Nalan Erbaş

Nalan Erbaş

Silivri'deki Guantanamo üssü!..

Eğer birşey doğru gidiyorsa kimsenin itiraz etme hakkı ve şansı olamaz. Aklın yolu bir, kim iyi olan bir duruma karşı çıkar ki? Muhalefet olacağım diyede doğruya yanlış demekte saçmalıktır ve düzen bozmadır. Muhalefetin anlamı, herşeye karşı çıkmak ve olacak olan bir işe taş koymak demek değildir. Yanlış giden bir durumda uyarmaktır muhalefetin görevi. Eğer yanlış devam ediyorsa ellerindeki yetkiyle hukuksal olarak yanlışların düzeltilmesini sağlamaktır. Muhalefet elbetteki her zaman itiraz etmez. Doğru olan bir durumda aynı fikirde de olabilir. Olması gerekende budur zaten. Tıpkı sınırötesi operasyon için yapılan tezkere oylamasında bütün meclisin tam kadro aynı fikirde olması gibi. Demekki alınan kararın yararlılığı durumunda herkes hemfikir olabiliyormuş.

Muhalefet hakkı sadece milletvekillerinin değildir elbet. Halkı oluşturan tüm meslek guruplarının, ülke sınırları içerisinde yaşayan ve kimliğinde o ülkenin vatandaşlığını taşıyan herkesin muhalefet olma hakkı vardır. İtiraz etme hakkı bakidir. En azından Demokratik(!) olduğunu söyleyen her ülkede bu böyledir. Tıpkı gazetecilerin, TSK mensuplarının, iş adamlarının, aydınların, öğretim görevlilerinin hakları olduğu gibi.. Yanlış giden bir sistem varsa etrafını uyarmak vatandaşlık görevidir. O zaman, Ergenekon davasından cezaevine yollanan gazeteci arkadaşlarımızın "vatandaşlık hakları" yokmuydu? gibi bir soru geliyor insanın aklına. Üstelikte gazeteciliğin anlamı ve kurallarını yerıne getırmeye calısan, erdemli, araştırmacı, uyarıcı ve gözü kara insanlarsa bunlar. Mesleklerinin gereğini yerine getirmeye çalışırken suçlanan ve insanlık hakları sorgusuz sualsiz ellerinden alınan emekçilerse oturup "neden"lerini bir düşünmek gerekir. Ehh bu durumda nasrettin hoca nın "hırsızın hiç mi suçu yok?" fıkrası akıllara geliyor.. Adamlar okumuş, araştırmış, görmüş, duymuş ve yazmış.. ee gercekten "hırsızın hiç mi suçu yok?"

Ergenekon dan yargılanan bir çok insanın Silivri deki durumu, gittikçe Guantanamo ya benzemektedir. Gauntanamo daki mahkumlar için insan hakları ihlali nirvanaya ulaşmış, tavan yapmıştır. Korkumuz, Silivri'ninde yeni bir Guantanamo haline gelmesidir.

Yıllar önce Amerika'nın, Afganistan'ı işgalinin ardından tahminen 650 kişiyi esir olarak kapattığı kübada bir adadadır Guantanamo cezaevi. Silivri cezaeviyle (ergenekon terör örgütü üyeliğinden yargılananlar için) benzerliği ise şöyledir; Guantanamo da aynı bu sistemle çalışmıştı. İnsanları birer birer toplayıp hapise yolladılar. Yıllarca gizli, sanığın kendisine ve avukatlarına bile açıklanmayacak delillerle suçladılar insanları. Çok gizli ve sorgulanmayan tanıkların şahitliğine dayanıldı. Kimse neden orada olduğunu bile tam olarak anlayamadan tüm insanlık hakları ellerinden alındı. Şimdi bizim ülkemizde de aynı durum nirvanaya ulaştı. Durum o kadar abartılı ve acı ki, gazeteci Ahmet Şık'ın henüz basılmamış kitabı İmamın Orduları, (ki; bir kesim insanların tedirgin olmaları için kitabın ismi bile korkutucu) imha edildi veya edilmeye çalışıldı. Bu durumların hepsini toplayıp düşünürsek ve silivride cezaevinde tutuklu bulunanlarıda göz önüne alırsak hepsinin bir ortak noktası yokmu? Var.. Hepsi "Muhalefet" hepsi "cemaat karşıtı".. Açıkcası "imamın orduları" kitabının yok edilmeye çalışılması hem kitaba karşı merağı arttırdı hemde kitaptan dolayı oluşan endişenin altında bir art niyet aranmaya başlandı. Kısacası bu kadar korkulan bir kitapta doğru bilgiler olabileceği ve bu durumda kitabı yok etmek isteyenlerin niyetlerinin ortaya çıkmasından korktuğu imajı oluştu.

Eminim kitap birgün yayınlanırsa yüzbinler satacaktır. O kitapta çekinilecek neler olduğu hepimizin merak konusu.

Her ne olursa olsun Muhalefet görevini layıkıyla yerine getirmek zorundadır. Helede İleri Demokrasi(!) ile yönetildği söylenilen bir ülkede. Gazeteci'si, Aydın'ı, Asker'i, Polis'i vs. her kim olursa olsun yanlış giden sistemdeki bozuklukları, (helede ülke geleceğini tehdit altına sokuyorsa) halkıyla paylaşmak zorundadır. Bu onun öncelikle vatanına olan borcu ve görevidir. Bundan dolayı insanları mağdur etmek ve haklarını elinden almak kabul edilemez bir durumdur.

Kanunda da söylenildiği gibi.. Anayasa md.38/4 şu şekilde açıklamıştır "suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz." Bu durumda haklarıda ellerinden alınamaz..    




Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı