Almanya’nın, Türkiye’ye karşı şark kurnazlığına başvurması!..
Almanya Dışişleri Bakanlığı Türkiye’ye seyahat edecek vatandaşlarına yönelik uyarılarda bulunan bir bildiri yayımlamış.
Demiş ki:
“—Almanya'da ifade özgürlüğü kapsamına giren basit ifadeler, sosyal medyada yapılan paylaşımlar, yorumlar veya "beğeniler" dahi kovuşturmaya sebep olabilir.
—Siyasi etkinliklerden, mitinglerden ve genel olarak büyük kalabalıklardan uzak durmanız önerilir.
—Birçok durumda, kovuşturmalar, terör örgütü olarak sınıflandırılan yapılarla (örneğin, PKK veya Türkiye'de terör örgütü olarak kabul edilen Gülen hareketi) bağlantılı propaganda, destek veya üyelik şüphesi üzerine dayanmaktadır.
Türk kolluk kuvvetlerinin, Almanya'da ikamet eden kişilere dair geniş kapsamlı listeler tuttuğu ve bu kişilerin yeterli ön soruşturma yapılmadan dahi kolluk tedbirlerine maruz kalabileceği anlaşılmaktadır.
—Alman vatandaşlarının keyfi olarak tutuklanması, çıkış yasağına tabi tutulması veya Türkiye'ye girişinin engellenmesi hâlâ karşılaşılan durumlardan biridir.”
Sadece Almanya da değil; ne zaman bir yabancı ülke ülkemizle ilgili güvenlik içeren böyle bir açıklama yapınca aklıma ilk gelen şey; ülkemizle ilgili içlerinde bir erik kurusu var ve kesin önümüzdeki günlerde bir halt karıştıracaklar….
Ki bu konuda Almanya’nın, Türkiye sicili pek de parlak değil doğrusu…
15 Temmuz ve Gezi Olaylarında ortalığı karıştırmaya çalışan Alman parmağı daha taptaze…
Sormak istiyorum;
Ülkene vize başvurusu yapılmasına bile imkan vermezken bunları kalkıp söylemen biraz komik kaçmıyor mu sevgili Almanya!
Hayırdır? Ne oldu?
Bu uyarıları yapmanı ve korkmanı gerektiren bir yanlışlık ve eylemsellik planı içinde misiniz?
PKK veya DEM Parti ile ortak bir programınız mı var yoksa?
Yoksa DEM’li Belediyelerden birini “Berlin’le/Köln’le veya Göttingen’le” kardeş belediye ilan edip bazı suçluların kaçma lojistiğini gerçekleştireceksiniz de bu söylem ve ikazlarınızla bir nevi ön alma/zemin oluşturma mı yapıyorsunuz?
Hayırdır Efendiler!
Düne kadar Tayyip Erdoğan başınızın tacı idi,
Avrupa birliği ve özellikle de Almanya’nın kaçak göçmen/sığınmacı istilasına maruz kalmamasının teminatı heykeli dikilesice yüce insan Tayyip Erdoğan’dı!
Ne oldu!
Ne oldu da bayram değil seyran değil; Erdoğan ve onun ülkesi riskli ülke olup; vatandaşlarınız için tehlike teşkil eder hale geldi!
Hangi menfaatinize halel geldi,
Erdoğan, hangi tekerleğinize çomak soktu veya hangi fitne ateşinizi söndürdü de yaşadığınız kuyruk acısıyla “Türkiye güvensizdir” algısı vermek için büyük bir çırpınışa girdiniz!
Yok, Sosyal Medya imiş,
Yok, PKK veya Türkiye'de terör örgütü olarak kabul edilen Gülen hareketi ile ilgili paylaşım imiş,
Yok mitinglerle ilgili paylaşım yapılması filan imiş…
Bunlarla ilgili her an tutuklanma/kovuşturmaya maruz kalma/sınır dışı edilme veya alıkoyulma gibi kamu pratiklerine maruz kalınabilirmiş…
Arkadaşlar!
Yazdıkları metni dikkatle okudum.
Dikkatimi çeken en önemli şey, açıklayıcı örneklerini hep PKK ve FETÖ üzerinden vermeleri ve maalesef bu iki terör örgütü ile ilgili sempatilerinin hala capcanlı olduğudur.
Aksi olsa şaşardım zaten!
Bunların Erdoğan’ı ve Türkiye’yi sevmeleri,
Erdoğan iktidarından hazzetmeleri,
Erdoğan ve iktidarının uygulamalarını kötülememeleri/yermemeleri ve daha zor durumlar oluşturmak için ekstra atraksiyonlara girmemeleri mümkün mü!
Değil tabi ki!
Neden?
Çünkü Erdoğan bunların zerratını biliyor,
Onların dudaklarını büzüşünden Ömer diyeceklerini iyi biliyor.
Ve onlar da aslında Erdoğan’ı ve neye müsaade edip etmeyeceğini iyi biliyorlar.
Hal böyleyken
Ve kendileri de bunun çok iyi farkındayken,
Böylesi açıklamalarla amaçları sadece suyu bulandırmak ve “üzüm yemek yerine bağcıyı dövmektir.”
Bu tür durum ve olaylar bende öyle bir etki oluşturdu ki herhangi bir yabancı ülkeden böylesi bir açıklama geldiği an “Erdoğan yine kimin ayağına bastı veya açıklama yapan ülkenin hangi isteğini reddetti ” diye düşünmekten kendimi alamıyorum.
Sonuç:
Almanya’nın açıklamaları ciddiyetten/diplomatik nezaketten ve gerçeklikten oldukça uzak ama kesinlikle ciddiye almak gerek!
“Alman Densizliği” diyerek rehavetle geçiştirilecek bir konu değil.
Bugün Almanya, yarın Hollanda, öteki gün Fransa, daha sonraki gün İngiltere….
Almanya’nın bu açıklaması bir şeylerin işaret fişeği olabilir.
Ki duyumlarım/gözlemlerim ve öngörülerim de bu cihette…
Avrupa’da yükselişi devam eden ayrılıkçı siyasetler nedeniyle “Sığınmacılar/kaçak göçmenler” başta Almanya olmak üzere pek çok ülkenin temel ve en acil sorunu haline geldi.
Bugüne kadar Erdoğan sayesinde Avrupa’da kayda değer bir sıkıntı yaşanmadı.
Bugün de bu sorunun çözüm ortağı ve olmazsa olmazı Sayın Erdoğan ve iktidarıdır.
O halde ne alaka kabilinden “neden böyle bir açıklama yaptılar ki” diye düşünebilirsiniz ama Avrupalılar böyledir; önce belden yukarı/aşağı fark etmeksizin vurarak kendilerince ayar çekip kıvama getirmeye çalışırlar,
Sonra da “hadi gel uzlaşalım/sen bizim stratejik çözüm ortağımızsın” diye ışıltılı ve hayran bakışlarla Erdoğan’a el uzatırlar.
Bu bakışları, İtalya Başbakanı Meloni’nin Erdoğan’la yaptığı görüşmede çok iyi gördük!
Yani, demem o ki; Erdoğan neyin ne olduğunun veya olmadığının farkında...
Almanya’nın bu bayağıca açıklamasının neden ve niçininin da farkında…
Şuna eminim ki başta Dışişlerimiz olmak üzere Erdoğan ve iktidarı gereken usturuplu cevabı verecek ve Almanya’nın gerçek niyet ve amacını gözler önüne serecektir.
Ama hep dediğim gibi rehavetten uzak hep uyanık ve müteyakız olmak zorundayız…
Son söz:
Sen önce kendi geçmişine bak Ey Almanya filan demiyorum.
Sadece yaptığın olmadı/ayıp ettin ve bu açıklamanla kendini ve biriktirdiğin art niyetini açık ettin,
Keşke yapmasaydın,
Keşke daha net ve samimi şekilde direk “sığınmacıları” gündeme getirseydin,
Ve keşke bu “ön alıcı/küçümseyici ve sonradan öğrenilmiş şark kurnazcıllığı içeren diplomatik parmak sallamayı” hiç yapmasaydın…
Her şey daha hızlı ve daha sonuç alıcı olurdu o zaman….
Bir sonraki Bir Portre yazımızda buluşmak ümidi ile Allah'a emanet olun sevgili okurlar.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.
Göktuğ
Kemal B.
Mehmet G.
Hakkı
Mustafa H.
İrfan
Mustafa Kayseri
Ahmet AK
Şenay Dudek
Engin Gürçay