Amerikan halkı Trump'ı seçmiş! Gerçekten öyle mi?
Dünya, Amerikan seçimlerine odaklanmıştı.
Oldu-bitti ve Trump kazandı…
Hem de net bir skorla ve büyük bir güç edinerek…
Bu defa Kongre ve Temsilciler Meclisi çoğunluğu da Trump’ın elinde…
Açıkçası, bu süreçte şaşırdığım şeyler de oldu.
Mesela:
Metropol Araştırma Şirketi bir anket yapmış.
Türkiye'de halkımızın, daha çok Trump'ı başkan görmek istediğini ölçümlemiş.
En çok da AK Parti ve MHP'liler…
Başta Micihgan olmak üzere Amerikan Müslümanlarının kahir ekseriyeti Trump’ı desteklemiş.
Peki, gerçekten merak ediyorum:
Trump, Türkiye ve Müslümanlar için gerçekten iyi bir lider mi, nasıl daha iyi olacak, daha iyi neler yapabilecek?
Harris kazansaydı Türkiye ve Müslümanlar için neler daha kötü olacaktı?
Kaldı ki Trump ilk defa seçilmedi.
Trump ikinci dönemine dair hangi olumlu sinyalleri verdi de böylesi bir desteği hak etti?
Arkadaşlar!
Trump denen kişi ilginç bir siyasetçi,
Aslında siyasetçi de değil; kendine has refleksleriyle, egosu yüksek ve narsist bir kişilik.
Açıkcası Trump kazandı diye sevinenleri de Harris kazansa daha iyi olurdu diyen yaklaşımları da fazla fantastik buluyorum.
Halbuki, orası Amerika,
Kendine has yönetimsel dinamikleri olan,
Başkanların öne çıktığı ama başkanların belirleyiciliğinin belki de en az olduğu bir ülke.
Dünyayı yöneten hakimlerin,
Paranın sahiplerinin,
Küresel düzenin efendileri olup aklı ve gücü elinde bulunduranların merkez konumunu üstlenmiş bir ülke.
Daha özet söyleyişle: FED’in yani bana göre Dünyanın Merkez Bankasının olduğu ülke…
Bir örnek vereceğim:
Trump gibi bir adam Brezilya’da veya bir Afrika ülkesinde, yahut da bir Ortadoğu ülkesinde seçilmiş olsa idi kişisel belirleyiciliği/inisiyatif kullanabilirliği ve ülke diplomasisinde etkinliği emin olun çok daha fazla, uçuk ve ekstrem olabilirdi.
Ama burası Amerika -ve kimse kusura bakmasın ki- burada başkanı başkan yapan ve hatta başka ülke başkanlarının da hem seçilmesine hem de devamına karar veren akıl ve güç sahipleri var!
Şimdiden söyleyeyim:
Evet, Trump’a bir manevra alanı verilecek,
Ama her ne kadar çıplak gözle bakarak onun hoyrat/kişisel ve nevi şahsına münhasır başkanlık edişini görecek olsak da kendine verilen alanın dışına taşmadığını, sınırlarını aşmadığını ve başkanların da üstünde bir güç olduğunu unutmadığını hep birlikte göreceğiz.
Elon Mask diye bir adam var.
Trump destekçisi idi.
Bu adam, sizce hobi olsun diye mi yoksa siyasal fantezi için mi Harris’i değil de Trump’ı destekledi?
Aslına bakarsanız;
Trump’un Harris’ten; Harris’in Trump’tan bir farkı yok.
Yapılan seçim sadece sözcü seçimidir,
Yönetilecek ve yönettirilecek kişi seçimidir.
Buraya kadar anlattıklarıma ek olarak ilginç bir şey söylemek istiyorum.
Bu seçim, Amerika’nın belki de doğal haline bırakılan ilk seçimi oldu.
İronik bir ifadeyle müdahale edilmeyerek müdahale edildi.
Son 10-15 yıldır iyice yorulan dünya Trump üzerinden birkaç yıl oyalanmak ve rehavete sokulmak istendi.
Ve bu yüzden de, zaten ölçümlerde Trump’ın kazanması çok muhtemel olan seçimlere müdahale edilmedi.
Ama bu demek değildir ki Trump kafasına göre hareket edebilecek ! Mesela;
Seçim kampanyasında “Savaşları durduracağım.” diyordu.
Durdurabilir mi? Evet, durdurabilir ama kendi istediği için mi yoksa yeni dünya düzeninin efendileri öyle uygun gördüğü için mi?
Erkan Yılmaz’ın köşe yazılarında sıklıkla kullandığı bir cümle var. Altına imzamı atarım.
“Birilerine göre siyaset siyasetçilere, sandık sonuçları ise seçmene bırakılmayacak kadar önemlidir.”
Yılmaz, bu sözü belki Türkiye gerçeğinden hareketle kullanıyor olabilir.
Ben, bu yaklaşımın/realitenin Amerika da dahil tüm dünya ülkeleri için geçerli olduğunu iddia ediyorum.
Kaldı ki bunun böyle olduğu, bugüne kadarki dünya pratikleriyle de aşikar…
Sonuç:
Arkadaşlar!
Trump kazandığı için kimse kazanmadı,
Harris kazansaydı yine kimse kazanamayacaktı.
Kazanan her zaman olduğu gibi yine kasa oldu ve olacaktı.
Kaybeden ise her zamanki gibi yine Amerika harici dünya olacak!
Trump’ın kazanmasıyla değeri yükselen şeyler de/Harris’in kaybetmesiyle oluşan psikoloji de bir plan dahilinde ve birilerinin isteği cihetindeki gelişmelerdir!
Tesla’nın hisselerinin değer artışı da bunlardan biridir…
Yarın-birgün yaşananları görünce kimilerimiz “Bunlar Trump geldiği için oluyor/Harris gelse bu olmazdı.” gibi saptamalarda bulunacak.
Ama öyle değil işte,
Yok aslında biribirinden farkları.
Trump gidip Biden gelirken de söylemiştim:
Güç ve akıl sahiplerince yapılan bir inşaa faaliyeti var.
Yeni Düzen İnşası…
Bu esnada ABD başkanlarının da fonksiyonu şu:
Yıkım zamanı ona uygun başkan getirilir/seçtirilir,
Yeniden inşa safhası için başka birisi başkan yapılır.
Biri, kendini öne çıkararak ‘’Güç ve Aklın’’ planını uygular,
Diğeri, kurumsallığı öne çıkararak ‘’Güç ve Aklın’’ planını uygular.
Unutmayın,
Trump da Harris de bir elin parmaklarından ikisidir.
Her iki parmağı da hareket ettiren/komutlandıran aynı bilektir ve aynı beyindir.
Beyin, ne isterse el ona göre konumlanır,
El, ne refleks gösterirse parmaklar ona göre şekil alır.
Olan biten tamamen bundan ibarettir.
Kimse işaret parmağının beyne rağmen hareket ettiğini/edeceğini düşünüp de, demokrasi hikayesine/özgürcelik büyüsüne ve bir seraba kanmasın!
Türkiye ve Trump geldi diye sevinen vatandaşlarımız da bu uyarıma dahildir!
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Semih
Zafer
Erdem
Mustafa
Levent
Salih A.
Hakan M.
K. B.
Murat Ö
Cem C.