Pınar Dura Özer

Pınar Dura Özer

Amerikan formatında EYS show

2 Ocak 2019 Çarşamba günü TV8 kanalında yayınlanacak EYS Show’un bant çekimine gittim.
Amerikan formatında EYS show
Eşim Cem Özer konuk oldu. 

Eser Yenenler’in Amerikan formatında çektiği, her konuğun 15 dakika süreyle katıldığı bir Talk Show programı. 

Geçtiğimiz yayınlarını izleyenlerin programı çok beğenmediğine dair yorumlar okumuştum. 

Açıkçası eşimin konuk olmasına rağmen ben de ön yargıyla gittim. 

90’larda ilk Talk Show’u yapan eşim Cem Özer’le kıyaslama yapmadan, başka bir tatta izlemek istedim. 

Televizyonun bize tanıttığı, genç bir yetenek olan Eser Yenenler’i öncelikle büyük cesaretinden dolayı kutluyorum. 

Yolun başında olan genç yeteneklere işinde 
daha çok pişmesi için biraz zaman verilmesi gerektiğini düşünüyorum. 

Cem Özer, Okan Bayülgen ve Beyazıt Öztürk de program yaptıkça olgunlaşıp, işlerinde başarılı oldular. 



Yalnız Talk Show yapmak için bu yeterli midir? Elbette değildir. 

Eşimin mottosu olan “Her konuda cevap verebilecek kadar değil ama soru sorabilecek ve üstüne sohbet edebilecek kadar bilgi sahibi olmak” çok ama çok önemlidir. 

Eser’i de izlediğim kadarıyla dersine çok iyi çalıştığı ve konuk aldığı kişinin hayatına dair bilgiler topladığı ve karşısındakini çok iyi dinlediğini bizzat çekim esnasında izledim. 

Konuğunu kapıdan karşılamasına tutunda, aralarda kulise gelip “bir isteğiniz var mı?” sından ve program bitiminde yine kapıya kadar uğurlamasına kadar kibar ve saygılıydı.  

Büyüklerinden aldığı her bilgi ve her fikrin onun için ne kadar değerli olduğunu yüzündeki ifadesinde derinden hissettim. 

Çalışkan bir öğrencinin büyük bir hevesi vardı o ifadede. 

Eser Yenenler’in ve EYS Show’un yolu açık olsun. 

Beri yandan bu kadar televizyon kanalı varken sadece bir tane Talk Show  programı olması çok üzücü. 

Özledik değil mi? 

Cuma ve Cumartesi’ler şöyle iki-üç tane Talk Show programı başlasa.

Tolga Çevik de muhteşem donanımıyla gerçek bir Talk Show yapsa.

Ya da eskiden olduğu gibi,
Laf Lafı Açsa mesela..
Fena olmaz mı?
Bence şahane olur. 
* * *

Haftanın Filmi: Bird Box 



Korku, gerilim türünde olan Bird Box filminin yönetmen koltuğunda Susanne Bier oturuyor. 

Başrol Malorie karakterine Sandra Bullock’un hayat verdiği filmin kadrosunda Sarah Paulson, John Malkovich, Jacki Weaver, Trevante Rhodes, Lil Rel Howery gibi isimler yer alıyor. 

Netflix yapımı olan Bird Box filmi yayınlandığı ilk hafta 45 milyon kişi tarafından izlenmiş. 

Filmin kısaca konusu; 
Malorie (Sandra Bullock) bekar ve hamiledir. Doğuracağı bebeğini evlatlık verip, vermemek arasında kalmışken dünyada büyük bir felaket baş gösterir. 

İnsanlar garip bir şekilde kendini öldürmektedir. 
Dışarı çıkıp, çevreye bakan herkes bu salgının kurbanı olmaktadır. 

Bu yüzden Malorie, ailesini güvende
olabilecekleri bir yere götürürken, gözlerini bağlamak zorunda kalır.

Sandra Bullock tüm zorluklara rağmen güçlü kalmaya çalışan ve ailesinin bu koşullara alışması için dominant bir anne karakteri çizmiş. Bu da Malorie karakterini, geçmişte oynadığı karakterlerden ayırmayı başarmış. 

5 yıl öncesi ve 5 yıl sonrası geçişlerle anlatılan, 
heyecanlı ve gerilim dolu sahneleriyle kaliteli bir film olmuş. 
* * *

Haftanın Dizisi: The ABC Murders



Agatha Cristie’nin meşhur romanı olan The ABC Murders, BBC tarafından mini dizi olarak uyarlanmış. 

40 yıl düşünsem John Malkovich’in, Hercule Poirot’yu canladıracağı aklıma gelmezdi. 

Özellikle sırf bu merakım için ve çok iyi bildiğimiz bu romanı nasıl adapte etmişler diye izlemeye başladım. 

John Malkowich, yine John Malkovich’liğini yapmış, kendine has, bambaşka ve değişik bir Hercule Poirot karakteri çıkarmış. 

Yani yine ezberleri bozmuş. 

Dizinin kısaca konusu: 

Dedektif Hercule Poirot’ya obsesif şekilde saplantılı olan bir seri katil kurbanlarını alfabetik sırayla seçer.
Seçtiği kurbanların isimleriyle, soyadları yaşadıkları kasabaların isimlerinin baş harfleri aynıdır.

Bunun dışında kurbanların birbiriyle benzeşir bir profili yoktur. 

Genellikle seri katil hikayelerinde; katiller kurbanlarını benzer profillerden seçerler.  

Romandan biraz uzak, farklı anlatımı olan, beklediğinizden öte bir mini dizi olmuş. 

Klasik bir Hercule Poirot izlemeyeceksiniz, en başında minik bir spoiler olarak vereyim. 

Gizem ve polisiye dizilerini sevenlere tavsiye ederim. 

Yılbaşını evde ptt (pijama, terlik, televizyon) olarak geçireceklere, yukarıdakileri şiddetle tavsiye ederim. 


Bugün 31. Aralık.2018 

Yeni yıla saatler kala, hepimiz için tek ama bir tek dileğim sadece sağlıklı bir yıl olması. 

Allah kimseyi sağlığından alıkoymasın. 
Mutlu seneler...

Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı