Hangisi daha kötü: Dinde reform yapmak mı yoksa dini deforme etmek mi? Ben fark göremiyorum ya siz?
Ne demişti Mehmet Görmez bir hatırlayalım: “Bizim günahı kebair listemiz değişmiştir. Bütün kitaplarımızda kebair günahlar sayılmıştır: Adam öldürmek, zina yapmak, hırsızlık yapmak vs. Kebair değişti. Tohumun geniyle oynamak, gıda ile oynamak, kimyasal silahlar üretmek… Bunlar eski kitaplarımızda günahı kebair arasında geçmiyor diye bizim oraya sıkışmamamız lazım. Günahı kebairleri Kuran ve sünneti ele alarak güncellemek gerekiyor.”
Mehmet Görmez'in bu açıklamalarından "dinde reform" kastediliyor anlamı çıkartarak, görev süresi boyunca zaten yerden yere vurdukları Görmez'e, kin ve nefret dolu sözlerle yine saldırmaya çalışıyorlar.
Oysaki, Mehmet Görmez'in bu açıklamalarından, "dinde reform" anlamı çıkartmak mümkün değil. Görmez, açıklamalarında şunu demek istiyor; yani günümüzde öyle büyük günahlar işleniyor ki, bu günahları da "kebair günahlar" yani büyük günahlar listesine ekleyip, listeyi güncellemek lazım. Demiyor ki; eski listede olanları atalım da yerine bunları koyalım.
1400 yıl önce genetik bilimi henüz yoktu, insanlar tohumların ve hayvanların genleri ile oynamıyorlardı, kitlesel imha silahları yoktu, gıdalar ile böyle uğraşılmıyordu. Henüz var olmayan bir şeyin somut olarak Peygamber'in zamanında "günah" olarak anılması mümkün olmadığına göre, bugün hem maksadını hem de sonuçlarını yaşayarak görebildiğimiz, bunlar gibi nice "kötülük" elbette "kebair günah" grubuna girer. Bunu dile getirmenin "dinde reform" ile ne alakası var? Üstelik her Müslüman için "ilmihâl" bilgilerini öğrenmek farzdır diyen bir anlayışın, çıkıp da bugünkü hâlin ilmini yani "ilmihâlini" tespit eden bir bilim insanına pervasızca saldırmasının arkasında kesinlikle başka hesaplar vardır.
Yüzyıllardır Peygamber'in emanet bıraktığı dinin üzerine hafriyat dökenler için çıkıp bir laf edemeyenler, bu hafriyatı temizleyip dini aslına döndürmek için mücadele edenlere "reformcu" diyorlar. Dinin asıl kaynağı olan Kur'an'ı, kendi ideolojilerine ve menfaatlerine alet ederek, toplumda yer ve saygınlık elde eden, sözüm ona "ehli sünnet" savunucuları, bilime yine bilimle karşılık vermek yerine, her zaman gösterdikleri tavrı yine takınarak saldırma ve çamur atma, iftira atıp karalama yoluna baş vuruyorlar.
Uzun yıllardır "din", hakkında konuşulması en kolay konu haline getirildi. Ne de olsa millet okumuyor, araştırmıyor, sorgulamıyor diye, bazen hiçbir kaynağa dayanmadan, bazen doğruluğu şüpheli kitaplardan bazen de rüyalardan bile yola çıkarak, dini konularda ahkam kesmek, son zamanların en popüler işi haline geldi. Bunu yapanlar kimi zaman ilâhiyatçı, kimi zaman tarikat hocası, kimi zaman yazar ve kimi zaman da hiç alâkasız birisi olarak karşımıza çıkabiliyor. Konu hassas olduğu için halk tarafından pek itiraz görmeyen bu kişiler, aslında dini "deforme" edenlerdir. Dinde "reform" yapmak kötü de dini "deforme" etmek kötü değil mi?
Son olarak şunu eklemek istiyorum, bahsi geçen programda Mehmet Görmez, sayın Ali Erbaş'ın gündeme getirdiği konular hakkında kendisine katıldığını belirtip, Ankara Barosu'nun saldırılarına karşı Ali Erbaş'ın yanında yer alıp kendisine sahip çıkmıştır. Şimdi merak ediyorum, acaba sayın Ali Erbaş da linç edilmek istenen Mehmet Görmez için bir destek açıklaması yapacak mı? Bekleyip göreceğiz hep beraber.
Allah'a emanet olun, mutlu ve sağlıklı kalın.
Mehmet Görmez'in bu açıklamalarından "dinde reform" kastediliyor anlamı çıkartarak, görev süresi boyunca zaten yerden yere vurdukları Görmez'e, kin ve nefret dolu sözlerle yine saldırmaya çalışıyorlar.
Oysaki, Mehmet Görmez'in bu açıklamalarından, "dinde reform" anlamı çıkartmak mümkün değil. Görmez, açıklamalarında şunu demek istiyor; yani günümüzde öyle büyük günahlar işleniyor ki, bu günahları da "kebair günahlar" yani büyük günahlar listesine ekleyip, listeyi güncellemek lazım. Demiyor ki; eski listede olanları atalım da yerine bunları koyalım.
1400 yıl önce genetik bilimi henüz yoktu, insanlar tohumların ve hayvanların genleri ile oynamıyorlardı, kitlesel imha silahları yoktu, gıdalar ile böyle uğraşılmıyordu. Henüz var olmayan bir şeyin somut olarak Peygamber'in zamanında "günah" olarak anılması mümkün olmadığına göre, bugün hem maksadını hem de sonuçlarını yaşayarak görebildiğimiz, bunlar gibi nice "kötülük" elbette "kebair günah" grubuna girer. Bunu dile getirmenin "dinde reform" ile ne alakası var? Üstelik her Müslüman için "ilmihâl" bilgilerini öğrenmek farzdır diyen bir anlayışın, çıkıp da bugünkü hâlin ilmini yani "ilmihâlini" tespit eden bir bilim insanına pervasızca saldırmasının arkasında kesinlikle başka hesaplar vardır.
Yüzyıllardır Peygamber'in emanet bıraktığı dinin üzerine hafriyat dökenler için çıkıp bir laf edemeyenler, bu hafriyatı temizleyip dini aslına döndürmek için mücadele edenlere "reformcu" diyorlar. Dinin asıl kaynağı olan Kur'an'ı, kendi ideolojilerine ve menfaatlerine alet ederek, toplumda yer ve saygınlık elde eden, sözüm ona "ehli sünnet" savunucuları, bilime yine bilimle karşılık vermek yerine, her zaman gösterdikleri tavrı yine takınarak saldırma ve çamur atma, iftira atıp karalama yoluna baş vuruyorlar.
Uzun yıllardır "din", hakkında konuşulması en kolay konu haline getirildi. Ne de olsa millet okumuyor, araştırmıyor, sorgulamıyor diye, bazen hiçbir kaynağa dayanmadan, bazen doğruluğu şüpheli kitaplardan bazen de rüyalardan bile yola çıkarak, dini konularda ahkam kesmek, son zamanların en popüler işi haline geldi. Bunu yapanlar kimi zaman ilâhiyatçı, kimi zaman tarikat hocası, kimi zaman yazar ve kimi zaman da hiç alâkasız birisi olarak karşımıza çıkabiliyor. Konu hassas olduğu için halk tarafından pek itiraz görmeyen bu kişiler, aslında dini "deforme" edenlerdir. Dinde "reform" yapmak kötü de dini "deforme" etmek kötü değil mi?
Son olarak şunu eklemek istiyorum, bahsi geçen programda Mehmet Görmez, sayın Ali Erbaş'ın gündeme getirdiği konular hakkında kendisine katıldığını belirtip, Ankara Barosu'nun saldırılarına karşı Ali Erbaş'ın yanında yer alıp kendisine sahip çıkmıştır. Şimdi merak ediyorum, acaba sayın Ali Erbaş da linç edilmek istenen Mehmet Görmez için bir destek açıklaması yapacak mı? Bekleyip göreceğiz hep beraber.
Allah'a emanet olun, mutlu ve sağlıklı kalın.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.