Cumhurbaşkanı herkese eteğindeki taşları döktürüyor..
Hele de, hakim güç isen bu anlar ayrı bir önemi haizdir.
Bu vakitler gerçekle sahtenin, yalaka ile samiminin, sinsiyle hasbinin, gerçek dostla riyakarın gerçek yüzlerinin ortaya çıktığı anlardır.
Kimi insanlar için turnusol kağıdı gibidir, bu zamanlar…
31 Mart seçim sonuçlarıyla geçirdiğimiz bugünler de, bahsettiğim bu kritik ve zor zamanlara en iyi örnektir.
Özellikle AK Parti ve Cumhurbaşkanı’mız açısından bu süreç yaşanıyor.
Şaşkınlıkla izliyorum.
Yok yok, aslında şaşırmıyorum.
Yalakalığın ve menfaatperestliğin tarihçesi insanlık tarihiyle eşittir çünkü.
Kendimi bildim bileli gördüm ben; bu reveransları, anlık yüz ve saf değiştirmeleri, ikili kişilikleri.
O yüzden de şaşırmaktan ziyade ibretle izliyorum; son iki yıldır dostane ve samimi ikaz ve uyarı yaparken bana irite olanları, şimdi sırası mı diyenleri, hakkı unutup yalakalığı temel kişilik yapanları…
Herkes eteğindeki taşları dökmeye başladı,
Takkeler düşüyor, keller görünüyor…
“Ben dememiş miydim”ciler ortaya çıkıyor, cirit atmaya başlıyor.
Seçim öncesinin abartılı övücüleri, belediye beslemesi kalemşörler, maskeli Erdoğan seviciler, Erdoğan’la etiket kazananlar, paraya kavuşanlar, eğilerek makam sahibi olanlar, ifrat ve tefritte sınır tanımayanlar bilinçaltlarında gizledikleri samimiyetsizlikleri
kelimelere dökmeye başladılar.
Bazıları ise kötü niyetli değillerdi ama korkaktılar. Ve bu yüzden nemelazımcılık ettiler. Ama onların da seçimin sonucuyla birlikte dilleri çözülmeye başladı. Bu kategoridekilere de sadece üzülüyorum ve acıyorum.
Bunların miktarının ne kadar çoğaldığını hepiniz biliyor ve görüyorsunuz.
(Seçimden önce de hakkaniyeti prensip etmiş; “hakkın hatırı alidir” diyebilenleri, inandığı gibi yaşayıp yazanları, vicdanının kararmasına müsaade etmemiş ve hak adına hakikatları yapıcı şekilde dillendirenleri saygıyla selamlıyor ve yazımın
muhtevasından hariç tutuyorum)
Ama ilginç ve manidar bir durum yaşıyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanı şuanda herkesi görüp müşahede ediyor.
Sessizce ve zekice izliyor.
Derinden ve inceden takip ediyor.
Bazen ortaya bir tez atıyor tartıştırıyor; kim nasıl, nereden bakıyor, ne diyor, ne söylüyor. Kim muhalif, kim mugayir, kim bencil, kim menfaatçi, kim kıvırgan….
Herkesi ve her şeyi gözlemliyor.
Herkes hergün yeni bir kabine kuruyor,
Yeni bir parti yönetimi tesis ediliyor,
Hizipleşmeler ortaya çıkıyor,
Yeni parti/partiler kuruluyor,
Cumhurbaşkanı’nın oğlu, damadı, akrabaları tartışılıyor,
Ekonomiye yön veriliyor,
Darbe hayalleri kuruluyor,
Daha neler neler..
Daha önce de olmuştu.
Rahatsızlandığı bir dönem Cumhurbaşkanı istirahate çekilip, yine böylesi bir gözlem yapmış ve özellikle yakınlarındakilerin söz, söylem ve eylemlerine dikkat kesilip, değerlendirme yapmıştı.
Sonrasında ise radikal değişiklikler ve kararlar gelmişti.
Şimdi de benzeri bir durum ve değerlendirme süreci yaşadığımızı düşünüyorum.
Ve inanıyorum ki; sayın Cumhurbaşkanı kısa bir süre daha bu gözlem ve değerlendirmeleri yaptıktan sonra ummadık ve beklenmedik şekilde adımlar atacaktır.
Yapacağı değişim ve eylemlerle herşeyin farkında olduğunu gösterecektir.
Kabinede, partide, bürokraside şaşkınlık yaratacak değişiklikler olacaktır.
Hani tabir caizse; sağ gösterip sol vuracak.
Ama bu defa, daha önce hiç olmadığı kadar keskin, derin ve geniş kapsamlı bir eyleme girişecektir.
Seçim sonrası ortaya çıkan sahte kahramanları nisyana bırakacak, samimi ve yepyeni aktörlere görev verecektir.
“Cumhurbaşkanı’nı pek çok şeyden haberdar değil, tabandaki-bürokrasideki-partideki pek çok şey Erdoğan’a aksettirilmiyor veya yanlış ve değiştirilerek sunuluyor” düşüncesi bizzat Cumhurbaşkanı tarafından çürütülecektir.
Sinsilerin, korkakların, yorulanların, yolunu şaşıranların, yolda bulduklarıyla yola çıktıklarını değişenlerin, seçimden önce abartılı muhibbi olup da seçim sonrası nasihatçılığa bürünenlerin sonunun geldiğini düşünüyorum.
Cumhurbaşkanı’nın liderliğinden, basiretinden ve siyaset yapışından bu performansı bekliyorum ve olacağına da inanıyorum.
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Bu vakitler gerçekle sahtenin, yalaka ile samiminin, sinsiyle hasbinin, gerçek dostla riyakarın gerçek yüzlerinin ortaya çıktığı anlardır.
Kimi insanlar için turnusol kağıdı gibidir, bu zamanlar…
31 Mart seçim sonuçlarıyla geçirdiğimiz bugünler de, bahsettiğim bu kritik ve zor zamanlara en iyi örnektir.
Özellikle AK Parti ve Cumhurbaşkanı’mız açısından bu süreç yaşanıyor.
Şaşkınlıkla izliyorum.
Yok yok, aslında şaşırmıyorum.
Yalakalığın ve menfaatperestliğin tarihçesi insanlık tarihiyle eşittir çünkü.
Kendimi bildim bileli gördüm ben; bu reveransları, anlık yüz ve saf değiştirmeleri, ikili kişilikleri.
O yüzden de şaşırmaktan ziyade ibretle izliyorum; son iki yıldır dostane ve samimi ikaz ve uyarı yaparken bana irite olanları, şimdi sırası mı diyenleri, hakkı unutup yalakalığı temel kişilik yapanları…
Herkes eteğindeki taşları dökmeye başladı,
Takkeler düşüyor, keller görünüyor…
“Ben dememiş miydim”ciler ortaya çıkıyor, cirit atmaya başlıyor.
Seçim öncesinin abartılı övücüleri, belediye beslemesi kalemşörler, maskeli Erdoğan seviciler, Erdoğan’la etiket kazananlar, paraya kavuşanlar, eğilerek makam sahibi olanlar, ifrat ve tefritte sınır tanımayanlar bilinçaltlarında gizledikleri samimiyetsizlikleri
kelimelere dökmeye başladılar.
Bazıları ise kötü niyetli değillerdi ama korkaktılar. Ve bu yüzden nemelazımcılık ettiler. Ama onların da seçimin sonucuyla birlikte dilleri çözülmeye başladı. Bu kategoridekilere de sadece üzülüyorum ve acıyorum.
Bunların miktarının ne kadar çoğaldığını hepiniz biliyor ve görüyorsunuz.
(Seçimden önce de hakkaniyeti prensip etmiş; “hakkın hatırı alidir” diyebilenleri, inandığı gibi yaşayıp yazanları, vicdanının kararmasına müsaade etmemiş ve hak adına hakikatları yapıcı şekilde dillendirenleri saygıyla selamlıyor ve yazımın
muhtevasından hariç tutuyorum)
Ama ilginç ve manidar bir durum yaşıyoruz.
Sayın Cumhurbaşkanı şuanda herkesi görüp müşahede ediyor.
Sessizce ve zekice izliyor.
Derinden ve inceden takip ediyor.
Bazen ortaya bir tez atıyor tartıştırıyor; kim nasıl, nereden bakıyor, ne diyor, ne söylüyor. Kim muhalif, kim mugayir, kim bencil, kim menfaatçi, kim kıvırgan….
Herkesi ve her şeyi gözlemliyor.
Herkes hergün yeni bir kabine kuruyor,
Yeni bir parti yönetimi tesis ediliyor,
Hizipleşmeler ortaya çıkıyor,
Yeni parti/partiler kuruluyor,
Cumhurbaşkanı’nın oğlu, damadı, akrabaları tartışılıyor,
Ekonomiye yön veriliyor,
Darbe hayalleri kuruluyor,
Daha neler neler..
Daha önce de olmuştu.
Rahatsızlandığı bir dönem Cumhurbaşkanı istirahate çekilip, yine böylesi bir gözlem yapmış ve özellikle yakınlarındakilerin söz, söylem ve eylemlerine dikkat kesilip, değerlendirme yapmıştı.
Sonrasında ise radikal değişiklikler ve kararlar gelmişti.
Şimdi de benzeri bir durum ve değerlendirme süreci yaşadığımızı düşünüyorum.
Ve inanıyorum ki; sayın Cumhurbaşkanı kısa bir süre daha bu gözlem ve değerlendirmeleri yaptıktan sonra ummadık ve beklenmedik şekilde adımlar atacaktır.
Yapacağı değişim ve eylemlerle herşeyin farkında olduğunu gösterecektir.
Kabinede, partide, bürokraside şaşkınlık yaratacak değişiklikler olacaktır.
Hani tabir caizse; sağ gösterip sol vuracak.
Ama bu defa, daha önce hiç olmadığı kadar keskin, derin ve geniş kapsamlı bir eyleme girişecektir.
Seçim sonrası ortaya çıkan sahte kahramanları nisyana bırakacak, samimi ve yepyeni aktörlere görev verecektir.
“Cumhurbaşkanı’nı pek çok şeyden haberdar değil, tabandaki-bürokrasideki-partideki pek çok şey Erdoğan’a aksettirilmiyor veya yanlış ve değiştirilerek sunuluyor” düşüncesi bizzat Cumhurbaşkanı tarafından çürütülecektir.
Sinsilerin, korkakların, yorulanların, yolunu şaşıranların, yolda bulduklarıyla yola çıktıklarını değişenlerin, seçimden önce abartılı muhibbi olup da seçim sonrası nasihatçılığa bürünenlerin sonunun geldiğini düşünüyorum.
Cumhurbaşkanı’nın liderliğinden, basiretinden ve siyaset yapışından bu performansı bekliyorum ve olacağına da inanıyorum.
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.