Nalan Erbaş

Nalan Erbaş

Göstere göstere HAYIR!..

"T.C Demokratik, Laik, Sosyal bir Hukuk Devletidir". Anayasanın ikinci maddesi böyle der. Devletin olmazsa olmazı "hukuk"tur. Hukuğun olmazsa olmazı da "yargı"dır. Mahkemelerin tam bağımsız olması gerekir. Eğer yargı bağımsız değilse o ülkede yargıdan bahsetmek afaki olur.

Demokratik bir hukuk devleti "üstün" devlettir.Yasalarla ve Anayasaylada çevrelidir.Ancak,son zamanlarda  Demokrasi tehdit altında bulundurulmaktadır. Ülkemiz "kuvvetler ayrılığı"ndan "kuvvetler birliğine" kaydırılmaya çalışılmaktadır.
Demokraside sorunlar yaşadığımız bir gerçektir ve her daim Demokrasiyle uğraşılmıştır ama Demokrasi hiç bir zaman bu kadar büyük tehdit altında kalmamıştır. 87 yıllık Cumhuriyetimize meydan okuyanlar, hesaplaşmak isteyenler, Anayasa değişim paketini "dayatmayla" halkoylamasına sunmuş ve Cumhuriyete karşı halkı kışkırtmaya başlamıştır. Demokrasi yara almıştır. Halk ise bu olup bitenlere büyük bir güvensizlikle ve sindirilmiş olarak "acaba bende dinleniyormuyum?" paranoyasıyla tepkisiz hale getirilmiştir.

Parti disiplini, ahlağı adı altında DİKTATÖRLÜĞE  boyun eğmiş, teslim olmuş, görevlerini diktatörden emir almadan yerine getiremeyen bir meclisin alacağı kararlarında zaten "yarını dünden" bellidir.

Ülkemizde kurumlar bir bir ele geçirilmiş,aralarına fitne sokulmuş ve çatışma haline girmişlerdir.
Yasama ve yürütmenin "tek elde" toplandığı ve yargıyıda buna dahil etme çabaları hızla devam ederken, muhalif basında sindirilmiş ve halkı kandırma operasyonları derinleşmiştir. Hiç bir muhalif basına tahammülü olmayan iktidar engel tanımamaktadır.
Yargıya, Orduya, Üniversitelere, muhalif basına, iş dünyasına (yeni kurulan iş dünyası ve yeni islam sosyetesi hariç) adeta savaş açılmış, tüm sivil toplum örgütleri "dinlenme" paranoyasıyla susturulmaya başlamıştır.
       
Asker tabanlı 82 darbe Anayasasının değiştirilip yerine "sivil Anayasa", "ilerici anayasa"(!)  yapma adına, Anayasa mahkemelerinin hareket alanları daraltılmaya çalısılmaktadır. 82 Anayasasındaki en gerici maddeleri bile aratacak olan sözde ilerici Anayasa, ülkemizi 3 darbe daha görse ancak bu kadar geri götürebilir niteliktedir ve ancak üç darbe görürse bu kadar zarar görebilir hale getirir şekildedir. Sandıktan " evet" çıkması halinde ülkemiz tarihe damgasını vuracak bir zarara uğratılacaktır.

Daha önce referandum kriterleriyle böylesine hiç oynanmamıştı. Biz Avrupa Konseyine üyeyiz ve Venedik kriterlerine uymak zorundayız. Venedik kriterleri şöyle der;  "HERHANGİ İKİ SORUYA TEK CEVAP İSTEYEMEZSİNİZ" .. Oysa bizler 26 soruya tek cevap vermek zorunda bırakılıyoruz..
      
Referandum, içinden çıkılması veya çözüm üretmesi zor olan ve seçim yapılmak zorunda alınan sorular için yapılır, halka danışmadır referandum.. Halka dayatma usulüyle yapılan ve seçme hakkı, alanı daraltılan bir seçim etik ve ahlaki değildir. Bu referandumda çözümü halka bırakılabilecek sadece iki madde vardır ve onlarında ayrı ayrı oylanması gerekir. Diğer maddeler sadece göz boyama, kafa karıştırma ve iyi niyeti suistimal etmedir.
Darbe Anayasasını değiştirelim diyenlere sormak lazım, "hangi darbe anayasası?" diye.
Çünkü; 82 Anayasasından toplam 87 madde zaten (25tanesi AKP hükümeti tarafından) değiştirilmişti. Diğer maddeler 60 ve 71 Anayasalarında da var olan sıradan maddeler yani dokunulmasına gerek bile olmayan maddelerdir. Dokunulması gereken maddeler ise şu an dayatmayla halk oylamasına sunuluyor çünkü bu değişiklik sonucunda istenilen hükümdarlık tamamlanacak ve kendilerini yargılayacak kimse kalmayacaktır. Yani kısacası ülkemiz ''anama söven kadı,kime şikayet edeyim?'' durumuna sokulacaktır.

Artık hükümetin tüm samimiyetsizliği ile ve kandırarak bizleri manipüle etmesine izin vermemeliyiz. Çünkü bu durum 82 darbesinden daha tehlikeli bir durumdur. O zamanlar hiç değilse kuşatıldığımızı biliyorduk ve zorbalığa,şiddete karşı baş kaldırıyorduk. İnsanları psikolojik olarak manipüle etmek çok tehlikeli bir kuşatmadır. Ayrıca asla etik ve ahlaki değildir. İnsanlarımızın ''DARBE ANAYASASINDAN KURTULUYORUZ'' diye düşünüp sevinmesi bile fikren kuşatıldığımızın ve kandırıldığımızın ispatıdır. En tehlikelisi de budur zaten.
     
EĞER;
Küresel sermayenin kuşatmasını istemiyorsak,
Dış güçlerin tüm yer altı zenginliklerimize el koymasına izin vermiyorsak,
Kurumlarımızın bir bir satılmasını,
Ordumuzun etkisiz hale getirilmesini,
Tarım ve hayvancılığın tamamen bitmesini,
Demokrasi çatısının üzerimizden kalkmasını,
9000 iş günü çalıştıktan sonra emekli olmayı,
Etnik bölücülük yapan tarikatçıların ülkemizi kuşatmasını,
Evlatlarımızın geleceğinin tehlike altında olmasını,
İşsizlikten insanlar cinnet geçiriyorken Başbakanın oğlunun gemi filosu kurmasını,
Ülkemizin açılım adı altında yavaş yavaş Irak'la birleşmesini,
Topraklarımızın mayın toplama bahanesiyle İsrail'e verilmesini,
GDO'lu ürünlerle hastalıkların çoğalmasını,
'Telefonlarımızın dinleniyor' paranoyasıyla yaşamayı,
Ülkemiz aydınlarının (tehdit altında oldukları için) bildikleri gerçekleri söyleyememelerini,
Yine o aydınların,gazetecilerin,subayların suçunun ne olduğu tespit bile edilemeden cezaevlerinde tutulmasını..
Adalet bakanının cumhurbaskanında bıle fazla yetkili olmasını,
Herhangi bir durumda hükümeti yargılayamamayı,
Güneydoğuya özerklik verilmesini İSTEMİYORSAK!
GÖSTERE GÖSTERE ''HAYIR'' DEMEK ZORUNDAYIZ.....
 
''EVET'' demek isteyenlere sadece şunu soruyorum;
YARGI BAĞIMSIZ OLSUN MU?
SİZ BİR "BİREY" MİSİNİZ YOKSA BİR " KUL " MU?
Demokraside böyle sorular olmaz. Zaten demokrasinin özü insanlara birey olarak davranılması ve yargı bağımsızlığıdır. Bunların arasına sıkıştırılan bir kaç tane renkli değişiklik olsa olsa HAİNLİK olur.



Yasal Uyarı : Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Gün Medya Grubuna aittir. Kaynak gösterilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan köşe yazısı/haberin bir bölümü, alıntılanan habere aktif link verilerek kullanılabilir. Ayrıntılar için lütfen tıklayınız.

Yorum Yazın
sohbet islami chat omegle tv türk sohbet islami sohbet elektronik sigara cinsel sohbet su böreği sipariş oyun haberleri tıkanıklık açma dijital pazarlama ajansı galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı