Şehzade Orhan Osmanoğlu

Şehzade Orhan Osmanoğlu

Rusya ve Ukrayna..

Rusya yani Osmanlı'nın Moskof olarak adlandırdığı millet. Çok derin tarihlere inmek istemiyorum. O 'Moskof'un Osmanlı ile yaşadığı, tarihe geçmiş kanlı işgallerine inmek istemiyorum. Bizzat Osmanlı-Moskof tarihi başlı başına bir başka yazı konusudur.
Rusya ve Ukrayna..
Ben bu yazımda Rusya –Ukrayna savaşında Avrupa’nın çifte standart uygulamasına,iki yüzlülüğüne dikkat çekmek istiyorum.

Genelde ülkeler arası siyasette çok yakın ilişkilere de şahit oluruz, mesafeli ilişkilere de… Bazen yakınlıklar öyle bir hal alır ki bakarsınız iki ülke birbirine can dostu görünmekte, dostum kardeşim ifadeleri kullanmaktadır.

Ben bu tarz söylemlere inanmıyorum. Siyaset çok kirli bir oyundur. Bu gün can ciğer olduğun bir ülke yarın bir anda düşmanın oluverir. Bu konuda devlet menfaatleri ön plandadır.

Burada bizim için Ukrayna önemlidir, onlarla ticari ilişkilerimiz var, silah satıyoruz SİHA satıyoruz. Bu arada parantez açıyorum silah satıyoruz derken Rusları vursun diye değil, çok öncesinden yapılmış ticari anlaşmalardır bunlar. Ona bakacak olursak biz de kalaşnikof'u sorarız nereden geliyor diye.

Rusya ile de çok büyük hacimli işlerimiz var kendilerinden buğday alıyoruz, doğalgaz alıyoruz ki bu neredeyse Türkiye'nin %30 unun ihtiyacını karşılayan bir ölçüde gerçekleşiyor.

Rusya ile Suriye meselesinde Rus uçağının düşürülmesinden sonra ilişkilerimizde yaşanan sorun sonrasında yine devlet menfaatleri doğrultusunda ilişkilerimiz öncekinden çok çok daha üst seviyeye çıktı. Yani buradan anlaşılıyor ki iki devlette bizim için önemli Rusya da önemli, Ukrayna da. Birini diğerinden Üstün tutmamamız gerekir ve tamamen tarafsız olmamız gerekir. Ama Rusya'nın yapmış olduğu bu işgal, bu savaş kabul edilebilir bir durum değil.

Fakat biraz da Putin'i de dinlemek lazım. Çünkü Putin defalarca ve defalarca hem Avrupa Birliği'ni hem ABD'yi uyarmıştır "Nato'yu benim burnumun dibine kadar getirmeyin." diye. Rusya'nın ulusal güvenliği tehdit ediliyor diye defalarca ifade etmiştir.

Ukrayna'nın Nato'ya girme ihtimali ve böyle bir söylemin çıkması acaba Putin'in Rus inadı dediğimiz bir noktaya mı getirdi? Bu da onun bütün bu söylemlere karşı bir hamlesi midir? İhtimallerden biri bu elbette.

Putin Rusya'yı bir bataklığa sürükler mi? Kariyer geçmişi ve KGB istihbaret şefliğinden Devlet Başkanlığına uzanan tecrübe birikimini göz önüne alırsak boşa adım atmaz diyebiliriz.
Bu noktada Putin'i Ukrayna'ya çeken nedir bunu da konuşmak gerekir.
Ben şahsen şu anda Türkiye'nin savaş karşısında almış olduğu konumdan memnunum. Türkiye bu şekilde tarafsız olarak durmaya devam ederse zararsız bir şekilde bu süreci atlatabiliriz. Zararsız derken, burunumuzun dibinde bir savaş var ve bizim bundan olumsuz etkilenmememiz mümkün değil, mutlaka bazı etkileri oluyor mesela benzin fiyatlarının yükselmesi, Rusya'ya gönderilecek olan gıdaların gönderilememesi, Ukrayna'dan alınan siparişlerin iptal edilmesi gibi.
Bu etkiler savaşın ülkemize etkileri ama önemli olan ülkemizin iki ülke arasında da dengeli bir tutum sergilemesidir. Şimdilik duruşumuz çok olumlu. Ancak Avrupa için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim.

Savaş başlayalı neredeyse on gün oldu bütün haber kanalları iç siyaseti, dış siyaseti, ülke meselelerini bıraktı gece gündüz savaş haberlerini veriyor, Haberlerde Avrupa'nın ABD'nin nasıl taraf tuttuğunu da görüyoruz.

Ukrayna'ya silah göndermeleri, ABD'nin 70-80 bin Ukraynalı'ya oturma izni verileceğini açıklaması serbest çalışma izni verilmesini beyan etmeleri, yine Avrupa'da da aynı şekilde Ukrayna'ya desteklerini tam olarak göstermeleri elbette Rusya karşısında zayıf düşmüş ve işgale uğramış bir ülkeye destek olarak görülebilir.

Elbette destek verilsin de zaten, bizler Rus işgalini onaylamıyoruz, ancak Rusya daha dün denecek kadar yakın geçmişte Suriye'de İdlib'de aynı işgali gerçekleştirdi, üstelik Suriye meselesi ülkenin iç meselesi olduğu halde, Rusya oraya müdahale hakkını kendinde görüp Suriye'ye girdi, sivil katliamlarda bulundu. İşte o zaman ABD neredeydi, Avrupa Birliği neredeydi?

Ben Orhan Osmanoğlu Suriye'de bizzat masum insanların katledilmesine şahit oldum. Bir yardım organizasyonu nedeni ile bulunduğumuz kamptan henüz ayrılmıştık ki Rus bombaları isabet eden kampta siviller, kadın-çocuk demeden öldürülmüştü.

Yine aynı şekilde yıllardır Gazze'de sivillere saldırılar sürerken, ambargolar uygulanırken Avrupa'nın sesi neden çıkmıyordu?

Türkiye sınırlarını korumak için Suriye'ye girdiğinde Rusya'nın işgaline hiç sesleri çıkmayan ABD ve Avrupa Birliği bir anda Türkiye'ye karşı yıpratıcı ifadeler kullamaya başladılar, aba altından sopa göstermeye başladılar. Bu iki yüzlülük değil de nedir?

Yoksa Ukrayna Hristiyan, diğerleri Müslüman diye mi bu tutum?
Elbette ki öyle…

ABD ve Avrupa hiçbir zaman Müslümanın dostu olmamıştır. Biz düşersek ilk darbeyi vuracak olan da onlardır. Bu nedenle bizim bir olmamız lazım, çok güçlü olmamız lazım.
Allah'a emanet olunuz!

Evet dostlarım, değerli görüş ve önerilerinizi, yazılarıma yorumlarınızı ve bana mesajlarınızı ogünhaber.com üzerinden ve sosyal medya hesaplarımdan iletebilirsiniz.

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
  • Angel
    Kaleminize sağlık...
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı