CHP'nin hali pür melâli..
Erdoğan şöyle, AK Parti böyle,
Sürekli eleştiri,
Yapıcı ve uyarıcı bir muhalefet yapma yok.
Müzmin muhalefet,
Herşeye muhalefet.
Buna da tamam ama, sen Erdoğan ve iktidar adını ağzına almadan önce kendi kapının önünü temizle, aklını ve zihnini temizle.
Evet… Zaman zaman iktidara yönelik ben de eleştiri yapıyorum.
Yanlışlarını, eksiklerini yalın ve net şekilde dile getiriyorum.
Ama sayın muhalefet; kusura bakmayın da, sizin iktidarı eleştirmeye hakkınız yok.
Çünkü dediğiniz gibi Erdoğan kötü yönetiyorsa eğer; siz hiç yönetemiyorsunuz.
Şunu bilmelisiniz ki; AK Parti iktidarının en kötü hali bile sizin halinizden daha iyidir, daha hizmet yapandır, daha iyi yönetendir.
İktidar partisi en sıkıntılı anlarında bile sizin bugünlerdeki karışık, karmaşık ve kakafoni halinize düşmedi.
Ahengini, insicamını, birlik ve beraberliğini bozmadı.
Bunca yıldır iktidar yükünü taşıyor olmasına rağmen belediye başkan aday tespitinde, sizlere göre çok daha az hata ile işini bitirdi.
Sizin sırtınızda iktidar yükü, sorumluluğu ve mesuliyeti olmamasına rağmen hala birbirinizi yiyorsunuz.
Ele alınacak haliniz yok.
Geldiğimiz noktada hali pür melaliniz böyle.
CHP’nin birbirini yemekten iktidarı eleştirmeye, iktidar mücadelesi vermeye, iktidarın eksiklerini görmeye mecali bile yok.
Gerçek bir muhalefet gibi iktidara kök söktürecek doneler mevcutken, muhalefet etme bağlamında yapılan hiçbir şey yok.
CHP’nin adı var kendi yok.
Güya, bir de ana muhalefet partisi olacak…
“Yarım Demirel, Erbakan, Ecevit” olsa idi, inanın yer yerinden oynar, iktidar sallanır ve seçim arifesinde olduğumuz bugünlerde; Cumhurbaşkanı da, hükümet de asla rahat ve keyfekeder bir halde seçime gidemezdi.
Ana muhalefet öyle bir halde ki; kendi başarısızlık ve beceriksizliğini iktidarın aday tercihlerinde isabetsizlik olduğunu dile getirerek izale etmeye çalışıyor.
İktidar partisinin adayları kötüyse eğer; bu sizin için daha iyi.
Siz bırakın iktidar adaylarıyla uğraşmayı da; kendinize bakın ve seçmen kitlesine dönük ciddi ve sorumluluk bilinciyle hareket edin.
Çünkü muhalefetin amacı iktidar olmaktır,
İktidarın ensesinde, her daim kontrol ve denetim altında tutmaktır.
Ama ne gezeeeerrrr…
Muhalefet evlere şenlik,
Kendi adaylarını kurtların önüne atmakla meşgul.
Daha yarış başlamadan, adaylarını yıpratmakla meşgul.
Az olsun benim olsun zihniyetine tam gaz devam.
Muhalefetin bu tavrı vatandaşı da ikileme sokuyor,
Ümitsizliğe sürüklüyor,
İktidarı alternatifsizleştiriyor,
Ve sandığa gidecek vatandaşa, “Tamam sorunlu, sıkıntılı ve iktidar kötü yönetiyor ama kardeşim muhalefet de yok ki; kime oy verelim” dedirtiyor.
İzmir; CHP’nin kalesi…
Haftalarca aday açıklanmadı.
Tüm aday olabilecekler her türlü yıpratmaya maruz bırakıldı.
Sonunda, en başta olabilir denenlerden birisi aday yapıldı.
Yahu kardeşim tüm bunun için mi beklendi bu kadar.!
Madem bu adayı koyacaktınız, neden bugüne kadar beklendi ve seçmenin sabrı zorlandı ve sınandı.
Seçilen adaya bakıyorsun; ittifak edilen İYİ Parti tabanının hassas olduğu bir konuyla ilgili defolu.
Can Dündar’ın kankası.
Şişli’de, Sarıgül adeta kovuldu.
Bilmez misiniz; Sarıgül’ü aday yapmamak İstanbul Büyükşehir belediyesini kaybetmeye bile sebebiyet verebilir.
Yapılan anketlerde bağımsız bile olsa seçimi kazanır denilen birisini neden dışlıyorsun,
Neden parti içi kavgalara kurban ediyorsun.
Kliklerin aday tespitlerine bu kadar müdahil olmasına neden müsaade ediyorsun.
Daha önce görevden alınmış birini yeniden Ataşehir’e aday yapıyorsun ama Beşiktaş’ta farklı bir tercihte bulunuyorsun.
Seçmen demiyor mu sence; “bu ne perhiz, ne lahana turşusu” diye.
Seçmen sormaz mı sanıyorsun; Battal İlgezdi’nin Murat Hazinedar’dan daha fazla artısı ve ekstrem özelliği ne idi, diye.!
Sayın Kılıçdaroğlu; tercihlerinin derin manalarını(!) idrak edemediğimiz için mazur gör bizi.
Tamam iktidar olmak istemiyorsun,
İktidar olmaktan korkuyorsun,
Sadece partindeki kişisel iktidarını pekiştirmeyi amaçlıyorsun,
Garanti, birkaç il ve ilçeyi elinde tutarak, oralardaki rantı kaybetmek istemiyorsun.
Ama bu kadarı da olmaz…
İktidar yönetimi bile kıs kıs gülüyor sana…
“En kritik anımda bile beni zayıflatamayan muhalefet var, ne kadar şükretsek azdır” diyorlar.
Biz bile istesek; muhalefete, bu hatalı tercihleri ve yanlış stratejileri yaptıramayız diyerek dalga geçiyorlar.
İktidar olmak için değil de sanki iktidarın devamı için çalışıyor gibisin.
Yoksa, kapalı kapılar ardında farklı gündemlerle, birileri sana görev mi verdi;
“Muhalefetin perişanlığını devam ettir, sakın toparlanmasına müsaade etme ve sandığa giden vatandaş çaresiz ve alternatifsiz kalsın” diye bir misyon mu biçildi; Baykal gönderilip sen bu göreve getirilirken.?
Komplo teorisi uyarlamıyorum,
Ama aklıma da başkaca makul, mantıklı ve ele avuca gelir bir neden gelmiyor ki..
Ben de maalesef; “yoksa muhalefetin iktidarı devam ettirmek cihetinde gizli bir misyonu mu var yoksa” demekten kendimi alamıyorum.
Allah hepinizi ıslah etsin, basiret versin, biraz da insaf versin.
Ve siz gibi muhalefetten dolayı da, bu millete yardım etsin.
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar..
Sürekli eleştiri,
Yapıcı ve uyarıcı bir muhalefet yapma yok.
Müzmin muhalefet,
Herşeye muhalefet.
Buna da tamam ama, sen Erdoğan ve iktidar adını ağzına almadan önce kendi kapının önünü temizle, aklını ve zihnini temizle.
Evet… Zaman zaman iktidara yönelik ben de eleştiri yapıyorum.
Yanlışlarını, eksiklerini yalın ve net şekilde dile getiriyorum.
Ama sayın muhalefet; kusura bakmayın da, sizin iktidarı eleştirmeye hakkınız yok.
Çünkü dediğiniz gibi Erdoğan kötü yönetiyorsa eğer; siz hiç yönetemiyorsunuz.
Şunu bilmelisiniz ki; AK Parti iktidarının en kötü hali bile sizin halinizden daha iyidir, daha hizmet yapandır, daha iyi yönetendir.
İktidar partisi en sıkıntılı anlarında bile sizin bugünlerdeki karışık, karmaşık ve kakafoni halinize düşmedi.
Ahengini, insicamını, birlik ve beraberliğini bozmadı.
Bunca yıldır iktidar yükünü taşıyor olmasına rağmen belediye başkan aday tespitinde, sizlere göre çok daha az hata ile işini bitirdi.
Sizin sırtınızda iktidar yükü, sorumluluğu ve mesuliyeti olmamasına rağmen hala birbirinizi yiyorsunuz.
Ele alınacak haliniz yok.
Geldiğimiz noktada hali pür melaliniz böyle.
CHP’nin birbirini yemekten iktidarı eleştirmeye, iktidar mücadelesi vermeye, iktidarın eksiklerini görmeye mecali bile yok.
Gerçek bir muhalefet gibi iktidara kök söktürecek doneler mevcutken, muhalefet etme bağlamında yapılan hiçbir şey yok.
CHP’nin adı var kendi yok.
Güya, bir de ana muhalefet partisi olacak…
“Yarım Demirel, Erbakan, Ecevit” olsa idi, inanın yer yerinden oynar, iktidar sallanır ve seçim arifesinde olduğumuz bugünlerde; Cumhurbaşkanı da, hükümet de asla rahat ve keyfekeder bir halde seçime gidemezdi.
Ana muhalefet öyle bir halde ki; kendi başarısızlık ve beceriksizliğini iktidarın aday tercihlerinde isabetsizlik olduğunu dile getirerek izale etmeye çalışıyor.
İktidar partisinin adayları kötüyse eğer; bu sizin için daha iyi.
Siz bırakın iktidar adaylarıyla uğraşmayı da; kendinize bakın ve seçmen kitlesine dönük ciddi ve sorumluluk bilinciyle hareket edin.
Çünkü muhalefetin amacı iktidar olmaktır,
İktidarın ensesinde, her daim kontrol ve denetim altında tutmaktır.
Ama ne gezeeeerrrr…
Muhalefet evlere şenlik,
Kendi adaylarını kurtların önüne atmakla meşgul.
Daha yarış başlamadan, adaylarını yıpratmakla meşgul.
Az olsun benim olsun zihniyetine tam gaz devam.
Muhalefetin bu tavrı vatandaşı da ikileme sokuyor,
Ümitsizliğe sürüklüyor,
İktidarı alternatifsizleştiriyor,
Ve sandığa gidecek vatandaşa, “Tamam sorunlu, sıkıntılı ve iktidar kötü yönetiyor ama kardeşim muhalefet de yok ki; kime oy verelim” dedirtiyor.
İzmir; CHP’nin kalesi…
Haftalarca aday açıklanmadı.
Tüm aday olabilecekler her türlü yıpratmaya maruz bırakıldı.
Sonunda, en başta olabilir denenlerden birisi aday yapıldı.
Yahu kardeşim tüm bunun için mi beklendi bu kadar.!
Madem bu adayı koyacaktınız, neden bugüne kadar beklendi ve seçmenin sabrı zorlandı ve sınandı.
Seçilen adaya bakıyorsun; ittifak edilen İYİ Parti tabanının hassas olduğu bir konuyla ilgili defolu.
Can Dündar’ın kankası.
Şişli’de, Sarıgül adeta kovuldu.
Bilmez misiniz; Sarıgül’ü aday yapmamak İstanbul Büyükşehir belediyesini kaybetmeye bile sebebiyet verebilir.
Yapılan anketlerde bağımsız bile olsa seçimi kazanır denilen birisini neden dışlıyorsun,
Neden parti içi kavgalara kurban ediyorsun.
Kliklerin aday tespitlerine bu kadar müdahil olmasına neden müsaade ediyorsun.
Daha önce görevden alınmış birini yeniden Ataşehir’e aday yapıyorsun ama Beşiktaş’ta farklı bir tercihte bulunuyorsun.
Seçmen demiyor mu sence; “bu ne perhiz, ne lahana turşusu” diye.
Seçmen sormaz mı sanıyorsun; Battal İlgezdi’nin Murat Hazinedar’dan daha fazla artısı ve ekstrem özelliği ne idi, diye.!
Sayın Kılıçdaroğlu; tercihlerinin derin manalarını(!) idrak edemediğimiz için mazur gör bizi.
Tamam iktidar olmak istemiyorsun,
İktidar olmaktan korkuyorsun,
Sadece partindeki kişisel iktidarını pekiştirmeyi amaçlıyorsun,
Garanti, birkaç il ve ilçeyi elinde tutarak, oralardaki rantı kaybetmek istemiyorsun.
Ama bu kadarı da olmaz…
İktidar yönetimi bile kıs kıs gülüyor sana…
“En kritik anımda bile beni zayıflatamayan muhalefet var, ne kadar şükretsek azdır” diyorlar.
Biz bile istesek; muhalefete, bu hatalı tercihleri ve yanlış stratejileri yaptıramayız diyerek dalga geçiyorlar.
İktidar olmak için değil de sanki iktidarın devamı için çalışıyor gibisin.
Yoksa, kapalı kapılar ardında farklı gündemlerle, birileri sana görev mi verdi;
“Muhalefetin perişanlığını devam ettir, sakın toparlanmasına müsaade etme ve sandığa giden vatandaş çaresiz ve alternatifsiz kalsın” diye bir misyon mu biçildi; Baykal gönderilip sen bu göreve getirilirken.?
Komplo teorisi uyarlamıyorum,
Ama aklıma da başkaca makul, mantıklı ve ele avuca gelir bir neden gelmiyor ki..
Ben de maalesef; “yoksa muhalefetin iktidarı devam ettirmek cihetinde gizli bir misyonu mu var yoksa” demekten kendimi alamıyorum.
Allah hepinizi ıslah etsin, basiret versin, biraz da insaf versin.
Ve siz gibi muhalefetten dolayı da, bu millete yardım etsin.
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar..
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.