• Siyaset

Adalet Bakanlığı Sözcüsü Çekin'den Ceren Özdemir cinayetine ilişkin açıklama

Adalet Bakanlığı Sözcüsü Ertuğrul Çekin, Ceren Özdemir’in katil zanlısının olay öncesi açık cezaevinden firar ettiğinin belirlenmesi ile ilgili, 'Bu kapsamda en ufak bir ihmal veya kusurun tespiti halinde gerekenin yapılacağından kimse şüphe duymamalıdır.' dedi.
Adalet Bakanlığı Sözcüsü Çekin'den Ceren Özdemir cinayetine ilişkin açıklama
Adalet Bakanlığı Sözcülüğü görevine getirilen Adalet Bakanlığı Strateji Geliştirme Başkanı Ertuğrul Çekin, ilk basın bilgilendirme toplantısını Ankara Dikmen Hakimevi’nde yaptı. Adalet Bakanlığı Sözcüsü Çekin, basının doğru ve hızlı bilgilendirilmesini kamuda şeffaflığın önemli bir gereği olarak gördüklerini ifade etti.

İlk toplantının yapıldığı 10 Aralık tarihinin Dünya İnsan Hakları Günü ile aynı güne denk geldiğini belirten Çekin, "Bugün, Dünya İnsan Hakları Günü, aynı zamanda bugün İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 1948 yılında kabul edilişinin de yıl dönümü. O tarihten bugüne dünyada ve Türkiye’de büyük dönüşümler yaşandı. Siyasal, toplumsal ve ekonomik alanlardaki ilerlemeyle birlikte demokrasi ve hukuk bilinci de gelişti. Bütün demokrasilerde olduğu gibi ülkemizde de hak ve özgürlüklerin korunması amacıyla birçok mevzuat değişikliği ve kapsamlı reformlar hayata geçirildi. Halihazırda yürüttüğümüz yargı reformu çalışmalarının temel amaçlarından birini de hak ve özgürlüklerin geliştirilmesi oluşturuyor. Yargı Reformu Strateji Belgemizde bu konuya ilişkin önemli yenilikler öngörmüştük. Bunların daha da geliştirilmesi için yeni bir İnsan Hakları Eylem Planı’na yönelik çalışmalarımız devam etmektedir" diye konuştu.

İnsan Hakları Eylem Planı hazırlıklarını katılımcı bir yaklaşımla sürdürdüklerini aktaran Sözcü Çekin, "Bu kapsamda tüm paydaşlarımızla bir araya geliyoruz. Geniş bir bakış açısıyla belirlediğimiz başlıklar üzerinden müzakerelerimiz devam etmektedir. Toplumun bütün kesimlerinin görüş ve önerilerini yansıtacağımız bir İnsan Hakları Eylem Planı hazırlama kararlılığındayız. Kadına yönelik her türlü şiddet, hak ve özgürlüklerin ihlali anlamına geliyor" dedi.

Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un 2012 yılında kabul edildiğini ve Aile Bakanlığı tarafından Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri kurulduğunu hatırlatan Çekin, "Kanunun yürütülmesinden sorumlu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının koordinasyonunda önemli mesafeler katedildi. Örneğin şiddet mağdurlarına destek verilmesi ve çeşitli hizmetlerin sunulması için Aile Bakanlığı tarafından Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri (ŞÖNİM) kuruldu. ŞÖNİM’ler kadına karşı şiddetle mücadelede büyük bir boşluğu doldurdu. Diğer taraftan kadına yönelik şiddet vakalarında mahkemeler tarafından koruyucu ve önleyici tedbir kararları verilmektedir. Tedbir taleplerini hassasiyetle değerlendiren mahkemelerimiz, 2019 yılında 553 bin 463 önleyici ve koruyucu tedbir kararı vermiştir. Bununla birlikte ilgili kurumların işbirliğiyle kadına yönelik şiddetin önlenmesi konusundaki çalışmalar yeni tedbirlerin alınması suretiyle tam bir koordinasyon içerisinde sürdürülmektedir. Daha etkin bir sistem oluşturmak üzere 2020-2021 yılında yürütülecek faaliyetler, ’Acil Faaliyet Planı’ adı altında Aile Bakanlığının koordinasyonunda bakanlığımız, İçişleri, Milli Eğitim ve Sağlık Bakanlıklarının ortak çalışmalarıyla belirlenmiştir. 25 Kasım 2019 tarihinde de ’Kadına Yönelik Şiddetle Mücadelede Kurumsal İşbirliği ve Eşgüdümün Artırılmasına Dair Protokol’ imzalanmıştır. Bakanlığımız, bu kapsamda üzerine düşen sorumlulukları hızla hayata geçirmektedir" şeklinde konuştu.

"Şiddete maruz kalan kadınlarla ilgili tedbir kararlarını hızla alacak ihtisas mahkemeleri kurulacaktır"

Şiddete maruz kalan kadınlarla ilgili tedbir kararlarını hızla alacak ihtisas mahkemelerinin kurulacağını söyleyen Sözcü Çekin, "Aile Bakanlığı İl Müdürlükleri tarafından şiddet vakalarında olaya özgü hazırlanacak sosyal inceleme raporlarının savcılıklar ile mahkemelere sunulması hedeflenmektedir. Öte yandan, sadece tedbirlere hükmedecek ve tedbir uygulamalarını takip edecek mahkemeler belirlenecektir. Yani şiddete maruz kalan kadınlarla ilgili tedbir kararlarını hızla alacak ihtisas mahkemeleri kurulacaktır. Bakanlığımızın kadına karşı şiddetle mücadele konusunda kurumsal sorumlulukları belirleyen genelgesi yeni ihtiyaçların da dikkate alınması suretiyle güncellenmektedir. Yenilediğimiz genelge kısa bir süre sonra teşkilatımıza ve kamuoyuna duyurulacaktır" ifadelerini kullandı.

"En ufak bir ihmal veya kusurun tespiti halinde gerekenin yapılacağından kimse şüphe duymamalıdır"

Yakın süreçte Ordu’da menfur bir saldırı sonucunda hayatını kaybeden Ceren Özdemir’in katilinin soruşturması hakkında bilgi veren Sözcü Çekin, şunları kaydetti:
"Geçtiğimiz günlerde Ordu ilimizde üniversite öğrencisi Ceren Özdemir menfur bir saldırı sonucu yaşamını yitirmiştir. Kendisine Allah’tan rahmet, kederli ailesine başsağlığı diliyoruz. Bu elim olayın hemen ardından şüpheli yakalanmış ve ’canavarca hisle kasten öldürme’ suçundan tutuklanmıştır. Şüphelinin daha önce işlediği kasten öldürmeye teşebbüs suçu ve diğer suçları nedeniyle verilen cezalar, 15 Ağustos 2005’ten bu yana aralıksız olarak 14 yıldır infaz edilmekteydi. 1 Aralık 2019’da Ordu Açık Cezaevinden firar ettiği tespit edilen hükümlü hakkında aynı gün Ordu Cumhuriyet Başsavcılığınca yakalama emri çıkarılmışsa da katil zanlısı yakalanamadan bu elim hadise yaşanmıştır. Konuyla ilgili medyaya yansıyan tartışmalarda infaz sisteminin sıkça gündeme getirildiğini gördük. Ülkemizde dünya uygulamalarıyla uyumlu, yüksek güvenlikli, kapalı, açık gibi ceza infaz kurumları bulunmaktadır. Her infaz kurumuna alınma usul ve esasları ve bu kurumlardan diğerine geçiş şekilleri mevzuatımızda açıkça belirlenmiştir. Ordu Cumhuriyet Başsavcılığınca hükümlünün açık ceza infaz kurumuna ayrılması ve açık ceza infaz kurumundan firar etmesi konusunda idari soruşturma başlatılmıştır. Bu kapsamda en ufak bir ihmal veya kusurun tespiti halinde gerekenin yapılacağından kimse şüphe duymamalıdır."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından 30 Mayıs’ta açıklanan Yargı Reformu Strateji Belgesi hakkında bilgiler veren Sözcü Çekin, "Kapsamlı ve önemli bir yargı reformu süreci geçiriyoruz. Hatırlanacağı üzere Yargı Reformu Strateji Belgesi 30 Mayıs 2019 tarihinde Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından kamuoyuna açıklanmıştır. Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen Birinci Yargı Reformu Paketi 24 Ekim 2019 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Önemli bir başlangıç olan bu paketle yapısal değişiklikler yapılmıştır. Bunu ilerleyen süreçte Meclisimizin gündemine gelmesini beklediğimiz diğer mevzuat değişiklikleri takip edecektir. Birinci paketle yasalaşan konular büyük önem taşımaktadır. İfade özgürlüğünün genişletilmesi, tutukluluk sürelerinin yeniden belirlenmesi, istinaf kararlarına karşı temyiz yolunun genişletilmesi, yeni yargılama usullerinin oluşturulması, mağdur haklarına ilişkin yeni hükümler getirilmesi gibi birçok düzenleme yapılmıştır" diye konuştu.

"Fiili darbe soruşturmalarının tümü tamamlanarak, açılan 289 fiili darbe davasının 271’i karara bağlanmıştır"

Fiili darbe soruşturmalarının tamamının tamamlandığını ve açılan 289 fiili darbe davasının 271’inin karara bağlandığını hatırlatan Çekin, "Türkiye, FETÖ, PKK/PYD/YPG ve DEAŞ gibi terör örgütleriyle eş zamanlı mücadele etmektedir. Türkiye’nin terörle mücadelesi, demokrasi, özgürlük ve insan hakları mücadelesidir. 15 Temmuz hain darbe girişimiyle ilgili soruşturma ve davalar yargı mercileri tarafından büyük bir hassasiyetle yürütülmeye devam etmektedir. Fiili darbe soruşturmalarının tümü tamamlanmıştır. Açılan 289 fiili darbe davasının 271’i karara bağlanmıştır. Bununla birlikte terör örgütü yöneticiliği ve üyeliğine ilişkin soruşturma ve davalar da devam etmektedir. Bakanlığımızca firari örgüt üyelerinin iade süreçleri de büyük titizlikle sürdürülmektedir. Örgüt üyelerini bir şekilde barındıran ülkelerin uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülüklerine uymalarını bekliyoruz. Yargının FETÖ silahlı terör örgütüyle mücadelesi kesintisiz sürmektedir. 15 Temmuz’dan sonra FETÖ konusunda yargıda önemli bir arınma süreci başlatılmıştır. Bu süreç teyakkuz halinde devam ettirilmektedir. Ulaşılan yeni bilgi, belge ve deliller dikkatle değerlendirilerek adli ve idari mercilerle paylaşılmaktadır" ifadelerini kullandı.

"Bugüne kadar ihtiyari ve zorunlu arabuluculukta 1 milyon 62 bin 183 dosyanın yüzde 66’sı anlaşmayla sonuçlanmıştır"

Yargı sistemine son yıllarda kazandırılan "arabuluculuk uygulamaları"na değinen Sözcü Çekin şöyle konuştu:
"Son yıllarda yargı sistemimize kazandırılan önemli uygulamalardan biri de arabuluculuktur. İdeal olan taraflar arasındaki ihtilafların yine taraflarca anlaşmak suretiyle çözümlenmesi ve böylelikle her ihtilafın adliyelere taşınmamasıdır. Dostane çözüm yöntemlerinden biri olan arabuluculuk, yargı sistemimize 2013 yılında dahil edilmiştir. 1 Ocak 2018 tarihinde iş uyuşmazlıklarında, 1 Ocak 2019 tarihinde ise ticari uyuşmazlıklarda dava şartı arabuluculuk uygulamasına başlanmıştır. Bugüne kadar ihtiyari ve zorunlu arabuluculukta 1 milyon 62 bin 183 dosyanın yüzde 66’sı anlaşmayla sonuçlanmıştır. Vatandaşlarımız tarafından benimsenen bu uygulamayı daha da geliştirmeyi hedefliyoruz. 2013 yılından itibaren sekiz arabuluculuk sınavı yapılmıştır. Yapılan sınavlarda toplam 13 bin 445 kişi başarılı olmuştur. Son sınav ise Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi tarafından 24 Kasım 2019 tarihinde yapılmıştır. Bu sınava 28 bin 903 kişi girmiştir. Sınav sonuçları dün itibarıyla açıklanmıştır. Sınavda 91 ve üzerinde puan alan 6 bin 271 kişi başarılı olmuştur. Sınava hukukçularımız tarafından gösterilen teveccüh, arabuluculuğun sistemimizde yerleştiğinin somut bir göstergesidir. Bu sınava yönelik bazı haksız eleştirilerin dile getirildiğine şahit olduk. İlgili mevzuat uyarınca bakanlığımız arabuluculuk eğitimi vermemektedir. Eğitimler, bünyesinde hukuk fakültesi bulunan bazı üniversiteler ve Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir. Sınav sorularının hazırlanması ve sınavın yürütülmesi ilgili üniversite tarafından gerçekleştirilmiş olup, bakanlığımızın bu süreçlerde bir rolü bulunmamaktadır. 12 Ekim 2017 tarihine kadar yazılı sınavların ardından bakanlığımız tarafından mülakatlar da yapılmaktaydı. Bu tarihten sonra ise mülakat sınavı kaldırılmış, sadece yazılı sınav yapılması usulü benimsenmiştir. Yani yazılı sınavda en yüksek puan alanların arabulucu olması esas alınmıştır. 2020 yılında yeni arabuluculuk sınavı açılması planlanmaktadır."

Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde yer alan icra ve iflas sistemine ilişkin hedefler bağlamındaki bir yanlış anlaşılmanın düzeltilmesinde fayda gördüklerini ifade eden Sözcü Çekin, "Yargı Reformu Strateji Belgesi’nde yer alan icra ve iflas sistemine ilişkin hedeflerimiz bağlamındaki bir yanlış anlaşılmanın düzeltilmesinde fayda görüyoruz. İcra sistemimize ilişkin hedefler kapsamında, icra satış işlemlerinin yeniden yapılandırılması amaçlanmıştır. Bakanımızın da daha önce ifade ettiği üzere; bakanlığımızın, icra ilanlarının yazılı basın kuruluşlarında yayınlanması usulünü sona erdirecek bir çalışması yoktur" dedi.

"40 bin hükümlüyle 383 bin 210 fidan dikimi yapılarak Adalet Ormanları oluşturulmuştur"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın himayesinde başlatılan "Geleceğe Nefes Kampanyası" kapsamında 40 bin hükümlüyle 383 bin 210 fidan dikimi yapılarak "Adalet Ormanları" oluşturulduğunu aktaran Sözcü Çekin, "Ceza infaz kurumlarınca gerek iş yurtları, gerekse denetimli serbestlik hizmetleri kapsamında çevre konusundaki farkındalığı artırmaya yönelik çalışmalar yapılmaktadır. 2019 yılında Cumhurbaşkanımızın himayesinde gerçekleştirilen ’Geleceğe Nefes Kampanyası’ kapsamında 40 bin hükümlüyle 383 bin 210 fidan dikimi yapılarak Adalet Ormanları oluşturulmuştur" ifadelerini kullandı.
Cem Sultan
Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı Evden eve nakliyat