İHA -
67 yaşındaki Rıza Kara, emekli olduktan sonra ilgi duymaya başladığı ve yaklaşık 12 yıldır gerçekleştirdiği ağaç kök sanatı ile 350’den fazla eser oluşturdu.
Evinin bahçesinde bulduğu bir ağaç kökünü büyük bir dinozora benzetmesiyle birlikte bu sanata ilgi duymaya başlayan Kara, doğadan topladığı ve genellikle kurumuş olanlarını tercih ettiği ağaç parçalarını kesip, törpü, zımpara ve cilalama olmak üzere toplam 4 aşamadan geçirerek doğada benzettiği objelere dönüştürüyor.
Çalışmalarını daha çok kuş figürleri üzerine yoğunlaştıran Rıza Kara, penguen, geyik, vazo, biblo gibi ev dekorları üzerine de çalışmalar yapıyor.
"Sergim büyük beğeni topladı"
10 kişisel sergi açtığını ifade eden Rıza Kara, "12 yıldır ağaç kök sanatı ile uğraşıyorum. Doğada bulduğum ağaç köklerinden, kurumuş ağaçlardan yararlanıp, kahve köşelerinde uzak kalmak amacıyla bu işleri yapıyorum. Erzincan’da oturduğum için bir kısım eserlerimi buraya taşıdım. Ben küçüklükten beri taşlarla oynarken, ağaçlarla oynarken bu yeteneğimi keşfettim. Daha sonra emekli olunca bahçede kurumuş bir ağaç vardı dinozora benziyordu. O kurumuş ağacı değerlendirdim, müthiş bir dinozor ortaya çıktı. İlk sergimi Şiran’da açtım 2007 yılında. Bu sergim büyük beğeni topladı çok basit olmasına rağmen. Bir iş adamı onları satın alarak Antalya’ya götürdü. Saha sonra yoğun istek üzerine ben çalışmalara devam ettim, hiç aralık vermeden sürekli yapıyorum. Şimdiye kadar 20'ye yakın kişisel sergi açtım İstanbul, Ankara ve Gümüşhane’de. Dönemin valisi eserlerimi çok beğendi, biz de il kültür müdürlüğümüzü zenginleştirelim dedi eserleri satın aldı ve eserlerim orada sergileniyor." dedi.
"Bu çalışmalar kaybolmasın istiyorum"
"Destekler oldukça ben topluma, gençlere sanatsal açıdan yararlı olmak adına çaba içerisine gireceğim" diyen Kara, "Bu çalışmalar kaybolmasın istiyorum, geniş kapsamlı müze açılsın, bu eserler değerlendirilsin, yetenekleri de bulalım bunlar hem ekmek parası olur. Yurt dışında da bir sergi açtım büyük beğeni topladı. Fakat ben yurt dışında ısrarlarına rağmen kalmak istemedim. Çünkü benim ülkemin zenginliği var, güzelliği var burada bir şey yapmayı düşündüm. Hedefim Türkiye’de bir müze açılsın, ya da bana yardım edebilecek bir sponsor bulunsun bu eserleri festivallere taşımada yardımcı olsun. Ben inanıyorum sanatsal etkinlikler insanları birbirleri ile daha da bütünleştirecek, sevgi bağını kuvvetlendirecek, herkes bir şey yapmaya çalışacak, ülke hepimizin sonuçta. Canla başla yapabildiklerimiz ortaya koyarsak birbirimize daha sıkı sarılırız. Sanattan konuşuruz en azından." ifadelerini kaydetti.
