TİC Holding Header
  • USD 32.538
  • EUR 34.777
  • Altın 2489.754
  • BIST 100 9586.02

Ekonomik problemlerin kaynağı ve OVP hakkında

Bir önceki yazımda ülkemizdeki ekonomik aktörlerin karşılaştığı risk ve problemleri çok yönlü olarak ele almıştım.
Ekonomik problemlerin kaynağı ve OVP hakkında
Durumu iyileştirecek adımlara geçmeden önce söz konusu problemlerin kaynakları ve OVP hakkında temel bir değerlendirme yapmak istiyorum.

Büyüme ihtiyacı olan ve dış borçlanma altında bulunan gelişmiş ekonomilerin genelinde döviz kuru dalgalanmalarından kaynaklanan “kırılganlık ve volatilite” söz konusu olmaktadır…

Ayrıca ülkemize atfedilen risk primi nedeniyle uygulanan borç faiz oranları ise oldukça yüksek düzeydedir.

Söz konusu durum ise kırılganlığı tetikleyen diğer bir husus olarak karşımıza çıkmaktadır.

Aşağıdaki tabloda ülkemize atfedilen Kredi Risk Primi (CDS)’nin yıllar itibariyle gelişimi görülüyor.


Kaynak: Bloomberg HT


Diğer yandan bu risk primi yabancı yatırımcıların da ülkemizden çıkmasına yol açıyor.

Bu durum şuan karşılaştığımız peki faizi artırmamıza rağmen niçin hala yabancı sermaye yurtdışına çıkıyor?sorusunun cevaplarının başında geliyor...



Kaynak: TCMB seçilmiş grafikler


Aşağıdaki grafikte ise son beş yılda ülkemiz yönetiminin yurtdışı kaynaklarca nasıl görüldüğü anlatılıyor:



Öncelikle şunu söylemek gerekir ki hükümetin etkinliği, düzenlemenin kalitesi, yolsuzlukla mücadelede sıralamamız oldukça iyi görünüyor.

Ama problem bunun giderek azaldığı şeklinde bir görünümün bulunması…

Demek ki; bir taraftan, varsa gereken adımları atarken diğer taraftan ülkemizi yurtdışında daha iyi temsil etmemiz gerekiyor.

Aslında saman altında bir sürü işler yürütüp de hala demokrasi dersi veren ülkeler gibi olmamamız belki buna yol açıyor.

Yaşanılan ekonomik problemlerin kaynaklarının daha derinlerine inecek olursak; milli paranın değer kaybetmesine rağmen dış ticaret açığının daha da artıyor olmasının nedenlerini de araştırmış olacağız.

Bir ülkede devalüasyonun dış ticaret dengesi üzerinde olumlu etki yaratması için ülkenin ihraç mallarının yurtdışı talep esnekliği ile ithal mallarının yurtiçi talep esnekliklerinin yüksek olması gelmekte…

Bu ne anlama geliyor?

Devalüasyon sonucu, ihracatı yapılan yerli ürün ve hizmetler yabancı para cinsinden ucuzlarken, yabancı tüketicilerin bu mallara talepleri artıyor. Diğer yandan ithal edilen ürünlerin de maliyeti arttığı için bu ürünlere olan iç talebin azalması gerekiyor.

Sonuç olarak dış ticaret dengesi üzerinde iyileştirici etki oluşması için ihracatın artırılması ve ithalatının azaltılması gerekmekte…

Bizde hala dış ticaret açığının büyümesi, ihracatı artıramadığımız veya ithalatı azaltamamızdan kaynaklanıyor. İthalata dayalı bir ihracat yapısı, ithal girdilerin üretimde kullanılıyor olması, vb. nedenler devalüasyonun bu nimetinden faydalanmamıza engel oluyor.

Enflasyon ve kur yükselmesini tetikleyen cari açık ise üzerinde yoğunlaşılması gereken diğer bir husus.. Bilindiği üzere cari açığın kapatılmasının temel olarak iki yöntemi bulunmakta, bunlar;

- Açığın borçlanma veya rezervler kullanılarak finanse edilmesi

- Harcamaların düzenlenmesi

Bir büyüme aracı olarak kullanılan cari açık en basit tanımıyla bir ülkenin ürettiğinden fazla harcamasıdır.

Dünya bankası verilerine göre kamu ve özel tüm dış borç yükümüzün Gayri Safi Milli Hasılaya (GSMH) oranı %48 oranında… Aynı borç ihracat ve birincil gelirler toplamının iki katı civarında.


Kaynak: World Development Indicators


Bu ne anlama geliyor?

Büyümek için harcamalar artarken üretimi de yeterince artırmalıyız anlamındadır.

Bu borç yapısı maalesef bizim döviz hareketliliğine aşırı duyarlı olmamıza neden oluyor.

OVP’ye bakacak olursak; öncelikle “Dengelenme, Disiplin ve Değişim” prensiplerini ön plana çıkaran YEP ve bu kapsamda OVP’nin yayınlanması, ilgili kamu kurumlarının farkındalığı ve piyasalara verilen mesajlar açısından oldukça olumlu bir adım…

OVP ile temel olarak enflasyon, artan döviz kuru, volatilite, cari açık, ekonomik durgunluk ve gelir adaletsizliği problemlerinin aşılması hedeflenmekte…

Kullanılacak araçlar ise; sıkı para ve maliye politikaları, kamu harcamalarının azaltılarak gelirlerinin artırılması, yeni kurumların oluşturulması, bankaların güçlendirilmesi, ihracat, turizm ve sanayi ürünlerinde yerlileştirme, turizm gelirlerinin artırılması şeklinde sıralanmakta…

Burada dikkat edilmesi gereken sıkı para ve maliye politikası uygulanırken ekonominin bir durgunluğa itilmemesi gerektiği çok önemli husustur.

Bunun yolu ise üretimden geçiyor, çünkü üretmek harcamak için bir kaynak oluşturuyor…

OVP’nin özellikle “Cari Açık” başlıklı 4. bölümünde yer alan politika ve tedbirler diğer bölümlerden farklı olarak hükümetin para, maliye ve diğer politikalarına değil; halihazırda bu politikalar ile çözülmesi hedeflenen problemlerin temeline dokunulmakta...

İlgili bölümde, yerli üretimin ve üretim kapasitesinin artırılması ve ihracatın artırılarak ithalatın azaltılmasına yönelik politikalar üretildiğini görüyoruz.

Diğer yandan OVP’de yer alanların yalnızca politika olmaktan çıkıp bir strateji haline getirilmesi bundan sonra uygulanabilir ve sağlam temellere dayanan adımların atılmasına bağlı...

Türkiye’nin ihtiyacı olan ve hak ettiği ekonomik düzey ve kalkınmaya ulaşması için işbirlikçi, elimizdeki imkan ve kapasitemiz üzerine inşa edilen, aşağıdan yukarı doğru beslenen ve tüm paydaşların sorumluluk aldığı, zayıf yönlerin iyi tespit edildiği, öncelikleri bulunan bir yaklaşımın benimsenmesi gerekmekte.

Dengelenme, Disiplin ve Değişim”e ihtiyaç duyan ekonomimizde bu kritik dönemde inşa edilmeye başlanan YEP’in ülkemiz için bir kalkınma rotası olarak yaşanılan ekonomik problemleri temelinden çözmesini ümit ediyoruz…

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
deneme bonusu veren siteler deneme bonusu veren siteler bahis siteleri