Yeni Oyun 'Özel Ordu'
Günler önce Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasi parti turuna çıktığında açıkladığı , gündeme her gün yeni bir ateş düşmesinden dolayı basının da çok fazla ilgilenmeye ve daha sonrasını araştırmaya vakti olmadığı çok önemli bir konu yine ''teğet'' geçti.
Bu konu bir zaman sonra olgunlaşıp uygulanmaya başladığında, Hükümetin ''biz sizi bu konudan haberdar etmiştik'' diyerek kendini savunması an meselesidir.
Uzunca zamandır Hükümetin TSK yı yıpratma çabaları, gözle görülür bir hal aldı.
Güzel ülkem, hergün yeni bir ''şehit'' haberiyle uyanıyorken, her zamanki gibi yeni bir gündemle bir önceki konuları unutturmayı başaran AKP Hükümetinin şimdiki gösterdiği oyun alanı ''özel ordu''!..
Teröre karşı mücadelede işbirliği sağlamak(!) amacıyla yeni bir çözüm arayışına girdiklerini söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın , en son açıklaması olan Özel Ordu henüz Genelkurmay'a mı, Devlete mi yoksa Polis'e mi bağlı olacağı net olmadığı için akıllara pek çok sorularıda getiriyor.
TSK'nın 2008 yılında açıkladığı bir program vardır. Profesyonel ordu kurulması bakımından. Bu programa göre geçiş kademeli olacaktı ve 2012'de kritik bölgeler için profesyonel ordunun unsurları kullanılacaktı. Şu anda baktığımızda orduda uzman çavuş sayısının son üç yılda büyük artış göstermesi bu programın hayata geçirilmeye başladığının kanıtıdır. Son yıllarda hemen hemen her terör saldırısında diğer yıllara oranla uzman çavuş rütbesiyle birçok askerimizi şehit vermemiz de bu sebeptendir. AKP hükümetinin sanki yeni bir çözüm keşfetmiş edasıyla hareket etmesi TSK'ya karşı kocaman bir ayıptır. Çünkü şu an bahsedilen konu TSK'nın gündeminde olan hayata geçirilmiş ve halihazırda uygulanan bir programdır.
Akıllara bu konuda pekçok soruda takılmıyor değil hani. "Acaba resmi bir JİTEM mı yaratılıyor?"
Turgut Özal ilk icraatı İstibarat örgütü MİT'i sivilleştirmek, emniyet teşkilatında istibarat örgütü kurmak ve böylece sivil hükümetleri daha güçlü kılmak, askerin konumunu zayıflatmak, istibarat bölünmesi sonucu jandarmada terör,uyuşturucu ve çeteler ile savaşabilme kabiliyetini arttırmak amacı ile Jitemi (Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele) birimi kurdu. Jitem'in çok yararlı faaliyettleri vardı ancak bazı kişisel ve görevi kötüye kullanma olayları bahane edilerek karalandı. Gerçi Jitem PKK ile mücadele amacı ile kurulduğu iddia edilen ancak resmi olmayan ve varlığı devlet kurumları tarafından onaylanmamış bir kuruluştur. Dolayısıyla Jitem tarafından yapıldığı söylenen tüm olayların ve icraatların varsayımdan öte bir durumu sözkonusu değildir.
"Özel Ordu" kurma konusunda akıllara takılan bir başka soruda "acaba Almanların SS birliği" modelinde bir yapılanma mı söz konusumudur?.
Bilindiği üzere Hitler Demokrat olarak iktidara gelmiş, fakat daha sonraları "kişiler muhafızlığını yapmaları için" SS birliğini kurmuştur. 2.Dünya savaşı sırasında ise bu muhafızların sayısı 900 binlere çıkarılmış bir kişisel ordu halini almıştır. Emirleri sadece iktidardan alan SS'ler Hitlerin özel ordusuydu ve sadece ona hizmet ederlerdi. Kısacası Yasama Yürütme ve Yargı yı elinde tutan bir diktatördü Hitler. Tıpkı şuan ülkemizde yaşanan ve Hitler modeline çok benzeyen olaylar zinciri gibi... Bizde de referandum sürecinde Özel Ordu (sınır birliği ) kurulma girişimleri ve yargının bağlı hale getirilme çabaları o dönemde Hitler'in izlediği politikaya ne kadar da benziyor. Acaba bu bir tesadüf olabirir mi, yada bizler yanlış mı anlıyoruz? (!) SS'ler "Kralı koruyan" muhafızlardı. Bizde ise kimi koruyacak henüz bilmiyoruz.
Diğer bir yandan "Özel Ordu" ,İran'daki "devrim muhafızları" yani pasdaran ları da andırıyor. Şöyleki; İran İslam Devriminin ilk günlerindeyken Ayetullah Humeyni mayıs 1979'da bu kurumu faaliyete geçirdi. İlk zamanlarda kuruluş amaçları ülkede devrim sonuçları olarak hüküm süren emniyetsizliği ve kargaşanın bastırılması evlere, köylere huzurun ve asayişin getirilmesi tarzında açıklansada aslında gerilla tarzında yapılanmasından, dahil kuruluş amacının devrime karşı bir karşı devrim oluşmasını engellemek ve devrimim asıl amacı olan kriterlere yani şeriat benzeri bir rejime ulaşmayı sağlamak olduğu belliydi. İran da gün geçtikçe resmi ordunun sınırları görevleri ve imkanları azaltılıp Muhafızlar ordusunun gücü arttırıldı. Emir-Komuta-İşleyiş bakımından SS Birliği ve Devrim Muhafızları birbirlerine çok benziyorlar. Bizde de şuana kadar yapılmaya çalışılanlar ve rota ise aynı yönü gösteriyor.
Sultan 3.Selim'in Yeni Çeri Ocaklarını kaldıramadıkları için yanında kurmak zorunda kaldığı Nizam-ı Cedid Ordusununda akıbetinden ders almak gerekir. Tarih her zaman tekerrürden ibarettir.
Terörle mücadelede TSK'nın özel ordunun 3.unsur olacağı söyleniyor. Jandarma, Polis ve Özel ordu. Özel Harekat Polisleri zaten dağlarda görev yapmıyor. Eğer özel ordu genel kurmay bünyesinde kurulmaz ise iki başlılık doğmayacak mı? Özel Kuvvetler Komutanlığı Genel Kurmay bünyesinde, özel ordu Genel Kurmay bünyesinin dışında.... nasıl olacak bu iş?
Sivil denetime açıklık vurgusu getiriliyor. Genelkurmaya bağımlı olunmasın diye çığırtkanlıklar yapılıyor ama bu çığırtkanlıklar vebu tarz konuşmalar TSK yı zan altına sokmaktan başka bir işe yaramıyor. Gerçi TSK yı hiç bir kuvvet yıkamaz ve bu halkın gözünden düşüremez. Bu durum can sıkmaktan başka bir işe yaramaz halkın gözünde. Ancak çok açık bir durum varki; TSK yı yıpratma çabalarının en son noktası gibi görünen bu durumun ''Özel Ordunun Genelkurmay'ın bünyesinde olmadığı sürece'' bir çok sıkıntıya ve saldırılara sebep olacağı gözle görülür bir gerçektir. Ayrıca TSK mız o kadar güçlüdür ki bir başka orduya bu ülkenin ihtiyacı yoktur. Biz gereken desteği verirsek ve ordumuza sahip çıkarsak hiç kimse TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİ YIKAMAZ.
TSK nın bölgedeki etkinliği, bölgeyi tanıması, istihbaratı, yılların verdiğibir birikim ve emek sayesindedir. Şimdi TSK dan ayrı yapılandırılmaya çalışılan bir özel ordunun, TSK nın alernatifi gibi bir yapı düzenlemesi yapılır ve uygulamaya girişilirse ''iki başlılığın'' ağababası görülür.
Bu arada,bu zincirin en son halkası olan ''Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı'' en önce kuruldu. Yani senaryo taa başından belliydi. Özel orduda 5 yıl dağda görev yapıp gelenlere istihdam sağlamak ve bu eğitimli insanları bünyelerinden ayırmamak, istihbarat- emir -komuta yetkisinide ellerinde bulundurmak amacında olan bu kurumun kurulması kanunu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylandı bile.
Hükümetin özel ordu konusundaki tavrının sebebi ve amacı apaçık ortada. Açılım konusunda başarısız olan hükümet, ''siyasi başarısızlığını'' ört bas etmek ve bu başarısızlığı bir başka kuruma mal etmek, insanlaın gözünde ''TSK bu konuyu halledemiyor'' imajını yaratmak amacıyla ''özel ordu'' kurma çabası içine girdi.
Kurulacak olan veya kurulması planlanan Özel Ordunun konuşulması gereken çok ciddi ve ülkenin geleceği sözkonusu durumları varken, Hüseyin Çelik'in bu duruma şekilcilik açısından bakması ve siyasette ki nezaketsizliği ise partisinin niyetini apaçık ortaya seriyor. Hüseyin Çelik 'in kurulması planlanan özel ordu askerleri için ''bu orduda sarkık bıyıklı MHP militanı görüntüsü olanlar olmayacak'' sözleri siyaset kültüründen, edep ve adabından yoksun bir yaklaşımdır.
Öte yandan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin gurup toplantısında okuduğu Ahmet Kaya, Mustafa Pehlivanoğlu ve Necdet Adalı'nın şiirlerini ve yazılarını okurken ki duygusal tavırları ve gözyaşları partililerinin konuşmalarıyla örtüşmediği için samimiyetten uzak bir görüntü sergiledi.
"Ameller niyetlere göredir" sözü bu söylenenlerin ve yapılanların niyetini ortaya koymaya yetiyor. Hükümet kendi başarısızlığını ört bas etmek ve bu durumu başka kurumlara mal edebilmek, milletin gözünde TSK yı küçük düşürmek, başarısız göstemek, ilerisi için kendilerini güvence altına alabilmek amacıyla bir özel ordu kurma çabası içerisine girdi ve yaptığının doğruluğuna insanları inandırabilmek için her türlü yöntemi ve ajitasyonu kullanıyor.
Ancak unutulmamalıdırki; bu vatan için evlatlarını şehit vermiş tüm analar, babalar, eşler, kardeşler TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN itibarının yitirilmesine izin vermezler. VERMEYİZ. BÜYÜK TÜRK ORDUSU daima halkını korumaya devam edecektir. Eğer Hükümet terör üzerinden siyaset yapmaktan vazgeçmezse, bu oyunların sonucunda güzel yurdumuz büyük bir kaosa sürüklenebilir ve uzun yıllar acısını çekeceğimiz sonuçlarla karşılaşabiliriz.
Bu konu bir zaman sonra olgunlaşıp uygulanmaya başladığında, Hükümetin ''biz sizi bu konudan haberdar etmiştik'' diyerek kendini savunması an meselesidir.
Uzunca zamandır Hükümetin TSK yı yıpratma çabaları, gözle görülür bir hal aldı.
Güzel ülkem, hergün yeni bir ''şehit'' haberiyle uyanıyorken, her zamanki gibi yeni bir gündemle bir önceki konuları unutturmayı başaran AKP Hükümetinin şimdiki gösterdiği oyun alanı ''özel ordu''!..
Teröre karşı mücadelede işbirliği sağlamak(!) amacıyla yeni bir çözüm arayışına girdiklerini söyleyen Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın , en son açıklaması olan Özel Ordu henüz Genelkurmay'a mı, Devlete mi yoksa Polis'e mi bağlı olacağı net olmadığı için akıllara pek çok sorularıda getiriyor.
TSK'nın 2008 yılında açıkladığı bir program vardır. Profesyonel ordu kurulması bakımından. Bu programa göre geçiş kademeli olacaktı ve 2012'de kritik bölgeler için profesyonel ordunun unsurları kullanılacaktı. Şu anda baktığımızda orduda uzman çavuş sayısının son üç yılda büyük artış göstermesi bu programın hayata geçirilmeye başladığının kanıtıdır. Son yıllarda hemen hemen her terör saldırısında diğer yıllara oranla uzman çavuş rütbesiyle birçok askerimizi şehit vermemiz de bu sebeptendir. AKP hükümetinin sanki yeni bir çözüm keşfetmiş edasıyla hareket etmesi TSK'ya karşı kocaman bir ayıptır. Çünkü şu an bahsedilen konu TSK'nın gündeminde olan hayata geçirilmiş ve halihazırda uygulanan bir programdır.
Akıllara bu konuda pekçok soruda takılmıyor değil hani. "Acaba resmi bir JİTEM mı yaratılıyor?"
Turgut Özal ilk icraatı İstibarat örgütü MİT'i sivilleştirmek, emniyet teşkilatında istibarat örgütü kurmak ve böylece sivil hükümetleri daha güçlü kılmak, askerin konumunu zayıflatmak, istibarat bölünmesi sonucu jandarmada terör,uyuşturucu ve çeteler ile savaşabilme kabiliyetini arttırmak amacı ile Jitemi (Jandarma İstihbarat Terörle Mücadele) birimi kurdu. Jitem'in çok yararlı faaliyettleri vardı ancak bazı kişisel ve görevi kötüye kullanma olayları bahane edilerek karalandı. Gerçi Jitem PKK ile mücadele amacı ile kurulduğu iddia edilen ancak resmi olmayan ve varlığı devlet kurumları tarafından onaylanmamış bir kuruluştur. Dolayısıyla Jitem tarafından yapıldığı söylenen tüm olayların ve icraatların varsayımdan öte bir durumu sözkonusu değildir.
"Özel Ordu" kurma konusunda akıllara takılan bir başka soruda "acaba Almanların SS birliği" modelinde bir yapılanma mı söz konusumudur?.
Bilindiği üzere Hitler Demokrat olarak iktidara gelmiş, fakat daha sonraları "kişiler muhafızlığını yapmaları için" SS birliğini kurmuştur. 2.Dünya savaşı sırasında ise bu muhafızların sayısı 900 binlere çıkarılmış bir kişisel ordu halini almıştır. Emirleri sadece iktidardan alan SS'ler Hitlerin özel ordusuydu ve sadece ona hizmet ederlerdi. Kısacası Yasama Yürütme ve Yargı yı elinde tutan bir diktatördü Hitler. Tıpkı şuan ülkemizde yaşanan ve Hitler modeline çok benzeyen olaylar zinciri gibi... Bizde de referandum sürecinde Özel Ordu (sınır birliği ) kurulma girişimleri ve yargının bağlı hale getirilme çabaları o dönemde Hitler'in izlediği politikaya ne kadar da benziyor. Acaba bu bir tesadüf olabirir mi, yada bizler yanlış mı anlıyoruz? (!) SS'ler "Kralı koruyan" muhafızlardı. Bizde ise kimi koruyacak henüz bilmiyoruz.
Diğer bir yandan "Özel Ordu" ,İran'daki "devrim muhafızları" yani pasdaran ları da andırıyor. Şöyleki; İran İslam Devriminin ilk günlerindeyken Ayetullah Humeyni mayıs 1979'da bu kurumu faaliyete geçirdi. İlk zamanlarda kuruluş amaçları ülkede devrim sonuçları olarak hüküm süren emniyetsizliği ve kargaşanın bastırılması evlere, köylere huzurun ve asayişin getirilmesi tarzında açıklansada aslında gerilla tarzında yapılanmasından, dahil kuruluş amacının devrime karşı bir karşı devrim oluşmasını engellemek ve devrimim asıl amacı olan kriterlere yani şeriat benzeri bir rejime ulaşmayı sağlamak olduğu belliydi. İran da gün geçtikçe resmi ordunun sınırları görevleri ve imkanları azaltılıp Muhafızlar ordusunun gücü arttırıldı. Emir-Komuta-İşleyiş bakımından SS Birliği ve Devrim Muhafızları birbirlerine çok benziyorlar. Bizde de şuana kadar yapılmaya çalışılanlar ve rota ise aynı yönü gösteriyor.
Sultan 3.Selim'in Yeni Çeri Ocaklarını kaldıramadıkları için yanında kurmak zorunda kaldığı Nizam-ı Cedid Ordusununda akıbetinden ders almak gerekir. Tarih her zaman tekerrürden ibarettir.
Terörle mücadelede TSK'nın özel ordunun 3.unsur olacağı söyleniyor. Jandarma, Polis ve Özel ordu. Özel Harekat Polisleri zaten dağlarda görev yapmıyor. Eğer özel ordu genel kurmay bünyesinde kurulmaz ise iki başlılık doğmayacak mı? Özel Kuvvetler Komutanlığı Genel Kurmay bünyesinde, özel ordu Genel Kurmay bünyesinin dışında.... nasıl olacak bu iş?
Sivil denetime açıklık vurgusu getiriliyor. Genelkurmaya bağımlı olunmasın diye çığırtkanlıklar yapılıyor ama bu çığırtkanlıklar vebu tarz konuşmalar TSK yı zan altına sokmaktan başka bir işe yaramıyor. Gerçi TSK yı hiç bir kuvvet yıkamaz ve bu halkın gözünden düşüremez. Bu durum can sıkmaktan başka bir işe yaramaz halkın gözünde. Ancak çok açık bir durum varki; TSK yı yıpratma çabalarının en son noktası gibi görünen bu durumun ''Özel Ordunun Genelkurmay'ın bünyesinde olmadığı sürece'' bir çok sıkıntıya ve saldırılara sebep olacağı gözle görülür bir gerçektir. Ayrıca TSK mız o kadar güçlüdür ki bir başka orduya bu ülkenin ihtiyacı yoktur. Biz gereken desteği verirsek ve ordumuza sahip çıkarsak hiç kimse TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİ YIKAMAZ.
TSK nın bölgedeki etkinliği, bölgeyi tanıması, istihbaratı, yılların verdiğibir birikim ve emek sayesindedir. Şimdi TSK dan ayrı yapılandırılmaya çalışılan bir özel ordunun, TSK nın alernatifi gibi bir yapı düzenlemesi yapılır ve uygulamaya girişilirse ''iki başlılığın'' ağababası görülür.
Bu arada,bu zincirin en son halkası olan ''Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı'' en önce kuruldu. Yani senaryo taa başından belliydi. Özel orduda 5 yıl dağda görev yapıp gelenlere istihdam sağlamak ve bu eğitimli insanları bünyelerinden ayırmamak, istihbarat- emir -komuta yetkisinide ellerinde bulundurmak amacında olan bu kurumun kurulması kanunu, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylandı bile.
Hükümetin özel ordu konusundaki tavrının sebebi ve amacı apaçık ortada. Açılım konusunda başarısız olan hükümet, ''siyasi başarısızlığını'' ört bas etmek ve bu başarısızlığı bir başka kuruma mal etmek, insanlaın gözünde ''TSK bu konuyu halledemiyor'' imajını yaratmak amacıyla ''özel ordu'' kurma çabası içine girdi.
Kurulacak olan veya kurulması planlanan Özel Ordunun konuşulması gereken çok ciddi ve ülkenin geleceği sözkonusu durumları varken, Hüseyin Çelik'in bu duruma şekilcilik açısından bakması ve siyasette ki nezaketsizliği ise partisinin niyetini apaçık ortaya seriyor. Hüseyin Çelik 'in kurulması planlanan özel ordu askerleri için ''bu orduda sarkık bıyıklı MHP militanı görüntüsü olanlar olmayacak'' sözleri siyaset kültüründen, edep ve adabından yoksun bir yaklaşımdır.
Öte yandan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin gurup toplantısında okuduğu Ahmet Kaya, Mustafa Pehlivanoğlu ve Necdet Adalı'nın şiirlerini ve yazılarını okurken ki duygusal tavırları ve gözyaşları partililerinin konuşmalarıyla örtüşmediği için samimiyetten uzak bir görüntü sergiledi.
"Ameller niyetlere göredir" sözü bu söylenenlerin ve yapılanların niyetini ortaya koymaya yetiyor. Hükümet kendi başarısızlığını ört bas etmek ve bu durumu başka kurumlara mal edebilmek, milletin gözünde TSK yı küçük düşürmek, başarısız göstemek, ilerisi için kendilerini güvence altına alabilmek amacıyla bir özel ordu kurma çabası içerisine girdi ve yaptığının doğruluğuna insanları inandırabilmek için her türlü yöntemi ve ajitasyonu kullanıyor.
Ancak unutulmamalıdırki; bu vatan için evlatlarını şehit vermiş tüm analar, babalar, eşler, kardeşler TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN itibarının yitirilmesine izin vermezler. VERMEYİZ. BÜYÜK TÜRK ORDUSU daima halkını korumaya devam edecektir. Eğer Hükümet terör üzerinden siyaset yapmaktan vazgeçmezse, bu oyunların sonucunda güzel yurdumuz büyük bir kaosa sürüklenebilir ve uzun yıllar acısını çekeceğimiz sonuçlarla karşılaşabiliriz.
Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.