanıt ve kararlarını hiç kuşku yok ki 1940’lı yılların hüzün dolu sayfalarında görmek mümkündür. Bugünlerde demokrasi dışı arayışlarını gizlemeyen, sandıkta bulamadıklarını sokaklardan devşirmeye çalışan sefil siyasetçilerin, sefih destekçilerinin ağızlarından düşürmedikleri demokrasi elbette sahte ve sanaldır. Bunların söz ve açıklamaları yalnızca demagojiden ibarettir. Müstebit kafalar, millete tepeden bakan anti demokratik emeller, milli iradeyi yok sayan işbirlikçi çevreler, “bir şekilde” sözüyle ateşle oynamaktadır. Bu şuursuzların dünü karışık, bugünü zifiri karanlıktır. Türk milleti bu zalim ve demokrasi muhaliflerine asla müsaade etmeyecek, zamanında yapılacak seçimlerde bu çürükleri sandığın dibine gönderecektir. Türk milliyetçiliği geçmişte nasıl haksızlığa ve hıyanete direnmişse, günümüz de aynısını şevkle, heyecanla, imanla ifa etmektedir. Darbeye heves edenler, darbeden medet umanlar,tarihinin en büyük hezimetine uğrayacaklardır.. Bu büyük millet elinde tek bir çakı dahi olmadan işgale karşı kendisini siper etmiştir.. TBMM darbe gecesi açılmış ve milletvekilleri burada beklemişlerdir.. Bu sefer daha ağır yenilgi bekliyor onları. Cengiz abi.. Selam ve saygılarımla..
  • Hakan Haklı
    Şu anda darbe yapacak ne emir komuta kademesi ne buna geçit verecek asker içinde bir kitle ne de topyekün olarak öyle bir gücü var askerin . Velev ki bu söylentilerle gaza getirilen sözümona muhalif romantik bir grup var gerçekten içten içe böyle bişeyi isteyen onların bile bu istekleri hayalden öte geçemez ve kaldı ki bu tür zihniyette birileri belki tek tük kalmıştır askerin içinde . Onlar da ancak hayal kurarlar ve hatta hayal kurarken bile etrafımda birileri var mı diye tereddüt ederler . Ama birileri bunları muhalefet aracılığıyla dillendirmeye başlamış ve iktidar kanadından ve ortaklardan birileri de medya ve özellikle sosyal medyadaki enstrümanları aracılığıyla hararetle bu ateşe odun taşıyorlarsa bunun arkasındaki aklın niyetlerinin iyi olmadığını söyleyebilirim. Şu anda böyle bir şeyi aklından bile geçirecek bir askerin olmadığını bile bile darbe söylentileri yapıp milletin aklını karıştırmaya çalışan zihniyet ne yapmaya çalışıyor acaba diye düşünmeden edemiyorum. Hele ki virüs illeti ile boğuşurken ve Hatta bu boğuşmanın sonu yaklaşmış ve Cumhurbaşkanı’mızın bu illetin sonunda ekonomik açıdan güzel günlerin geleceğini gözleri ışıldayarak söylediği , virüsle mücadelede aldığımız tedbirlerle dünya genelinde güvenilir ülke ilan edildiğimiz , ABD ye bile maske gönderdiğimiz üstün bir başarı yakaladığımız ve nerdeyse ülke olarak virüsü def ettiğimiz bu ortamda kimler neyin peşinde . Olsa olsa güzel günleri görmek yerine bu millete hep kabusu yaşatmak isteyen ve belki de virüsden istediği faydayı bulamayıp yeni fırsatlar kollayanlar ve onların içerideki destekçilerinin çığırtkanlığı olabilir mi bu ? Böyle zamanlarda zat-ı devletlerinin en yakınındakilerden başlamak üzere bütün temas noktalarını tekrar gözden geçirmek ve hatta hiç riske girmeden yeni bir güvenlik duvarı ile topyekün bir güncelleme yapmak vatan menfaatine olacaktır . Oruçlarınız ve dualarınız kabul , amellerinizin hayır olsun inşallah. Selam ve saygılarımla...
  • Mehmet Koca
    Yüzde 99 katılıyorum. Lakin yüzde 1 lik kısım her zaman açıktır. Darbeler tarihinde sultan Abdülazizin katlini izlerken kanaat getirdim ki bu darbecilik genetik. Nesilden nesile geçiyor. Zaten biz Türk milletininde sınavı hep iç isyanlarla olmuş. Yani bunlar vazgeçer yada bıkar diye birşey yok. Bunun en büyük kanıtıdır 15 temmuz. Milyonda 1 ihtimaldi lakin oldu. Şimdi artık yüzde 1. Lakin hep olma ihtimaline karşı tayakkuzda olmak bizim nefes almak gibi normalimiz olmalı. Sizinde yazdığınız üzere madem devir değişti artık ülkemizin en büyük inkılabı üretim olmak zorunda. Hiç bir şey eskisi gibi olmıycak diyorlar ya işte bu çok doğru. Artık üretmeyen, sorgulamayan, gelişmeyen halkların bu dünyada rahat uyuma şansı kalmadı. Ya üretip söz söyleyen olucaz yada ciddi madana köle olucaz.
  • Süleyman S.
    Tebrikler
  • Mustafa Güray
    Kalemine sağlık abi
  • İlknur A.
    Kaleminize sağlık
  • Ali
    Harika bir yorum objektif bir değerlendirme olmuş,Bu ülkede bir daha darbe olmayacak şekilde düzenlemeler yapılmıştır.Hiç endişeniz olmasın.Dediğiniz gibi herkes işini iyi hem de çok iyi yapmaya çalışsın
  • Kadir ay
    mükemmel bir yazı
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı Evden eve nakliyat